• Register
    • Login
    • Search
    • Categories
    • Recent
    • Popular
    • Map
    • Kurallar
    • Etik Kurulu
    1. Home
    2. bagimsizkoala
    • Profile
    • Following 3
    • Followers 3
    • Topics 51
    • Posts 206
    • Best 159
    • Controversial 0
    • Groups 1

    Luna

    @bagimsizkoala

    Editör

    339
    Reputation
    194
    Profile views
    206
    Posts
    3
    Followers
    3
    Following
    Joined Last Online
    Location Kocael Age 23

    bagimsizkoala Unfollow Follow
    Editör

    Best posts made by bagimsizkoala

    • SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM

      Çalışma Ortamımızı Nasıl Doğa Dostu Yapabiliriz?

      Günümüzde çalışma şeklimiz değişkenlik gösterdi. Kimimiz ofislerde devam ediyoruz kimimiz de evde bir alanı ofis yaparak. Kapalı ofisler çalışma şeklimizi etkiliyor ve yapılan araştırmalar daha yeşil, ofislerin doğal olarak daha yüksek üretkenlik sağladığını gösteriyor. Çalışma ortamınızı daha çevreci hale getirmek istiyorsak, kendi masamızdan başlayarak ufak değişikliklerle uzun bir yol kat edebiliriz. Size birkaç önerim var;

      • Tek kullanımlık bardak ve şişelerin yerine cam bir şişe ve bardak edinin.
      • Ofisten ayrılırken kullandığınız cihazları kapattığınıza emin olun.
      • Masanızda canlı bir bitkinin olması hem size canlılık katacak hem de ortamdaki havayı temizleyecektir.
      • Plastik ürünler yerine daha sürdürülebilir ürünleri tercih edebilirsiniz.
      • Çalışma arkadaşlarınızla çevre duyarlılığınız hakkında konuşabilir bilgi alışverişinde bulunabilirsiniz.
      • Toplantı odalarından çıkarken ışıkları kapatabilirsiniz.
      posted in Serbest Kürsü
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • Cemal Süreya'ya Dair...

      **KAN VAR BÜTÜN KELİMELERİN ALTINDA

      Posta arabalarından söz et bana
      Kan var bütün kelimelerin altında
      Ezop'un şu lanetli dilinden söz et
      Kan var bütün kelimelerin altında
      Umulmadık bir gün olabilir bugün
      Aslan kardeşçe uzanabilir kayalıklara
      Bir çay söyle yağmurların kokusunda
      Kan var bütün kelimelerin altında
      İşte durup dururken şurda
      Bir yelpaze gibi açıldı sesin
      Güzün en gürültülü kanadında
      Göğün en ince dalında

      Kan var bütün kelimelerin altında
      Umulmadık bir gün olabilir bugün
      Bir çeşme gibi akabilir cumartesi
      Çığlığındaki sessiz harfler
      Dün gecenin ağırlığıdır damarlarında
      Ne güzel konuşur sokak sanatçıları
      Fötr şapkalarıyla ne kalabalıktırlar
      Ve çiçekçi kızların göüğüsleri
      Daha suçsuzdur kırlangıç yumurtasından
      Kan var bütün kelimelerin altında
      Yaprağını dökecek ağaç yok burda
      Ama ışık dökebilir olanca renklerini
      Sürekli işbaşındadır belleğin
      Tanık şairler arasında
      Oyuncu arkadaşlar arasında

      Yolculuk bir kafiye arayabilir
      Atının kuyruğundaki düğümde

      Ölüm bir kafiye arayabilir
      Ak gömleğinde

      Yol bir kafiye arar ve bulur
      Dönemeçlerin benzerliğinde

      Kan var bütün kelimelerin altında
      Bir gül al eline söz gelimi
      Kan var bütün kelimelerin altında
      Beş dakka tut bir aynanın önünde
      Sonra kes o aynadan bir tutam
      Beyaz bir tülbent içinde
      Koy iç cebine
      Bütün bir ömür kokar o ayna
      Kan var bütün kelimelerin altında
      İşte o kandır senin gülüşün
      Sızmıştır hayatın derinlerine
      Siyahtır orda kırmızıdır
      Daldan dala atlar
      Sever çocuklara anlatılan masalları
      Ama iş savunmaya gelince
      Yalnız alevi savunur
      Ve güneşin solmaz çekirdeğini
      Yalnız doruklarda

      Umulmadık bir gün olabilir bugün
      Kan var bütün kelimelerin altında

      (Papirüs, sayı:36, Haziran 1969)

      posted in Tarih & Edebiyat
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • Şarap Tadı Gibi...

