felsefe

    • Kayıt Ol
    • Giriş
    • Arama
    • Kategoriler
    • Güncel
    • Popüler
    • Kullanıcılar
    • Gruplar
    • Kurallar
    1. Ana Sayfa
    2. bilgisezgi
    B
    • Profil
    • Takip Edilenler 0
    • Takipçiler 0
    • Konu 64
    • İleti 275
    • En İyi 78
    • Tartışmalı 0
    • Gruplar 1

    bilgisezgi

    @bilgisezgi


    103
    İtibar
    73
    Profil Görüntülemeleri
    275
    İleti
    0
    Takipçiler
    0
    Takip Edilenler
    Katılım Tarihi: Son Çevrimiçi Zamanı:

    bilgisezgi Takip etme Takip Et

    bilgisezgi tarafından gönderilen en iyi iletiler

    • Ağaçların dilinden anlar mısınız?

      Dünyada en sevdiğim varlık ağaç ve bitkilerdir, onları yaşatmazsak ne hayvan ne insan kalır.
      Ağaçların gözü, duyusu olduğunu ve sevgiden anladığını kendime kanıtladım.
      Ağaçların dilinden herkes anlamaz, çünkü onu anlamak için herhengibir girişimde bulunmamıştır.
      Ben de bunu ancak 55 yaşından sonra anlayabildim.

      Ağaç sevgiden anlar mı?

      Yıllar sonra kapalı kutudan çıktığımda evin balkonunda oturuyorum. Balkona bir-kaç metre uzaklıkta bir ağaç gördüm. Yeşile hasretliğiyle olsa gerek, ağacın zorla ulaşabildiğim bir dalını çocuk okşar gibi okşadım. Bunu bir kaç kez yaptım. Aradan on gün kadar geçtikten sonra balkona geçtiğimde gözlerime inanamadığım bir durumla karşılaştım. Diğer dallar normal dururken o okşadığım dal balkona kadar uzanmakla kalmamış, balkonun yanındaki mutfağa kadar girmiş. Sorduğumda o ağacın dalları hiç bir zaman kendi belirli mesafesinden ayrılmamış.
      Kim demiş ağacın duygusu yok diye, işte ağacın sevgiden anladığına şahit olduğum güzide bir olaydır.

      Ağaç meraklı mı?

      "Daha neler" der gibisinizdir.
      Bunu birileri söylese belki ben de inanmazdım.
      Bir gün bir araçla kırsal kesimde gidiyorum.
      Aynı tür ağaçlar olmasına rağmen düz yerdekiler kısayken tepe aralarındaki ağaçların uzun olması dikkatimi çekti.
      Bu fark kafama takıldı. Yıllarca gözlemledim. ülkenin neresine gitsem hep aynı olayla karşılaştım. Düz yerdeki ağaçlar kısa, tepe aralarındakiler uzun. Üstelik gözlemlediğim ağaçlar aynı tür olmasına rağmen böyle bir farklılık var.
      Sonra bunu bilgeç gördüğüm bir köylüye sordum.
      "Yıllardır boşuna merak etmişsin, bunu herhangibir dağlı köylüye sorsan öğrenirdin" dedi.
      Sonra "Ağaçlar o tepenin arkasında ne var diye merak ettiklerinden öyle uzarlar" dedi.
      Böylece düşündüğüm konu da doğrulanmış oldu, ağaçlar gerçekten meraklı.

      Ağaçların dili fiziğidir, fiziğindeki davranışları onun dilidir.
      Ağaçlar size de böyle bir şeyler anlattığı halde farkında olmayabilirsiniz. Onların dilini anlamaya çalışırsanız kimbilir sizlere neler söyleyecektir.

      Tartışma içinde yayımlandı ağaçların dilleri
      B
      bilgisezgi
    • Bağımlı kapitalizm nedir?

      Bağımlı kapitalist sistem alttaki gibidir.

