Anlıklar
-
@TENTEN, içinde söyledi: Anlıklar
Yağmur ölçer
TENTEN baştan alalım mı?
Yunanistan da bir sel felaketi var.
Bunu takip ediyorum.
70 bin hektar sular altında ve evlerin çatılarına kadar su.
Twitter daki Yunan yorumcular dahil kimse oradaki insanların akıbetini bilmiyordu ve merak ediyordu. Ben o alıntı yapılan gönderiyi yazdım.Şimdi bunu buldum
Adam diyor ki;
"Bizi uyurken yakaladı ve 112 gitmemizi söylemedi!!!!" Onlarca kişi mahsur kaldı, insanlar boğuluyor...."https://twitter.com/AndreQuarantino/status/1700105812054609946
Yorumum tamamen olayın insani trajedi tarafıyla ilgili ve olayın/olgunun günler öncesinden görülebilir olduğunu önlem alınabileceğini açıklamaya çalıştım.
Yorumlarımın -bütün olarak- okunmasını ve ele alınmasını rica ederim.
-
http://www.eaee.gr/cms/sites/default/files/cat-hazard_maps.pdf
yunanistan ın 2018 de yayınlanmış doğal afet haritası.
Aşağıdaki resmi bu pdf dosyasında aldım.
isviçre sigorta şirketi Selanik te sel baskını olacak yerleri göstermiş.
Kapitalizmin çözümü bu işte. Kapitali var ama değersiz. üretim ve hizmete dönüşmüyor.
Şu şu hakkın var denilir. Ama ona ulaşmanı engellerler. Her işlemden ücret alınır. Ama geri dönüş yok. -
@TENTEN, içinde söyledi: Anlıklar
Yağmur ölçer
Kısa bir özet yapabilir miyim?
-Samsun seli hakkında bir yazı yazdım ve anlık yağış radarı uygulamalarında bu yağışın gözlenebileceğini ve meterolojik tahminde yağış olmasa bile buna dayalı insanlara bir ka çsaat önceden olsa bazen uyarı yapılabileceğini ve insanların yağış radarı takibiyle kendilerininde fikir edinebileceğini ve korunabileceğini açıklamayı denedim.
- Yunansitan'a aşırı yağış tahminleri oluştuğunda şuna benzer bir yorum ekledim. Meterolog diye biri var bakacak, yetkili diye biri var ona iletecek o bakan olmadığı içi ndurumu nciddiyetini anlamaz ve o da insanlara mesaj gödnermesi gerken kişiye iletecek, burası insanlara mesaj gönderecek, insanlar her zaman aşırı yağış uyarısı aldığını düşünüp umursamayacak. Bu durumda kendini koruma için en iyi yol bilgi edinme işini devlete bırakmamak.
-Yunanistan seli sürerken İstanbul da 5 kişinin ölümüne sebep olan bir sel oldu. Bu sel İstanbul'a girmeden önceden başlayan radar ekran görüntüleriyle "Samsun Seli" yazımda ne anlattığımı tekrar örneklemeye çalıştım.
- 7 Eylül de Yunanistan göl oldu. Ben alıntıya konu mesajı attım.
6 eylül gecesi ben başka bir forumda : "yarın İç Orta Yunanistan göl olacak" yazdım. Neden yazdım?
6 eylül günü bir Yunan meteoroloji twitter hesabı Selanik ovası uydu görselleri yayınladı ve küçük mavi su birikintileri görülüyordu. Meteroloji tahmin sitelerinden Yunanistan'nın ertesi gün beklenen yağışına ve yağışı düşeceği alanlara baktım. Ayrıca "zoom-earth" adlı bir twitter hesabında yağışın animasyonu vardı onu izledim. Yani direkt olarak farkedebilirsin. Sanırım ora göl olacak bu kadar yağış?
-7 Eylül sabahı uyandım. Yunan selini izleyebileceğim bir kaç twitter etiketiyle twitter izliyorum ve evler sular altındaydı. Bir kaç gönderiyi açtım ve altındaki yorumları okudum. Herkes, oradaki, o evlerdeki insanlara neler olduğunu merak ediyordu ve kismenin bilgisi yok gibiydi ve sanırım sel suları çekilince göreceğiz diyorlardı. Bazıları ordu helikopterlerini göreve .çağırıyordu, kimi hükümeti suçluyordu. Ben doğal olarak o mesajı yazdım çünkü benim Burada Türkiye den görebildiğim bir sel de insanların evinde uyurken boğularak ölmüş olabilme ihtimali var. Bilmiyorum ve hala emin değilim.
Sizin biliminiz yücedir ve tüm suçların sorumlusu kapitalizmdir. Ben bunu anlıyorum ama yine de mesajlarımın bağlamından koparılmaması ve kopuk ele alınmaması ve mümkünce bütüncül okunması ricamı tekrar ediyorum çünkü yazar olarak beni haliyle zorluyor.