      Bir kadını anlamak, bir şarabı tatmak gibidir... Dünüyle, bugünüyle ve yarınıyla. Sizde bıraktığı, bırakacağı tatları sevmek, yeniden onu içebilmek arzusuyla yanıp tutuşmak gibidir.
      Sarhoşun hep bir bahanesi vardır içmek için. O hüzünlense de içer, sevinse de... Ama aşığın bahanesi olmaz. Amacı mutlu olmaktır sevdiği ile.
      Öyleyse değer vereceksiniz sevdiğiniz kadına.
      Yüreğine dokunacaksınız, saçına dokunmadan önce. Ve kadın ışığıyla, neşesiyle, kahkasıyla başınızı döndürebiliyorsa; gözleri ile gözlerinizi okuyabiliyorsa, sevincinizi, hüznünüzü paylaşabiliyorsa işte o kadın sizin şarabınızdır.

      posted in bagimsizkoala
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • Çalma Listesi

      Herkesin belirli bir yada birden fazla çalma listesi vardır. İşte buraya herkes kendinden bir şeyler katarsa güzel bir playlist ortaya çıkaracağımızdan eminim. Başlıyorum o halde. Bugün birçok şarkı dinledim. Dilime de birkaç tanesi takılıverdi. Hemen bırakıyorum müsaadenizle...

      bağlantı metni

      bağlantı metni

      posted in Kültür & Sanat
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • 03.03.2022 Günlük Burç Tahmini

      Ateş Grubunun Haylaz Çocuğu Koç Burcu (21 Mart- 20 Nisan):
      Yaşantına dair uzun zamandır planladığın somut gelişmeler için harekete geçmeye hazır mısın? Beklemenin, kimseye fayda sağlamadığının farkındasın. Günü gelen faturaların birikmiş olması, hızlı hareket etmene yol açabilir. Eğer çocukları olan bir koç burcuysan, çocuklarının okulları ile ilgili konular gündeminde olabilir.

      Toprak Grubunun En Dingin Ve Gözlemcisi Boğa Burcu (21 Nisan- 20 Mayıs):
      Gerek sosyal hayatında gerekse de iş hayatında oldukça titiz ve dikkatlisin. Dış görünüşünle dikkat çekerken, gözlerin üzerinde olduğunu fark edeceksin. Birden fazla konu ile aynı anda uğraşırken gözünden bir şey kaçırmamak için işlerini tekrar kontrol edebilirsin. Tesadüf eseri karşılaşacağın çocukluk arkadaşın seni geçmişe götürebilir.

      En Hızlı Fikir Değiştirensin, Ne de Olsa Merkür Çocuğusun İkizler Burcu (21 Mayıs- 20 Haziran):
      Detaylara fazlaca takılabilir, hatta durumu biraz abartabilirsin. Eğer çalışan bir İkizler burcuysan, tempona ayak uyduramayan kişilere sık sık uyarılarda bulunabilirsin. İşlerin hızlı yürümesi çevrenin de sana eşlik etmesini istiyorsun. Ortaklı bir işte çalışıyorsan, ortağınla farklı fikirlerden yeni bir alternatif oluşturmanız, aranızdaki uyumu gösterecek.

      Su Grubunun En Duygusalı Yengeç Burcu (21 Haziran- 21 Temmuz):
      İş yaşantın ile ilgili ciddi kararlar gündeme gelebilir. Girişimci yanın güçlenirken, iş için bireysel değil, bir ortakla birlikte hareket etme fikrine sıcak bakacaksın. Fikirlerinle karşındakileri etkilemeyi de başaracaksın. 7. evinizde Mars- Plüton kavuşumu gerçekleşecek. İş yerindeki yoğun tempo sebebiyle baş ağrıların artabilir.

