Anlıklar
-
@ictenlik, içinde söyledi: Anlıklar
@ictenlik, içinde söyledi: Anlıklar
Kimsenin sallamadığı şu.
Benim gibiler 7 bin yıl kadar önce bugün kutsanan topraklara gökten uçan arabalarıyla gelen yabancılara inanıyor. (Ubeyd heykelcikleri ve diğer) Geldiler ve oradakilere, matematik, geometri, bilimler, yapı teknolojisi bir şeyler öğrettiler verdiler. Mucizeler (teknolojik aygıtlar) gösterdiler, yapılar kurdular ve daha fazlası (Bir ölçü de Tevrat'ın yazdıkları oldu)
Gittiklerinde ve artık kimse onları görmediğinde bu halk arasında anlatılan/aktarılan bir söylenceye/efsaneye döndüğünde ise olgu tarihsel fenomen ve gerçeklik olmaktan çıkarak din oldu, tanrı oldu. Yönetme aracı oldu.
Şunu duymaya kulakları açık olmayan ve tahammül bile edemeyenler var.
Değişik biçimlerde ifade edilebiliyor olmasına bile saldırılıp durdu.
Hani özgürlüklerinize ne oldu?
Çok sesliğiniz ve demokrasinize ne oldu?
Bırakın yapsınlar, bırakın etsinler ,isteyen istediğini düşünsün ve ifade etsine ne oldu?Niye sizi rahatsız ediyor?
İfadenin ne yaptığına bakın?
Tanrıyı ve dinleri ortadan kaldırıyor, tüm bunları tarihsel/olgusal bir bağlama alır/çeker .Bu ifade yazar tarafında, yazara yönelen tüm bezdirme, verilen tüm rahatsızlık ve diğer şeylere rağmen sürdürüldü çünkü insanların özgürleşmesini (birleşmesini) istiyoruz, dinlerin kapanmasını ve ne (hiç) uğruna savaştıklarını farketmelerini istiyoruz.Dinleri tanrıları ortadan kaldırmıyor.
Tanrı yerine kurgusal uzaylılar (dünya dışından gelen canlıları) konuluyor.
Babadan oğula geçen Japon imparatoru ile kuzey kore liderleri mesela tanrı kabul ediliyor.Hem Yahudi dinine inananlar hemde inanmayanlardan bazıları yahudileri üstün varlıklar kabul ediyorlar.
Bunlar uzaylı sürüngen denilen griler mi?
Yoksa kişi başına düşen kaynak miktarını artırmaya çalışanlar mı? -
https://www.haberturk.com/video/haber/izle/agarta-ergenekon-baglantisi/36685
https://tr.wikipedia.org/wiki/Mu
Özgürlük adına üretilen saçmalıklar.
-
Aşağıdaki twitter alıntısı biraz coverladım. Bir ifade diğeriyle değişti. Sansürcü, sözde demokrat, sözde çoğulcu, özgür ifade, özgür düşünce düşmanı seçici bağnazlara.
Yani evet, o da tıpkı diğer herkes gibi o da gönderilerinde gerçeği susturuyor ve etkili bir şekilde sansürlüyor çünkü "bilim" muhteşem ve tapmaya değer. Yani aksini söyleyen veya aksini deneyimleyen herkes engellenir (duymazdan gelinirdi).
Nazik ve yapıcı bir yanıt veremedikleri için bunu yapmayı tercih ediyorlar .
"Bilimi" alanlar, hikayelerini sorgulayan herkese karşı Nazi olmuşlar, çoğu kişi kötü bir niyetin olduğunu kabul edemiyor, çünkü onların akıllarında doğru olanı yapmışlar
Akıl sağlıkları için büyünün altında kalmayı seçerler. Artık bizi, diğerlerini, duyamıyorlar.https://twitter.com/RedheadAfloat/status/1711286686074691636
-
Özgür (açık, seçik, kısıtlanmamış) ifadeye/düşünceye bile katlanmayanlar (düşmancalar) bilgi/bilim/biliş dersi veriyor.