-
@ictenlik, içinde söyledi: Anlıklar
@TENTEN, içinde söyledi: Anlıklar
Yağmur ölçer
Kısa bir özet yapabilir miyim?
-Samsun seli hakkında bir yazı yazdım ve anlık yağış radarı uygulamalarında bu yağışın gözlenebileceğini ve meterolojik tahminde yağış olmasa bile buna dayalı insanlara bir ka çsaat önceden olsa bazen uyarı yapılabileceğini ve insanların yağış radarı takibiyle kendilerininde fikir edinebileceğini ve korunabileceğini açıklamayı denedim.
- Yunansitan'a aşırı yağış tahminleri oluştuğunda şuna benzer bir yorum ekledim. Meterolog diye biri var bakacak, yetkili diye biri var ona iletecek o bakan olmadığı içi ndurumu nciddiyetini anlamaz ve o da insanlara mesaj gödnermesi gerken kişiye iletecek, burası insanlara mesaj gönderecek, insanlar her zaman aşırı yağış uyarısı aldığını düşünüp umursamayacak. Bu durumda kendini koruma için en iyi yol bilgi edinme işini devlete bırakmamak.
-Yunanistan seli sürerken İstanbul da 5 kişinin ölümüne sebep olan bir sel oldu. Bu sel İstanbul'a girmeden önceden başlayan radar ekran görüntüleriyle "Samsun Seli" yazımda ne anlattığımı tekrar örneklemeye çalıştım.
- 7 Eylül de Yunanistan göl oldu. Ben alıntıya konu mesajı attım.
6 eylül gecesi ben başka bir forumda : "yarın İç Orta Yunanistan göl olacak" yazdım. Neden yazdım?
6 eylül günü bir Yunan meteoroloji twitter hesabı Selanik ovası uydu görselleri yayınladı ve küçük mavi su birikintileri görülüyordu. Meteroloji tahmin sitelerinden Yunanistan'nın ertesi gün beklenen yağışına ve yağışı düşeceği alanlara baktım. Ayrıca "zoom-earth" adlı bir twitter hesabında yağışın animasyonu vardı onu izledim. Yani direkt olarak farkedebilirsin. Sanırım ora göl olacak bu kadar yağış?
-7 Eylül sabahı uyandım. Yunan selini izleyebileceğim bir kaç twitter etiketiyle twitter izliyorum ve evler sular altındaydı. Bir kaç gönderiyi açtım ve altındaki yorumları okudum. Herkes, oradaki, o evlerdeki insanlara neler olduğunu merak ediyordu ve kismenin bilgisi yok gibiydi ve sanırım sel suları çekilince göreceğiz diyorlardı. Bazıları ordu helikopterlerini göreve .çağırıyordu, kimi hükümeti suçluyordu. Ben doğal olarak o mesajı yazdım çünkü benim Burada Türkiye den görebildiğim bir sel de insanların evinde uyurken boğularak ölmüş olabilme ihtimali var. Bilmiyorum ve hala emin değilim.
Sizin biliminiz yücedir ve tüm suçların sorumlusu kapitalizmdir. Ben bunu anlıyorum ama yine de mesajlarımın bağlamından koparılmaması ve kopuk ele alınmaması ve mümkünce bütüncül okunması ricamı tekrar ediyorum çünkü yazar olarak beni haliyle zorluyor.
Uyarı ile çözüm olmaz. Tedbir alcaksın. Ama kapitalizmin çok başlılığından kaotik davranışlarından çözüm sağlanamaz. Marxın Diyalektik ve tarihsel materyalizmi de aynı. Mehdi bekler gibi teknoloji gelişecek yapay zeka bizi kurtaracak filan habire ileri tarihe atıyorlar.
Çözümü şu anda var diyen yok . -
@TENTEN, içinde söyledi: Anlıklar
Uyarı ile çözüm olmaz. Tedbir alcaksın. Ama kapitalizmin çok başlılığından kaotik davranışlarından çözüm sağlanamaz. Marxın Diyalektik ve tarihsel materyalizmi de aynı. Mehdi bekler gibi teknoloji gelişecek yapay zeka bizi kurtaracak filan habire ileri tarihe atıyorlar.
Çözümü şu anda var diyen yok .Tedbir alma işi devlete ,sorumlulara ya da ilgili sınıflara bırakıldı. Köylü ovanın göl olup olmayacağını bunun riskini bilmiyor ya da yetince haberdar değildi ama temel metooroloji bilgisi olan ya da hobi olarak meteroloji takibi yapan insanların çoğu bunu dünyanın herhangi bir yerinden görebilir. İkinci olarak Atina da güvenli evlerinde yatan bilim eğitimi almış insanların temel meteoroloji izleme bilgisine sahip olanlarının çoğu da.
Bunlarda önemli değil. Oldu oldu. Neyin olduğunun önemi yok. Devlet aygıtı, bilim sınıfı hepsi hükümsüzdür. Siz kapitalizm deyip geçin. Bu deprem değil.
