İçinden geçeni söyle!!!
-
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak bir köyde, Kırmızı Başlıklı Kız adında çok dindar bir kız yaşarmış. Her zaman başında güzel bir kırmızı başörtüsü, dudaklarında dualar, kalbinde ise iman varmış. Kız, annesinin hazırladığı yiyeceklerle birlikte, hasta olan büyükannesine yardım etmek üzere ormanın derinliklerinden geçer, yolda dua ederek yürürmüş.
Ama ormanda, çok kurnaz ve zeki bir kurt yaşarmış. Bu kurt, dindar insanların yaşam tarzını anlamakta zorlanıyormuş, dolayısıyla Kırmızı Başlıklı Kız’a daha çok ilgi duymaya başlamış. Kızın inancı ve saflığı, kurt için cazip bir hedef haline gelmişti. Kızın kalbini kazanarak onu etkilemek isteyen kurt, önce sinsice bir plan yapmaya karar vermiş.
Kurt, ilk olarak Kırmızı Başlıklı Kız'la karşılaşmak için gizlice ormanda yola çıkmış. Kız, yolda ilerlerken aniden karşısına çıkan kurtu gördüğünde dehşete kapılmış, fakat kurt ona yaklaşarak tatlı bir sesle konuşmaya başlamış:
"Merhaba, sevgili Kırmızı Başlıklı Kız! Ben ormanın koruyucusuyum. Her zaman iyi insanların yanında olmak isterim. Senin gibi dindar birini görmek çok güzel."
Kırmızı Başlıklı Kız, kurtun dostça tavrından etkilenerek biraz rahatlamış. Ama içindeki şüpheyi de atamamış. Kurt her gün Kız’ın yolunu kesip ona farklı konularda sohbetler açmış. Zamanla, Kız onun sözlerindeki mantığı ve cazibeyi keşfetmeye başlamış.
Bir gün kurt, planını bir adım ileriye taşımaya karar vermiş. Dindar bir insan kılığına girmeye, dini değerleri taklit etmeye başlamış. Başına bir sarık sarmış, elbisesini değiştirmiş ve Kırmızı Başlıklı Kız'ın karşısına eski bir din adamı gibi çıkmış. Kız, kurdun bu yeni görüntüsüne aldanarak kafasında bir soru işaretiyle:
"Neden böyle giyinirsin?" demiş.
Kurt, sahte bir samimiyetle yanıt vermiş: "Seni daha iyi tavlayabilmek için! Dininizin güzelliklerini seninle paylaşmak istiyorum."
Kırmızı Başlıklı Kız, kurtun sözlerine bunca zaman neden bu kadar hırsla yaklaştığını düşünmeden güvenmiş. Daha fazla zihin oyununa maruz kalmamak için onu dinlemeye başlamış. Kurt, etkileyici argümanlarla Kız’ın inancını sorgulamasını sağlamış. Zamanla, Kız’ın zihninde oluşan şüpheler ve sorular, onun kalbindeki inancı sallamaya başlamış.
Kırmızı Başlıklı Kız, sonunda karar vermiş. Kurtun cazibesi ve sunduğu yeni bakış açısı karşısında, başörtüsünü çözmüş ve onu bir kenara atmış. Aniden evrilen düşünceleriyle ateist bir yaşam tarzını seçmeye karar vermiş. Kurdu, bir arkadaş olarak gördüğü için yanında durmaya, hikayeler paylaşmaya devam etmiş.
Ve Kırmızı Başlıklı Kız ile kurt, artık mutlu ve özgür bir yaşam sürmeye başlamış. Ormanda dolaşırken başka insanların neler düşündüğüne, neye inandığına aldırmadan, kendi seçimleriyle bir ömür geçirmişler.
Sonunda, hayatları boyunca birbirlerine aşkla bağlı kalmışlar ve her anı birlikte yaşama kararlarıyla sonsuza dek mutlu yaşamışlar.
Ve işte böylece, Kırmızı Başlıklı Kız ve kurt, farklı inançlardan gelen bir aşk hikayesinin kahramanları olarak, kendi yollarını çizmişler. Onların hikayesi, her zaman farklılıkların bir araya gelebileceğini hatırlatırmış.
-
@Pakize İskitler/Sakalar Türk müdür?
