Öylesine Konuşmalar _2. sayfa
-
İnsanları korkutarak herşey yaptırabilirsiniz. Öldürmek eylemi korkunun bir yansımasıdır.
Mesala zararı olmayan hayvanları öldürmesi aslında insana verdiği korku neticesindedir. -
Korkunun tam zıddı sevgidir. Her ne kadar ikisi birbirine karışmış olsa da bazı durumlarda sevginin verdiği korku hissi farklıdır.
Mesala anne babasının kizmasindan korkan bir çocuk yine teselli ve sevgisini anne babasının kucağında alıyor. -
"Ama bir lafa bakarım laf mı diye bir de söyleyene bakarım adamı mı diye"
Derdim de gerek yok.
-
Sadece kendi çocuklarını seven insanlar, acı kendi çocuğuna gelene kadar acının ne demek olduğunu anlayamıyacaktır.
-
Bazen cesaretsizlikte bir cesarettir.
-
İnsan, benlentisi kadar yanılır, yanılgıya düşer
-
Sorunlar ve onlara bakış açısı
Sorunlarınız ne kadar büyükse, o kadar yaşama isteğiniz ya da sorunu çözme eğiliminiz kamçılanır.
Hazircilik ve rahata alışma, sorun çözme eğilimini yok eder.Milletleri fakirlestirmek istiyorsanız ilk olarak rahata, hazircilığa alistirin sonra tüm sunduklarinizi geri çekin.
Daha önce rahata alistirilan toplum düşünme, sorun çözme yetisini kaybettiğinden yeni haline alışamamanin buhranı içinde her pisliğe bulaşır. Ve sonra ne millet kalır ne de değerler. -
Bir şeye inanmaktan çok, inandığın şey için mücadele etmek daha önem arz eder. Mücadele, diri dipdiri tutmakla eş değerdir. Hedefi olan insanlar, hep gençtirler.
-
Bazı insanlar sadece şanslıdır. Bazı insanlar emek verir yine de şanssızdır.
Kimi insanın emeğinin karşılığı zamana yayılmış bir halde öylece durur. Beklemenin sabrına da emek vermesi istenilir.
Kimi insanın hıp hızla oluverir herşeyi. Koşuşturmanın verdiği yorgunluğu musalla taşına, göremediği yaşlarının sayısınca nefesini bırakır.Kim şanslıdır, kim şanssizdir bir anda silinir tüm bildim denilenler.
-
@Efruhte, içinde söyledi: Öylesine Konuşmalar _2. sayfa
Sorunlar ve onlara bakış açısı
Sorunlarınız ne kadar büyükse, o kadar yaşama isteğiniz ya da sorunu çözme eğiliminiz kamçılanır.
Hazircilik ve rahata alışma, sorun çözme eğilimini yok eder.Milletleri fakirlestirmek istiyorsanız ilk olarak rahata, hazircilığa alistirin sonra tüm sunduklarinizi geri çekin.
Daha önce rahata alistirilan toplum düşünme, sorun çözme yetisini kaybettiğinden yeni haline alışamamanin buhranı içinde her pisliğe bulaşır. Ve sonra ne millet kalır ne de değerler.Hiçbir şey yapamıyorsanız dahi acınız
karşısında güçlü durmayı bilin. Çünkü insanlar hep güçlü olandan yanadır. -
Günahsız olmam hiç hata yapmamam istenseydi melek olarak yaratılırdım. Ve bu yüksek bir meziyet olsaydı , insan meleklerden de üstün olamazdi.
Tökezlenir düşerim, kalkar doğrulur yine düşerim. Her düştüğünde nasıl doğrulup kalktığım önemlidir. -
Eğitimlerden, bilgilerden ...vs ne varsa hepsinden de önceliği alışkanlıklarımız anlamlandirir,şekillendirir hayatımızı.
-
Yalancı ve menfaatperestlerden dava adamı olmaz.
Bugün sizi alkislayanlar, yarın bir başkasını alkışlar.
Alkislayanları dava adamıdır sananların hezimeti. -
Alışkanlık haline dönüşen ideolojiler, algıyla beslenir.
-
Kararsizlikta bir karardir.
-
-
"Biz koşu bittikten sonra da koşan atlarız"
sezai karakoç
-
sonsuz ikram sahibi ev sahibinin sunacağı ikramları daracık hayal ve aklına sığdırmaya çalışana ne denir bilemiyorum.
-
ve bir gün gelecek herkes delirecek.
derse birisi
söyleyin ona zaten şairler deliydi.
Akıl dediğin bile deliliğe gebe.
-
Hemen hemen hepimiz bir mucize olsun istiyoruz. Bizzat biz seçilmiş olup, bizzat bu mucizenin başrol oyuncusu olmayı.
Oysa unuttuğumuz zaten başrol oyuncusuyuz her birimiz kendi hayatımızın. İnsanın kendi hayatı, nefes alıyor olması bu dünyaya gelmiş olması, imtihan için seçilmiş olması birer mucize değil miydi?
Ama olmaz daha da değerli olmaliydik öyle ya peygamberler gibi bize de melek görünmeli idi. Ya da azabı bizzat görebilmeliydik ki hakikaten böyle helak olmuş milletlerin gerçekliğini kabul edelim. Öyle değil mi?
Oysa nice afetin nasıl olduğunu bizzat görürken ve Kuranı Kerim her birimiz için indirilmiş bir kitap iken, insan inanmamak için bahaneler bulmaliydı değil mi?
Haram ve günah denilen bir kavram ya da sorumluluk hissi olmamaliydi. Dilediği şekilde her günaha batıp çıkıp her türlü pisliğe bulasip ne azap olmalıydı ne de cehennem. İnkar edince bütün bu sorumluluklardan kurtulmuş olunuyordu öyle ya.İnsan, kadim zamanlarda da aynıydı şimdi de aynı
27.03.2024