      • Başkanlık demokrasisi.
      • Serbest piyasa ekonomisi (Neoliberal ekonomi).
      • İfade özgürlüğünün iktidarın çıkarıyla sınırlandırılması.
      • Bireysel özgürlüğün bağımlılıkla sınırlandırılması.
      • Din özgürlüğüne sınırsız kaynak ayrılması.
      • Özel mülk özgürlüğü.
      • Taşınmazların yabancılara satışı.
      • Tarım ve hayvancılığın yabancıların tekeline devredilmesi.
      • İthalatın arttırılması, ihracatın zayıflatılması.
      • Dışarıya bağımlılığın şart koşulması.
      • Tecavüzün suç sayılmaması.
      • Kadınlara şiddet uygulamanın hak sayılması.
      • Milli değerlerin öldürülmesi.
      • Tecavüzcü vakıfların korunması.
      • Askerin zayıflatılması.
      • Ülke yönetimini yabancıların belirlemesi.
      • Yabancılara sınırsız imtiyaz tanınması.
      • Medyanın tek yanlı yayın yapması.
      • Trollüğün kurumsallaşması.
      • Muhaliflerin iktidara sac ayağı yapılması.
      • Yalanların yüceltilmesi.
      • Milli şuurun yozlaştırılması.
      • Yerli halkın sığınmacılara biat etmesi.
      • Kurumların başına aile üyeleri ve yandaşların getirilmesi.

      Bir ülkeyi işgal eden işgalciler böyle bir sistem oluşturur.
      Kurtuluş savaşını kaybetseydik, işgalciler aynen böyle yapacaktı.
      Neyse ki, Türkiye'de böyle bir sistem yok...

      Tartışma içinde yayımlandı bağımlı kapitalizm
      B
      bilgisezgi
    • Ülkesini kaybettiğinden haberi olmayan halk

      Bu başlığı açmayı dün planlamıştım bugüne kaldı.

      Burada yazacaklarım bir tahmin veya iddia değil, bizzat bu ülkenin gerçekleri.
      Bu ülkenin yüzde ellibiri kendi ülkesini kaybettiğinden haberi yok.
      Üretemeyen, dışa bağımlı, milyonlarca yabancının içinde dışlandığının, artık Türkiye Cumhuriyeti yerli vatandaş statüsünden çıktığının, sembolik varlıktan öteye gitmediğinin farkında bile değil.
      Ekmek, yağ kuyruğunda bile kendilerini cennetin kapısında zanediyorlar.
      Açlıktan nefesi kokarken uzay çağını yaşadıklarını düşünüyorlar.
      Bergen filmini izlemişsen eğer o halde dünyanın en iyi ekonomisine sahipsin haleti ruhiyesi içindeler.
      Örneğin yumurtanın içine sucuk alacak paran varsa bu ülkenin ekonomisi şahlanmış demek oluyor.
      Ülkesini kaybetmiş, vatandaşlığı formaliteye düşmüş, ekonomisi çökmüş, yabancıların sözde kıskanmasıyla övünen bir halk.
      Din için Türklüğünden vazgeçen, binlerce yıllık değerlerini hiçe sayan, kurtuluş savaşı kazanımlarını sözde Osmanlı sarayına yeğleyen ve artık adı bile belirsiz olan bir kalabalık.

      Ergenekondan çıkıp binlerce yıl yapılan uzun yolculuk bunun içinmiydi, ülkesini kaybettiğinden ve asimile olduğundan haberi olmayan bir halk...

      Ergenekon dedim de yıllar önce içimden gelmiş bir şiir yazmıştım, burada paylaşayım.

      Ergenekon yolculuğu

      Ergenekon vadisi dar,
      Altay dağları sarp.
      Dedi ana.
      Şimdi nereye? dedim.
      Anadolu yapmaya!
      Ne kadar sürer? dedim.
      Beşyüzkırk yıl dedi.
      On altı devlet yüklü kızaklar,
      Yüklü kadınların omzundalar,
      Demirci taşıyor Anadolu'ya,
      Usta yüklü kadınlar.
      Toprak şerbetsiz yoğrulmaz,
      Kemiksiz yapı dik durmaz.
      Dedi ana.
      Şimdi nereye? dedim.
      Mavi gözlü, sarı saçlı yapmaya!
      Ne kadar sürer? dedim.
      beşyüzseksenbir yıl dedi.
      Demir yüklü kağnılar,
      Yüklü kadınların omzundalar,
      Gazi taşıyor Anadolu'ya,
      Kınalı Kuzu yüklü kadınlar.
      Gafiller gelse ikrara,
      Aşk yok ki, yürek yana.
      Dedi ana.
      Şimdi nereye? dedim.
      İstiklal yapmaya!
      Ne kadar sürer? dedim.
      Bugün olmazsa yarın!
      İstiklal yüklü çılgınlar,
      Yüklü kadınların omzundalar,
      Kurtuluş taşıyor Anadolu'ya,
      devrim yüklü kadınlar.