4 gün önce mesajım var. Selden önce Yunanistan olağanüstü hal ve seferberlik teyakkuz ilan etmeli ya da ben oralı olsam ve yönetici olsam bunu yapardım. nokta...
-
@ictenlik, içinde söyledi: Anlıklar
@TENTEN, içinde söyledi: Anlıklar
Uyarı ile çözüm olmaz. Tedbir alcaksın. Ama kapitalizmin çok başlılığından kaotik davranışlarından çözüm sağlanamaz. Marxın Diyalektik ve tarihsel materyalizmi de aynı. Mehdi bekler gibi teknoloji gelişecek yapay zeka bizi kurtaracak filan habire ileri tarihe atıyorlar.
Çözümü şu anda var diyen yok .Tedbir alma işi devlete ,sorumlulara ya da ilgili sınıflara bırakıldı. Köylü ovanın göl olup olmayacağını bunun riskini bilmiyor ya da yetince haberdar değildi ama temel metooroloji bilgisi olan ya da hobi olarak meteroloji takibi yapan insanların çoğu bunu dünyanın herhangi bir yerinden görebilir. İkinci olarak Atina da güvenli evlerinde yatan bilim eğitimi almış insanların temel meteoroloji izleme bilgisine sahip olanlarının çoğu da.
Bunlarda önemli değil. Oldu oldu. Neyin olduğunun önemi yok. Devlet aygıtı, bilim sınıfı hepsi hükümsüzdür. Siz kapitalizm deyip geçin. Bu deprem değil.
4 gün önce mesajım var. Selden önce Yunanistan olağanüstü hal ve seferberlik teyakkuz ilan etmeli ya da ben oralı olsam ve yönetici olsam bunu yapardım. nokta...
Televizyondan internetten haber alma hakkın var derler. Ne diyecek sana. Üstüne birde hakaret eder sana.
Bütün yazıların bilim karşıtlığı üzerine kurulu. Ama uygulayanların ideolojisi bilim değil kapitalizm.
Nereye taşıyacak binlerce kişiyi.
Trafik tıkanırsa sel bu sefer ev yerine yollarda yakalar insanları. -
@TENTEN, içinde söyledi: Anlıklar
@ictenlik, içinde söyledi: Anlıklar
@TENTEN, içinde söyledi: Anlıklar
Uyarı ile çözüm olmaz. Tedbir alcaksın. Ama kapitalizmin çok başlılığından kaotik davranışlarından çözüm sağlanamaz. Marxın Diyalektik ve tarihsel materyalizmi de aynı. Mehdi bekler gibi teknoloji gelişecek yapay zeka bizi kurtaracak filan habire ileri tarihe atıyorlar.
Çözümü şu anda var diyen yok .Tedbir alma işi devlete ,sorumlulara ya da ilgili sınıflara bırakıldı. Köylü ovanın göl olup olmayacağını bunun riskini bilmiyor ya da yetince haberdar değildi ama temel metooroloji bilgisi olan ya da hobi olarak meteroloji takibi yapan insanların çoğu bunu dünyanın herhangi bir yerinden görebilir. İkinci olarak Atina da güvenli evlerinde yatan bilim eğitimi almış insanların temel meteoroloji izleme bilgisine sahip olanlarının çoğu da.
Bunlarda önemli değil. Oldu oldu. Neyin olduğunun önemi yok. Devlet aygıtı, bilim sınıfı hepsi hükümsüzdür. Siz kapitalizm deyip geçin. Bu deprem değil.
4 gün önce mesajım var. Selden önce Yunanistan olağanüstü hal ve seferberlik teyakkuz ilan etmeli ya da ben oralı olsam ve yönetici olsam bunu yapardım. nokta...
Televizyondan internetten haber alma hakkın var derler. Ne diyecek sana. Üstüne birde hakaret eder sana.
Bütün yazıların bilim karşıtlığı üzerine kurulu. Ama uygulayanların ideolojisi bilim değil kapitalizm.
Nereye taşıyacak binlerce kişiyi.
Trafik tıkanırsa sel bu sefer ev yerine yollarda yakalar insanları.TENTEN bütün yazılarım bilim karşıtlığı üzerine kurulu değil, ilgisiz.
İkincisi ; yazmak istemedim ama Z kuşağı var yeni nesil 3 cümleden uzun hiçbir şeyi okumuyor ve yazılarına bu yüzden ilgisiz, kopuk bildirimler verir. Burada bunu yaşatılıyorum..
-
@TENTEN, içinde söyledi: Anlıklar
Bütün yazıların bilim karşıtlığı üzerine kurulu. Ama uygulayanların ideolojisi bilim değil kapitalizm.
Söylediğini bir düşün istersen ve yukarıya yazılarımı gözden geçir. Muhtemelen beni okumuyorsun ve bu muhtemelen senin önyargınla sınıflamanla ilglili olabilir, bilmiyorum. Ne diyebilirim.