-
İskitler (Sakalar), M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren Orta Asya ve Kafkasya'da yaşayan bir halktır. Genel olarak Türk kökenli bir toplum olarak kabul edilirler. İskitlerin tarihi, göçebe yaşam tarzları, atlı savaşçı kültürleri ve zengin sanat eserleri ile tanınır.
Modern Türk halkları ile İskitler arasında tarihî ve kültürel ilişkiler bulunmakta olup, İskitlerin dilinin Türk dilleriyle olan benzerlikler taşıdığı düşünülmektedir. Ancak, kesin bir dilsel ve kültürel devamlılık kurmak zordur.
Sonuç olarak, İskitler/Sakaların Türk kökenli bir halk olduğu kabul edilmektedir, ancak bu konu tarihî ve dilbilimsel açıdan oldukça karmaşıktır. Araştırmalar devam etmekte ve çeşitli teoriler öne sürülmektedir.
-
@Pakize
Çin'de Türkler'e ait kurgan bulunmakta mıdır? -
Evet, Çin'de Türkler'e ait kurganlar bulunmaktadır. Özellikle Orta Asya ve Çin'in kuzey bölgelerinde, Türk tarihine ve kültürüne dair birçok arkeolojik buluntuya rastlanmaktadır. Bu kurganlar, Türklerin tarih boyunca göçebe yaşam tarzlarını yansıtan mezarlardır ve genellikle yanında çeşitli eşyalar, silahlar ve bazen de hayvan kalıntıları bulundurur.
Özellikle Sibirya ve Çin'in kuzey bölgelerinde, Göktürkler ve Uygurlar gibi Türk halklarına ait kurganlar önem taşımaktadır. Bu kurganlar, Türklerin tarihsel kökenleri, sosyal yapıları ve inançları hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Ayrıca, bu alanlardaki arkeolojik kazılar, Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan farklı dönemleri ve kültürel etkileşimleri anlamamıza yardımcı olur.
-
@Pakize, içinde söyledi: İçinden geçeni söyle!!!
Evet, Çin'de Türkler'e ait kurganlar bulunmaktadır. Özellikle Orta Asya ve Çin'in kuzey bölgelerinde, Türk tarihine ve kültürüne dair birçok arkeolojik buluntuya rastlanmaktadır. Bu kurganlar, Türklerin tarih boyunca göçebe yaşam tarzlarını yansıtan mezarlardır ve genellikle yanında çeşitli eşyalar, silahlar ve bazen de hayvan kalıntıları bulundurur.
Özellikle Sibirya ve Çin'in kuzey bölgelerinde, Göktürkler ve Uygurlar gibi Türk halklarına ait kurganlar önem taşımaktadır. Bu kurganlar, Türklerin tarihsel kökenleri, sosyal yapıları ve inançları hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Ayrıca, bu alanlardaki arkeolojik kazılar, Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan farklı dönemleri ve kültürel etkileşimleri anlamamıza yardımcı olur.
Peki Kuzey Çin'de Hunlar'a ait kurgan var mıdır?
-
Evet, Kuzey Çin'de Hunlar'a ait kurganlar bulunmaktadır. Hunlar, M.Ö. 3. yüzyıldan itibaren Orta Asya'dan gelen ve Kuzey Çin'de önemli bir etki bırakan bir Türk boyudur. Hunlar, özellikle Batı Hunları ve Doğu Hunları olarak bilinen iki ana gruba ayrılmıştır ve her iki grup da Kuzey Çin'de çeşitli yerleşim alanları oluşturmuştur.
Arkeolojik kazılar, Kuzey Çin'in bazı bölgelerinde Hunlara ait kurganları ortaya çıkarmıştır. Bu kurganlar, mezar yapıları olarak kullanıldıkları gibi yanında çeşitli mezar eşyaları, silahlar ve günlük yaşamda kullanılan nesnelerle birlikte bulunmuştur. Bu buluntular, Hunların yaşam tarzı, inançları ve toplumsal yapıları hakkında bilgi vermektedir. Ayrıca, bu kurganlar, Hunların Çin ile olan etkileşimlerini ve bu dönemdeki kültürel alışverişleri anlamamıza yardımcı olmaktadır.
-
@Pakize, içinde söyledi: İçinden geçeni söyle!!!
Evet, Kuzey Çin'de Hunlar'a ait kurganlar bulunmaktadır. Hunlar, M.Ö. 3. yüzyıldan itibaren Orta Asya'dan gelen ve Kuzey Çin'de önemli bir etki bırakan bir Türk boyudur. Hunlar, özellikle Batı Hunları ve Doğu Hunları olarak bilinen iki ana gruba ayrılmıştır ve her iki grup da Kuzey Çin'de çeşitli yerleşim alanları oluşturmuştur.
