Çok Dindar Bir İnançsızım Ben
-
@ictenlik, içinde söyledi: Çok Dindar Bir İnançsızım Ben
@Efruhte, içinde söyledi: Çok Dindar Bir İnançsızım Ben
@ictenlik Kuranı Kerim'in evrensel oluşu. Belli bir kabileye, belli bir etnik kökene inmiş olsaydı hitap ederken bu şekilde hitap ederdi.
Kuranı kerim nedir ,bunu nereden çıkardınız? ve neye dayanarak ortaya koydunuz ve konumuzla ilgisi ya da bağlantısı ne?
Bunları açıklar mısın?Yazdıklarımı ve tüm iletilerimi tekrar okumayı ve eğer yanıtlamak isteniyorsa son iki yoruma bıraktığım soru yanıtlamayı dener misin?_
Senin için Laura neyse onun içinde Muhammed o.
Biri quija tablası ile iletişim kurduğunu iddia ediyor.Diğeri hira dağına çıkıp iletişim kurduğunu iddia ediyor. -
@ictenlik anne sütü bal doğa olayları bana bir yaradicinin varlığını ve birliğini gösteriyor.
-
@TENTEN inanmak, teslim olmak bunu gerektirir. Tur dağında Hz. Musa ile Hira da peygamberimizle.
Namaz müminin miracidir. Ve beş vakit namaz ile huzurunda oluyoruz.
İnanmayan biri için bunlar deliler ,aklı noksanlar şeklinde bir durum olabilir. Ama inanan biri için ise insanın sadece dünya hayatindan ibaret olamayacak kadar değerli bir hazine olduğunun farkına varmaktır. -
@Efruhte, içinde söyledi: Çok Dindar Bir İnançsızım Ben
@ictenlik herşey herkes tanrı olamazdı. Doğaya bakıldığında muhteşem bir düzen var. Herkes tanrı olabilseydi böylesine bir düzen söz konusu olamazdı. Hayvanlar alemi ayrı bir düzen içerisinde ,bitkiler alemi ayrı bir düzen içerisinde. Çeşit çeşit ağaçlar var. Limon ağacına kim dedi limon yapmasını ya da elma ağacı kim dedi elma yapmasını. Sonuçta aynı gıdaları aldıkları halde(toprak, güneş..vs) biri farklı diğeri farklı.
Bu doğadaki bütün canlılardan sorumlu ,onların ne yapacağını bildigi ,bilgisi sonsuz olan ve varlığı sonsuz olan bir yaradanin varlığını gösteriyor.Sadece Ortadoğu ya da Araplara indirilmiş olsaydı onlara hitap eder şekilde olurdu. Ama Kuranı Kerim belli kesime hitap etmiyor , herkese hitap ediyor. Evrensel bir nitelik taşıyor ayrıca.
Bak şimdi şunu anladık
Doğaya ve varoluşumuza baktık ve bir ihtişam, görkem, zeka (bilinç), bilinçli organizasyon gördük ve buna içsel olarak yaratıcılık dedik. Bu çıkarımı anladığımızı belirtiyorum. Buraya kadar anladığımızı belirtiyorum. Buraya kadar olan düşünme ve kavrama, algılama süreciyle bir çatışma olmadığını da belirtiyorum.Şimdi buraya kadar olanı doğayı gözlem yoluyla kendi bilincimiz ve tanımız aracılığıyla ürettik. Kişisel kanı.
Tekrar tekrar aynı şeyi açıklıyorsun.
Bir yaratıcının olası varlığına kadar olan kısımla zaten çelişmediğimi çatışmadığım ya da ilgilenmediğimi zaten belirttim.
Buradan ileriye nasıl geçtiniz, sonraki sonuçlara nasıl atladınız?
Doğanın görkeminden sözediyorsun ,doğanın görkemi mi sana söyledi bu ne demek
Anne sütünden sözediyorsunz, anne sütümü sana söyledi bu ne demek?
Limon ağacında bahsediyorsun limon ağacı mı söylediNasıl bir bağlantı kuruyorsun bunu soruyorum
-
@Efruhte, içinde söyledi: Çok Dindar Bir İnançsızım Ben
@ictenlik anne sütü bal doğa olayları bana bir yaradicinin varlığını ve birliğini gösteriyor.
Tamam bunu anladık. Bununla ortadoğu dini efsanesi ne alaka? Nasıl bir bağ kurdun yani ne demek bu?
-
@ictenlik ben de o bağlantıyı nasıl kuramadiginizi anlayabilsem
-
@ictenlik işte burda da diyorum ki , peygamberler vasıtasıyla gonderilen dinler ile .