Buradan da şöyle görünüyor. Yazıların/tepklerin bilim jandarmalığıyla ilgili ve muhtemelen cümle seçerek çünkü genel olarak yazdıklarımla içeriğin anafikriyle bağ , bağlantı yok.
-
@ictenlik, içinde söyledi: Anlıklar
Sizin biliminiz yücedir ve tüm suçların sorumlusu kapitalizmdir. Ben bunu anlıyorum ama yine de mesajlarımın bağlamından koparılmaması ve kopuk ele alınmaması ve mümkünce bütüncül okunması ricamı tekrar ediyorum çünkü yazar olarak beni haliyle zorluyor.
@ictenlik, içinde söyledi: Anlıklar
Söylediğini bir düşün istersen ve yukarıya yazılarımı gözden geçir. Muhtemelen beni okumuyorsun ve bu muhtemelen senin önyargınla sınıflamanla ilglili olabilir, bilmiyorum. Ne diyebilirim.
Buradan da şöyle görünüyor. Yazıların/tepklerin bilim jandarmalığıyla ilgili ve muhtemelen cümle seçerek çünkü genel olarak yazdıklarımla içeriğin anafikriyle bağ , bağlantı yok.
Bu siyah yerler suçlamaları ben yapmadım.
Bilimi yüceltmiyorlar keşke yüceltseler.
Bilim jandarmalığınıda yapmıyorlar.
Kapitalizmin sistemi kaotiktir.
Bilgiyi değil bireysel özgürlük adına saçmalayanların oylarını savunur.
Bilimde ölçme vardır. Ölçüyü sokar gözüne ama nasıl çözüleceğini anlatmazlar. Çözüm zaten imkansızdır. Kar komisyon kira faiz vergi vb şeyler üretim dışı alınan karşılığı olmayan ücretlerdir. Ama bunların karşılığı varmış gibi gösterilir. Kasanda bunlar birikir ama bunlar üretim aracı değildir.
Sadece Türkiye de değil tüm dünya ülkelerinde durum böyle. Bir yerden yol mu geçecek şehir planlaması mı yapılacak millet meclislerinde belediye meclislerinde temsili demokrasi ile seçilen sermaye sahiplerinin veya vekillerinin oylarına göre belirlenir.
Bilimi kendine göre yontar bu sermaye sahipleri seni takan filan olmaz. Bu bilimin suçu değil kapitalizm denilen saçmasapan sistemin ürünü. -
@TENTEN, içinde söyledi: Anlıklar
Bilimde ölçme vardır.
Bilimi kendine göre yontar bu sermaye sahipleri seni takan filan olmaz. Bu bilimin suçu değil kapitalizm denilen saçmasapan sistemin ürünü.Bilimle ilgisi yok. Şuradan bak. Din karşıtlığı kavramını ele alalım. Genel bir tabir. Din derken genelde ortadoğu dinleri ve üç büyük din denen dinleri kastederiz ve din kavramını kullanarak/genelleyerek bunlar hakkında atıp tutarız. Olumsuz yargılar veririz. Karşıtlıkta yapılabilir. Budizmde bir dindir ama karşıt ya da olumsuz biçimde dinler derken genelde Budizmi kapsamayız ya da kastetmeyiz.. Budizm iyi bir dindir ve Budizme hiç karşı değilizdir ama buradan yola çıkarak dinler kavramını ayırıp iyi ele almayız. Bize göre kötü özellikleri olan dinleri belirterek yine de din ve dinler deriz.
Bilim karşıtlığı yapılmıyor. Belli türden bilim/bilimlerle ilgili sorun var ve bu yukarıdaki örnekteki gibi.Bilimde ölçme yok ya da önemi yok. Olanak olarak ölçme var. İmkan var ya da doğa da ölçme olanaklı. Bilimde ölçen gözleyen olarak insan var, onun gözlemi var, aracı ve dolayısıyla subjektivite de bilime ve bilmeye aracı. Dolayısıyla doğal olarak insan biliminde ve bilimlerinde subjektivite var. İşin aslı subjektiviteyle istediğini istediğin gibi doğrulayabilir yanlışlayabilir ve istediğin gibi ölçerdin. Sorun buradan türüyor.
