Kısa vadede kârlı çıkan Türkiye olsa bile, orta vadede durum tamamen tersine dönebilir. Kaybedenler Rusya, Hizbullah ve elbette İran. Bunlar çeşitli nedenlerle Suriye´ye destek vermediler/veremediler, bu nedenle Esad rejimi çabucak çöktü. Şimdi tüm mesele Suriye´nin tek ülke kalıp kalmayacağı. Türkiye´yi en çok kaygılandıran da bu zaten. Kürtlerin bağımsız bir ülke kurmalarını engellemek için her şeyi yapacaktır.
Kısa vadede kârlı çıkan Türkiye olsa bile, orta vadede durum tamamen tersine dönebilir. Kaybedenler Rusya, Hizbullah ve elbette İran. Bunlar çeşitli nedenlerle Suriye´ye destek vermediler/veremediler, bu nedenle Esad rejimi çabucak çöktü. Şimdi tüm mesele Suriye´nin tek ülke kalıp kalmayacağı. Türkiye´yi en çok kaygılandıran da bu zaten. Kürtlerin bağımsız bir ülke kurmalarını engellemek için her şeyi yapacaktır.
Nasıl yani dediğinizi duyar gibiyim. Böyle bir şey ol(a)mamalı değil mi? Fakat gel gör ki, bu mümkündür. Nihayetinde gerçek niyet/inanç dediğimiz şeyi saklayıp takiyye yapma imkanına sahibiz...
Konuyu aslında soyut gizlenebilir kavramlardan ziyade inançla çatışan diğer somut icra edilen bazı örnek mesleklere getirmek istiyorum. Mesela laik bir devlette müslüman yargı mensubu, inancından soyutlanıp(ikilemden uzak) mesleğini nasıl icra edecektir? Sonuçta ;“kanunlarım(kuran) ile hükmetmeyen kafirlerin ta kendileridir(maide-44)” diye ayet var. Yok mu?
Bırakn inançsız veya farklı bir inanç sahibi olmayı, muhalif bir düşünce sahibi olsanız bile farklı muameleye tabi tutulmuyor musunuz? Sırf farklı/muhalif diye tutuklanmıyor mu insanlar? Yatarı olmayan suç isnadları için gözümüz önünde yaşanıyor bunlar...
İşin yargı mesleği bu durumda iken, tıp- doktor boyutu nasıldır acaba? İnsan ister istemez tedirgin olmuyor, korkmuyor değildir heralde... Hadi az bucuk vicdana sahip her insan mesleğin gereği insanları ayırmaksızın muamelede bulunuyordur. Da, bir de bazı faklı branşlar meselesi var. Bu din denilen şey sonuçta bilimle taban tabana zıttır.. Bir psikiyatr görünmez varlıklar cinler v.s. görüyorum diyen birine nasıl yaklaşacaktır? Şizofreni hastası bu durumda nasıl teşhis edilecektir? Epilepsi hastasına, din cin çarpması teşhisi koymuyor mu? Epilepsinin sebebi ; cin/şeytan çarpması, bu mudur yani? Bilim ve din nasıl yan yana gelebilir?
Sizce insanların inançları ile çatışık iş(meslek)leri yapmasına sistemin müsaade etmesi normal midir?
Ne tuhaftır ki aynı sistem; tekerlekli sandalye mahkumuna araba ehliyeti verdiği halde. taksicilik bile yaptırmıyorl. Kamuda yargı/kolluk(sanki masa başında çalışanı yokmuş gibi) v.s. olamazsın diyor. Halbu ki tam tersine engelli birey olmak bir ayrımcılığa konu edilememeliydi değil mi? Engeliye araba kullanma ehliyeti ver. Ama ticari taksi süremez yolcu taşıyamazsın de??
Bedensel engelli her mesleği icra edemiyor. Ama bilimle özde ters düşen insanlar bilimsel meslek icra edebiliyor. İyiymiş, süpermiş. Riya, takiyye dünyası şahane değil mi?
Ee, bu riyakar şartlarda nonteist papaz(!) da olur başka şeylerde...
Avrupa´da az emekli maaşı alanlar, hayatının geri kalanını yaşamak içın Türkiye´yi seçiyor. Antalya ve Alanya´da bunlardan bir hayli var.