      Tartışma içinde yayımlandı haberi yokmilletin
      B
      bilgisezgi
    • Değerli bir anı

      Zanedersem 8-9 arası bir yaştaydım.
      Lüks bir otelde müşterilerin bakkaliye işlerine bakıyordum.
      Boş zamanda elimdeki oyuncak bir sazla öylesine eğleniyordum.
      Müşterilerden biri beni öyle görünce tatlı bir gülümsemeyle benimle sohbet etti. Daha sonraları o müşteriyle sohbetlerimiz devam etti.
      Oldukça tatlı dilli ve kibar bir adamdı.
      Birgün Neşet Ertaş'ın "Bulunurmu" adlı plağını bana hediye etti.
      Henüz çocuğum ama eve gittiğimde ilk işim o plağı dinlemek olurdu.
      Daha sonra o müşteri beni yanına almak istedi. "Bu çocukta yetenek var, benimle gelirse onu iyi bir sanatçı olarak yetiştirirm" dedi.
      Büyüğüm izin vermedi, "Siz sürekli konserlerde şehir şehir dolaşıyorsunuz, çocuk o yükü kaldıramaz" dedi.
      Daha sonra bir konsere gittik. Konser o kadar kalabalık ki, ben arada adeta kayboluyorum.
      Sahnede sazıyla sözüyle konser veren adam hergün otelde sohbet ettiğimiz adamın kendisi.
      Oldukça şaşırmıştım, kim olduğunu bilmediğim bu adam ne kadar ünlüymüş, o konserdeki kalabalığın sevgi selini görünce anlayabildim.
      Daha sonra otelde ayaküstü helalleştik, başımı okşadı ve gitti.
      Aradan aylar geçti, bana plak hediye eden, yanına isteyen, hergün sohbet ettiğimiz adamın bizzat Neşet Ertaş'ın kendisi olduğunu ancak anlayabilmiştim.
      O zaman için çocuk aklımla pek bir anlamı yoktu ama her geçen zaman içinde bu anı daha değer kazanan bir anı oldu.

      Tartışma içinde yayımlandı değerli anılar
      B
      bilgisezgi
    • Baskıcı iktidarlar ispiyoncu üretir

      Baskıcı iktidarların kendilerinden olmayanları etkisiz hale getirmek için en çok başvurduğu yollardan biri, halkı ispiyonculuğa teşvik etmektir.
      Bunun için çeşitli adlara sahip özel örgüt ve örgütler oluşturulur. Bu örgütler ilk bakışta masumane bir görüntü çizerler.
      Muhalifleri ispiyon ederek iktidardan kendilerine bir şey çıkarmaya çalışan veya birşeyler elde edeceğini düşünenler bu örgütlere ispiyon etmeyi bir fırsat sayar.
      Bu fırsattan yararlanmak isteyenler zamanla milyonları bulur.
      Halkın bir çok kesimi dolaylı ama resmi olarak ispiyoncu yapılır.
      Aynı zamanda toplum, ispiyoncu ve muhalif şeklinde ayrıştırılır.
      Böylece baskıcı iktidarlar ispiyoncuları bahane ederek muhalifler üzerindeki baskısını sözde yargı yoluyla arttırır.
      Baskıcı iktidarlar bu şekilde iki yönden güç kazanır, hem muhalifleri etkisizleştirir hem ispiyonu fırsat sayan milyonlarca taraftar kazanır.

      İspiyoncular yararlı bir iş yaptıklarını düşünerek iktidardan birşeyler isteme hakkı görür.
      Baskıcı iktidarlar elbette ispiyoncuları bir şekilde besler.
      Makarna, kömür dağıtmak veya iyi ispiyoncuysa ona iş vermek gibi faaliyetlerde bulunur.
      Bu aynı zamanda baskıcı iktidarın varlığını sürdürmesi için önemli bir ayağını teşkil eder.