Bak bilimle ilgili sorunumuz şu. Fizik biyoloji gibi insanın ontolojisine dil uzatan ve bunu yanlış/subjektif biçimde yapan alanlar ya da sadece onlarla ilgili olan kapsam. İkincisi tıp bilimi gibi insan sağlığını yozlaştıran, yanlış bilgi kurumsallaştıran ya da insanı denetlemeye kalkan alanlar. Mesela bilim diyoruz ve benim matematikle ve matematik kavramıyla ya da o bilimse onunla bir sorunum var mı? Olabilir mi? Peki bu kavramı matematiği bir grup ele geçirseydi, bunu beni yönetmek için kullansaydı? O zaman sorunum olurdu. Örneğin matematik ismi altında yanlış bir bilgi örgütleyip, bir elit bilgi sınıfı üretip sonra bilgiyi, bilginin kendin karartsalardı . Özünde sayılarla ya da matematiğin felsefesiyle ve kendiyle sözlükte anlamı ve doğasıyla bir sorunum yada çatışmam olmayabilirdi ancak matematik adıyla bunu, o grubu, hedef alırdım. Bilim kavramı bugün tamamen dejenere (edildi/oldu) ya da tamamen insanın kontrolünü ele geçirmek için kullanılan yapay bir hal aldı. Kavramın sözlükteki anlamını savunmaya gerek kalmadı. Bilimin ne olduğunu biliyorum.
Bilim kavramında bilimdeki mevcut sınırlama ve çelişkilere saldırıyoruz ya da örgütlü bilim kavramını ele geçiren, insanın genel faydası dışında bir grubun, ,sınıfın, elitin çıkarına hareket eden odaklara saldırılır. Bu artık ayıklanamayacak/arındırılamayacak kadar genel bir durum ve bir hal almışsa kavramın kendine de saldırılır. Beni hiç bilgi kavramına saldırırken ya da dil uzatırken ya da karşı çıkarken gördün mü?_Biliminiz bilgiye karşı. Ona kurumsal olarak bu adı veriyorsunuz ve kurumsal olarak ona kurumsal yapısına/düzeneğine saldırılıyor ve ona saldırılır ve saldırıyoruz ve saldıracağızda ve devam edecek ,susmayacağız.
-
Bilim; iyi değil. Bilim yozlaşmış.
Bilim; insanların derhal terketmesi gereken yozlaşmış, para ve güce tapan, bir güç, inanç ve iktidar sistemidir.
Bilimin tek amacı insanları yönetme. Bilim artık bilmek için değil bütünüyle hayatlarınızı kontrol altında tutmak için üretiliyor.
Bilme hakkınızı elit üst sınıflara, yönetici sınıflara devretmekten vazgeçin. .Kontrolünüzü diğerlerine devretmekten vazgeçin.
Herhangi otoriteyle bilgi uyumsuzdur, yeşeremez.
Bilim/bilgi özgürlüğün çocuğudur, özgürlüğün olmadığı yerde üretilemez, yeşeremez.
Bilim vesayet işi ya da kurumu değil ve bilgi/bilim vesayet atındakiler ,maaşı ödenenler, satın alınanlar, tarafından üretilemez.
Bugünkü bilim saf sınıf çıkar ilişkileri ve egemenliğin bir yan ürünüdür, doğal olarak ürettiği bilgi değil kontroldür.
Mevcut bilgi sisteminizin temeli; güç para, hırs ve kontrol.
Bilme hakkınızı elinize alın, diğerlerine devretmeyin, doğal olarak gücü ve sizi kontrol etme (yönetme) hakkını devrediyorsunuz.
Bilgi (hükmetme) sınıflarını yıkın, korunun ve doğal olarak ilerleyin..
Bilgi hayatınıza (hayatlarınıza) hükmetmek (kontrol sağlamak) ve hayatınız/varoluşunuz hakkında hüküm vermek ya da hayatı ve doğayı kontrol çabası için üretildiğinde temel de varlığınıza/varoluşunuza hatta doğal olarak kişisel bilme yetkinize, bireysel özgürlüğe (bireyin kendi bilme yetkisine), (kurumsal olarak) saldırır (bir sınır örer) ve doğal olarak kendinizi hiçlerdiniz. Bilim otoriterdir sivil değil bunu iyi anlayın. (Kurumsal olarak. Güç ve hiyeralşi ağları içerir.))Biliminiz güç ve kontrol ve bunun sınıfını üretmekten, sürdürmekten, başka hiç bir sonuç üretmeyecek. Elitlere refah/kontrol devri ve konfor karşılığında satın alınan ,kendi kontrol edilen/yönetilen, bilgi sınıfı. Üretimi kölelik. Çıktı kölelik. Sonuç; kölelik. Köle bilimi, bilgisi ve ahlakı: Her köşesi köle etiği.
Sınıf atlama, sosyal konfor ve sosyal ayrıcalıklar ve sınıf bilinci ,statü, karşılığında bilincinizi satarak ve kontrolü/egemenliği devrederek (kendinizi güç kontrol ve himayeye açarak) bilgi sınıfına dahil olursunuz. Bilginin üretim süreci üzerinde hiç bir kontrolünüz yoktur. Egemen değilsiniz. Ortak egemenlikte yok. Özgür bilgi süreci yoktur.
Sivil bilim. Yok. kalmadı. Bilgiyi sivilleştirin, bilgiyi özgürleştirin, kamulaştırın. İş ve üretim faaliyeti, Hepsi.
bilgiye özgürlük...