      Ateş Grubunun En Cömerti Aslan Burcu (23 Temmuz- 23 Ağustos):
      Üzerindeki yoğun stresi çevrene de yansıttığın bir gündesin. Eleştirilerden kaçınmak için sorumluluklarını zamanında yerine getirmeye ekstra çaba göstereceksin. Hiç beklemediğin, uzun süredir görüşmediğin bir akrabandan gelen telefon seni şüphelendirebilir. İlişkisi olmayan bir Aslan burcuysan, eski sevgilinden gelen bir mesaj kafanı karıştırabilir.

      Toprak Grubunun En Çalışkanı Başak Burcu ( 24 Ağustos- 23 Eylül):
      Risk almaktan kaçınabilir, adımlarını sağlam atmak isteyebilirsin. Programlı bir şekilde çalışıyor olsan da hırslı olduğuna dair çeşitli imalarla karşılaşabilirsin. Hesaplamaların ve planların sonucu seni mutlu edecek. Gelecek için düşündüğün işlerde daha motivesin. Eğer ilişkisi olan bir Başak burcuysan, sevgilini ailen ile tanıştırmak isteyeceksin.

      Hava Grubunun En Adaletlisi Terazi Burcu (24 Eylül- 23 Ekim):
      Beklediğinden daha yoğun bir güne adım atıyorsun. Ufak çaplı kazaları gözünde büyütebilir ve kendi kendine evham yapabilirsin. Sektöründeki durgunluk seni arayışlara itecek. Farklı mesleklere dair araştırmalar içerisine gireceksin. Mars ile Plüton kavuşuyor. Küs olduğun, aranın bozuk olduğu arkadaşınla tesadüf eseri denk gelebilirsin.

      Su Grubunun En Tutkulusu Akrep Burcu (24 Ekim- 22 Kasım):
      Bugün geleceğe yönelik kararlar alırken, yapman gerekenlere de tam anlamıyla karar vereceksin. Bu kararlılık ve güçlü karakter, sana kendini oldukça iyi hissettirecek. Konuşkan ve girişken tavırların ile arkadaş çevrenin değişilmez bir parçası haline gelebilirsin. Yalnız yaşayan bir Akrep burcuysan, farklı tariflerle akşamını güzelleştirmek isteyeceksin.

      Ateş Grubunun En Değişkeni Yay Burcu (23 Kasım- 21 Aralık):
      Kendine her zamankinden daha iyi davranacağın bir gündesin. Bunun içinde güzel bir kahvaltı eşliğinde güne başlayacaksın. Olayları ele alış şeklin değişiyor. Eğer çalışan bir Yay burcuysan, iş yerindeki tartışmaların dışında kalacak ve olan bitenleri gözlemleyeceksin. Mars ile Plüton kavuşuyor. Negatifliği ile seni olumsuz etkileyen kişileri hayatından çıkarmak isteyeceksin.

      Toprak Grubunun En Hırslısı Oğlak Burcu (22 Aralık- 20 Ocak):
      Geçmişte yaşadığın fakat bir türlü aşamadığın konular gündeminde. Bu tarz sorunların üzerine giderek, bir daha karşılaşmak istemeyeceksin. Yoğun bir tempo içerisinde olman nedeniyle zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksın. Çocukların varsa, çocuklarının okulları ile ilgili bir süredir devam eden belirsizlikler ortadan kalkacak.

      Hava Grubunun Özgürlüğe En Duyarlı Kova Burcu (21 Ocak- 18 Şubat):
      Hayatına ivme katmak için harekete geçiyorsun. Kendine olan güvenini de bulunduğun ortamlarda belli edeceksin. Aile şirketinde çalışan bir Kova burcuysan, sorumluluk üstlenerek öne çıkacaksın. Ailenin sana olan güvenini boşa çıkartmayacaksın ve onları gururlandıracaksın. Her ne kadar akşam için planlar yapmış olsan da ani haberler, programını değiştirebilir.

