Öylesine Konuşmalar _2. sayfa
-
@Efruhte, içinde söyledi: Öylesine Konuşmalar _2. sayfa
Tutunmayan, sahibi olmayan hiçbir şey yoktu.
Meyveler ağacın dallarına tutulur. Sebzeler, toprağa tutulur. Hayvanlar, kendinden olanın canına tutunur. İnsanlar, insanlara tutunur.
Bulut, gökyüzüne tutunur. Deniz, yeryüzüne tutunur. Bütün herşeyi tutan , bütün bunların sahibi olur. Tutunanlar , sahip olanın emrine tabi olur. Bilir ki, beni sahibimden başka hiçkimse bilmez ve anlamaz. Koruyup, kollayan yine sahibimden başkası olmaz.Kim daha muhtaçtı? Yeryüzünde bütün canlılar birbirine muhtaç bir haldedir yani birbirinin hayatına tutunanamış bir canlı yoktur.
-
Hırslarının esiri olan insan. Ve insan nefsi ne kadar da şiddetli. Bir hayvanın nefsinden çok daha fazla.
Balkonum kendilerin misafirliklerine çokça sahne olmuştur. Bu sefer hiç değilse bir karton kolinin içini üşümelerini önlemek için döşeyip balkonunuza koyduk. Devamlı balkonumuzun değerli misafirinin gelecegini tahmin ederek (yumoş) ve geldi de. Ertesi gün ikiye çıktı misafirler. Ve üçüncü günü kolinin içinde 3 kedicik birbirlerine sarılmış halde o küçük koliyi paylasmışlardi.
Onlardan daha akıllı ,daha zekiydi insanoğlu ama bu hayvanların yaptığını yapamıyordu. -
Küfeliler diyor ki,
‘Sinek kanı namazı ifsad eder mi?’
İmamı Azam da diyor ki
‘Hüseyin’in kanı yere dökülmüş. Onun değil de sineğin kanının seccadeyi kirletip kirletmediğinden bahsediyorsunuz’.
Ne hazin ki geldiğimiz anlayış budur. Vatanının bir karışina ihanet etmeyecek olanları , vatan hainleriyle işbirliği yapanlara oy vermeye mecbur bırakan anlayışa mecbur bıraktıran sebepler .
Bizi yine en iyi biz anlarız . Bu vatanın suyunu içen ,ekmeğini yiyen, havasını soluyan , canından malından daha çok vatanını seven bizler .
Her birimiz ayrı ayrı renklerde açan ,kökü tek bir saksıya bağlı çicekleriz. Kokularımız birbirine karışınca ne güzel de kokuyor.
(15 -05-2023) -
İnsanın nefsiyle imtihanı.
Hiç savaş olmayabilirdi. insanlar huzur içinde yaşayabilir, mutlu mesut olurlardı. Bütün bunları yaratmak zor değildi yaradan için. İnsanın nefsi, kibri, hırsı olmasaydı, mücadele etmek gibi bir durumu olmazdı. Melekler gibi olurdu günahsız, masum ...
Ama insanı meleklerden de yüce kılacak olan onun insan olarak yaratılmış olmasıydı. Karşılaştığı her durumda aklını, iradesini , hırsını, nefsını, kibrini nasıl ve ne şekilde kullandığıydı. -
@Efruhte, içinde söyledi: Öylesine Konuşmalar _2. sayfa
İnsanın nefsiyle imtihanı.
Hiç savaş olmayabilirdi. insanlar huzur içinde yaşayabilir, mutlu mesut olurlardı. Bütün bunları yaratmak zor değildi yaradan için. İnsanın nefsi, kibri, hırsı olmasaydı, mücadele etmek gibi bir durumu olmazdı. Melekler gibi olurdu günahsız, masum ...
Ama insanı meleklerden de yüce kılacak olan onun insan olarak yaratılmış olmasıydı. Karşılaştığı her durumda aklını, iradesini , hırsını, nefsını, kibrini nasıl ve ne şekilde kullandığıydı.rahatlıkta, kolaylıkta imtihan kolaydır. rahatlığın, kolaylığın kıymetini bilmek zorluğu görmekten geçer. kötülüğü hiç bilmeden iyiliğin değeri anlaşılmaz. zira mutluluğun kıymetini daha iyi anlayabilmek hüznü yaşamakla mümkün.