O eskiden idi,
Türkiye avrupadan pahalı. 1000 avro emekli aylığı alan Türkiye' de avrupa daki konforun çeyreğini bulamaz. Anca o paralarla asya ülkelerinde yaşayabilir. Kendi ülkesinde hiç değilse kira-fatura yardımı alır. Başına bir şey gelip ölmeme olaslığı da cabası.
@tenten,
Saçmalıyorsunuz. Başka başlık açıp bunları orada tartışın lütfen...
Pandemi gibi olağanüstü durumlarda ücretli veya ücretsiz hiç bir ülke talebi karşılayacak kaynağa /kapasiteye sahip değildir. Biz burada neden bahsediyoruz. Siz neden bahsediyorsunuz!. Devletin küçülüp en son şalter kapatacağı kurum sağlıktır. Ayrıca sağlık hizmetinin özelleştirilmesi muhtaç ihtiyaç sahibi sigortasızlara yardım edilmeyeceği, hastane hizmeti almayacağı anlamına gelmez...
Putin dünyanın en masum siyasetçisidir. Herkese fikir özgürlüğü vermiştir, her isteyen kendisini eleştirebilir. Meşru ülkelere hiç saldırmaz. Muhalifleri gulağa göndermez veya onları öldürtmez/zehirletmez.Tabii yersen, da, bunu yiyenler var. Bir tanesi de bu forumu x/twitter çöplüğüne çeviren mâlum şahıs.
Gürcistan Devlet Başkanı görevinden ayrılmak istemiyor
Zelensky'nin seçilmemesi onu fiilen diktatör yapıyor.
Güney Kore cumhurbaşkanı az önce sıkıyönetim ilan etti
ABD'nin bunak bir başkanı var, oğluna son 10 yılda işlediği suçlardan dolayı tam dokunulmazlık tanıdı.
Demokrasi konusunda kime ders vermek istiyorlar?
Bu soruyu sormak demokrasiye saldırıdır!
Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin
olacak olsam bile düşücelerini açıkca söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.
Her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmeyeceğini anladığım zaman vazgeçtim.
Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.
Ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.
Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgectim.
Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden sen oldugun için vazgeçtim.
Bencil olduğun için vazgeçtim.
Bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi, çünkü sevgim yüceydi. Ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladim.
Bu yüzden ben de senden vazgeçtim.
Alıntı.
SEVGİLERDE
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı.
Behçet Necatigil.
Bugünkü NATO-Rusya çatışmasını anlamak için 2. Dünya Savaşı'na geri dönmek gerekiyor; burada gördüğümüz şey 2. Dünya Savaşı'nın sadece bir devamı çünkü 1945'te kolektif Batı zaten küresel kontrolü hedefliyordu ve SSCB (Rusya) onun ana engeliydi.
Anglo-Saksonlar, Temmuz 1945'te Rusya'ya (SSCB) saldırmak istiyorlardı.
SSCB'nin Nazi Almanyası'nı mağlup etmesinden sonra, SSCB büyük kayıplar vererek zayıfladı, İngilizler ve ABD, Rusya'nın zayıflığını kullanarak müttefiklerini sırtından bıçaklamak istediler.
İşte "Düşünülemez Operasyon" adı verilen Churchill projesinin metni >
İngiliz Askeri liderlerinden Başbakan Winston Churchill'e, SSCB'ye sürpriz bir saldırı olan 'Düşünülemez Operasyon'un şansı hakkında rapor, 22 Mayıs 1945
Deşifre metni
OPERASYON DÜŞÜNÜLMEZ
ORTAK PLANLAMA PERSONELİNİN RAPORU
Düşünülemez Operasyonu'nu inceledik. Talimatlarda belirtildiği gibi, incelememizi temel alacak aşağıdaki varsayımları aldık:
Bu girişim Britanya İmparatorluğu ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki kamuoyunun tam desteğini alıyor ve sonuç olarak İngiliz ve Amerikan birliklerinin morali yüksek olmaya devam ediyor.