Uygarlık dersinde, gerçek empati rövanşında, görüşmek üzere -
İstediklerine uymayanı söyleyen herkes düşmandır/karşıttır ya da saçmalar. Bağımsızlığınız (düşünce, ifade ve ifade özgürlüğü dahil) kafalarında çöp poşetine koyulmuş böylece kendi özgürlüklerini çöpe koyarak köleliklerini destekler ve ilan ederler. Okumayarak, duymayarak, dinlemeyerek, yazar içerik seçerek beğenmeyerek , anlamayarak, paylaşmayarak, empatiden kaçarak, yıkıcı ve düşmanca davranarak bile hala bir şey bildiklerini sanıyorlar. Ego ve özbeğeniyi kuşanmış, kendini saran kabuğu korumaya çalışan tuhaf sürümsü.
-
Ne zaman şunu ifade etsen bir bulaşık gelir. Bunu her zaman hatırla!
Bulaşık sürü üyesi (içerik ve yazara bulaşır) saçma etiketi yapıştırmaya çalışır. Bunlara düşünce, ifade, vicdan özgürlüğü toleransı açmaz, empatiden kaçar, yazarı baltalar, çatışır, düşmanca yazar, içerik karalama safsatasına ve kişi karalama safsatasına yönelir.Olgu gözlem olgu, realite. Gözlem. Net.
Kimsenin sallamadığı şu.
Benim gibiler 7 bin yıl kadar önce bugün kutsanan topraklara gökten uçan arabalarıyla gelen yabancılara inanıyor. (Ubeyd heykelcikleri ve diğer) Geldiler ve oradakilere, matematik, geometri, bilimler, yapı teknolojisi bir şeyler öğrettiler verdiler. Mucizeler (teknolojik aygıtlar) gösterdiler, yapılar kurdular ve daha fazlası (Bir ölçü de Tevrat'ın yazdıkları oldu)
Gittiklerinde ve artık kimse onları görmediğinde bu halk arasında anlatılan/aktarılan bir söylenceye/efsaneye döndüğünde ise olgu tarihsel fenomen ve gerçeklik olmaktan çıkarak din oldu, tanrı oldu. Yönetme aracı oldu. Muhtemelen elitist/aristokrat bir sınıfın elindeki bilgi (musevilik) sadece anadan oğla, soydan soya geçerdi ve bu nedenle diğer gruplar halk kendi dinlerini kurdu, kendi bilgilerini derledi örgütledi ve kendi kitaplarını yazdı. Bunlar muhtemelen aynı efsaneden beslenen şeylerdi.
-
Neden buna katlanamadığınızı, tahammül edemediğinizi, arayın!
Neden bunu duymaya isteksiz olduğunuzu (açık ve hazır olmadığınızı) arayın!
Neden bu yazılırsa karışmamak/tarafsızlık dışında karalamak zorunda bırakıldığınızı düşünün ve sorgulayın!
Neden bunu yazana içerik ve kişi aralama safsatası yönelttiğiniz arayın!
Neden çirkin ve alçakça ve düşmanca bunu yazana saldırmak zorundasın ki?
Sansür sizi özgürleştirmez!
Zihinlerini sansürlemeyenleri sansürleme uğraşını kes! Yapamazsın
Kimsenin sallamadığı şu.
Benim gibiler 7 bin yıl kadar önce bugün kutsanan topraklara gökten uçan arabalarıyla gelen yabancılara inanıyor. (Ubeyd heykelcikleri ve diğer) Geldiler ve oradakilere, matematik, geometri, bilimler, yapı teknolojisi bir şeyler öğrettiler verdiler. Mucizeler (teknolojik aygıtlar) gösterdiler, yapılar kurdular ve daha fazlası (Bir ölçü de Tevrat'ın yazdıkları oldu)
Gittiklerinde ve artık kimse onları görmediğinde bu halk arasında anlatılan/aktarılan bir söylenceye/efsaneye döndüğünde ise olgu tarihsel fenomen ve gerçeklik olmaktan çıkarak din oldu, tanrı oldu. Yönetme aracı oldu. Muhtemelen elitist/aristokrat bir sınıfın elindeki bilgi (musevilik) sadece anadan oğla, soydan soya geçerdi ve bu nedenle diğer gruplar halk kendi dinlerini kurdu, kendi bilgilerini derledi örgütledi ve kendi kitaplarını yazdı. Bunlar muhtemelen aynı efsaneden beslenen şeylerdi.