      Su Grubunun En Yaratıcısı Balık Burcu (19 Şubat- 20 Mart):
      Kendinle ilgilenmek için gerekli vakti oluşturacaksın. Gün içerisindeki boş vakitlerini değerlendirmek için kendine program yapacaksın. Sinema ya da tiyatro gibi etkinliklere katılmak isteyebilirsin. Dış görünüşünle ilgili değişiklere başvuracağın değişiklikler gündeminde. Sürekli olarak aynı konuların gündeme gelmesi huzursuzluğuna sebep olabilir.

      Güzel insanlar, hepinize iyi geceler diler; yarın ki yorumumuzda görüşmek dileğiyle...

      posted in Burçlar
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • 8 Mart Kadınlar Günü

      Kız kardeşlik ve kadınlar arasındaki bağ çok özel olmakla birlikte bir o kadar da güçlüdür. Kendimizi ve diğer kadınları ihtiyaç duyduğumuz alanlarda desteklemek bizi besler.

      Kadınlığın kutlandığı bugün biraz vakit ayıralım ve hayatımızdaki kadınları kalbimize düşürüp onları takdir edelim. Onlara var oldukları için minnettar olduğumuzu kalbimizden duyuralım ve hayattaki en güzel şeyleri hak ettiklerini hatırlatalım.

      posted in Duyuru & Destek
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • Forum sakinleri antolojisi

      BEN SANA TEŞEKKÜR EDERİM

      Ben sana teşekkür ederim, beni sen öptün,
      Ben uyurken benim alnımdan beni sen öptün;
      Serinlik vurdun korulara, canlandı serçelerim;
      Sen mavi bir tilkiydin, binmiştin mavi ata,
      Ben belki dün ölmüştüm, belki de geçen hafta.

      Sen bana çok güzeldin, senin ayakların da.

      Ülkü TAMER

      posted in Tarih & Edebiyat
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • Yakın Tarihte Kadınların Şapka Takmaları

      Kadınlar ve erkekler tarih boyunca güzel, zengin, gösterişli görünmek için şapkalar kullandı. Günümüzde şapka çok popüler bir aksesuar değil, daha çok hava koşulları sebebiyle kullanılıyorlar. Oysa yakın tarihte kadınların şapka takmalarının tek sebebi hava koşulları ya da güzel görünme kaygısı değildi. Şapkalar onları tacizden de koruyordu.

      Kadınların tarih boyunca taktığı şapkaların tek amacının güzellik ve moda olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Bu şapkalar, özellikle 20. yüzyılda kadınların silahlarına dönüşmüştü. Bunu şapkaları sabitlemek için kullandıkları şapka iğneleri sağlıyordu. 1900'lerin başında günümüzün modern devletleri yeni yeni kadınların tek başına sokaklarda dolaşabilmesine izin vermeye başlamıştı. Bunu içselleştiremeyen erkekler, zaman zaman yalnız gezen kadınlara hem sözlü, hem de fiziksel saldırılarda bulunuyorlardı. Kadınların bu saldırılar karşısında kendilerini savunmak için bu iğneleri kullanması dilden dile yayılıyordu ve diğer tehlike altında olan kadınlar da aynı yönteme başvuruyorlardı. Bu savunma yöntemi zamanla o kadar yaygınlaştı ki, bastırılan bazı broşürlerde kadınlara bu iğneleri nasıl kullanacakları fotoğraflarla anlatılmaya başlandı. Erkek yöneticiler bunun karşısında elbette eylemsiz kalmadı. Kısa bir süre içinde bazı ülkelerde şapka iğneleri yasaklandı. Yasaklara uymayan kadınlar cezalandırıldı. Kısa sürede tüm dünyaya yayılan bu savunma şekli için güçlü bir yasak sürecine girildi. Öyle ki Avustralya Sydney'de bir kadın şapkasında iğne taşıdığından hapse atıldı. İğneler tamamen yasaklansa da, bu küçük aksesuarlar saldırgan erkeklerin aklına bir şüphe düşürdü. Yani iğneler sonuçta etkili oldu.