-
Arkadaşlar iklim, klimatoloji, bilim, meteoroloji ve takibi yazılarım/yorumum nereden çıktı ve neden doğdu ve ne anlatmak istedim. Bunu baştan almak istiyorum çünkü yazar olarak yazdığım şeyle, yani dediğimle, ilgiliyim ve okurdan haliyle öncelikle ne dediğini anlaması ve denenle ilgi kurmasını beklerdim. Daha açığı anlaşılmamış hissediyorum.
Şimdi öncelikle ilk "Samsun Seli" adlı bir yazı/yorum yazdım. Burada ne anlatmak istedim. Bir görselle açıklamaya çalışacağım.
Bu "windy hava radarı" adlı site ya da telefon uygulamasının ekran görüntüsüdür. Buradan canlı yağış takibi yapabiliyoruz. Bulut ve yağış radarıdır. Ordu Fatsa da yaşıyorum. Samsun'a sel olduğu gün bu radarı sürekli takip ediyordum. Görseldeki sarı bölgeyi ve çarpı işaretini ben ekledim. Bu Samsun selinden yaklaşık 3 saat öncesinin temsili bir ekran görüntüsüdür. Sarı alan güçlü bir bulutu/yağışı ifade eder ve henüz denizde.
Aşağıdaki görüntü selden yaklaşık 2 saat öncesinin temsili ekran görüntüsüdür.
Yani yağış Samsun'a doğru geliyor. Buradan Samsun'a doğru güçlü bir yağış gittiğini görüyorum. İsteyen herhangi biri de görebilir.
Saatler sonra Samsun'a sel olduğunu görüyorsun. Araçların su içinde kaldığını görüyorsun. Kendi kendine şöyle diyorsun. İyi de bu görebilirdi ve görülüyordu. Ben orada olsam bunun olabileceğini saatler önceden farketmiştim ve uzaklaşırdım, önlem alırdım, eşi dostu uyarırdım vs.
İşin aslı kendimi aracı tavanına kadar suya batmış insanın yerine koyarsam aptal gibi hissettiriyor. Empati.Yunanistan selini iki yönlü kullandım. Birincisi bu anlattığımı pekiştirme. İkincisi de güçlü bir doğa olayı, zaten orada, insani olarak gözlüyorum hem zaman geçiriyorum. internet başındayım ve boş vaktim var. Yorumlar yaptım.
İstanbul selini geçmiş ekran görüntüleriyle örnekledim ve Samsun seliyle açıklamak istediğimi pekiştirmek için örnekledim.
Şimdi demek istediğim ne?
Aslında temelde ilk demek istenen gerçekten o duruma yani mağdur durumuna düşenle empati yapma .. Diğer yorumlar buradan doğuyor. Yani bilim karşıtlığı değil empati yapıyorum yani yazılarım bilim karşıtlığıyla değil de empatiyle ilgili.
Yunanistan seli öncesinde dünyanın herhangi yerinden meteorolojik hava tahmin modellemelerindeki toplam yağış yüküne bakmayı bilenlerimiz neler olabileceğini önceden gördük. (Eminim Atina da da bolca var. Eminim bilim sınıflarında da bolca var. Bunu görebilen)
Sonra bakıyorsun bu yağış nereye yağacak ?
10 bin nüfusu var yok bir sahil kasabası. Dağınık köy yerleşimleri ve düşük insan popülasyonu/yoğunluğu bulunan bir ova. Köylülerin başına yağacak. (Salla! Başının çaresine bakarlar oralar köy felan) Ne yapabilirsin ki? Orada başkan var, meteorolog var, sivil savunma kurumu var .Ne gerekiyorsa yaparlar. Onların sorunu ve işi. Yetkililer (var).
Köylüler çocuklarını okuttu/eğitti, okula gönderdi, bilgi alsın bilgi sınıfına dahil olsun diye. (Mesela doktor olur seni iyileştirir korur. Mesela meterolog olursa?) Sonra evinde uyurken sular geldi. (Kapitalizmi suçla, sorumluları suçla, devleti suçla, yöneticileri suçla, yat uyu rahatını kaçırma ve sekse devam, böylece huzurun kaçmasın.. Doğayı suçla, iklimi suçla, dış güçleri suçla, kaderi suçla, kapitalizmi suçla::) -
@TENTEN
Sen şimdi, @ictenlik 'in bahsettiği diyet vb. tedavilerin bilimsel olmadığını mı söylüyorsun?
Cidden bunu söylüyor olamazsın, sadece ketojenik diyetin faydalarına yönelik bir sürü araştırma var. Daha geçen gün bu foruma bir haber bıraktık.Artık çoğu hekimin bildiği üzere, ketojenik diyet gibi tedavilerle otizm bile düzeltilebilir.