-
@ictenlik kimseyi sansürlediğimiz filan yok. Kendinde misin yoksa manik atak filan mı geçiriyorsun? Tasmalı köpek filan da demişsin?
Yazdıklarımda ne tür bir hakaret gördün de hakaretle cevap vermeyi istedin?
Başka forumlarda devridaim makinelerine inanan hasta bir adam var, ondan farkın kalmamış. Doğru psikiyatriye. -
Neden bu yazılan bilime değil dine çattığı halde dindar/dinciler hiç muhatap olmuyor da ,üzerine almıyor da (ya da bu bizim yetkimiz değil ,aşıyor dermiş gibi aradan çıkıyor da) araya bilimci denen bilimistler giriyor ve yazılanla onlar karşı karşıya getiriliyor?
Niye bunu insanların duymaması için çırpınıyordun?
Niye bunu yazanı karalama peşindeydin?
Niye bu sansür, susturma, karalama uğraşı? ve niye taraf oldun?
Yazılan doğru ve gerçekliğe uygunsa, sadece dinin kökünü deşifre eder ve kazdırdı. Dini ortadan kaldırırdı. Bununla alıp vermediğiniz/sorununuz nedir?
Bu değilse bu yanlısşa sana/kime -zararı -ne? Çokseslilik, kanaat özgürlüğü..
Yazılan ne olursa olsun (öyle ya da değil) sadece dindarı/dindarları (rahatsız etmeli ve onları) dinleri hakkında çelişkiye götürürdü, düşünmeye sevkederdi.. Bununla alıp veremediğiniz/zorunuz nedir?
Neden bu yazıldığında o da senin görüşün/düşüncen denmiyor da? (öbür bıdı bıdı yapılıyor. O da yeni değil onu da söyleyelim. Sizden binlerce defa aynı tepkiye maruz kalındı)
Buna neden kişi ve içerik karalama safsatasıyla saldırdınız ve saldırıyorsunuz? Neden?
Neden buna son vermedin?
Neden toplumsal alanda bu yazıldığında yazanı ve yazarı karalamaya ve örtbasa giriştiniz?
Kimsenin sallamadığı şu.
Benim gibiler 7 bin yıl kadar önce bugün kutsanan topraklara gökten uçan arabalarıyla gelen yabancılara inanıyor. (Ubeyd heykelcikleri ve diğer) Geldiler ve oradakilere, matematik, geometri, bilimler, yapı teknolojisi bir şeyler öğrettiler verdiler. Mucizeler (teknolojik aygıtlar) gösterdiler, yapılar kurdular ve daha fazlası (Bir ölçü de Tevrat'ın yazdıkları oldu)
Gittiklerinde ve artık kimse onları görmediğinde bu halk arasında anlatılan/aktarılan bir söylenceye/efsaneye döndüğünde ise olgu tarihsel fenomen ve gerçeklik olmaktan çıkarak din oldu, tanrı oldu. Yönetme aracı oldu. Muhtemelen elitist/aristokrat bir sınıfın elindeki bilgi (musevilik) sadece anadan oğla, soydan soya geçerdi ve bu nedenle diğer gruplar halk kendi dinlerini kurdu, kendi bilgilerini derledi örgütledi ve kendi kitaplarını yazdı. Bunlar muhtemelen aynı efsaneden beslenen şeylerdi.
-
Doğrusu bu uzaylılara inanan manyakların elinde uzaylıları doğrulayacak tek bir kanıt bile yoktur. Kendi hastalıklarını başkalarına da bulaştırmak isterler ve bunu yapamayınca "sansür" "sansür" diye ağlarlar.
Eğer gerçekten bu uzaylıların varlığından eminseniz ve bizim de inanmamızı istiyorsanız burada kanıtlarınızı paylaşın. Laga luga yapmayın. Boş sözlere ihtiyacımız yok. -
@TENTEN, içinde söyledi: Anlıklar
Dinleri tanrıları ortadan kaldırmıyor.