      Yani eski şapka iğnelerinin feminizm tarihinin bir parçası olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

      posted in Sosyoloji
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • Pozitif iç ses

      Hepimiz kendimizle bir iç diyalog halindeyiz. Bu diyalog olumlu ya da olumsuz cümlelerden oluşabilir. Hatta bu cümleler bizi peşine takarak şimdiki andan çok daha uzaklara seyahat etmemizi sağlama gücüne sahiptir. Dolayısı ile iç diyaloğumuzun nasıl geliştiğini gözlemlemek fark yaratacaktır.

      • Olduğum halimle, ben değerliyim.
      • Hata yapabilirim, deneyimlerimden öğreniyorum.
      • Her gün yeniden başlayabilirim.
      • Dinlenmeyi hak ediyorum.
      posted in Psikoloji
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • Yıldızlara bakınız.

      Senin kafanın içi
      Yıldızlı karanlıklar kadar
      Güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.

      Yıldızlar ve senin kafan
      Kainatın en mükemmel şeyidir.

      NAZIM HİKMET RAN

      posted in bagimsizkoala
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala

    Latest posts made by bagimsizkoala

    • RE: Bir gün

      @phi evet...

      posted in bagimsizkoala
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • Bir gün

      Salı sabahına çok erken saatte başladım. Bugun bir oturuma katılacaktım. Hazırlandım ve evden çıktım. Varacağım yere gidene kadar aklımdaki tek düşünc, bir an önce açılması gereken uykumdu. Otele gelmiştim ve salona doğru ilerledim. Heyecanlıydım. Göz göze geldiğim kişileri başımla selamlayarak günaydın diyerek ilerledim. Beni kokteyl kısmına aldılar. Orada bulunan ikramların tadına bakarken etrafı inceleme fırsatı buldum. Takım elbiseli beyefendiler ve ceketli etekli hanımefendiler vardı. Kendimi istemsizce gerilmiş hissettim. En basitinden ellerimi nereye koyacağımı bilemedim. En sonunda salona giriş yaptım. Bir sandalyeye oturdum. Defterimi kalemimi hazırladım. Beklemeye başladım. Basın mensupları, kameramanlar, konuşmacılar, moderatör... Herkes çok heyecanlı görünüyordu. Kısa bir bekleyiş ardından oturum başladı. Pür dikkat söylenenleri dinleyip kendimce notlar aldım. Birkaç saatin ardından oturum sonlandı. Biraz yorulmuş ama kendime bir şeyler katmanın verdiği hazzı yaşıyordum. Sakin adımlarla otelden ayrıldım. Hava o kadar güzeldi ki... Başımı kaldırıp gökyüzüne baktım, umutlu bir mavi gördüm. Daha sonra tenimde güneşin sıcaklığını hissettim. Sahil kıyısından yürümeye başladım. Kafamda tonlarca düşünce yerine duruluk vardı. Bu beni rahatlatmıştı. Tatlı bir kahveci gördüm ve bir kahve aldım kendime. Daha sonra gözüme çarpan bir ağacın altına yerleştim. Kahveden alınan o ilk yudum... Huzurluydum. Kulaklığımı takıp hafif bir müzik açtım ve kendimi manzaraya bıraktım.

      Bugün güzel bir gündü.

      posted in bagimsizkoala
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • Sabahattin Ali...

      Satın alınamayan şeyleri
      severim ben.
      Deniz gibi...
      Gökyüzü gibi,
      Ay ve Güneş gibi,
      Ve sevgi gibi...

      posted in bagimsizkoala
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • RE: Milena'ya Mektuplar

      @phi
      Mesela neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken ya da uyurken, seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim? Neden değilim?

      Kafka'nın derin sözlerinden oluşan Milena Jesenska'ya yazdığı mektupları içerir. Bu mektuplar bize Milena sayesinde ulaşıyor. Milena, toplama kampında öldürülmek için yakalanmadan önce bu mektupları arkadaşına veriyor ve bu şekilde bizlere ulaşmış oluyor.