Büyük Britanya ve ABD, Polonya silahlı kuvvetlerinin tam desteğine sahiptir ve Alman insan gücünün ve Alman sanayi kapasitesinin geri kalanının kullanımına güvenebilirler.
Diğer Batılı Güçlerin kuvvetlerinden yardım için herhangi bir kredi alınmaz, ancak kendi topraklarında üsler veya gerekli olabilecek diğer tesisler sağlanır.
Rusya Japonya ile ittifak kuruyor.
Düşmanlıkların başlama tarihi 1 Temmuz 1945'tir.
Yeniden konuşlandırma ve serbest bırakma planları 1 Temmuz'a kadar devam edecek ve sonrasında duracak.
Gizliliğe duyulan özel ihtiyaç nedeniyle, Hizmet Bakanlıklarındaki normal personele danışılmamıştır.
NESNE
Genel veya siyasi amaç, Rusya'ya Amerika Birleşik Devletleri ve Britanya İmparatorluğu'nun iradesini empoze etmektir.
Her ne kadar bu iki ülkenin 'iradesi' Polonya açısından tam bir anlaşmadan başka bir şey değilse de bu, askeri taahhüdü sınırlamaz. Hızlı bir başarı Rusları en azından şimdilik bizim irademize boyun eğmeye sevk edebilir; ama olmayabilir. Buna Ruslar karar verecek. Eğer topyekun savaş istiyorlarsa, bunu yapabilecek konumdalar.
Hedefimize kesin ve kalıcı sonuçlarla ulaşabilmemizin tek yolu topyekün savaşta zafer kazanmaktır, ancak yukarıdaki 2. paragrafta söylediklerimizi, hızlı başarı ihtimalini göz önünde bulundurarak, sorunu şu şekilde ele almanın doğru olduğunu düşündük: iki hipotez: -
Topyekûn bir savaşın gerekli olduğu ve bu hipotez üzerine başarı şansımızı inceledik.
Siyasi takdir, siyasi hedefimize ulaşmak için hızlı bir başarının yeterli olacağı ve devam eden kararlılığın bizi ilgilendirmeyeceği yönündedir.
TOPLAM SAVAŞ
SSCB'de devrim ihtimali ve hakkında fikir beyan etmeye yetkili olmadığımız mevcut rejimin siyasi çöküşü dışında, Rusya'nın ortadan kaldırılması ancak aşağıdakilerin bir sonucu olarak gerçekleştirilebilir:
Rusya'nın metropolünün öyle bölgelerinin işgal edilmesi, ülkenin savaş yapma kapasitesinin daha fazla direnişin imkansız hale geleceği bir noktaya kadar azalmasına neden olacaktı.
Rus kuvvetlerinin sahada öyle kesin bir yenilgiye uğraması, SSCB'nin savaşı sürdürmesini imkansız hale getirecek.
Rusya'nın Hayati Bölgelerinin İşgali
Durum öyle gelişebilir ki, Ruslar kesin bir yenilgiye uğramadan geri çekilmeyi başarabilirler. O zaman muhtemelen Almanlara karşı çok başarılı bir şekilde uyguladıkları ve topraklarının onlara sağladığı uçsuz bucaksız mesafelerden yararlanarak önceki savaşlarda uyguladıkları taktikleri benimseyeceklerdi. 1941'de Almanlar Moskova bölgesine, Volga'ya ve Kafkasya'ya ulaştı, ancak fabrika tahliye tekniği, yeni kaynakların geliştirilmesi ve Müttefiklerin yardımı ile birleştiğinde SSCB'nin savaşmaya devam etmesini sağladı.
Müttefiklerin daha fazla direnişi imkansız kılmak için Rusya'ya girmeleri gereken mesafenin neredeyse hiçbir sınırı yoktu. 1942'deki Almanlar kadar ya da aynı hızdadır ve bu nüfuzun kesin bir sonucu yoktur.