Kaldırıyor o halde saçmalık
Eğer gerçek bu olsaydı, öyle ele alınsaydı ya da buna inanılsaydı din min kalmazdı (monoteist dayanak çözünürdü, vahi bağlamı çökerdi, politeistik bağlama geçerdi). Bunu kaç kez söyledik.
@TENTEN, içinde söyledi: Anlıklar
Bunlar uzaylı sürüngen denilen griler mi?
Hayır, ilgisi yok
-
-
Neden bunu yazana toplumsal alanda rahat verilmiyor?
Neden bunu yazanlar rahat bırakılmadı?Neden susturulmaya, sürülmeneye, kapatılmaya ve dışlanmaya çalışıldılar?
ve neden bunu yazana hemen bilim adına bir denetleyici sansürleyici baş belası yapışıyor?
ve neden bunu yazana hemen oracıkta bilim/bilme adına vaazlar çekildi?
neden senin/onun kanaati, vicdanı (kime ne deyip tarafsız kalınıp) rahat verilmiyor?Neden tüm hatırlatmalara rağmen kişi/içerik karalama safsatası yapılıyor ve neden buna bir son verilmedi ?
Kimsenin sallamadığı şu.
Benim gibiler 7 bin yıl kadar önce bugün kutsanan topraklara gökten uçan arabalarıyla gelen yabancılara inanıyor. (Ubeyd heykelcikleri ve diğer) Geldiler ve oradakilere, matematik, geometri, bilimler, yapı teknolojisi bir şeyler öğrettiler verdiler. Mucizeler (teknolojik aygıtlar) gösterdiler, yapılar kurdular ve daha fazlası (Bir ölçü de Tevrat'ın yazdıkları oldu)
Gittiklerinde ve artık kimse onları görmediğinde bu halk arasında anlatılan/aktarılan bir söylenceye/efsaneye döndüğünde ise olgu tarihsel fenomen ve gerçeklik olmaktan çıkarak din oldu, tanrı oldu. Yönetme aracı oldu. Muhtemelen elitist/aristokrat bir sınıfın elindeki bilgi (musevilik) sadece anadan oğla, soydan soya geçerdi ve bu nedenle diğer gruplar halk kendi dinlerini kurdu, kendi bilgilerini derledi örgütledi ve kendi kitaplarını yazdı. Bunlar muhtemelen aynı efsaneden beslenen şeylerdi.
-
@ictenlik Konudan habersiz birisi olarak bu yazdığını okusaydım "bilimcilerin" seni hapse attığını zannederdim. O kadar bozuk psikolojiyle yazılmış gibi.
@ictenlik, içinde söyledi: Anlıklar
ve neden bunu yazana hemen bilim adına bir denetleyici sansürleyici baş belası yapışıyor?
Sorgulama iyidir. O olmasaydı neyin yalan neyin gerçek olduğunu anlayamazdık.
-
Nene bunu yazana nezaket gösteremiyorsunuz_?
Neden şovenleşiyorsunuz?
Bu gerçek değilse sizi niye rahatsız etti_?
Mesela ben düz dünyacılar, simulasyoncular, chemtrailsçiler ve grafenciler vb bilmem necileri kuşlarla (sahte bayraklarla) arkadaş görürüm ve hiç rahatsız etmem, onlara lafta anlatılamaz,
Bu bağımsız kanaattir. Öyle olmama olasılığı vardır ama güçlü/gerçekçi olasılık olarak görülen güçlü kanaattir.
Kaldı ki bu sunulup durulmuyor. Çatışma alıyor diye bunu da oldukça azalttık ve yeri geldi açıyoruz çünkü İsrail-Filistin gerginliği vardı ve biz meseleyi böyle/tarihsel okuyorduk o yüzden kamuoyunu/toplumu doğacak olası yorumların mesnedi/kökeni konusunda bilgilendirdik. Hani biz de bu gözle izleniyor siz de bilin ki hakkınız, duyun. Yani -yazarsak- o kökenden gelecek ,o kökeni işaret edecek. Susturur sansürlersen zaten yazamayız. Sen önemseme o önemli değil.