      Sonlara doğru biraz sıksa da kesinlikle okunması gereken bir kitap. Gerçek ve derin aşkı bu mektuplar sayesinde daha iyi anlayabiliyorsunuz.

      posted in Tarih & Edebiyat
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • Khaled Hosseini

      1965 yılında Afganistan'ın Kabil şehrinde dünyaya gelen Tacik asıllı Hosseini, şu an halihazırda ABD vatandaşıdır. California'da Tıp eğitimi alan Hosseini bir doktor olurken, tutkusu olan yazarlığa sürekli olarak devam etti ve ilk kitabı Uçurtma Avcısı'nı yazdıktan 1,5 yıl sonra doktorluk mesleğini bıraktı. Şu an İran asıllı eşi Roya ve iki çocuğu ile beraber Kuzey California'da yaşayan Hosseini, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nde iyi niyet elçisi olarak mültecilere yardım etmekte ve muhteşem kitaplar yazmaya devam etmektedir.

      İşte Khaled Hosseini'nin okuyan herkesin içini ısıtacağı kitapları...

      1. Uçurtma Avcısı: Afgan asıllı Amerikalı Yazar Khaled Hosseini’nin kaleme aldığı Uçurtma Avcısı, yüreklere işleyen hikayesiyle yayımlandığı günden itibaren en çok satan romanlar arasında yer alıyor. 2003 yılında İngilizce olarak yayımlanan eser, yazarın hayatından izler taşıyor. Roman, uzun yıllardır siyasi karışıklıklar ve savaşlarla gündeme gelen Afganistan’daki insanlık dramına dikkat çekiyor.
        Konusu arkadaşlık üzerine kurulmuş olan Uçurtma Avcısı, insanlığa ait ortak duygularla tüm dünyayı kucaklıyor. Eserinde dostluk bağlarının yanı sıra baba sevgisi, fedakarlık, yalan ve ihanet gibi konuları da ustalıkla işleyen yazar, okurlarını ülkeler ve zamanlar arası bir yolculuğa çıkarıyor. Uçurtma Avcısı, sahip olduğu evrensel tema ve erdem dolu mesajı ile ömür boyu unutulmayacak bir ders niteliği taşıyor.

      2. Bin Muhteşem Güneş: çarpıcı öyküsüyle sadece Afganistan’daki zorlu koşullara değil, tüm dünyadaki kadınların yaşadığı sorunlara ışık tutuyor. Romanın ana kahramanları olarak okurları, birbirinden çok farklı koşullarda büyüyen Meryem ve Leyla adlı iki kadın karşılıyor. Evlilik dışı bir ilişkiden dünyaya gelen Meryem hayata büyük zorluklarla başlarken, bir öğretmenin kızı olan Leyla ise çok başarılı ve popüler bir çocukluk geçiriyor. Ancak her ikisinin de başına gelen acı olaylar, yıllar sonra yollarının kesişmesine vesile oluyor.
        Çocukluğunda annesinin ölümü üzerinde zorunlu olarak babasının evinde yaşamaya başlayan Meryem, ailenin onu istememesi üzerine küçük yaşta evlendiriliyor. Ve kocası Raşit, çocuk sahibi olamadıkları için Meryem’i sürekli aşağılayarak ona yıllarca eziyet ediyor. Bu sırada yan evde yaşayan Leyla, ailesini savaşta kaybettiği için Meryem’in evine taşınmak zorunda kalıyor. Fakat son derece kötü ve çıkarcı bir adam olan Raşit, genç kızın evlerinde kalabilmesi için onunla evlenmeyi şart koşuyor.
        Aşk ve Mecburiyetler…
        Leyla başka birine aşık olmasına rağmen, çaresizlikten Raşit’le evlenmeyi kabul ediyor. Ancak genç kızın Meryem’den yaşça çok küçük olması, ikilinin rekabet etmesi yerine anne-kız gibi yaşamasını sağlıyor. Raşit ile evlendiğinde aşık olduğu adamın çocuğunu taşıyan Leyla, bu sırrı yeni eşinden gizleyerek ona Azize adlı bir kız evlat veriyor. Sonrasında da Raşit’ten olma bir evlat daha doğuruyor. Doğan bu erkek çocuk ise Zalmay adını alıyor. Ve yıllar sonra Zalmay, toplumun ona biçtiği acımasız rol gereği iki kadının hayatında da geri dönülmez acılara neden oluyor.

