Şimdi kabul etmem gerek ki Demokritos somut deneylerle uğraşmamıştır. O apaçık ki filozoftur, bilimci değildir. Bunu bir kere kabul ediyorum ve baştan da belirttim.
Babası zengin olduğu halde ondan kalan mirası tamamen yemiştir. Hiç durmadan gezerdi. Tüm serveti yedi ve parası kalmayınca devlet gemisi ile gezdiği için mahkemeye verildi.
Matematikle de uğraşmamıştır. Ama mahkemede yaptığı savunma matematiğin önemi temelindedir. Tüm savunmasını bu omurga üzerine inşa etmiştir.
Demokritos bir söz ustasıydı. Çok da sivri dilliydi. Acımasız eleştirir, hatır gönül hiç saymazdı. Doğru adına yol alırken önüne ne çıkarsa yerle bir ederdi.
O büyük resmi görmeye odaklanmıştı. Göremeyeceğini bildiği halde. Parçaları birleştirerek gerçeği netleştirmekle uğraşmadı. Babasının serveti tükenene kadar hiç çalışmadı. Parası bitince de fakir hayatı sürdü. Fakat mahkemedeki efsanevi beraati onu üne kavuşturduğu için aç da kalmadı.
Sadece karnını doyurdu ve düşündü. Hayatında hiç güzel giyinip kendine bakmadı. Karmakarışık bir sakalı ve örtündüğü bir kumaş parçası vardı. Hayatında derken abartı yapmış olabilirim, gençken babası hayattayken farklı olabilir, bilmiyorum. Bilen var mı onu da bilmiyorum.
Atina mahkemesinden konuşmasına hayran kalan halkla birlikte muzaffer şekilde çıkana kadar tanınmıyordu. Halkın bu derece sevgisini kazanması halk üzerinde etkili olmak zorunda olan yöneticileri Demokritos'a saygı duymak zorunda bıraktı.
O mahkeme onu mahkum etseydi bugün biz Demokritos'un yaşadığını bile bilmeyebilirdik. O farklı biriydi. Diyojen ona benzer. Bir mahkeme hayatını değiştirdi.
Hayatında bir para karşılığı bir iş yaptı mı bilmiyorum. Sanırsam yapmadı. Açlıktan ölecek değildi ve aç kalmamak onun için yeterliydi. Üstüme bir güzel giysi alayım derdi yoktu.
Tüm sermayesi çok etkili konuşmasıydı. Yani böyle bir adamı da doyurmazlar mı. Halka bir söylev vermesi ve bir konuya ikna etmesi istense diyalektikte üstüne yok. Ona itiraz edebilecek hiç kimse yok!
Zaman zaman bundan rahatsız olanlar oldu. Hipokrat'dan onu bir incelemesi istendi. Bu nedir, deli midir, üstün zekalı mıdır. Hipokrat onunla konuştuktan sonra onun görülmemiş bir zeka olduğunu söyledi. Bunun üzerine Demokritos daha da ünlendi.
Evet onun eksik yanı somut hiç bir deneyinin bilinmiyor oluşu. Ama bu durum dediğim gibi onun büyük resmi doğrudan görmeye çalışması, parçalarla uğraşmaya gerek duymamasından kaynaklı.
O tüm evrenin resmini görmeye çalışıyordu, mikrodan makroya. O bir öncüydü ve işaret parmağını evrenin gerçeğine doğru çevirmişti. Onu kendisi de göremedi, biz de henüz göremedik.
"What is the trust and what is the time?" İnsanlığın tüm tarihi bu sorunun yanıtını bulmak için tükenecek ve öğrenemeyeceğiz. Bunu öğrenebilecek hiç kimse ve hiç bir şey yok.