Hani akşam örnek vermiştim. Denizi gemiyle geçmek misali.
Aynı bunun gibi -
Einstein ile Edison başkalarının sırtından prim yapan sözde bilim adamıdır.
Işık hızını ölçmemiştir.
Kullandığı formüller Einstein adıyla değil Lorentz dönüşümleri adıyla anılır.
O bilgileri kendisi bulsaydı o zaman bilim adamı derdim.
Deney yapmamış. Ölçüm yapmamış. Bilim adamı işte.
Oturduğu yerden sallamış. O hocalarından öğrendiği bilgiler ile. -
@Efruhte, içinde söyledi: Çok Dindar Bir İnançsızım Ben
@ictenlik işte burda da diyorum ki , peygamberler vasıtasıyla gonderilen dinler ile .
Hani akşam örnek vermiştim. Denizi gemiyle geçmek misali.
Aynı bunun gibiŞimdi bak. Diyorsun ki doğanın, varoluşumuzun hayret verici ihtişamına ve karmaşıklığına ve organizasyonuna akıl sır erdiremiyoruz, eremiyoruz ve sonuçta tanrı gibi içsel bir gücün varlığın kabulüne eriyoruz: Eyvallah. Buraya kadar tamam. Burayla bir sorun yok. Kaç kere yazmalıyım.
Bu senin bireysel düşünme ve akıl yürütme sürecin ve doğayı gözleminden geliyor. Doğayı gözlüyorsun. Doğanın karmaşıklığını algılayamıyorsun ya da işleri bilinçli bir organizasyon dahilinde görüyorsun ve tanrı gibi bir açıklama buluyorsun. Bunu anladık diyorum.
Bunun ortadoğu dinleriyle ilgisi ne diyorum
-
@Efruhte, içinde söyledi: Çok Dindar Bir İnançsızım Ben
@ictenlik işte burda da diyorum ki , peygamberler vasıtasıyla gonderilen dinler ile .
Hani akşam örnek vermiştim. Denizi gemiyle geçmek misali.
Aynı bunun gibiBir deistte varoluşuna bakıp şaşkınlıkla tanrı görüyor, bütün kalbiyle tanrıya inanıyor ama sadece bu kadar ve bunun ortadoğu dinleriyle bir ilgisini göremedi
Bir panteistte doğaya bakıp hayretler içinde kalıyor ama bununla ortadoğu dinleri arasında bir bağlantı kuramadı
Bir agnostikte varoluşuna bakıp gizem görüyor ve olanı biteni açıklayamıyor ama bu kadar
Siz bunu anlamıyor musunuz?
-
@Efruhte Dikkatli bakın bu kişilerin hepsi doğadan ve onun gözlemi yoluyla tanrı ya da bilinç benzeri kavrama erdi ama bu kadar. Doğadan bundan fazlasına-ötesine eremezsin.
-
@ictenlik, içinde söyledi: Çok Dindar Bir İnançsızım Ben
Bunun ortadoğu dinleriyle ilgisi ne diyorum
Ortadoğu dinleri diyemezsiniz. Çünkü sadece Ortadoğu'ya gelmiş bir din degildir İslamiyet.
Sadece Ortadoğu'ya gelmiş olsaydı ona göre Ortadoğu'ya hitap ediyor der kapatilirdi. Ama durum bu şekilde değildir diyorum. Çünkü Kurani Kerim hitap ederken tüm insanlara hitap ediyor. Bunu defalarca yazdım ama yine aynı başa tekrar sarıyoruzDinlerin ve peygamberlerin gönderilme sebebi işte bunun için var.
Evet bir yaradicinin varlığını bulabilir insan ama nedir ,ne değildir bunları bilemez. -
@Efruhte Kendi sorumu yanıtlamak zorunda bırakılıyorum ama bundan öteye ergi yolunuz toplumunuzun daha önce geçmişte varoluşun tanrısıyla aranızda bir insanın bağlantı kurduğu iddiası ve vahiy yoludur.
Buna o ,ilk gözlemle eremezsiniz. Bu olgunun anne sütü ya da doğanın karmaşıklığıyla ve sizin buna dair saf hayretinizle bir ilgisi yok.
Burada bir bağlantı yok. Yani size doğada tanrının sizinle bir insan evladı yoluyla konuşmuş olabileceğine dair bir bulgu gözlem gösterge yoktur. Bu bunu iddia eden insan ya da grubun kanalıyla gelir ve taşınmıştır.