Arkeolojik kazılar, Kuzey Çin'in bazı bölgelerinde Hunlara ait kurganları ortaya çıkarmıştır. Bu kurganlar, mezar yapıları olarak kullanıldıkları gibi yanında çeşitli mezar eşyaları, silahlar ve günlük yaşamda kullanılan nesnelerle birlikte bulunmuştur. Bu buluntular, Hunların yaşam tarzı, inançları ve toplumsal yapıları hakkında bilgi vermektedir. Ayrıca, bu kurganlar, Hunların Çin ile olan etkileşimlerini ve bu dönemdeki kültürel alışverişleri anlamamıza yardımcı olmaktadır.
Xi'an şehrindeki kurganlar kime ait?
-
Xi'an şehrindeki kurganlar, genellikle tarihi dönemdeki Hunlar ile ilişkilendirilse de, bu bölgede aynı zamanda diğer antik uygarlıklara, özellikle Qin ve Han hanedanlıklarına ait kurganlar da bulunmaktadır. Xi'an, antik Çin'in önemli bir merkezi olduğu için, burada birçok farklı etnik grup ve uygarlığa ait mezar yapıları bulunmuştur. Bu nedenle, kurganların ait olduğu kültürel ve tarihi bağlam, yapılan araştırmalara göre değişiklik gösterebilir. Özellikle Han Hanedanı'nın mezar alanları ve çeşitli yerleşimlerden elde edilen buluntular, bu dönemdeki halkların yaşam tarzı ve inanç sistemleri hakkında önemli bilgiler sunmaktadır.
-
@Pakize Çinliler Türkleri sever mi?
-
Çinlilerin Türklerle olan ilişkileri tarih boyunca oldukça karmaşık ve çok boyutlu olmuştur. Genel olarak söylemek gerekirse, bu ilişki hem olumlu hem de olumsuz unsurlar içermektedir.
-
Tarihsel Bağlar: Türk ve Çin toplulukları, tarih boyunca çeşitli etkileşimlerde bulunmuşlardır. Orta Asya'nın bozkırlarında Türk halklarının göçleri ve devletleri, Çin ile zaman zaman iş birliği veya çatışma halinde olmuştur.
-
Kültürel Etkileşim: Türk ve Çin kültürleri arasında birçok etkileşim olmuştur. Dil, sanat ve ticaret gibi alanlarda karşılıklı etkiler gözlemlenmiştir.
-
Günümüzdeki İlişkiler: Modern dönemde, Türkiye ve Çin arasında ekonomik, kültürel ve siyasi ilişkiler bulunmaktadır. Örneğin, Türkiye'nin "Bir Kuşak, Bir Yol" projesine katılması, iki ülke arasındaki iş birliğini artırmıştır.
-
Sosyal Algılar: Bireysel olarak, her iki toplumda da çeşitli görüşler mevcut olabilir. Bazı Çinliler Türkleri tanıyabilir ve sevebilirken, bazıları ise stereotipler veya önyargılarla hareket edebilir.
Sonuç olarak, genel bir yargı vermek zor olsa da, Türklerin ve Çinlilerin birbirlerine yönelik hisleri ve ilişkileri tarihsel, kültürel ve siyasi bağlamda değişkenlik göstermektedir.
-
-
@Pakize, içinde söyledi: İçinden geçeni söyle!!!
Evet, Kuzey Çin'de Hunlar'a ait kurganlar bulunmaktadır. Hunlar, M.Ö. 3. yüzyıldan itibaren Orta Asya'dan gelen ve Kuzey Çin'de önemli bir etki bırakan bir Türk boyudur. Hunlar, özellikle Batı Hunları ve Doğu Hunları olarak bilinen iki ana gruba ayrılmıştır ve her iki grup da Kuzey Çin'de çeşitli yerleşim alanları oluşturmuştur.
Arkeolojik kazılar, Kuzey Çin'in bazı bölgelerinde Hunlara ait kurganları ortaya çıkarmıştır. Bu kurganlar, mezar yapıları olarak kullanıldıkları gibi yanında çeşitli mezar eşyaları, silahlar ve günlük yaşamda kullanılan nesnelerle birlikte bulunmuştur. Bu buluntular, Hunların yaşam tarzı, inançları ve toplumsal yapıları hakkında bilgi vermektedir. Ayrıca, bu kurganlar, Hunların Çin ile olan etkileşimlerini ve bu dönemdeki kültürel alışverişleri anlamamıza yardımcı olmaktadır.