-
can da özür olur mu?
can da özür olmaz. sana bana göre farklılığı vardır. Her farklılık özür değildir. Bu kadar kusursuzlukların içindeki bir kusur , mükemmelliyeti daha da mükemmel kılmaz mı?
Farzet ki bir yaradanı yok. Kendi kendine var olmayı becerebilmiş insanın her birinin kusurlu olmasını icab ederdi. kimisinin ayaklarında gözü olması , kimisinin ağzının karnında olması gibi. Çünkü insan farklı olmayı hep sevmiştir. -
kötülük niçin vardır? İnsan nasıl iyiliği barındırıyorsa , kötülüğü de barındırır kendinde.
kibir, kötülüğün olmaz da olmazıdır. iyiliğin içinde de kibir gizlenir. Mesala iyilik yaptığında övünen, böbürlenen, iyilik yaptığının kendine köle olmasını isteyen gizlice barındırdığı kötülüktür.
Hırs, kibir, nefsani duygulardır savaşlara, açlığa yol açan. İnsanlardır kötülüğüne yenilerek bunları hazırlayan. -
Herkese aynı ebatlar da kıyafet giydirildigini gördünüz mü hiç? Büyük olana büyük kıyafet, küçük olana küçük kıyafet, şişman olana geniş kıyafet, zayıf olana dar kıyafet, boyu uzuna uzun kıyafet, boyu kısa olana kısa kıyafet olduğunda yani hepsinin kendine uygunlugunca kıyafet giydirildiginde eşit olmaktan ,adaletli olmaktan bahsederiz öyle değil mi?
Aslında herkes kendi kiyafetini kendi seçer.kendi ölçüsüne göre verilen kıyafetini beğenmeyip, olmayacak başka kıyafetleri seçerek. -
Herkes kendi tımarhanesinin delisidir.
-
kainatın bu mükemmelliyetini görüpte, bütün bunlara olağanmış gözüyle bakmak delilikten başka nedir?
-
ya da cesaret işi midir düşünmek ve düşünebilmek için bir delilik mi gerek?
-
Bu ileti silindi!
-
suç, suçu işleyen kişi ya da kişileri mi bağlar yoksa tüm geneli mi bağlar?
Her insan kendi yaptıklarından başka tüm herkesin yaptıklarıyla da değerlendirilip , yaftalanıyor ve bunu inançlarıyla özdeşleştiriliyorsa o zaman tün dünya genelinde tek bir kanun ile kuralları , yaşama biçimleri herşeyiyle idare edilmesi gerekir. ve bir ihlal dahi düşünülmeden katı bir şekilde uygulanması gerekir.
Hiçbir hataya, yanlış uygulamaya izin vermeyen katı bir sistemle. Hatta ne yapıp ne yapmamanız gerektiğine karar verecek bir şekilde.Devamlı suretle kişilerin yaptıkları hatalı uygulamaları İslamiyet ve Müslümanlara yıkan, suçlayıcı kesimler böyle olmasını istiyorlar.
Ama onların düzeninde hiçbir dine, inanca yer yok. Belirli bir kesimin elinde, kuralları kendilerinin koydukları dünya düzeni. -
Bütün değişimler birbirinin devamı niteliğindedir.
-
Bilinmeyen bir şey keşfedilemez. Keşfin olabilmesi bir hayale bağlıdır. Hayalin olabilmesi ise bilinmiş bir duruma.
İnsanlar hep aynı yerde dönüp durmakta. Aslında keşfedilmiş hiçbir şey yok. Daha önce keşfedilmiş olanlar yeniden keşfedilmiş gibi sunulmakta. -
Önce açlık ve sefalet içinde bırakın sonra bir ekmek biraz aş verin. Köleniz olmak için birbirleriyle dövüştüklerini göreceksiniz.
Açlık ve sefalet görmüş topluluklar zengin olmayi değil, zenginin yaninda köle olmayı tercih ederler. -
Korku ve umudun bükemeyeceği bilek yoktur.
-
Kökleri kendi icinde olmayanın yeşermesi, dal budak olması mümkün değildir.
-
Naif insanlar avucunuzun içinde olan insan modeli değildir.
Kırılmamak için çaba sarf etmeleri hiç kırılmayacakları anlamına gelmez -
Öğrenmek, ördüğünüz duvarlarınıza daha çok tuğla koymanızı gerektiriyorsa, hiçbir şey öğrenmemeyi tercih ederdim.