Kısaca "bilim yalandır" demek yerine "günümüz tedavileri işe yaramazdır" desek daha doğru olur. -
Haber almak için (seli anlamak, orada neler olduğunu anlamak için) haber kaynakları ve tv değil buraya bakın..
https://twitter.com/eliannnnnnaki
https://twitter.com/AretiAthanasiu
https://twitter.com/ariana712251
https://twitter.com/KYTKYTKYTKYTKYThttps://twitter.com/hashtag/Παλαμάς?src=hashtag_click
https://twitter.com/hashtag/Λαρισα?src=hashtag_clickYukarıda bir gönderide pc de ve chrome tarayıcıyla twitter da sürekli bir çeviri akışını nasıl sağladığımı bir yorumda açıkladım.
-
Kıçını kıpırdatamayan hımbıl bir biliminiz var
(ve uslu çocuk olarak efendisinin emir ve yasaklarına karşı pasif söz dinleyen bu bilim, muhtemelen bugünlerde 2,5 numara (ve sürekli büyüyen) bir görüş sorunu nedeniyle lens/gözlük kullanıyor ve efendisinin emirleri ilk lensi/filtresi dir ve bu olmadan zaten göremez, göze de görünemezdi. Seçkin, atanmış, seçiçilerin sözde hakemliği (denetimi olmadan) bilim satırları yazılamaz. Seçicilerin seçimi/denetimi olmadan akademiye de girilemez. Eminim Mısır'da da bilim ve akademi vardır ve eminim Uganda da ama eminim ki ABD/AB ülkesindeki ondan üstündür çünkü orada onlar/ insanlar çok ileri gitti. Hızla ilerliyorlar. İlerideler hatta o kadar ilerideler ki arkalarında kimseyi/diğerlerini de artık göremiyorlar ve ileri gide gide ilerinin sonunu/ucunu da bulamadılar. Hala arıyorlar.
--
Halkın vicdanından doğan/doğacak , halkın vicdanına sığınan sığınacak, insanlığın ortak özgür, sivil sesi olacak, nesnel, bilim ve bilgisi umuduyla .. Bilgiye özgürlük
Kurumsal bilim defedilmelidir. Bilim ve bilme yetkisi/gücü ve buna dayalı yönetim gücü; para, güç, erk, çıkar sınıflarının/odaklarının elinden derhal alınmalıdır...
Bilgiye özgürlük -
Sizi yöneten bir sınıfın değil -tüm- insanlığın ortak çıkarları için hareket eden, edecek olan bilim bilimdir ya da ona bilim diyeceksek diyeceğiz. Henüz şu aşamada değil.
Bilim patronuna/işverenine hatta denetmen hakeme değil de halka (insanlığa) hesap verdiği zaman bilim olabilir ya da insanlığın bilimi /benim bilimim, olabilir .Henüz şu aşamada değil.
Halk için, halk tarafından halka karşı tüm sınıfların katılımıyla -ortak çıkarlar için- üretilmiş/üretilen bilim.
Şu andaki yönetim/denetim ve sınıf aygıtı. Halka karşıt.İnsanlık için, insanlığa karşı, insanlığın ortak bilimi dışındaki bilimler yönetim aygıtı..
-
Bilim bizi karanlıklardan aydınlığa çıkaracak ?!!
Çıkarmadı. Elitlerin çıkar aygıtı ve yönetim aracı olarak bir dine dönüştü.
Savaş güç dini insanlığın baş dinidir. Elitlerin dini. Bilim orta sınıfların dini.
Eminim Brezilyada ki insan görmemiş insanlar bizden uygar ve barışçıl. -
Bilimin işlevi
Bilim kabaca; bireysel bilme yetkinizi ,bilgi edinme uğraşı ve hakkınızı ve biliş gücünüzü ve serbest bilgi edinme, toplama ve üretme hakkınızı (bir sınıfın lehine/çıkarlarına dönük/uygun olarak) elinizden alma ya da sınırlama uğraşı.
Araştırma, özgür bilgi edinme ve toplama, bilme yeteneğinizi köreltme, standardize etme, uygunlaştırma, normlaştırma işlevi.
Yani orada bilim diye bir kurum ve bir sınıf olduğu, yalnızca ve sadece onların bilebileceği, sadece onların bilgi üretme yetkisi olduğunu, bilgiden ve üretiminden onların sorumlu olduğu ve ya da sizin yetersiz olduğunuzu ve uygun olmadığınızı , bilmeye ve kendiniz bilgi üretmeye kalkışmamayı, onların -bilim takımının- üretmediği ya da onların denetiminden geçmeyen bilgilerin geçersiz/uygunsuz ve normdışı olduğunu, onların hazır ayetlerini okumanız gerektiğini, tek tip damgalı, hazır paket bilgiyi onlardan/oradan (bilim denen tek merkezden) almanız ve edinmeniz gerektiğini öğrenirsiniz. Sonuçta burayı bilginin tek ana merkezi ve üssü kabul ederdiniz ve özgür/serbest bilgi toplamazdınız ,onaylanmamış paketlenmemiş ,denetimden geçmemiş serbest/özgür bilgiye/bilişe uzak kalırdınız ve burayla bir bağım/sembiyoz kurumsallaşırdı.İkincisi; bireysel bilgi edinmeye/üretmeye ve bilmeye kalkışırsanız da; bilebileceğinizin yanlış olduğu, sizin bilme yetkiniz olmadığı, oranın -bilimin- sınaması ve denetimine girmedikçe bilinenin bir önemi olmadığı ve haliyle bilime uygun (norma uygun normal) olmadığı anlamında toplumsal denetim, çatışma ve sınırlamayla karşılaşırdınız.