Kuzey Çin'de Tabgaçlar'a ait kurgan var mı?
-
Evet, Kuzey Çin'de Tabgaçlar'a ait kurganlar bulunmaktadır. Tabgaçlar, özellikle 4. ve 5. yüzyıllarda Kuzey Çin'de etkili olan bir Türk boyu olarak bilinir. Bu dönem, Tabgaçların güçlü bir devlet kurarak Çin'in kuzey bölgelerinde önemli bir nüfuz kazandığı bir zaman dilimidir.
Tabgaçlara ait kurganlar, arkeolojik kazılarla ortaya çıkarılmıştır ve genellikle mezar yapıları olarak inşa edilmiştir. Bu kurganlar, içinde Tabgaçlara ait mezar eşyaları, silahlar, zırhlar ve günlük yaşamda kullanılan nesnelerin yanı sıra çeşitli sanat eserleri ve süs eşyaları da içermektedir. Bu buluntular, Tabgaçların yaşam tarzı, inançları ve sosyal yapıları hakkında önemli bilgiler sunmaktadır.
Tabgaçların Çin ile olan etkileşimleri ve bu dönemdeki kültürel alışverişler hakkında daha fazla bilgi edinmek için bu kurganlar ve içerdikleri buluntular büyük öneme sahiptir.
-
@Pakize Oktan Keleş'in Çin gezisi ve araştırmaları ve Türk kurganları hakkındaki düşünceleri hakkında bilgi verir misin?
-
Oktan Keleş, Türk tarihine, kültürüne ve özellikle Türklerin tarihi coğrafyasına olan derin ilgisiyle tanınan bir araştırmacıdır. Kendisi, özellikle Türklerin kökenleri, Orta Asya'daki varlıkları ve kültürel mirasları üzerine yaptığı çalışmalarla bilinir.
Keleş, Çin'e yaptığı gezilerde, Türk tarihi ve kültürü ile ilgili önemli araştırmalar gerçekleştirmiştir. Bu gezilerde, Türklerin tarih boyunca Orta Asya’dan başlayarak farklı coğrafyalarda nasıl varlık gösterdiğine dair bilgileri toplamak ve derlemek amacıyla çalışmalarda bulunmuştur. Özellikle, Uygur ve Göktürk dönemleri üzerine yoğunlaşmış, bu döneme ait arkeolojik buluntuları incelemiştir.
Türk kurganları, yani mezar höyükleri, Keleş'in araştırmalarında önemli bir yer tutmaktadır. Kurganlar, Türkler başta olmak üzere birçok Orta Asya halkının mezar yapılarıdır ve bu alan, geçmişteki toplumların inançları, sosyal yapıları ve yaşam tarzları hakkında değerli bilgiler sunar. Keleş, bu kurganları inceleyerek, Türklerin tarih sahnesindeki yerini ve kültürel dinamiklerini analiz etmeye çalışmış, bu alandaki bilgilere erişim için hem arkeolojik verilere hem de tarihi kaynaklara başvurmuştur.
Oktan Keleş'in çalışmaları ile Türk kurganları arasındaki ilişki, Türk kimliğinin ve tarihinin yeniden yorumlanmasına ve anlaşılmasına katkıda bulunmuştur. Keleş, kurganların sadece arkeolojik buluntular değil, aynı zamanda Türk kültürünün ve tarihinin önemli bir yansıması olduğuna dikkat çekmektedir.
Keleş’in araştırmaları, Türklerin tarihsel ve kültürel mirasının gün yüzüne çıkarılması açısından önem taşımakta ve bu alanlardaki akademik çalışmalara da katkıda bulunmaktadır. Türk tarihi ile ilgili konulara olan bu ilgi, özellikle genç araştırmacılar ve tarihçiler için ilham kaynağı olmuştur.
-
@Pakize, içinde söyledi: İçinden geçeni söyle!!!
Oktan Keleş, Türk tarihine, kültürüne ve özellikle Türklerin tarihi coğrafyasına olan derin ilgisiyle tanınan bir araştırmacıdır. Kendisi, özellikle Türklerin kökenleri, Orta Asya'daki varlıkları ve kültürel mirasları üzerine yaptığı çalışmalarla bilinir.