      Latin ülkelerindeki baskıcı iktidarlar uzun yıllar varlığını bu yöntemle yürütmüştür.
      Orta Doğu'daki dikta yönetimler bir benzerini din adıyla yapar, muhalif kesimler din karşıtı görülür, bu da halkı ispiyoncu yapmak için geçerli bir mazaret sayılır.
      Bu konuda en şanssız ülkeler Afrika ülkeleridir. Afrika ülkelerindeki ispiyonculuk muhalif kesimin öldürülmesi demektir. Çünkü Afrika'daki ispiyonculuk kabilecilik üzerinden yürütülüyor. Daha da vahimi Afrika'daki öldürme eylemini fırsat sayan silah tacirlerinin kabile düşmanlığını körüklemesidir.
      Hitler, Mussolini gibi faşist iktidarlar da aynı yöntemi kullanmıştı, muhaliflerin sindirilmesinde ispiyoncu halktan yararlanmışlardı.
      Bir başka ayrıntı, Che Guevara ve Denizleri ölüme götüren yine halkın ispiyonlamasıydı.

      Milyonlarca insanın acı çekmesi, işsiz bırakılması, sürülmesi ve hatta öldürülmesini gerçekleştiren ispiyonculuk maalesef baskıcı dikta yönetimlerde başvurulan ilk yöntemlerden biridir. Böyle yönetimlerde özellikle cahil, bilinçsiz, yoksul halkın ispiyoncu tuzağına düşmesi kaçınılmazdır.
      Bu yüzden baskıcı iktidarlar halkın bilinçlenmesinden rahatsız olurlar. Halkın aydınlanmasını istemezler, onları din ile futbol ile, makarna ile ve vatanseverlik adına uyutmaya çalışırlar. Hatta halkı aydınlatacak ne kadar oluşum varsa hepsini çeşitli bahanelerle yok ederler. Öyle ki, aydınlanmacı liderlerin, yazarların ve çeşitli figürlerin heykeline bile tahammül edemezler.

      Dolayısıyla ispiyonculuğu bir fırsat olarak halkın önüne koyan baskıcı iktidarlar ile ispiyoncu halk ilişkisi daha fazla yoksulluk, daha fazla acı ve ayrışmayı getirir.

      Tartışma içinde yayımlandı ispiyonculuk diktacılık baskıcılık
      B
      bilgisezgi
    • RE: Akıl Hastası Eşek Katliama Sebep Oldu

      Benim şahit olduğumun yanında bu birşey sayılmaz.
      Köyün birine yolum düşmüştü.
      Köylüler ellerinde silahla birini arıyorlar.
      Korkudan kendilerine soramıyorum.
      Bir yaşlı kadını gözüme kestirip sordum.
      Meğerse köyün imamı verdiği vaazda camide eşekten bahsetmiş.
      Vayy, sen misin eşekten bahseden, imamı öldürmek için seferber olmuşlar.
      Neyseki, imam daha camideyken durumu sezmiş, cemaat eve gidip silahlarını almadan tüymüş.
      İmamın durumu sezmesinin nedeni de köylüler süleymancı tarikatına mensupmuş, devletin imamına kin biliyorlarmış.
      Bunu daha sonra tesadüfen tanıştığım o imamdan öğrendim.
      İmama çok çektirmişler, imamın evine köpek koyup imam köpeğe tecavüz ediyor yalanıyla adamı karalamaya çalışmışlar.
      Daha çok şey yapmışlar, imam adeta işkence çekmiş.

      Eğlence & Oyun içinde yayımlandı
      B
      bilgisezgi
    • RE: Forumun birinci kuşağının pili mi bitti?

