Türkiye'yi kimler yönetiyor?
-
Türkiye ABD-AB destekli dinci tarikatlar, mafya ve PKK tarafından yönetiliyor.
Ülkenin bel kemiğini oluşturan alanların tamamı bu üç örgütün şirketlerinin elinde.
Kurumsallaşan şirketler ekonomi üzerinde hakim durumda.
Bir yandan şirketleşme bir yandan da dincilik, milliyetçilik, ırkçılık gibi halkın ilkel zaaflarını kullanarak ülke yönetimini belirleme gücüne sahipler.
Her biri tek başına siyaseti belirleyemezlerse de üçünün ortak noktası aynı olduğu için birlikte hareket ederek siyaset üzerinde de etkin olabiliyorlar.
Sözde farklı yapıya sahip olsalar da özde üçünün de amaçları ganimet ve sömürü.Toplumun en azından yüzde kırkı dolaylı veya dolaysız bu üç örgüte bağlı.
Toplumun en az yüzde yetmişi bu üç örgüt üzerinden geçiniyor.
Ya bu örgütlere doğrudan bağlı olacaksın ya da onların ele geçirdiği iş yerlerinde çalışacaksın.
Ülkede alternatif geçim kaynağı neredeyse yok gibidir.
Kendilerinden olmayan işyerleri ya onlara boyun bükerek kısmen yaşamını sürdürüyor ya da iflas ediyor.
Toplum da aynısını yapıyor, ya onların değirmenine su taşıyor ya da sürünüyor.Kapitalist sistem açısından birşey farketmiyor.
Ancak burada söz konusu olan bu örgütlerin niceliği değil, öznelliğidir.
Zira bu örgütlerin ganimet ve sömürü dışında bir de dincilik, ülkücülük, ayrımcılık gibi ideolojik amaçları var.
Amaçlarına tüm toplumu gönüllü-gönülsüz zoraki alet ediyorlar.
Ele geçirdikleri basın, yayın, spor, sanat, eğitim gibi araçları kendi amaçları doğrultusunda psikolojik organ olarak kullanıyorlar.
Sivil toplum örgütleri adeta onların sac ayağı durumunda.
Hatta bunula da kalmayıp devletin kurumsal alanlarını işgal etmiş durumdalar.
Öyle trajikomik bir hal almış ki, üstelik yaptıkları herşeyi sömürdükleri topluma yaptırıyorlar.
Toplum günlük yaşam uğruna kendi mezarını kazdıkça kazıyor.İranlılar 1980 yılında Türkiyedeki benzer demokrasiyi yıkıp molla rejimini getirdi.
40 yıl sonra pişman oldular, şimdi molla rejimine isyan ediyorlar.
Diğer halklar için bu bir örnek olabilir ama pişmanlığı algılama yetisi kaybolursa kendisi de kaybolur.
Bunun örneği Şili'de yaşandı, kırk yıl diktatörün altında inledikleri halde demokrasiyi istemediler.
Toplum öznel varlığını kaybederse bu üç örgütün her daim kalıcı olma durumu da var.
Zaten büyük oranda kaybetmiş görünüyor.
Araplaşan, Suriyelileşen, Afganlaşan, Talibanlaşan bir toplumdan bahsediyoruz.
Ülkenin en çok üyesine sahip forumlar gereksiz konulara sahip forumlardır.
Bilgisayar toplama forumunun üye sayısı bir milyon civarında.
Bu oran dahi tek başına nasıl yerlere geldiğimizi kanıtlar niteliktedir.