Birinci kanaat doğanda gelir sizin kendi gözleminizden, ikincisi bir grup insanın iddiası ve toplumdan gelir.Doğanın gözlemi yoluyla tanrı düşüncesine ergi açıkladınız. Aynı yolla aranızda birinin vahyine dair bir ergi kontağı kuramazsınız. Biri diğerinin açıklanmasını güçlendirmez ya da tersi. Yan bir tanrı inancına sahip olmakla toplumda herhangi bir dinin mensubu olmak tamamen farklı şeylerdir.
Farklı dinlere mensup insanlar vardır ve sizin dininize mensup olmayan tanrıya inana insanlar vardır ve hiç bir dine mensup olmadığı halde tanrıya inanan insanlar da mevcut. Size ilk anlatılan ve göstermeye çabalanan bu.
Tanrı inancı herhangi bir dinin tekelinde değildir.
-
@Efruhte, içinde söyledi: Çok Dindar Bir İnançsızım Ben
@ictenlik, içinde söyledi: Çok Dindar Bir İnançsızım Ben
Bunun ortadoğu dinleriyle ilgisi ne diyorum
Ortadoğu dinleri diyemezsiniz. Çünkü sadece Ortadoğu'ya gelmiş bir din degildir İslamiyet.
Sadece Ortadoğu'ya gelmiş olsaydı ona göre Ortadoğu'ya hitap ediyor der kapatilirdi. Ama durum bu şekilde değildir diyorum. Çünkü Kurani Kerim hitap ederken tüm insanlara hitap ediyor. Bunu defalarca yazdım ama yine aynı başa tekrar sarıyoruzDinlerin ve peygamberlerin gönderilme sebebi işte bunun için var.
Evet bir yaradicinin varlığını bulabilir insan ama nedir ,ne değildir bunları bilemez.Tanrıya inanıyor olmak başka bir şeydir müslüman olmak başka bir şeydir ve bütünüyle bambaşka. Tanrıya inanıp müslüman olmayanlar var.
Tanrıya inanmak başka şeydir müslümanlığa inanmak başka şeydir. Tanrıya inanıp müslümanlığa inanmayan insanlar var.
Doğayı, anne sütünü, bal arılarını ,limon ağacını karmaşık bulma başka şeydir müslüman olmak başka şeydir. Neden tanrıya inanıldığının açıklaması neden müslüman olunduğunun açıklaması değildir ve neden tanrıya inandığını açıklamak neden müslüman olunduğunu açıklamaz. Bunlar bağlantısızdır. İlgili değildir.
Bunların gerekçeleri tamamen ayrıdır ve siz tuhaf şekilde birleştirdiniz.
Yani bakın tanrıya inanırken bir deistle tam aynı gerekçelere sahipsin sen ama deist o senin müslümanlığa inandığın gerekçelere inanmıyor ve ona sahip değil. Burayı vurguluyorum. Bunu göstermeye çabalıyorum.
Neden ve nasıl olupta tanrıya inandığınızı açıklamak neden müslüman olunduğunun açıklaması değildir, bağsızdır.
-
@Efruhte Müslüman olmakla tanrıya inanmak arasında bir bağlantı yok ve müslüman olmak tanrıya inanmanın tek yolu değil. Onlarca yolundan sadece biri.
Dinleri farklı olsa bile tanrıya inanma gerekçeleri aşağı yukarı bütün insanlarda aynıdır ama özel olarak kendi dinine inanma gerekçeleri bambaşkadır. İlk ve asıl gerekçe ise o toplumun ve ailenin, birincil grubun genel olarak o dine sahip olması ve inanmasıdır yani bunun toplumda yaygın -çoğunluksal kabulüdür. Bunlar özgürce seçilmemiştir. Toplumsal ailevi kabullerden gelir.
Verilmesi gereken ya da aranan yanıtlar bunlardı çünkü gerçek bu.
-
@Efruhte Belçika da doğmuş olsaydın ve ailen hristiyan olsaydı çok büyük olasılıkla hristiyan ve Japonya da doğmuş olsaydın ve ailen şintoist-budist olsaydı çok büyük olasılıkla şintoist-budist ve yine de sen büyük olasılıkla ahlaken, vicdanen ve yaşantı olarak yaklaşık (3/4) aynı kişi olurdun.
Birinde İsa mesihin tanrının oğlu olduğunu diğerinde şintoist budist doğacı söylenceyi söylerdin ama temelde üç aşağı beş yukarı sen aynı kişi olurdun
Sorular sana bunu göstermeyi amaçladı/hedefledi ama buralarla ne yazık ki bağlantı geliştirmediğini gördük.
-
@Efruhte Gerçekte yanıt şu ki; bu ailenin ve toplumunun -ortak- dini. Onlarla birlik, bağlılık, yakınlık ve kardeşlik duyuyorsun.
-
@Efruhte; Son olarak benim ne anlattığıma gelince.
