Nihayet akpli olduğunu itiraf etmiş oldun.
Zaten sürekli muhalefete çatmandan anlamalıydım.
İleti
-
CHP’li Tanju Özcan, Kur’an-ı Kerim’e el basıp yemin ederek görevine başladı -
CHP’li Tanju Özcan, Kur’an-ı Kerim’e el basıp yemin ederek görevine başladıAyrıca Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetini dine karşıymış göstermek gerçeği çarpıtmaktır.
Atatürk'ün diyaneti neden kurduğunu, oraya hangi koşulların getirdiğini es geçip onu ikircikli gibi göstermek gerçeği çarpıtmaktır. -
CHP’li Tanju Özcan, Kur’an-ı Kerim’e el basıp yemin ederek görevine başladı@hulk, içinde söyledi: CHP’li Tanju Özcan, Kur’an-ı Kerim’e el basıp yemin ederek görevine başladı
Bunu açarmısınız?
Açmaya ne hacet, zaten belirtmişim.
@bilgisezgi, içinde söyledi: CHP’li Tanju Özcan, Kur’an-ı Kerim’e el basıp yemin ederek görevine başladı
din taciriyle din ile sömürülen sıradan müslümanı aynı kulvara koyan
Tekrar belirteyim, bu iki zümreyi aynı kefeye koymak gerçeği çarpıtmaktır.
Başka deyişle, sıradan müslümaların kanını emen din tacirleriyle bir tutmak gerçeği çarpıtmaktır. -
CHP’li Tanju Özcan, Kur’an-ı Kerim’e el basıp yemin ederek görevine başladı@hulk, içinde söyledi: CHP’li Tanju Özcan, Kur’an-ı Kerim’e el basıp yemin ederek görevine başladı
O sizin yorumunuz. Kendi görüşleri bizzat ortadayken sizin zorlama yorumunuzun bi kıymeti harbiyesi yok.
Gerçeği çarpıtan, din taciriyle din ile sömürülen sıradan müslümanı aynı kulvara koyan çorba yorumların hiçbir değeri yok.
-
CHP’li Tanju Özcan, Kur’an-ı Kerim’e el basıp yemin ederek görevine başladı@hulk, içinde söyledi: CHP’li Tanju Özcan, Kur’an-ı Kerim’e el basıp yemin ederek görevine başladı
Demek size göre "Atatürkçü"lük bu
Önemli olan ardındaki niyet dediğim halde halen kaz ile kozu karıştırıyorsun.
Dinci ile müslümanı da karıştırıyorsun.
Atatürk ile laik devleti de karıştırıyorsun.
Her inançlıyı dinci sıfatına koyuyorsun.
Açıkça senin yaptığın eleştiri falan değil, açıkça çorba yapıyorsun.
Bir insan kurana el bastı diye dinci, laik düşmanı yapıyorsun.
Başta söyledim, ardındaki niyet önemli, şov mu yapıyor yoksa inancı gereği mi, bunu kestirmeden hemen suçlamak son derece yanlıştır.
Herşeyden önce Atatürk ve kurduğu cumhuriyet dinlere karşı değildir. Din sömürüsüne ve dinin devlete alet edilmesine karşıdır.
Bir belediye başkanının kurana el basarak göreve başlaması normaldir, önemli olan onu inancı gereği mi yoksa birilerinin duygularını sömürmek için mi yaptığına bakılır. Bunda art niyet olmadıktan sonra ne Atatürkçülük için ne de laiklik için sorun teşkil etmez.
İlla art niyet arıyorsan din ile ticaret yapan, laik devleti dine alet eden ve halkın inancını sömürenler belli... -
Yunaistan' da rakı balık 4 avroLakin Türkiye'de işçinin sosyal hakları verilmiyor.
Örneğin yıllık izin, kaza yaptığında ücretin çalışması, ev, giyecek, barınma, yakacak gibi haklar yok.
Ayrıca öyle sekiz saat falan değil, en az çalışan 12 saat çalıştırılıyor.
Hatta sendikaya üye olma hakkını dahi kullandırmıyorlar.
Yani buradaki işçi harbi köle. -
Yunaistan' da rakı balık 4 avro@kereste Türkiye'de asgari ücret yirmi bin lira.
Oradakiler buraya göre yüzde beşyüz fazla alıyor. -
Yunaistan' da rakı balık 4 avro@kereste Saati 12 ero, sekiz saatte 96 ero, ayda 2880 ero yapar.
Bu hesaba göre Türk parasıyla asgari ücret 100,800 lira eder.
Yazıyla yüzbin sekizyüz lira. -
Yunaistan' da rakı balık 4 avro@kereste oralardaki asgari ücret ne kadar acep?