Kimsenin sallamadığı şu.
Benim gibiler 7 bin yıl kadar önce bugün kutsanan topraklara gökten uçan arabalarıyla gelen yabancılara inanıyor. (Ubeyd heykelcikleri ve diğer) Geldiler ve oradakilere, matematik, geometri, bilimler, yapı teknolojisi bir şeyler öğrettiler verdiler. Mucizeler (teknolojik aygıtlar) gösterdiler, yapılar kurdular ve daha fazlası (Bir ölçü de Tevrat'ın yazdıkları oldu)
Gittiklerinde ve artık kimse onları görmediğinde bu halk arasında anlatılan/aktarılan bir söylenceye/efsaneye döndüğünde ise olgu tarihsel fenomen ve gerçeklik olmaktan çıkarak din oldu, tanrı oldu. Yönetme aracı oldu. Muhtemelen elitist/aristokrat bir sınıfın elindeki bilgi (musevilik) sadece anadan oğla, soydan soya geçerdi ve bu nedenle diğer gruplar halk kendi dinlerini kurdu, kendi bilgilerini derledi örgütledi ve kendi kitaplarını yazdı. Bunlar muhtemelen aynı efsaneden beslenen şeylerdi.
-
Bir kere bu yazdığım ne yapıyor? Ne anlama geliyor?
Yazılan ne mesaj veriyor?
Bunun bilimciyle işi yok ki! Müslümana mesaj veriyor. Bak tarihte bu olduysa musevi toplumu sizden bilgiyi sakladı ,sahte tanrının araçlarıyla sizi yönetmeye kalktı, latinceyle gizlenmiş ve papazların eline verilmiş hristiyanlık gibi seçkin sınıfın elindeki örgütlü bilgiydi ve yönetme aracıydı o yüzden bölünmüş ayrışmış olabilirsiniz ve dinleriniz böyle doğmuş olabilir ve aslında dinleriniz masal ve Kudüs için kutsanma ve din için savaş/gaza/cihad gereksiz demek.
Gönderi direkt müslüman toplumunu hedefliyor.
İsrail Yahudi topluluğu ya da şu an ki yönetim zorbalar olsa bile ölüme fedaya gerek yok demek. Kendini zorbanın dibinde kontrol altında tutturmazsan özgürlük için savaşmana gerek yok demek. Kudüs'ü bölme bölüşme, sahiplenme uğraşına gerek yok demek. Git bir toprakta yaşa özgür ora senin demek. Niye Gazze de boyunduruğu altına giresin ve ne diye özgürlük ve toprak için savaşasın? Git bir Arap devlete sığın yeni hayat kur demek ve özgürlük için savaşmanın başka yollarını bul yaşamı idealize et demek. Kendinize acı çektirmenize gerek yok demek. İlahi yardım aramayın demek. Kudüs önemsiz demek. Taş, toprak, çöl her yer aynı demek.
Mesaj buradan türüyor.
Bir müslüman çıksa dese ki; bıdı bıdı .. anlarız yani.
Niye boğuşuyorsun? İşine bak. Kendi emeğine bak. Kendi yoluna bak. Beni bırak sen. İşine bak.Kimsenin sallamadığı şu.
Benim gibiler 7 bin yıl kadar önce bugün kutsanan topraklara gökten uçan arabalarıyla gelen yabancılara inanıyor. (Ubeyd heykelcikleri ve diğer) Geldiler ve oradakilere, matematik, geometri, bilimler, yapı teknolojisi bir şeyler öğrettiler verdiler. Mucizeler (teknolojik aygıtlar) gösterdiler, yapılar kurdular ve daha fazlası (Bir ölçü de Tevrat'ın yazdıkları oldu)
Gittiklerinde ve artık kimse onları görmediğinde bu halk arasında anlatılan/aktarılan bir söylenceye/efsaneye döndüğünde ise olgu tarihsel fenomen ve gerçeklik olmaktan çıkarak din oldu, tanrı oldu. Yönetme aracı oldu. Muhtemelen elitist/aristokrat bir sınıfın elindeki bilgi (musevilik) sadece anadan oğla, soydan soya geçerdi ve bu nedenle diğer gruplar halk kendi dinlerini kurdu, kendi bilgilerini derledi örgütledi ve kendi kitaplarını yazdı. Bunlar muhtemelen aynı efsaneden beslenen şeylerdi.