      3. Ve Dağlar Yankılandı: Gece vakti, çölü bir el arabasını çekerek geçen bir baba. Arabanın içinde annesiz iki çocuk; iki kardeş; biri kız, biri erkek. Küçük Peri için ağabeyi Abdullah, ağabeyden çok öte. On yaşındaki Abdullah’a sorsanız Peri, her şey demek. Köylerinden Kâbil’e varmak için çıktıkları yolculuğun sonunda aileyi yürek parçalayıcı bir son bekliyor. Fakat aslında bu bir son değil... Kardeşlerin başlarına gelenler -yakın ya da uzak- ilişki kurdukları tüm insanların hayatlarında nesiller boyu yankılanacak...
        Hayat farklı aileleri sevgi ve fedakârlık, ihanet ve sadakat gibi ortak duygularla sınarken, karakterlerin başlarına gelenler ve yaptıkları seçimler, kitabın her biri ayrı bir renk ve lezzet taşıyan katmanlarını oluşturuyor. Afganistan’ın küçük bir köyünde doğan ve okuru Kâbil’den Paris’e, San Francisco’dan Tinos adasına taşıyan bu öykü, her sayfada renklenip güçleniyor.

      4. Deniz Duası: Hosseini’nin, 2015 yılının Eylül ayında, Avrupa’da güvenli bir yere ulaşmaya çalışırken Akdeniz’de boğulan ve cansız cesedi kıyıya vuran üç yaşındaki Suriyeli mülteci Aylan Kurdi’nin hikâyesinden esinlenerek kaleme aldığı Deniz Duası, mülteci sorununa son derece çarpıcı bir bakış getiriyor.
        Suriyeli bir babanın, sonu belirsiz bir yolculuğa çıkmadan önce, oğluna yazdığı bir mektup şeklinde tasarlanmış olan metin, savaştan ve zulümden kaçarken denizlerde kaybolan binlerce mülteciye adanmış.
        Deniz Duası’nın tüm gelirini, iyi niyet elçisi olarak görev aldığı Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ve Khaled Hosseini Foundation’a aktaran Hosseini, (UNHCR) mülteci kamplarını ziyaret etmeye, çeşitli platformlarda bu sorunu dile getirmeye ve bağış toplamaya devam ediyor.
        'Ama o hayat, o dönem şimdi bana bile sahte geliyor, unutulup gitmiş bir söylenti gibi.'

      posted in Kültür & Sanat
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • 4 Sihirli Rutin

      Covid-19 sonrasında hayatımıza giren yeni kavramlardan birisi de "psikolojik sağlamlık" oldu. Psikolog Dr. Jessica Jackson bu durumu şöyle açıklıyor: 'İnsanların ilk olarak anlaması gereken şey, dayanıklı olmak bir deneyimi yüksek stres seviyesiyle yaşamak demektir. Ve bu tür bir seviye ile uzun süre boyunca faaliyetlerimizi sürdüremeyiz.' Dr. Jackson ve psikiyatr Dr. Samantha Boardman tarafından önerilen, psikolojik sağlamlığınızı güçlendirebileceğiniz 4 etkili adım var:

      1. Duygularımızı yok sayarak yaşamak kolaydır, ama ta ki patlayana dek onları bastırınca... Bunun önüne geçmek için Dr. Jackson her sabah kendinize en az 5 dakika ayırarak şu soruları sormanızı tavsiye ediyor:
      • Nasıl hissediyorum?

      • Bugün neye ihtiyacım var?

      • Bugünün nasıl geçmesini istiyorum?

      Bu soruları düşünmek ve kendinize sormak olumsuz düşünceleri kafanızdan atmanıza yardımcı olabilir.