-
CHP’li Tanju Özcan, Kur’an-ı Kerim’e el basıp yemin ederek görevine başladıKurana el basarak göreve başlamanın bir sakıncası yok, önemli olan ardındaki niyettir.
-
Bir kişinin bile ölmediği dünyadaki tek savaşZaten İran, İran halkının gazını almak için yaptığı adından belli oluyor, bu saldırının adını "Gerçek vaat" koymuş.
Yani şimdiye kadar hep intikam vaatleri veriyorduk ama yalan söylüyorduk bu defaki gerçekvaat diyerek bir gaz alam operasyonu, yani kendi halkını kandırma operasyonu.
Yalan olmazsa bu dinciler ne yapar acep. -
Bir kişinin bile ölmediği dünyadaki tek savaşİran İsrail'e saldırıyor. Yüzlerce iha, füze gönderiyor, bir kişi bile ölmeden "ders verdik" diyor.
Ulan bu nasıl savaş, güya misilleme, İsrail'in İran konsolusluğunu vurup yedi kişiyi öldürmesi üzerine güya misilleme yapmış oluyor.
Zaten bir kişi bile ölmediği gibi dünyanın en kısa süren savaşı. Çay doldurmaya gittim, geldiğimde savaş bitmişti.
İşte teknolojiyi gavur icadı diye retedersen teknoloji karşısında böyle rezil olursunuz. Sonra da din kardeşlerimiz öldürülüyor diye sokaklarda hilafet bayrağıyla kıçınızı yırtarsınız.
Neymiş ABD-AB katilmiş.
Tabi katil olacak, onlara bu fırsatı veren müslümanlardır. Siz donsuz gezerken adamlar teknoloji üretiyor.
Neyse misilleme denen bir savaşa güleceğim hiç aklıma gelmezdi. -
Uğur DündarDürüst, namuslu ve dik duran insan savunulur.
-
Uğur DündarBunlar görüş, eleştiri ve karalamadan ibaret, birşey ifade etmez.
İçi-dışı boş bu safsatalar Uğur Dündar'ı daha yüceltir.
Demek birileri Uğur Dündar'dan rahatsız oluyor ki, son günlerde abuk-sabuk corlar ediliyor.
Hele Enver Aysever denen kişiye ne batmış ki, sanki karşısında mafya patronu varmış gibi saçmalıyor.
Sanırım bugünlerde Uğur Dündar ve onun gibi muhalif olanlara böyle saldırılar gelecek gibi gözüküyor. -
İyi İnsan Olmak İçin Dinlere Gerek Yokturİslamın ve diğer dinlerin karakteri budur, önce kötülük yapar sonra iyilikten medet bekleterek canını-malını somurur.
-
Örümcek Adam Camide Darp EdildiNamaz kılmak isteyen bir uyduruk Hollywood kahramanı. Neresinden baksan çelişki, neresinden baksan trajikomik. Tam bugünkü ülkenin demografik yapısına benziyor, ne sistem ne halkı neye benzediği belirsiz.
-
Uğur DündarUğur Dündar salt demokrattır. Sanki marksist-leninist devrimcisi olup da ihanet etmiş gibi yansıtılmış.
Buna Uğur Dündar üzerinde zoraki suç oluşturmak denir, yani akpnin sahte delillerle faşizm uygulamasının bir benzeri yapılmış.
Oysa Uğur Dündar demokrat olmanın gereklerini fazlasıyla yerine getirmiş biridir.
12 Eylül darbesinde tanrının bile gitmeye çekindiği sıkıyönetim karakoluna giderek Tarık Akan'a yardımcı olmaya çalışmış.
Üstelik Uğur Dündar da akp tarafından saldırıya uğramış, içeri atılması için çeşitli yalan-dolana maruz kalmıştır.
Uğur Dündar bir demokrat ve Atatürkçü olarak üstat konumunda bir gazetecidir. -
Uğur DündarUğur Dündar hakkında çok yanlış düşünüyorsunuz.
O zamanki durumla şimdiki tamamen farklı.
O zamanlar üreticiler şimdiki gibi pek hile-hurda yapamıyordu. Hile-hurda genelde küçüf esnaflar boyutundaydı. Faşim, baskı yoktu. Gazetecilik yapılabiliyordu.
Şimdi ise hile-hurda bizzat üreticiler boyutunda. Denetim yok, ceza yok ve hile-hurdayı açığa çıkarmaya cesaret edenler faşizmle karşılaşıyor.Bu iki zamandaki farkı gözetmeden, sistem aynıymış gibi göstermek Uğur Dündar'a haksızlıktır.
Oysa Uğur Dündar, halkı soyup yurt dışına kaçan iş adamlarını, devletin hastanelerindeki usulsüzlükleri bile büyük bir fedekarlıkla yansıtan bir gazeteciydi.
