Sevdiğimin Kokusu..
-
~SEVDİĞİMİN KOKUSU~
Müthiş bir bombardımanın,tam ortasında kaldığımda,hissettiğim büyük bir korkuydu sadece...Gönüllü olarak savaş ın en güçlü yaşandığı,çemberde doktorluk yapmaya başladığımdan beri,hiç böyle bir vahşette görmemiştim...
Sivil halka yemek dağıtılırken yapılan bu saldırıda,şans eseri hayatta kalmıştım belkide ..Elli metre uzağımdaki alandan patlamanın etkisiyle ,göğe doğru büyük alevlerin yükseldiğini görebilmiştim başımı kaldırdığımda...Sonrası tam bir can pazarıydı zaten.İnsanlar,korkuyla etrafa kaçışırken,kimileride yaralananlara yardım ediyordu....
Diğer doktor arkadaşlarımla birlikte paniğin yol açtığı kargaşayı biraz olsun,insanların üzerinden atmaya çalışarak,zaman kaybetmeden hayatta olanlara müdahale etmeye başlamıştık...Kısa bir zaman sonra durumun sandığımdan dahada vahim olduğunu anlamıştım zira,ölü sayısı çok fazlaydı ve on kadarı tanınmayacak vaziyetteydi ölenlerin....
Yakarışlar,bağırışmalar,çığlıklar kendimi de sakinleştirmeye çalıştırıyordum.Zaten üçbeş doktorda kendimizi kaybedersek,ambulanslar gelene kadar yaralılardan da ölenler olabilirdi....
Ölüleri birtarafa,yaralıları birtarafa hızlı hızlı kontrol ederek ayırıyorduk,gerekli müdaheleyide yaparak...Biz işimizi yaparken, yakınlarını tanımaya çalışanların feryatları yüreğimi dağlasada,işime konsatre olmaya çalışıyordum.....O sırada ölüleri ayırdığımız tarafta,herkesten daha fazla feryat eden otuz yaşlarında bir kadına gözüm takılmıştı...Anladığıma göre,
-"Rahiyat Zawjati(eşimin kokusu)"diye bağırıyordu arapça..Kendini parçalıyordu adeta...Ambulanslar bölgeye ulaşınca,hepberaber teker teker tüm yaralıları ambulanslara taşıdıktan sonra,hala feryatlarını duyduğum o kadına doğru devam ederken,
-"Yakınınımı arıyorsun?...Bu şekilde bulamazsın,üzerilerinde eşyaları bile kalmamış"diye seslendiğimde,
-"Ben eşimi kokusundan tanırım...Biliyorum burada yatan benim eşim..."Şaşırmıştım...
-" Bunu ancak DNA testiyle anlayabiliriz...Tanınmayacak halde gerçekten görmüyormusun?"deyip,
sağlıkçı kadınlara bakarak kadını yerden kaldırmasını,işaret ettim...O arada kadın daha fazla dayanamayıp bayılmıştı zaten...Yaralılar en yakın hastahaneye taşınmış ilk müdehaleleride yapılmıştı.Fakat o patlamada elli sivil yaşamını yitirmişti...Üstelik on kadarı tanınmaz halde olduğu için kimliği belirlenememişti...O gün hep o kadının"eşimin kokusu"diye bağırması dönüp durdu aklımda... Bu konuylada bizzat ilgilenmiştim buyüzden....
Adli tıpta yakınlarını kaybedenlerden alınan,örneklerle cesetlerin DNA ları eşleştirilmişti günler sonra...Raporu da ben teslim edecektim ailelere.Hepsine teker teker sonuçları dağıttığımda,en son o gün feryat ederek ağlayan kadının raporu kalmıştı elimde....Gözyaşlarıyla kağıdı açtığında haklı olduğunu anlamıştım...O an gözyaşlarıma hakim olamamıştım bende...Kadına dönüp,
-"Nasıl?"dedim..."-Derisi dahi yanmış ve tanınmaz birhalde olan cesesin kendi eşin olduğunu nasıl bilebildin?Üstelikte kokusundan demiştin...-"Kadın biran gözyaşalarını silip,benimde yaşla dolan gözlerime derin derin baktı saniyelerce...-"Sen gerçek sevgiyi bilirmisin doktor?Ben onu öyle derin severdimki,merdivenlerden eve çıkarken ayak seslerinden onun geldiğini anlardım...Kokusu duyularıma kazınmıştı adeta...Bir odaya benden önce girmiş olsa ve ben bunu bilmesem,yinede anlardım o odada bulunduğunu...Seven insan sevdiğini iyi tanır doktor...Kokusundanda tanır,ayak sesinden de"Hiçbirşey diyememiştim o an...Öylesine içten konuşmuştuki kadın,rahmetli eşine duyduğu sevgiye hayran olmuş,gıpta etmiştim gözyaşlarıyla...
#Yazar #Mertaşkın