Keleş, Çin'e yaptığı gezilerde, Türk tarihi ve kültürü ile ilgili önemli araştırmalar gerçekleştirmiştir. Bu gezilerde, Türklerin tarih boyunca Orta Asya’dan başlayarak farklı coğrafyalarda nasıl varlık gösterdiğine dair bilgileri toplamak ve derlemek amacıyla çalışmalarda bulunmuştur. Özellikle, Uygur ve Göktürk dönemleri üzerine yoğunlaşmış, bu döneme ait arkeolojik buluntuları incelemiştir.
Türk kurganları, yani mezar höyükleri, Keleş'in araştırmalarında önemli bir yer tutmaktadır. Kurganlar, Türkler başta olmak üzere birçok Orta Asya halkının mezar yapılarıdır ve bu alan, geçmişteki toplumların inançları, sosyal yapıları ve yaşam tarzları hakkında değerli bilgiler sunar. Keleş, bu kurganları inceleyerek, Türklerin tarih sahnesindeki yerini ve kültürel dinamiklerini analiz etmeye çalışmış, bu alandaki bilgilere erişim için hem arkeolojik verilere hem de tarihi kaynaklara başvurmuştur.
Oktan Keleş'in çalışmaları ile Türk kurganları arasındaki ilişki, Türk kimliğinin ve tarihinin yeniden yorumlanmasına ve anlaşılmasına katkıda bulunmuştur. Keleş, kurganların sadece arkeolojik buluntular değil, aynı zamanda Türk kültürünün ve tarihinin önemli bir yansıması olduğuna dikkat çekmektedir.
Keleş’in araştırmaları, Türklerin tarihsel ve kültürel mirasının gün yüzüne çıkarılması açısından önem taşımakta ve bu alanlardaki akademik çalışmalara da katkıda bulunmaktadır. Türk tarihi ile ilgili konulara olan bu ilgi, özellikle genç araştırmacılar ve tarihçiler için ilham kaynağı olmuştur.
Peki Oktan Keleş Çin'deki Türk kurganlarının içerisine girmiş midir?
-
Oktan Keleş'in Çin'deki Türk kurganlarına girip girmediğine dair spesifik bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, Keleş'in Türk tarihi, kültürü ve özellikle kurganlar üzerinde yaptığı çalışmalar göz önüne alındığında, bu tür araştırmaların kurganların içerisine girerek arkeolojik buluntuları incelemeyi de kapsayabileceği düşünülebilir. Yine de, böyle bir faaliyet hakkında doğrudan kaynak veya açıklama olmadığı için kesin bir yanıt veremem. Keleş'in çalışmalarının odak noktası, daha çok bu kurganların tarihi ve kültürel anlamını analiz etmek olduğu görünmektedir. Eğer Keleş'in bu konuda daha fazla bilgiye sahip olduğu bir yayın veya açıklama varsa, bu konuda detaylı bilgi edinilebilir.
-
@Pakize Emir Nogay kimdir?
-
Emir Nogay, 13. yüzyılda yaşamış olan bir Türk beyidir. Nogaylar, Altın Orda Devleti'nin bir parçası olarak bilinen, Altın Orda'nın batı kesiminde özellikle Kırım ve civarında yaşayan Türk boylarının bir grubunu temsil eder. Emir Nogay, Nogaylar'a liderlik eden önemli bir figürdür ve bölgede güç kazanmış bir komutandır.
Nogaylar, Türk-Moğol kökenli bir grup olarak, özellikle Kırım Yarımadası ve çevresinde önemli bir etkiye sahip olmuşlar ve zamanla bağımsız bir güç haline gelmişlerdir. Emir Nogay, bu sürecin önemli bir parçası olarak, özellikle 13. ve 14. yüzyıllarda Batı Asya ile Doğu Avrupa arasında önemli bir stratejik konumda bulunuyordu.
Emir Nogay hakkında detaylı bilgi sınırlı olabileceğinden, genellikle dönemin tarihsel bağlamı içinde değerlendirilmesi gereken bir lider olarak bilinir. Nogaylar, daha sonra Osmanlı İmparatorluğu ve diğer Türk devletleri ile olan ilişkileri ile de tarihte önemli bir yer edinmişlerdir.
-
@Pakize Güney Azerbaycan neresidir?