Bugün orta sınıf bitirilip halkın tarikatçı, mafyacı marketlere yönlendirilmesinde iktidarın politikasını es geçip bunu hiç alakasız cesur bir gazeteciye bağlamak gerçekleri çarpıtmaktır.
Üstelik günümüzde onca sorunlar ve olaylar varken kendi köşesine çekilmiş Uğur Dündar'ı hedeflemek de neyin nesi. Sanki faşizm bitmiş, demokrasi ve özgürlük gelmiş artık suçlu aramak gibi bir durum olmuş. -
Telepati, Sempati, Antipati, EmpatiPsikolojinin ötesinde açıklanması zor olan parapsikoloji dalına giren bu dört tane pati kısaca şu şekilde tanımlanıyor.
Telepati
Düşünce yoluyla bağlantı kurulması.Sempati
Kendini birine, birşeye yakın görmek.Antipati
Benmerkezci kişilere, kötü huylulara, farklı görüşlere, bazı eşyalara, bazı simgelere karşı olmak. Sempatinin zıttıdır.Empati
Akıl ve duygunun birleşmesiyle birilerinin düşüncesini, acı ve mutluluğunu anlamak.Bu dört pati bazılarınca birbirine karıştırılsa da birbirinden tamamen farklıdır.
Düşünce yoluyla iletişime geçildiğini iddia eden telepati şovmenleri aslında empati konusundaki yeteneklerini kullanarak telepati yaptığına inandırmaya çalışır. Dünyada bugüne kadar telepati yaptığını idda ederek çeşitli şov gösterileri yapan Rus ve İsrail'li iki kişi vardı. Bu kişilerin daha sonraları çeşitli araç kullanarak izleyenleri yanılttığı ve telepatiyle alakası olmadığı ortaya çıktı.
Lakin ikiz kardeşlerin arasındaki bazı etkileşimin ikisini de etkilemiş olduğu ve buna telapati dendiği savında bulunanlar da var. Hipnoz yoluyla insanın bir yerinin acıdığı ve oranın kızardığı gibi duruma da telepati deniyor.
Her ikisi de ne derece telepatik bir sonuç bilemeyiz ama insan kendi vücudunda neresini çok düşünürse orasının olumlu veya olumsuz olarak çok duyarlı hale geldiği bir gerçek. Örneğin, hasta birisine verilecek ciddi bir moral hastalığının iyileşmesinde çok yardımcı olduğu gibi.
Telepatiye bir anlamda sezgi de diyebiliriz. Örneğin, köpekler, atlar iyi insanla kötü insanı sezebiliyor. Tayyibi sırtından fırlatıp yerlerde süründüren yarış atı dünyanın en sakin atıydı. Atın adını unuttum ama o sıralar yarışlarını izlediğim bir attı. Ülkeyi yönetmeye talip olanları atlara bindirip test etmek hiç de fena olmaz. Ne de olsa cahil, cühela yobazlardan daha iyi sezgiye sahipler.Birilerine, bir ideolojiye, bir dine veya herhangi birşeye sempati duymak, kendini ona yakın bulmak hem iyi hem kötü olabiliyor.
Şayet sempati daha sonra bağlılığa dönüşürse ve bağlı olduğu zararlı ise bu defa kendini ondan kurtarmak zor olabiliyor. Çünkü insanlarda bulunan alışkanlık zaafı onu esir alabiliyor. Alışkanlık zaafımızı hesaba katarak sempatizanlığın ötesine kolay geçmemek gerek. Bu bilgi düzeyi yüksek olan insanlar içinde geçerli. Örneğin fetonun henüz kanka olduğu dönemde fetodan ayrılan Nurettin Veren bilgi düzeyi yüksek ve mükemmel diksoyona sahip biriydi. Buna rağmen bağlı bulunduğu tarikatın zararlı bir tarikat olduğunu 30 yıl sonra anladığını söylemişti. Öyle zararlıydı ki, Nurettin Veren feto tarikatından ayrıldıktan sonra adamın karısını, çocuklarını bile elinden alıp adamı dımdızlak bırakmışlardı.
Sırf sempati duyup daha sonra bağlı olacak kadar ileri gidenlerin akpyi ancak 22 yıl sonra anlamaları da başka bir örnek olsa gerek.
Bu nedenle sempati duymakla bağlılık arasında ince ama en önemli çizgiye dikkat etmek gerekiyor.Antipati insanlar üzerinde çok ilginç bir öneme sahip.
Kimi insanlar ne fedakarlık yaparsa yapsın hiç kimseye yaranamaz. Onun üzerinde hep antipati baskısı vardır.