Rus Kuvvetlerinin Kesin Yenilgisi
Rus ve Müttefik kuvvetlerinin mevcut güç ve mevzilerinin ayrıntıları Ek II ve III'te ve resimli A ve B haritalarında verilmektedir. Rusların yaklaşık üçe bir üstünlüğüne sahip olduğu Orta Avrupa'daki mevcut güç dengesi, bunu Mevcut koşullar altında Müttefiklerin bu bölgede tam ve kesin bir zafer elde etmesi pek olası değildir. Müttefiklerin organizasyonu daha iyi, teçhizatı biraz daha iyi ve moralleri daha yüksek olmasına rağmen, Ruslar, Almanların zorlu rakipleri olduklarını kanıtladılar. Yetenekli komutanlara, yeterli donanıma ve bizim standartlarımıza göre muhtemelen daha düşük olsa da, sınava girmeyi başaran bir organizasyona sahipler. Öte yandan, tümenlerinin yalnızca üçte biri yüksek standarttadır, diğerleri oldukça düşüktür ve genel hareket kabiliyeti Müttefiklerinkinden çok daha düşüktür.
Rusya'nın topyekûn savaşta kesin bir yenilgiye uğratılması, özellikle mevcut devasa insan gücü kaynaklarına karşı insan gücünün seferber edilmesini gerektirecektir. Bu çok uzun vadeli bir projedir ve şunları içerecektir: -
Amerika Birleşik Devletleri'nin geniş kaynaklarının büyük bir kısmının Avrupa'da konuşlandırılması.
Alman insan gücünün ve tüm Batılı Müttefiklerin yeniden donatılması ve yeniden örgütlenmesi.
Sonuçlar
Şu sonuca varıyoruz: -
Eğer siyasi hedefimize kesin olarak ve kalıcı sonuçlarla ulaşmak istiyorsak, Rusya'nın topyekun bir savaşta yenilgiye uğratılması gerekli olacaktır.
Rusya ile topyekün bir savaşın sonucunu tahmin etmek mümkün değil ama kesin olan şey şu ki, bunu kazanmamız çok uzun zaman alacak.
HIZLI BAŞARI
Ancak siyasi takdir sonucunda hızlı ve sınırlı bir askeri başarının Rusya'nın şartları kabul etmesi sonucunu doğuracağı düşünülebilir.
Düşmanlıkları başlatma kararı alınmadan önce aşağıdakilerin tam olarak dikkate alınması gerekir: -
Eğer bu değerlendirme yanlışsa ve kendimize koyduğumuz sınırlı hedef ne olursa olsun, Rusya'nın bizim şartlarımıza uymasına neden olmuyorsa, aslında topyekün bir savaşa girmiş olabiliriz.
Düşmanlıkları belirli bir alanla sınırlamak mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla ilerlerken dünya çapında bir mücadeleyi öngörmeliyiz.
Her şey planladığımız gibi gitse bile askeri açıdan kalıcı bir sonuç elde edemeyiz. Rusya'nın askeri gücü kırılmayacak ve uygun gördüğü anda çatışmayı yeniden başlatma olanağına açık olacaktır.
Ancak yukarıda belirtilen tehlikeleri de kabul ederek sınırlı bir askeri harekat riskine karar verildiğini varsayarsak, Ruslara şartlarımızı kabul etmelerini sağlayacak bir darbe indirmek için ne gibi hareketler yapabileceğimizi inceledik. kesin bir yenilgiye uğratılmamış olsalar ve askeri açıdan hâlâ mücadeleyi sürdürebilecek durumda olsalar bile.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-pehlivan/mahruki-yine-yandi-2271341
Bi osmanlı kaptanı dedesi eksikti. Süper alaka. Suçun şahsiliğinden gelinen noktaya bak.
Kadir İnanır' ın da dediği gibi "benim böyle bir ecdaadım(evladının başını kesen) olamaz" Varın siz o emperyalist/dinci ecdadınızla övünün, mahkemelerde soyunuz gereği kayırma isteyin durun.
Sözüm ona birde ülkenin aydın, okumuşu bunlar. Dedesi ünlü ve varlıklı ise farklı muamele görmeliymişler.
Hee sizin canınız can milletiki patlıcan...
Bu ülke zaten siz sözde aydın/soylu, siyasi, bürokrat okumuşların eseri değil mi?
Eskiden yıkılan binaları görünce, asıl gerçek sorumlusuyu(fail) pek ayırt edemezdim.
