Kısa yazılar
-
Peygamberimizin hayatını okumuş, dinlemiş olanlar bilir. Her kadın küçük bir kız çocuğudur aslında. Bunun için olacak peygamber olmasına rağmen Ayşecik der hanımına, hatta oyun oynar yarışır onunla. Bazen uykuya dalar peygamber hanımı, yemeği ocakta bırakır, yanar. Ama peygamber tebessüm eder, güzel söz söyleyip üzüntüsünü giderir hatta tebessümler kondutturur yüzüne Ayşeciğinin.
Hep çocuklar ölmesin denir ya. Peki kadınların içlerinde barındırdıkları o çocuklar niçin öldürülür? -
Ey hüzünlü şehir!
Bırak ıslatsın yağmur sokaklarını. İçine çek kokunu_kokusunu_toprağının__ışıkları yanan evlerin gölgeleri düşer kaldırıma. Nice dertleri, acıları örten duvarlar. Kiminin gözyaşları karışır gökyüzüne. Ve dualar sessiz sesli. Kavgalar... Hayat kavgasının derdine düşen, aşk kavgası deyip gününü eğlencelik eden.
Ana garip, baba garip, evlat garip.. Evlerin ışıkları vurur mu çehrelerine. Ne büyük acı, duasız kalbi taşımak.
-
Kazanmak ya da kaybetmek. Neyi kazanır ya da neyi kaybederiz. Dünyada nasibinle, nasibin kadar yaşar ve nasibince ölürsün. Nasibinde olan kişilerle tanışır dost, arkadaş ya da düşman olursun. Ardından ya rahmetle anarlar ya da anmazlar. İyi insan olup, iyilik yapmak kişiyi erdemli kılar. Kazanmak ya da kaybetmek. Komik laf gibi sırıtır hayatımızda