      Yetmişli yıllarda insanlar inandığı için ve yanlışı-doğruyu anlamak için tartışırdı, yanlışı varsa da onu kabullenirdi.
      Art niyet ve olaylara at gözlüğüyle bakma olayı pek yoktu.
      Yalan ve demogoji gibi davranışlar çok nadir olurdu.
      Zıt anlayışlar arkadaşlığı ve dostluğu pek etkilemezdi.
      Bir tarafta birbirini öldüren sağ-sol vardı ama söz konusu tartışmaksa aynen anlattığım gibiydi, saygılı davranılırdı.
      Şimdi ise yalan atma, yanlış yönlendirme, trollük yapma, başlıkları ana konusundan kaydırma, dolaylı olarak laf dokundurup konuyu kişiselliğe sürükleme gibi davranışlar yüzünden şahsen benim pek yazasım gelmiyor.
      Çünkü günümüzün gençliği böyle yetiştirildi, kendi doğrusu herşeyin doğrusu anlayışına mahküm edildi. Bu yüzden daha tartışmayı dahi bilmiyorlar. Tartışmayı yalanla ve kendi bildiği değerle sınırlandırıyorlar.
      Oysa gerçekler böyle düz çizgi olsaydı felsefe denen bir kavrama gerek kalmazdı. Kimse felsefe için kafa yormazdı. Hiç bir şeyi sorgulama gereği görülmezdi.
      Tartışmak için her şeyden önce art niyet olmamalı. Çünkü tartışmak illa kendini kabul ettirmek değildir. Tartışmanın ana nedeni kavramların, olayların niteliğini anlamak ve öğrenmek içindir. Böylece geleceğe daha doğru ve daha nitelikli bir anlayış biçimi bırakılır ve ayrıca insanlar daha doğru yaşama biçimi için mücadele eder.
      Dolayısıyla tartışmayı bilmeyen veya art niyetli olduğunu düşündüğüm kişilerle diyaloğu anında kesmek zorunda kalıyorum. Bu da haliyle forum aktifliğine bir şekilde yansıyor.
      Bu forumun açılmasına en çok sevinenlerden biriyim. Forum yeni açıldığı için mümkün olduğunca paylaşımda bulunmak, forumun aktifliğini hızlandırmak gibi kişisel bir çaba göstermeye çalışıyorum. Bunu özgür ve bir felsefe forumu olduğu için severek yapıyorum. İmkan oldukça farumdaki aktifliğim sürecek. Böyle bir forum hizmetinde bulunduğu için phi arkadaşımıza ve görüşü ne olursa olsun iyi niyetli tartışmacılara teşekkürler.

      Duyuru & Destek içinde yayımlandı
      B
      bilgisezgi
    • RE: Işık seviyesinin gürültü ölçümü

      Işık seviyesi, gürültüsü ve ölçümü.
      Atomun yüz kat içine girmek, bu gerçekten müthiş birşey.
      Bu adam sakın Türkiye'ye gelmesin, o gürültü ezan sesiydi diye adama kafayı yedirirler.

      Bilim & Teknoloji içinde yayımlandı
      B
      bilgisezgi
    • RE: Elinizde ne tür eski kitaplar var?

      Bende 50-60 yıllık kitaplar var ama onları çıkarmak bir hayli zor. Evin bir duvarı tavana kadar kitap dolabı, o yetmediği gibi daha başka dolaplarda da var. Uluslararası kitap müzesi gibi, herhalde 2 ton vardır.

      Soru & Cevap içinde yayımlandı
      B
      bilgisezgi
    • Ülke nasıl çalınır?

      Hırsız kaçar ev sahibi kovalar.
      ülke çalmak ise tam tersi.
      Ev sahibi kaçar hırsız kovalar.
      Bu nasıl olur?
      Bir hikaye ile anlatayım.
      Padişahın biri işine gelmeyen kim varsa ülkeden kovarmış. Padişah bu kovma işini pek severmiş. Bunun için insanların suç işlemesi gerekmiyormuş, insanların bakışını, duruşunu beğenmemesi yeterliymiş. Hatta bunun için özel askerler görevlendirmiş, bu askerler halkın içine girerek beğenmedikleri tipleri toplar ülkeden kovarlarmış. Padişah yirmi yıl boyunca bu kovma işini sürdürmüş. Padişah günün birinde hastalanmış, saray erkanı saray içinde ne yapacaklarını şaşırmış. Padişahın hastalığına çare bulamıyorlarmış. Çünkü sarayda ve ülkede ne kadar doktor varsa hepsini ülkeden kovmuş. Başka diyarlardan getirdikleri doktorlar ise çözüm bulamıyormuş. Tam bütün umutlar yitirilmek üzereyken anıtkabir ülkesinde yaşayan bir doktor son umutları olmuş. Anıtkabir ülkesinden gelen doktor padişahı kısa zamanda iyileştirmiş. Doktora sormuşlar, kimsenin yapamadığını sen nasıl başardın demişler. Doktor, bu toprağın havasını, suyunu, karekterini sizden iyi bilirim demiş. Vezirler ve orada bulunanlar şaşırmış ve biraz da alınmışlar. Nasıl olur da dünyanın bir ucundan gelen bizden daha iyi bilir, diye biraz da alaycı şekilde sormuşlar. Doktor şu cevabı vermiş, çünkü padişahın kovduğu doktorlardan biri de benim...