-
Sizin anlamadığınız şu..
Tüm Gazzeliler, tüm Filistinliler, tüm Yahudiler ve tüm Arap dünyası bunu (aşağıdaki bilgilendirmeyi) bir kez yüksek sesle, tam/net/açık bir şekidle duysaydı ve (inanması gerekmez) (reddetme ve kabul dışında) sadece acaba (olabilir mi?) deseydi) (olasılık, ihtimal dahiline alsaydı) neler olacaktı?
Bir kez olsun acaba atalarımızın yanlış bilgisi (tarihi bilmeme, yanlış anlama) nedeniyle savaşıyor olabilir miyiz deselerdi?
Tanrı yok/yoktur dediğinizde onları ikna edebildiniz mi? Bu işe yaradı mı? Bu işe yarıyor mu? Eğer üçüncü sınıf propaganda yazarlarınız kadar aşağıdaki bilgiendirme duyulsa ya da bir an ciddiye alınsaydı ne olacaktı?
Hadi canım olamaz öyle şey!?
Nereden biliyorsun? Neye dayanarak_?
Kestirip atıyorsun, sınayamazsın ki!?
Kesin olamaz diyemezsin, saçmalamayın. Bilimsel -sorgusal- şüpheciliğe ne oldu?Onaylanması ya da reddedilemsi gerekmiyor. Her kisi de gerekmez. Açıktır. Bilgi açıktır. Olasılık dahilinde açık tutulması gerekirdi. İhtimal dışına itemezsin. (Benim bilgisel şüphecilik ya da ahlakım) Hem bilim şüpheciliktir. O zaman yanlışlanmadan aksi kanıtlanmadan da bilinemez ve toptan reddetmek hata olacaktı. ki zaten bakarsan öyle bir şeyin olamayacağını görecektin.
Uygun bakış ne topan reddetme ne de kabuldür. Açık olma, bir olasılık demedir.Olasığı nasıl reddedersin? Neye dayanarak olasığı aslı/gerçeği bilenene/bulunana dek sınamaya açık tutumalısın, tersi bilimsel ahlak ya da düşünce değil, o bilim etiği değil, yanlış.
Olasılığı reddin ve dışlamanın kanıtı nedir? derim ve subjektif çatışkını görürsün.Sunan bunu güçlü vicdani kanaat/kanı olarak lanse ettiğinde hala ilginç şeyler var. Kişi kanısının dayanaklarını sana açıklayabilridi ancak bu kadar. Daha ileri gidemez. Subjektivite. Bunlarla (kanıt tabanıyla) ya da onunla (kişiyle) boğuşmanın anlamı ne? Alemi ne? Seni bu yola taşıyamazdı ki! Subjektivite. (Objektif kanıt geçmişte tanık olma olur. Kanı diyoruz. Vicdani kanı .Kanı ve bireysel kanı/tanı aktarıyoruz, vicdani kanıyla boğuşuyorsunuz buna subejktif tutarlılık dışında bir tanı sağlanamaz )
ve hür-ileri demokrasiniz, ifade özgürlükleriniz varsa beni Gazzelilerle ve tüm diğerleriyle iletiştir/yüzleştir ve tüm Gazzelilerin beni duymasını sağla bakalım neler olabilir ve olacak?
Bilgiden korkma! Özgür idfadeden korkma, açık ruhlu yazardan düşünceleri serbest duyguları açandan saçandan korkma.
Bunun insanlardan gizlenmesin/saklanmasına aracı/alet olmayın ve edilmeyin, yanlış yoldasınız, kendinizi gözden geçirin
Kimsenin sallamadığı şu.