O din; ailemin toplumumun dini ve onlarla yakınlık, bağlılık duyuyorum ama artık dinleriyle değil. (Bu bu tarafta evrenselleşme olarak algılanır dinsizleşme ya da inançsızlaşma değil ve tam aksine daha dindarlaşma ve daha inançlaşmadır)Onlarla ve toplumla duyulan yakınlık birlik ve bağlantıyı ise burada ben kendi tarafımda bölmediğime ya da ben onları ayrıştırmadığıma ve ötekileştirmediğime göre bölen bölsün
İslam dininin olumsuz görülen ve tarihsel evrimi ve revizyonu talep edilen yönlerine verilen eleştiriler bireylerin saf dini inançlarına ve dini duygularına ya da özel tanrı düşüncelerine yapılan ve bunları hedef alan saldırılar değildir. Bunlar toplumun iyiliğine dönük bilişsel taleplerdir. Daha iyi bildiklerini düşünüyorlarsa istediklerini dinleyebilir ve istedikleri yoldan gidebilirler.
İçtenlik demedi dememeliler. Gerisi burayı ilgilendirmiyor. -
@Efruhte Şimdi siz müslüman olanlarla ümmet birliği kardeşliği görüyorsunuz, benim gibiler olabildiğine bütün insanlar, doğa ve herşeyle varlık birliği görmeyi denerdik , hiç ayırmaksızın ve o halde bu benim dinim gibi olan ama tabi ki daha özele inseydik birincil yakınlığı benzer duygu düşünce dünyasını paylaştıklarım olarak belirlerdim.
Elbetteki ben bu birliği bölen herşeyi hedef olarak hedef alırdım ve buna kendi eski diminin bölücü yönleri dahil olurdu ve bu benim kendi geçmişime özeleştirim gibi olan ve kendi bilişsel evrimim gibi olan olurdu.
Elbetteki dinsizleşmedim ve ellbette ki inançsızlaşmadım ve aksine çoğunuzdan daha fazla yeni yepyeni din ve çoğunuzdan daha fazla , capcanlı, taptaze inanç doluyum.
Kimsenin bizim eskide/geride/arkada bıraktığımız bir öğreti ve inanç sistemine dayanarak bizden daha fazla inanç dolu ya da din bilir olduğunu sanmamasını yeğlerdik ama ne yazık ki işler böyle yürümemiş gözüküyor o halde isteyen inancının boyunu yanına alsın gelsin, hep beraber ölçeriz.
-
@Efruhte ; Müslümanlık dini hiç bir başka dinden özel üstün ya da farklı değildir. Buna inanmak diğerlerinden özel seçkin ve üstün olduğuna inanmaya yol açar ve bu diğer bütün insanları yanlış seçim ve inançlarla itham eder ve bu da en son çatışma çıkarırdı. (Güçlüysen bastırır güçsüzsen sen küçümsenirdin) Tarih boyu bütün savaşlar bu şekilde oldu. Üstünlük iddiası, daha doğru ve iyi bilme ya da daha iyi bir aidiyet iddiası. Kendi dininin üstülükçülüğü ve din üstünlükçülüğü. Bu şuna benzer. Irk üstünlükçlüğü gibidir. Kendi dininin özel olduğunu sanma ırkçılık gibi ve bunun daniskasıdır, insanlığa eşit bakmanızı engeller, kafanızda insanları böler ,dini aidiyetinizi taşımadıkça dostluk hukuku bile geliştirmenizi engeller ve kardeşliği bozar ve bu sizi ayırır, ayrıştırır, böler, kutuplaştırır. Bu olmak isteyeceğiniz son şeydir. Özel olarak müslümanlık üyesi olduğunuz için özel ya da farklı değilsiniz. Bizler aynıyız.
İnsan sevgisi iyidir, toplum sevgisi iyidir, erdem güzel ahlak iyilik vs iyidir ve bunlar kendi vicdanımız, insani birliğimiz ve ortak oluşumuza karşı sorumluluklarımız. Bunlar kendi ödevlerimiz ve unutanın kendi sorunu.
Dinler toplumların hayat yolları, hukuk biçimi ve üst bilgisinin tümünü temsil eden eski yapılardır (eskinin yasası, anayasa atalarının en bildiği aktarmak istediği gibi şeylerin kabaca kağıda dökülmüş hali ve hepsi bu) ve bu anlamda çoğu yazılı hukuk gibi ve mevcut uygarlıktan öncedir.
Dediklerim üzerinde durmayı ve düşünmeyi öneriyor ve rica ediyorum.
Bizler farklı değiliz, dinler bizi bölmeyecek, en önemlisi budur.