      Tartışma içinde yayımlandı ülkeyi çalmayın
      B
      bilgisezgi

    bilgisezgi tarafından gönderilen son iletiler

    • RE: Öğretmenler Niye Utanmıyorlar

      @kâfir-imam, içinde söyledi: Öğretmenler Niye Utanmıyorlar

      Öğrencileri daha çok dövüyorlar. Dayak atmayı yıllarca eğitim aracı olarak kullanan öğretmenlerin kendisidir. Büyük olasılıkla geçmişte dayak yiyerek yetişen anne babalar şimdi öğretmen dövüyorlar.
      Bir bakıma mesleki geri bildirimdir diyebiliriz.

      Öğretmene ve daha ziyade öğretmenlik mesleğine muhalif olmak bu ülkede 100 yıllık gericilerin zihniyetidir.
      "Okumuşlar aklıma geldikçe beni afakanlar basıyor" diyen zihniyettir.
      Eleştirilmesi gereken öğretmenlik değil, sistemin kendisidir. Zira bütün mesleklerde benzer durumlar söz konusudur, çünkü sistem öyle istiyor.
      Atatürk'ün ilk öğretmen olması birilerini rahatsız ettiği gibi öğretmenlik de aynı zihniyeti rahatsız ediyor.
      Bu yüzden senin açtığın bu başlık söz konusu zihniyete hizmet eder.
      Hani öğretmenlerin çanak yalayıcılığını günümüzle sınırlı tutsaydın sorun olmayacaktı ama hepsini aynı kefeye koyunca Atatürk'ten tut Köy Endstitülerine kadar hepsinin bu ülkeye ve insanlığa vermiş oldukları hizmetleri de çanak yalayıcı yapmış oldun.
      Dolayısıyla gerici kesimle örtüşen bu başlığın savunulacak hiç bir yanı yoktur.

      Tartışma içinde yayımlandı
      B
      bilgisezgi
    • RE: CHP Fişleme mi Yapıyor?

      Eğer birilerinin fişlemeleriyle uğraşmak istiyorsan bunun adresi CHP değil.
      "Türkiye bağırsaklarını temizliyor" diye diye bu ülkede muhalif kediler bile 20 yıldır fişleniyor.

      Tartışma içinde yayımlandı
      B
      bilgisezgi
    • Linux için bilgi paylaşalım.

      Bu başlık altında linux sistemlerinde yaşadığınız tecrübeleri paylaşalım. Yaşadığımız sorunları, çözümleri, kendi yaptığımız araçları paylaşalım. Hem kendimiz için hem daha başka ziyaretçiler için faydalı olur.
      Ancak mümkünse sadece yaşadığımız tecrübeler olsun.

      Kendime ait yıllardır paylaştığım linux dağıtımım var.
      Hiçbir yerde reklamını yapmıyorum, buna ragmen ayda 3bin ila 15bin indirme oluyor.
      Dağıtımla birlikte 25-30 tane yaptığım bazı yararlı araçlar da var.
      Fakat yaptığım dağıtımın adını burada söylemeyeceğim ve sadece kendi tecrübelerime dayanan bilgileri zaman zaman paylaşacağım.

      EFİ kurulum nasıl yapılır?

      Bunu resimli anlatmak isterdim ama bence kolay anlaşılır.
      Linux ortamında efi veya diğer adıyla UEFİ kurulumun amacı Windows veya daha başka işletim sistemlerinin sınırlamalarına veya daha başka saldırılarına maruz kalmamak için geliştirilen bir güvenli önyükleme sistemidir.
      Bu sayede diğer işletim sistemleri kendinden başka sistem kurulmaması için bilgisayarlara yapacağı müdahalelerin önüne geçilebiliyor.

      Efi'nin amacına kısaca değindikten sonra şimdi efi kuruluma geçebiliriz.

