Yeni Moda Aşıklar Destanı
-
İlaç diye aşk öğütlenen ihtiyar bir kız, bana dedi ki: '' Biri de çıksa, hiç aşık oldunuz mu bir gün diye insanlara sorsa. Ölçüm için canım... Dünyalar mı kurdunuz onunla, dünyalar mı söndürdünüz? Turşusunu mu kurdunuz? O tılsımı hiç tuttunuz mu?''
At süren oğlan, hani Şevin'inki, başkomisere dedi ki: ''Ben bu aşk denen mereti tarif edemedim, eden varsa beri gelsin... Aşk, komutanım, dellenmektir, arz ederim.''
Herkes yakalamış bu yaban kuşu. Kimi avucunda sevgisiyle öldürmüş, kimi bulutlara savurmuş. Kimi farkında olmuş kendisine bahşedilen tılsımın, kimi olmamış.
Kimine hışım olmuş aşk, kimine kumar.
Kimine sırat köprüsü, yakışığıyla yaşamayana; çekip gitmek aşk.
Her gün yeniden yaratılması insanın.
Günden güne ölmek, ateşle, zebanilerle, kendinle cenk.
Masal şıvgası aşk, ballı baldıran.
Tüfekten yana müdafaasız kalınan meydan savaşı.
Bir gayya kuyusu, anarşinin Allah'ı, kendine hükümsüzlük, amenna onursuzluk...
Yaban atları dizginlemek aşk, kendimize biçip bezediğimiz ölüm. Yalnız karşı cinse değil, işe, aşa, ışığa, hünere, imkansıza, dünyaya, devrime, umuda, ilahiye, sese, söze, renge aşk...
Şahmeran destanı.
Her yaşta kalpten savrulan iflah olmaz umucu kuş.
Belki bunların hiçbiri, belki hepsi...
İyi ki varsın aşk. -
aşk diye birşey yokki hevestir o heves