      1. Pozitif "mikro-anlar" yaratın.
        Beynimiz olumlu anılar yerine olası tehlikelere odaklanmaya ayarlanmıştır. Bu olumsuz alışkanlığın çözümünü ise Dr. Boardman veriyor:

      'Anlamlı bir bağ ya da neşelendirici bir aktivite, stresle aramıza girerek dayanıklılığımızı arttırır.'

      Bir arkadaşınızı aramak ya da sevdiğiniz bir müziği dinlemek rutininizin bir parçası olsun. Boardman unutmamak için telefonunuzdaki hatırlatıcılara sevdiğiniz şeyleri eklemenizi öneriyor.

      1. Teknoloji ile olan ilişkinizi denetleyin.
        Yetişkinler ve gençlerde görülen anksiyete ve depresyonun majör sebeplerinden birisi de sosyal medyadır.

      İnterneti tamamen bırakmak mümkün olmayabilir fakat Boardman teknolojiyle olan ilişkinizi denetlemenizi öneriyor: Sosyal medyanızdan çıkarmanıza gereken ve size iyi gelmeyen bir sayfa ya da insan varsa...

      Yaşam alanı düzenleme uzmanı Marie Kondo 'Eğer bir şey size belli bir seviyede mutluluk saçmıyorsa veya kötü hissettiriyorsa ya onu susturun ya da harcadığınız zamanı azaltın.' şeklinde öneriyor.

      1. Sınır koymayı deneyin.
        Sınırlarınızı çizmek, psikolojik dayanıklılık için çok önemli. Bu, hayatınızda neyi isteyip, neyi istemediğinize karar vermek demek oluyor.

      Dr. Jackson, dayanıklılığın bazen tamamen bağımsız olmakla karıştırıldığını söylüyor: 'Dayanıklılık daha çok kendi ihtiyaçlarınıza önem vermekle ilgili.'

      Sınırlarınızı çizmek size başta zor gelebilir ancak hislerinizi açıkça paylaşarak, istemediğiniz şeylere 'hayır' demek daha iyi hissettirecektir.

      posted in Psikoloji
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • RE: Kelimeler

      @kereste bu verdiğin örnekler yabancı kelimelerin dilimizdeki yaygınlaşmış yeridir.
      Bu konu ayrı bir başlık altında ele almak daha doğru olur. Çünkü en basit konuşma dilinde bile yer verdiğimiz avrupai tarz da kelimeler dışında yabancı kökenli kelimeleri sanki bizim dilimizde süregelen bir Türkçe kelimeymiş gibi kullanıyoruz. Mesela tamam yerine artık okey kelimesi veya hoşça kal yerine bay bay kullanmamız. Günlük hayatta daha az olsa da mesajlaşma kısmında çok fazla yabancı terimleri kullanıyoruz. @kereste bunu ayrı bir konu başlığı altında ele almalıyız bence çünkü derin bir konu.

      posted in Kültür & Sanat
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • RE: Bir gün kaç saniye

      @TENTEN Bazı tarihlerde mesela 19 haziranda 24 saat 13.1 saniye olarak gösterilmiş. Bir bilgim yok fakat gece/gündüz ile ilgili bir durum olabilir mi ki?

      posted in Soru & Cevap
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • RE: Kelimeler

      @TENTEN evet okudum şimdi. Güzel bir örnek. Teşekkürler 🙂

      posted in Kültür & Sanat
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala
    • Kelimeler

      Bazı kelimeler, toplumlarının serüvenini anlatır. Tıpkı kahve gibi.

      Arapçadan aldığımız kahveyi (kahva) İtalyanca üzerinden Avrupa'ya taşımışız. Fakat aynı kelime 300 yıl sonra kafe olarak geri dönmüştür.

      Böylece yüzlerce yıl oturup kahve içtiğimiz yerler kafelere dönüşmüştür.

      Kural hep aynı: Güçlü olan eşyayı, kelimeyi ve dolayısıyla kültürü kontrol eder.

      Aklınıza gelen bu tarz kelimeler var mı?

      posted in Kültür & Sanat
      bagimsizkoala
      bagimsizkoala