Benim gibiler 7 bin yıl kadar önce bugün kutsanan topraklara gökten uçan arabalarıyla gelen yabancılara inanıyor. (Ubeyd heykelcikleri ve diğer) Geldiler ve oradakilere, matematik, geometri, bilimler, yapı teknolojisi bir şeyler öğrettiler verdiler. Mucizeler (teknolojik aygıtlar) gösterdiler, yapılar kurdular ve daha fazlası (Bir ölçü de Tevrat'ın yazdıkları oldu)
Gittiklerinde ve artık kimse onları görmediğinde bu halk arasında anlatılan/aktarılan bir söylenceye/efsaneye döndüğünde ise olgu tarihsel fenomen ve gerçeklik olmaktan çıkarak din oldu, tanrı oldu. Yönetme aracı oldu. Muhtemelen elitist/aristokrat bir sınıfın elindeki bilgi (musevilik) sadece anadan oğla, soydan soya geçerdi ve bu nedenle diğer gruplar halk kendi dinlerini kurdu, kendi bilgilerini derledi örgütledi ve kendi kitaplarını yazdı. Bunlar muhtemelen aynı efsaneden beslenen şeylerdi.
-
Bunları (aşağıdakileri) yazabiliyorum, ağza alabiliyorum ya da toplumsal alana açabiliyorum diye (kaynaklarımı, fikir düşünce tabanımı, bu izlenime dayanak yollarımı sunma dışında) niye ben sana açıklama yapmak zorundayım?
Niye böyle bir şeyi okuduğum, düşündüğüm, cididye aldığım, üzeirnde durduğum ve toplumsal ortak alana taşığıdım -sunmaya cüret ettiğim için püriten yargılarla cezalandırılıyorum,?
Yazdığım burnumdan getirilmeye çabalanıyor, özvarlığıma kişiliğime yöneliniyor ve nefret ve lince varan sosyolojik aşağılama, linç ve görmezden gelmeye tabi tutuldum?
Susturma, konuştuğuna pişman etme, konuyu kapattırma, bu konuyu açacak olursa burnundan getirme ve her defasında aynı
Denesene. Gel bak oluyor mu?
Nefret söylemesine kampanyasına, kişisel karalamaya, lince varan sosyolojik söyleme ara vermediniz. Her defasında başka biriniz başka yolla denedi. (Burada binlercesine tanıktık.)
ve bunlar beni alçatlmaz, alçaltmayacak, sizi alçaltır. Günü gelince öğrenirsin.
Anlamadığınız şu. Ben toplumsalım, denetli değilim, çıkarcı değilim, özgür ruhluyum. Bağlı değilim. Toplumsal hiyeralşi, kast, çıkar, para ağlarınıza rahata ve konfora dahil bağlı değilim. Ağanıza paşanıza bağlı değilim. Ben askeri hiyeralşiniz gibi çıkarsal toplumsal hiyeralşide çıkar peşinde ve bu anlamda bağlantıda değilim.
Kaybedecek bir şeyim, kazanacak çıkarım ya da korkum ve sakınmam yok, olamaz.
Ben sizin gibi korkak ödlek yüzsüz ve çıkarcı değilim.
Kimsenin sallamadığı şu.
ZBenim gibiler 7 bin yıl kadar önce bugün kutsanan topraklara gökten uçan arabalarıyla gelen yabancılara inanıyor. (Ubeyd heykelcikleri ve diğer) Geldiler ve oradakilere, matematik, geometri, bilimler, yapı teknolojisi bir şeyler öğrettiler verdiler. Mucizeler (teknolojik aygıtlar) gösterdiler, yapılar kurdular ve daha fazlası (Bir ölçü de Tevrat'ın yazdıkları oldu)
Gittiklerinde ve artık kimse onları görmediğinde bu halk arasında anlatılan/aktarılan bir söylenceye/efsaneye döndüğünde ise olgu tarihsel fenomen ve gerçeklik olmaktan çıkarak din oldu, tanrı oldu. Yönetme aracı oldu. Muhtemelen elitist/aristokrat bir sınıfın elindeki bilgi (musevilik) sadece anadan oğla, soydan soya geçerdi ve bu nedenle diğer gruplar halk kendi dinlerini kurdu, kendi bilgilerini derledi örgütledi ve kendi kitaplarını yazdı. Bunlar muhtemelen aynı efsaneden beslenen şeylerdi.