      • Efi kurulum için indireceğiniz linux dağıtımın iso kalıbı efiyi destekliyor olmalı, aksi halde bu işlem işe yaramaz. Gerçi günümüzde çoğu destekliyor, bu konuda pek sorun yok.
      • İso kalıbını indirdikten sonra dosyanın doğru indiğini anlamak için her dosyada bulunan md5 kodunu da indirmeniz veya almanız gerekir.
        Doğru indiğini anlamak için linux ortamında uçbirim denen bir cevher bulunur, o cevhere alttaki gibi dosya yolunu yazarsanız sonucu size verir.
        md5sum /dosya/nerede/adı/nedir.iso
      • Yazdırdığınız USB taklıyken bilgisayarı yeniden başlatın.
      • İlk ekran gelir gelmez del, esc, F2 gibi tuşların biriyle BİOS ekranına girin.
      • Sağ-sol tuşlarıyla BOOT sekmesine gelin.
      • BOOT sekmesinde USB'nin satırları üzerinde iki tane isim göreceksiniz. Birinin başında UEFİ yazar. İlk sekmede UEFİ yazanı alt-üst tuşlarıyla üste getirin. Daha sonra F10 tuşuyla kaydedin ve çıkın.
      • Oturuma geldiğinizde ister kurucuyla ister Gparted gibi disk yöneticisiyle alttaki gibi bir disk bölümü oluşturun.
        Fat32 formatında, boot/efi ve boot bayragıyla 100 MB boyutunda bir bölüm oluşturun.
      • Bu bölümü oluşturduktan sonra sistemi kuracağınız bölümü ayrıca ext4 olarak seçin ve boyutunu da 20GB'den az olmamak kaydıyla keyfinize göre belirleyin.
        Sonra kuruluma başlayın, böylece sistem efi olarak kurulacak ve açılışta düşmanların gazabından korunacak.
      Kişisel Gelişim içinde yayımlandı linux gnulinux bilgi
      B
      bilgisezgi
    • RE: 6 Yaşındaki Çocuğun Evlendirilmesi

      @nejdet-evren, içinde söyledi: 6 Yaşındaki Çocuğun Evlendirilmesi

      Bu olgu ilk kez yaşanmıyor, yıllardır yaşanan ve fakat kitle iletişim ağındaki aşama itibariyle görünmeyen bir realite...Kadına ikincilik styatüsü tanıyan tüm toplumlarda görülen sapmalar...Kitlesel katliamların arkasında yatan sapmalar...Hepsi bir bir gün yüzüne çıkacak ve tüm sapkınlar hak ettiği yeri bulacaktır...

      Bunu biraz açmak gerekirse, sapkınlık kapital sistemin vazgeçilmezidir.
      Çünkü sömürü ve eziyeti sapkınlıkla makyajlıyorlar ki, dinler de bu makyaj malzemesinin en başında yer alıyor.

      Tartışma içinde yayımlandı
      B
      bilgisezgi
    • RE: Millet Ittifaki Mutabakat Mektubu

      @kâfir-imam, içinde söyledi: Millet Ittifaki Mutabakat Mektubu

      Meclisteki tüm vekillerin farklı olduğunu sanmıyorum. Belediyelerinden belli hepsi rant peşinde.

      Sadece meclis değil, bu ülkede bütün makam sahipleri rant peşindedir, çünkü geri zekalı halkı yolma fırsatını kullanıyorlar.
      Yani kapital sistem fırsat sistemidir, makam-mevki sahiplerinden başka birşey görmek imkansıza yakındır, çünkü kendileri gibi rant peşinde olmayanı yaşatmazlar.

      Serbest Kürsü içinde yayımlandı
      B
      bilgisezgi
    • RE: 6 Yaşındaki Çocuğun Evlendirilmesi

      @phi, içinde söyledi: 6 Yaşındaki Çocuğun Evlendirilmesi

      @kâfir-imam cidden bir musluman evladida cikip bunlara ne yapiyorsunuz olm siz demiyor mu ya 🙂

      İyide sevgili kardeşim, zaten müslümanın istediği de bu değil mi, hal böyleyken noluyo derlermi, tabi demezler.
      Peygamber yaptı bizde yaparız kafasında olan bir dinden bahsediyoruz, herşey açık değil mi?

      Tartışma içinde yayımlandı
      B
      bilgisezgi
    • RE: İşçinin Emeği ve Milli Gelirden Aldığı Pay

      @kâfir-imam Zaten işçiyle dalga geçtikleri, işçiyi köle gördükleri adından belli.

      Serbest Kürsü içinde yayımlandı
      B
      bilgisezgi
    • RE: Öğretmenler Niye Utanmıyorlar

      @kâfir-imam, içinde söyledi: Öğretmenler Niye Utanmıyorlar

      @bilgisezgi sorun öğretmenlerde zaten. Atatürk'ü övdüğü için kovulan öğretmene diğerleri hiç ses çıkarmıyor. Çünkü paralarını iyi alıyorlar.