Şimdi ülkede yıkılan binaların kimin eseri olduğunu, felaketin baş sorumlusunu çok iyi görü(bili)yorum. Yapan mütaite, işciye kızmıyorum bile... Çünkü onlar istesede zelzelede yıkılacak bina(cinayet) yapamamları lazım.
Böylesi bir utanç tablosuna, sabıkaya(İHAM ihlalleri) sahip ülkede, bir de yayılmacı soyumla sopumla anılmak istemezdim açıkçası.
Hülasa Nasuh bey' e Türkiye gibi devasa kurumları, okulları olan bir ülkede hiç arama kurtarma işi düşmemeliydi. Alman, Fransız devleti halt yemiş sizin kurumsal "huge"şatafatınız yanında.
&*
Efenim neymiş "oylar çalınmışmış". N.Mahruki
Hükümet aklımızla alay ettiği eğlendiği yetmiyor. Bide bunlar daha fazla alay ediyor.
Ekemek için Ekelemettin tiyatrosundan ala oy hırsızlığımı olur? Derdiniz gerçekten ülke- vatandaş olsa; bu kadar olumsuzluğu fırsata çevirip 1-3-5 puan farkla yenilgiyi bırak. Doğru aday-kadro ve plan programla en az 20-30 puan fark atardınız. Hükümet ise bir sonraki seçimde ise baraj altı kalarak diğerleri gibi tarih çplüğünde yerini alırdı. Değil mi?
%1 bile oy karşılığı olmayan, hatta bugünkü 15 milyon suriyeli sığınmacı sorunun baş aktörü iktidar artığı olan partilere onlarca vekil vermediniz mi? Bundan ala oy hırsızlığı mı olur?
Siz neyin oy hırsızlığından bahsediyorsunuz? İddialar doğru olsa bile "%1 oy çlaınsa" ne olur çalınmasa ne olur?
En son seçimlerde Mansur Yavaş aday olsa , Erdoğan' a anketlerde 10 puan fark atarken, siz giddiniz 5-10 puan+ dersim(%80-90 sünni ülke) dezavantajlı birini aday ederek zaten oyların alasını çaldınız(mecaz). Çalmadınız mı?
E insan haliyle her ne kadar bunun için insan tutuklanırmı derken. Tutuklayana laf edeceğine keşke sözde muhaliflerei manzaranın asıl sahibini hedefine koysaydın da tutuklanmasaydın diyor. Oh olsun demiyorum. Ama kabahatin büyüğü sende be canım kardeşim. Hükümet değil suçlu, suçlu bu iktidara yol veren sözde Atatürkçülerdedir..
Bu durum, toplumsal normlar, önyargılar ve cinsiyet rolleri ile yakından ilişkilidir. Eşcinsellik, bazı toplumlarda ve bireylerde hala tabularla kuşatılmış bir konu olup, heteronormatif bir bakış açısı egemendir. Bu bakış açısına göre, evlilik ve geleneksel cinsiyet rolleri, toplumsal yaşamın belirleyici unsurlarıdır.
Evlenmeyen ya da geleneksel kurallara uymayan bireyler, bazen bu normlara uymadıkları için toplum tarafından etiketlenebilirler. Bu durum, bireylerin yaşam tarzlarının veya seçimlerinin, belirli bir şekilde anlaşılmadığında, dışarıdan yargılanmasına yol açabilir. Bu tür etiketler genellikle önyargı, bilgisizlik ya da korkulardan kaynaklanır.
Ayrıca, eşcinsellik ve cinsiyet kimliği gibi konular genel olarak daha geniş sosyal kabul ve anlayış gerektirir. Bazı bireyler, bu çeşitliliği anlamakta zorlandıkları için farklılıkları yargılama eğilimine girebilir. Sonuç olarak, evlenmeyen veya belirli sosyal normlara uymayan bireyler, haksız yere etiketlenebilir ve bu da sosyal dışlanma ve ayrımcılığa neden olabilir.
Bu konuların daha iyi anlaşılması ve toplumsal kabulün artması için eğitim ve farkındalık çalışmaları son derece önemlidir. Her bireyin kendi yaşam tarzını seçme hakkı vardır ve bu hak, saygı gösterilmesi gereken bir durumdur.