-
Aşağıda yazılana dair kanıt ifadesi sosyal zorbalıktan, zorlamadan gizli/örtük/zımni tolumsal/erksel/çoğunluksal şiddetten ve tahakkümden başkası değil niye?
Bir kere bu kanıdır, kanaattir.
Bir kere bu kanıtlanmadı.
İkincisi bu kanıtlanamaz.
Üçüncüsü bana kanıtlanmadı.
Dördüncüsü ben bana sunandan kanıt istemedim ya da almadım.Beşincisi ben buna güçlü olası/ihtimal veriyorum (tarihi ve olguları denkleştiriyor, cuk oturuyor) ama yanılma hata payımı saklı tutardım. Mesela bana göre neredeyse %99,99 olasıdır, çok büyük ihtimaldir neredeyse yanılma payı yoktur ama bir ihtimal de yanlış alabilir. Tersine dair makul gerekçe, dürüst tartışma açılım olsa tabi ki dinlerdim. Bildirme değil.
Ben kanıt kurumu muyum? Ben kişiyim, subjektifim kanı kurumuyum. Gerçeğini gözden geçir. Benden kanı/kanaat isterdin. Ne düşündüğümü isterdin ve ben bunu sağlardım.
Şimdi; "biri bana bunu açsa"; "ben yok olamaz öyle desem kestirsem atsam", "sonra bana dönse dese bilimsel şüphecilik", "hiç mi şüphe etmeyelim?"
Yani orada bir durur düşünürüm, kendimi gözden geçiririm, acaba ben ne dedim? Kişiyle bir sosyal mesafe sınır örerim, koyarım. Siz de o yok. Siz de toplumsal/erksel çıkar temelli zorbalık bilinci var.İlgili yazıma dayanak alıntı ve gönderi metni kısaltması
Kimsenin sallamadığı şu.
Benim gibiler 7 bin yıl kadar önce bugün kutsanan topraklara gökten uçan arabalarıyla gelen yabancılara inanıyor. (Ubeyd heykelcikleri ve diğer) Geldiler ve oradakilere, matematik, geometri, bilimler, yapı teknolojisi bir şeyler öğrettiler verdiler. Mucizeler (teknolojik aygıtlar) gösterdiler, yapılar kurdular ve daha fazlası (Bir ölçü de Tevrat'ın yazdıkları oldu)
Gittiklerinde ve artık kimse onları görmediğinde bu halk arasında anlatılan/aktarılan bir söylenceye/efsaneye döndüğünde ise olgu tarihsel fenomen ve gerçeklik olmaktan çıkarak din oldu, tanrı oldu. Yönetme aracı oldu. Muhtemelen elitist/aristokrat bir sınıfın elindeki bilgi (musevilik) sadece anadan oğla, soydan soya geçerdi ve bu nedenle diğer gruplar halk kendi dinlerini kurdu, kendi bilgilerini derledi örgütledi ve kendi kitaplarını yazdı. Bunlar muhtemelen aynı efsaneden beslenen şeylerdi.
-
@ictenlik, içinde söyledi: Anlıklar
@TENTEN, içinde söyledi: Anlıklar
Dinleri tanrıları ortadan kaldırmıyor.
Kaldırıyor o halde saçmalık
Eğer gerçek bu olsaydı, öyle ele alınsaydı ya da buna inanılsaydı din min kalmazdı (monoteist dayanak çözünürdü, vahi bağlamı çökerdi, politeistik bağlama geçerdi). Bunu kaç kez söyledik.
@TENTEN, içinde söyledi: Anlıklar
Bunlar uzaylı sürüngen denilen griler mi?
Hayır, ilgisi yok
Bu uzaylı senaryolar dinleri kaldırmak için uyduruluyor ise neden insanlar bu senaryolara inansın?
Uydurulmuyor gerçek ise deliller ne?
Hangi, uzaylılar o zaman? Tarihi kalıntı eser var mı?