Örneğin ben böyle biriyim, hayatım fedakarlıkla geçmiş olmasına rağmen ülkemiz ahalisi tarafından hep antipati duyulan biriyim. Aynı şekilde yaşamım gelişmiş ülkelerde geçseydi acaba nasıl görülürdüm, merak etmiyor değilim. Herhalde orada da antiemperyalist olduğum için pek sevilmez antipati içinde boğulurdum.
Kimi insanlar da kötü, huysuz, acımasız karaktere sahip olmasına rağmen sempati duyanı çok olur. Ülkemizde özellikle bu türler pek sevilir. Hele bir de mafyatik bir fiğürse veya ağzı iyi laf yapan bir takkeliyse baştacı etmek için yeterli oluyor. Gerçi günümüzde takkenin yerini sarık-cübbe aldı, sarıklı komiserler, cübbeli generaller ülke güvenliğinin başında. Neyse ki, nalini zanedersem unuttular. Düşünsenize yüzlerce nalinli sokakta takır-tukur, garç-gurç kulaklarımızda 22 desibelli bir koro tokatı yemiş gibi olurduk. Nalini yüzlerce yıl önce Çinliler giyiyormuş. Çin'den bize nasıl gelmişse, herhalde ilgililer nalini de Çin'den çalmış olmalı.
Neyse bu kadar antipati sanırım yeterli.Empatiyi hem çok severim ama bir yandan da nefret ettiğim olmuştur.
Empati özellikle aile üyeleri arasındaki ilişkiyi sürdürmekte yardımcı olduğu için fiziken birbirinden kopsalar bile duygusal olarak ailenin dağılmasını önler.
Aynısı işyerlerinde çalışanlar veya bir kesimin içinde bulunanlar için de geçerli. Çünkü birbirinin ne düşündüğünü, ne yapmak istediğini anlayanların birlikteliğinden oluşuyor. Hani birlikten güç doğar dedikleri tam da bu olsa gerek. Akıl ve duyuların birlikteliği aynı zamanda fiziki birlikteliği getirip her iki türlü güç oluşturuyor.
Peki bu birliktelik birbirinin kellesini koparmayı cihat sayan dinlerde olduğu gibi zararlıysa ne olacak. Bu da soru mu, ahan da Orta Doğu'da ve Orta Asya'da ne oluyorsa bizzatihi o olacak. IŞID, Boko-Haram, Taliban gibi örgütler empatiyle hareket ediyor. Aynı şeyi düşünüyorlar, birbirinin ne düşündüğünü, ne yapacağını ezbere biliyorlar. Biliyorlar ama hepsi bu, hepsinde aklın zerresi olmadığı için zavallı empati ne yapsın. Yararlı olabilecek empatiyi bile kılıca kurban ediyorlar.
Bizdeki empatik hilafetçiler de çok ilginç. Ne şeriatta anşabiliyorlar ne hilafette ne de ılımlı islamda. Buranın Cumhuriyet olduğunu unutup şeriat-hilafet kavgasına düşüyorlar. Böyle olunca da yine zavallı empati boynunu büküp antipatiye dönüşüyor. Doğrusu insanın şu empatiye acıyası geliyor. Ne hallere düşürdüler garibanı.
Ee, 22 yıl boyunca empati yaptık, bu ülkeyi satmayla ekonominin yürümeyeceğini hep söyledik ama bizim empatimiz hep havada kaldı.
Neyse telepati, sempati, antipati, empati derken empati bile fahişe yapılabiliyormuş. Neyse ki, şansımıza telepatiyi bilmiyorlar, bilseler düşünce yoluyla herhalde tecavüz seanslarına geçerlerdi. -
Hatay'da hukuk yok@hulk, içinde söyledi: Hatay'da hukuk yok
Bu Hatay' a müstehak hiç kimse kurua bakmasın ankara' da %60-30 ile seçim kazanıyorsan
Evet Hatay da dahil celladına aşık bir millet ama Hatay seçimleri için bu görüşün tam olarak doğru değil.
Başlık yazısında değindiğim gibi orada dönen dolapların haddi hesabı yok.
Şayet adil bir şeçim olsaydı yapılan hileleri gözönüne aldığımızda yüzde 15 civarında bir fark olacaktı.
Yani akp yüzde 40, CHP yüzde 55 dolayında olacaktı.
Şahsen ben böyle olsa dahi o yüzde 40 için yine Hataylıları celladına aşık olarak görürdüm. Zira depremden üçgün sonra giden bir devlet ve devletin başındakinin tehdidine karşılık yüzde bir oy dahi almaması gerekirdi.
Neyse şu anda önemli olan orada net olarak haksızlık ve hukuksuzluk yaşanıyor.
Bu hukusuzluğa karşı salt demeç vermek birşey ifade etmez. Van halkı gibi Hatay halkının da haksızlığa karşı CHP ile birlikte olması lazım. Sırf CHP'nin yetkili isimleriyle bu hakkın alınması zordur.