Skip to content
  • İçeni de öldürür içmeyeni de!

    Serbest Kürsü
    3
    0 Oy
    3 İleti
    29 Bakış
    nejdet evrenN

    Soluksuz kaldı. Masadaki çay buz-kesmişti. Bardağı kaptığı gibi fon-dip yaptı. Ağzında buruk bir çay tadı kaldı. Kalkıp salona geçti. Tv’nin kumandasını aldı ve aç-tuşuna bastı. Aİ ( Ajans İnformation ) kanalında hayvanlarını otlatan bir çoban ile röportaj yapılmaktaydı.
    Çoban sade ve yalın bir dille soruları yanıtlıyordu. Manzaranın güzelliğine diyecek yoktu. Muhabirin çobana sigaranın zararları hakkında ne düşündüğünü sorduğuna, çoban tabakasını özenle çıkartıp, sarma tütününü yaktı. Dumanı önce içine derince bir çekti ve üfledikten sonra “ bak beyim" diye konuşmaya başladı;
    ” bu sorduğunuz konu beni aşar. Ancak şu gördüğün el radyosundan ajansları dinlediğimde kafam karışmaktadır” diyerek radyosunu gösterir. Muhabir bunun üzerine sorar; “ kafanızı karıştıran nedir?” Çoban yanıtlar; “ sigara yasağının bu denli reklamlaştırılması ona duyulmayan ilgiyi de canlandırmaktadır. Sigara üretiminde bir düşüş oldu mu? Bunu ben nereden bilebilirim ki! Bunu da sizler bileceksiniz, değil mi? Eğer sigara üretiminde düşüş değil de artış varsa, o zaman düşünmek gerek. Hem üretim artışından ve hem de yasaklı tüketin medeniyle kesilen cezalar ile çoban dilinde bir koyundan iki post çıkarmayı gerçekleştirmiş olacaksın. Yasağın amacı sigara tüketimini azaltmak olmalı derim. İsterim ki sizin gibi okumuş, bilgili, etkili ve yetkili kişiler çıkarak yasaktan önce sigara üretimi ve tüketimi rakamsal olarak şu kadardı, yasaktan sonra şu kadar desinler; kafamızdaki karışıklıkta gitsin.”
    Kumandanın kırmızı tuşuna bastı. Kumanda aleti ile evden dışarı çıktı. Sahile kadar yürüdü. Deniz çarşaf gibi dingindi.
    “içeni öldürür, içmeyeni de!…” diye bir çığlık savurarak elindeki kumandayı denizin serin sularına bıraktı. Rahatlamıştı.

  • 1 Oy
    2 İleti
    34 Bakış
    kâfir imamK

    Sistem kötüyse ve iyileşme umudu yoksa yok edilmesi istenir. Çevreyi korumak milyarlarca anguta yaşam olanağı sağlamaktır. Çevreyi korumak milyarlarca angutu sömürüp semiren kartellere daha fazla kaynak bırakmaktır.

    Ben böyle anladım artık.

  • 1 Oy
    15 İleti
    190 Bakış
    kâfir imamK

    @DemoKratos, içinde söyledi: Çevreciler Neye Karşılar?

    @kâfir-imam, içinde söyledi: Çevreciler Neye Karşılar?

    Şahsen ben çocukluğumdan beri hep sabun kullanırım hiç morlaşma görmedim.

    İyi ama ben de sabun kullanınca morlaşma görüyorum? Sudan kaynaklı olur bu. Sudaki erimiş maden tuzları kireç asidik bazik bir sürü madde ile ilgili olabilir. Deterjanlar bu maddeleri etkisiz hale getiriyor.

    Yani tam morlaşma değil de böyle mor gri arası bir renk oluşuyor beyazlarda. Tam beyaz olmuyor. Ama deterjanlar tam beyazlama sağlıyor benim gördüğüm.

    Sabun köpüğünde hafif sedefimsi parlaklık olur ışığı yansıtırken mor gri çizgiler köpükte gözükür o normal ama beyaz kumaşı morlaştırdığını hiç görmedim.

    Deterjanın kendisi sudaki kirece faydası olmaz sabun da tek başına sudaki kirece faydası olmaz.

    Sudaki kireci çöktürsün diye içine EDTA sodyum tuzu koyarlar. Böylece toz deterjan suyu yumuşatarak temizler.
    Ama içinde sadece EDTA koymuyorlar boya , sülfamik asit, parfüm ,fosfat tuzları falan ekliyorlar.

    Toz ve sıvı deterjanlar sülfat köketlidir. LABSA (Lineer alkil benzen sülfonik asit) ve SLS (Sodyum lauril sülfonat) , sülfamik asit , sodyum sülfat gibi yapılar çamaşır makinasının metal kısımlarındaki bakır kobalt nikel gibi alaşımlarla etkileşime girerse cobalt veya bakır sülfat tuzları oluşturur. Bu tuzlar renklidir ve kumaşı boyarlar. Ben X marka çamaşır makinasında bunu gördüm.

    Sabunun beyazlatma özelliği sülfatlı deterjanlar kadar iyi değil elbette ama çözümü var. Çamaşır sodası ile sabunu birlikte kullanırsan aynı etkiyi alırsın.

    Bir de çamaşırı doğrudan sıcak suya basmayacaksın , önce soğuk sabunlu suda bekletip sonra istersen sıcak ile yıkayabilirsin. Eğer doğrudan sıcak ile yıkarssn üzerindeki organik kalıntılar pişer ve kumaş dokusuna yapışır bir daha çıkmaz. Otomatik makinalarda programlama buna göre yapılıyor.

    Yani özet olarak dikey çamaşır makinaları ile kendi deterjanımızı üretip kullanma imkanımız var.

    Yatay makinalarda sadece petrol kartellerine bağımlı oluyoruz.