Ayak Seslerine Hasret
-
Hangi birimiz numara yapmıyoruz ki ! Nasılsın sorularının muhatabı , iyi değilim
diyebildin mi hiç ! cevabı bile beklemeden dinliyormuş tavrını takınanlar , kafa
sallamakla geçiştiriverirler öylece.
Sahi kulaklar ne işe yarar bilmem. İşitmenin özürlüsü olmuşuz her birimiz. Kendi
sesimizi işitmek , ses boğumlarında hangi acımızın elinden tuttuk. Acılar diyorum ,
yoğurmadıktan sonra neye yarardı. O düğüm gibi her boğum , işitmesini bilene !
İşitmek ,yüreğin yüreğe dokunuşuydu.
Yürekler ,en çok da yüreğiyle gelenlerin ayak seslerine hasret .
Hangi yüreğe dokunsam ,
Ne de çok kalabalık.
Demiştim ruh yorgunu bir halde. Kalabalıklaşan koşuşturmalı hayatlarımıza durup şöyle
bir bakmıştım. Ne de çok sekineyi arzu eder gibiydi insanlar. Yavaşlamak . Önce nefes
alıp verirken yavaşlamak . Sonra bir günümüzü yaşarken yavaşlamak . Sevdiklerimizle
anın kıymetini dolu dolu geçirebilmek için yavaşlamak .
Kalabalık yüreklerin çığlığı idi ,sekine. Açlığın doyumu .
Kendi yüreğimize dokunmadan ,başka bir yüreğe nasıl dokunabilirdik ki !
Sanki yorulmuştu bütün insanlar . Bir köşeye çekilip ,sadece gülümsemek istiyorlardı ruhlarına.