Yani sonuçta kurumsal bilim her türden özgür bilgi/bilişin düşmanlığıyla ilgilidir.
-
Din, toplumsal örgütlü bir sorun ya da yönetimsel başbelası olmaktan sözde çıkarılan tüm toplumların başına, bilim adında ve kılığında yeniden monte edildi. İsim, şekil değişikliği ve biraz makyaj. Güncellenmiş yeni dininiz bilimdir. Yazıcıları bellidir. Ayetlerini yazabilecek ve denetleyebilecek sınırlı papazlar ve kardinalleri, üst kurulları, hepsi belirlidir. Sermayenin örgütlediği bir kaç akademi ve sözde bir kaç üstün bilim kurumu kılığında sadece isim ve şekil değişikliği... Kabaca, tarikatleriniz ve cemaatleriniz ve eski kiliseniz gibi yaklaşık tek merkezden yönetilir. Bilim önderi ya da bilimsel kanı önderi adında kiralanmış, satın alınmış ya da zaafı üzerinde avlanmış, eğitim sistemiyle beyni yıkanmış bir kaç paçavrayla istediğin türden bilimi kitleye yutturabilirdin ve istenen vaazları verdiği sürece ödemeye, görmezden gelmeye, devam ederdin...
-
@TENTEN, içinde söyledi: Anlıklar
Kapitalizmin sistemi kaotiktir.
İbn Haldun ve Mises zamanında şöyle söylemişler.
İbn-i Haldun ekonomik faaliyetler konusunda liberal bir görüşe sahiptir. Özel girişimciliği savunur ve devletin ekonomik hayata müdahale etmesine karşı çıkar. Ona göre ekonomik olayların da kendine has kanunları vardır ve bunlar üzerinde uygulanacak bir baskı ekonomiyi altüst eder.[87] Ekonomik şartların bozuk, ticari hayatın dengesiz, gelir dağılımının adil olmadığı bir toplumda refah ve sağlam bir ahlaki hayat da ortaya çıkamaz.
Devletin görevi ekonomik hayatın bir düzen içinde gelişmesini sağlamaktır. Devletin ekonomiye adil olmayan müdahaleleri, haksız vergilendirmede bulunması veya mülkiyete el koyması ekonomiyi olumsuz etkiler ve devlet varlığını devam ettirmesi için gereken vergilerden mahrum kalır. Devletin gelirleri azalınca da asıl yapması gereken adalet, savunma, diplomasi gibi faaliyetlerini yapamaz hale gelir ve çöker.[87]
İbn-i Haldun'a göre ekonomide ücret, kâr ve vergi'den oluşan bir döngü vardır. Ücretler azalmadığı sürece pazara gelir, pazarda elde edilen kazanç kâr yaratır, artan kâr ise vergiye dönüşür. Bu döngünün sürmesini sağlamak ve dengeli bir ekonomik politika izlemek devletin görevidir. "Ücret ve aylıkları eksiltmek devletin gelirini eksiltir" der. Çünkü azalan ücretler ekonomiyi durgunluğa sürükleyecek ve bu da vergileri azaltacaktır. Aynı şekilde vergilerin düşük olması da vergi gelirlerinin artması ile sonuçlanacaktır. Düşük vergiler yatırımcıları teşvik edecek ve hem yatırımlar hem de istihdam artacaktır.[88]
İbn-i Haldun, devletin ticaret yapmasına da karşı çıkar. Ona göre, bu, üreticiler için zararlıdır ve vergi düzenini bozar. Devletin rekabet ettiği bir alanda çiftçiler ve tüccarlar rekabet edemez. Çünkü devlet hem üretimi için gereken girdileri, diğer girişimcilerden çok daha ucuza alabilir, hem de diğer girişimcileri ürettiği malı çok daha pahalıya satın almak zorunda bırakabilir. Bu durumda haksız rekabet ortaya çıkar, devlet arz-talep dengesini bozarak her iki tarafın da zarar etmesine neden olmuş olur. Tüccar ve çiftçilerin geliri düştüğü için hem yeni girişimler olmaz, hem de vergilerde azalma olur.
Mises şöyle demiş.
Devlet harcamaları ilave istihdam yaratmaz. Eğer devlet, halktan borçlanarak ve vergi alarak harcama yaparsa, bir tarafta yaratacağı istihdamdan daha fazlasını yok eder.