      İyi de bu sahiplenmeme olayı sadece öğretmenlere has birşey değil.
      Ezilene, haksızlığa uğrayana, kendileri için canını verenlere bu halk ne zaman sahip çıkmış.
      Bu halk yapısı itibarıyla sadece güçlüye sahip çıkar.
      Kendi değerleri için kılı bile kıpırdamayan aynı halk kendini ezen için canını verir, bu yüzyıllardır kanıtlanmış

      Tartışma içinde yayımlandı
      B
      bilgisezgi
    • RE: Millet Ittifaki Mutabakat Mektubu

      @phi, içinde söyledi: Millet Ittifaki Mutabakat Mektubu

      En onemli gorduklerimi paylasiyorum 🙂

      • Cumhurbaşkanının 7 yıl için sadece bir dönem seçilmesi kuralı getirilecek, seçim barajı yüzde 3'e düşürülecek, siyasi partilere kapatma davası için TBMM'nin izni zorunlu hale getirilecek.

      • Enflasyon iki yıl içinde kalıcı olarak tek haneye düşürülecek. Hayat pahalılığı sonlandırılacak.

      • Kur Korumalı Mevduat'ta yeni hesap açılmayacak, mevcut hesaplar vadeleri sonunda kapatılacak.

      • İtibar gerekçesiyle yapılan tüm gereksiz harcamalara son verilecek. Cumhurbaşkanlığı Çankaya Köşkü'ne taşınacak. Cumhurbaşkanlığı'na bağlı saray, köşk ve yalılar halkın kullanımına açılacak.

      • Yurttaşların her yerde güvenli, hızlı, ucuz ve sansürsüz internete erişimini sağlanacak, internet erişiminin üzerindeki vergiler indirilecek. Bilgisayar, tablet, cep telefonu gibi dijital cihazlar üzerindeki vergi yükü azaltılacak. 6-25 yaş arasındaki tüm öğrencilerilere ve gençlere aylık 5 GB internete bedava erişim sağlayanacak.

      • LGS sınavı süreç içinde tamamen kaldırılacak. Üniversiteye girişte yılda bir defa yapılan sınav yerine çoklu sınav imkanı sunulacak.

      • Kanal İstanbul Projesi göreve başlanıldığı gün iptal edilecek. Atatürk Havalimanı yeniden uçuşa uygun hale getirilecek.

      • Gayrimenkul, devlet borçlanma senedi, yatırım fonu satın alınması ya da döviz cinsi mevduat ya da bireysel emeklilik hesabı açılması karşılığında Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı verilmesi uygulamasına son verilecek.

      • Sığınmacıların mahalle, ilçe ve il bazında kontrolsüz yoğunlaşmalara erişmesine asla izin verilmeyecek. Geçici koruma altındaki Suriyelilerin güvenli ve iç hukuk ile uluslararası hukuka göre mümkün olan en kısa süre içerisinde ülkelerine geri dönmeleri sağlanacak.

      Diktatörlükten sonra milleti biraz yağlama iyi gider.
      Lakin bununla kalmayacaklar.
      Türklüğü kaldırmak, tarikat ve mafyaya resmi sıfat vermek, sığınmacıları kullanmak gibi bir de aksi işler de bizleri bekliyor.
      Ama her şeye ragmen tek adamlıktan çok iyi.

      Serbest Kürsü içinde yayımlandı
      B
      bilgisezgi
    • RE: Millet Ittifaki Mutabakat Mektubu

      @kâfir-imam, içinde söyledi: Millet Ittifaki Mutabakat Mektubu

      @phi millet vekilliği meslek olmaktan çıkarılsın ve iki asgari ücrete gönüllü yapılsın.

      73000 TL aylık + 55000tl emekli maaşı almalarına rağmen;

      Yemek bedava,yol bedava,araba bedava,sekreter bedava, ofis bedava,konaklama bedava, takım elbise bedava,lojman bedava....

      Kapitalist sistemde milletvekili demek milletieker demektir.
      Kapitalist sistemin yapısı budur, sistemin ne kadar çalağını yalarsan o kadar para alırsın.
      Milletvekillerinin yaptığı da budur, abilerine vekillik yapmak.

      Serbest Kürsü içinde yayımlandı
      B
      bilgisezgi