Öylesine Konuşmalar _2. sayfa
-
Adama sormazlar mı, madem ki bilirsin niye bildiginle amel etmezsin.
Akıllılık, bildiği ile amel etmeyi gerektirir. -
Aklin yolunu tıkayan pis bir hastalıktır kibir.
-
Ne demis atalarimiz "meyve veren ağac taşlanır."
Her kafadan çıkan söze değil, hakikat söze bakar yoluma devam ederim.
Forumda benim yüzümden rahatı kaçanlar yazılarımı okumasın, görmezden gelsin.
-
Neye Yarar
Hep gitmelerin adamları olduk
Gelişler uğramadı ülkemize
Ülke dediysem,
her insan
Değil miydi tek başına bir ülke.
Uçsuz bucaksız diyarlarin düşüne
Gönlümüzü sergi niyetine serdik
Ne kavgalardan geçtik
Ne yollar da belimiz büküldü
Gitmelerdi yoran bizi
Ha susmuşuz ha konuşmuşuz
Neye yarar? -
Her kesimin kendilerince kabul gören adalet terazileri oldu.
Bundandır adalet denilince korkuyor olmamız. -
Filistinin Çocukları
_Dabke dansıyla
vicdanını temizleyenler
avuclarında sıkıldıkça
küçülen taşıyla
Musa'yı bekleyen çocukları
Bilip,anlar mı? -
İnanmak
Mi?
Bilmek mi?
İnandığını biliyor olmak, nasıl bir guzellik sunar insana.
Allah'ın var ve bir olduğuna sade bir inanmak değil, bilerek tüm herşeyiyle hissederek inanmak. -
@Efruhte, içinde söyledi: Öylesine Konuşmalar _2. sayfa
İnanmak
Mi?
Bilmek mi?
İnandığını biliyor olmak, nasıl bir guzellik sunar insana.
Allah'ın var ve bir olduğuna sade bir inanmak değil, bilerek tüm herşeyiyle hissederek inanmak.İşte böyle bir inancın getirisidir şehadet etmek.
Şahit olmak demek,bilmek demektir. Anlamak demektir. Şartsiz şurtsuz kabul etmek demektir.
İnsan, kainat, kısacası herşey bir yaradicinin var ve bir olduğunun delilidir. Bilimselliğidir.
Bilim, ilim ,felsefe ... Bütün kaynaklar tek bir kaynağı işaret eder.
Allah'ın var ve bir olduğunu biliyorum. İnanmaktan da ötedir bilmek ,bilerek iman etmek. -
İnsan, kendini uzağa atmamalı.
Kendini olabilecek en uzağa atıp, sonra bulmaya çalismasiyla meşhurdur. -
Tutunmayan, sahibi olmayan hiçbir şey yoktu.
Meyveler ağacın dallarına tutulur. Sebzeler, toprağa tutulur. Hayvanlar, kendinden olanın canına tutunur. İnsanlar, insanlara tutunur.
Bulut, gökyüzüne tutunur. Deniz, yeryüzüne tutunur. Bütün herşeyi tutan , bütün bunların sahibi olur. Tutunanlar , sahip olanın emrine tabi olur. Bilir ki, beni sahibimden başka hiçkimse bilmez ve anlamaz. Koruyup, kollayan yine sahibimden başkası olmaz. -
@Efruhte, içinde söyledi: Öylesine Konuşmalar _2. sayfa
Tutunmayan, sahibi olmayan hiçbir şey yoktu.
Meyveler ağacın dallarına tutulur. Sebzeler, toprağa tutulur. Hayvanlar, kendinden olanın canına tutunur. İnsanlar, insanlara tutunur.
Bulut, gökyüzüne tutunur. Deniz, yeryüzüne tutunur. Bütün herşeyi tutan , bütün bunların sahibi olur. Tutunanlar , sahip olanın emrine tabi olur. Bilir ki, beni sahibimden başka hiçkimse bilmez ve anlamaz. Koruyup, kollayan yine sahibimden başkası olmaz.Kim daha muhtaçtı? Yeryüzünde bütün canlılar birbirine muhtaç bir haldedir yani birbirinin hayatına tutunanamış bir canlı yoktur.
-
Hırslarının esiri olan insan. Ve insan nefsi ne kadar da şiddetli. Bir hayvanın nefsinden çok daha fazla.
Balkonum kendilerin misafirliklerine çokça sahne olmuştur. Bu sefer hiç değilse bir karton kolinin içini üşümelerini önlemek için döşeyip balkonunuza koyduk. Devamlı balkonumuzun değerli misafirinin gelecegini tahmin ederek (yumoş) ve geldi de. Ertesi gün ikiye çıktı misafirler. Ve üçüncü günü kolinin içinde 3 kedicik birbirlerine sarılmış halde o küçük koliyi paylasmışlardi.
Onlardan daha akıllı ,daha zekiydi insanoğlu ama bu hayvanların yaptığını yapamıyordu. -
Küfeliler diyor ki,
‘Sinek kanı namazı ifsad eder mi?’
İmamı Azam da diyor ki
‘Hüseyin’in kanı yere dökülmüş. Onun değil de sineğin kanının seccadeyi kirletip kirletmediğinden bahsediyorsunuz’.
Ne hazin ki geldiğimiz anlayış budur. Vatanının bir karışina ihanet etmeyecek olanları , vatan hainleriyle işbirliği yapanlara oy vermeye mecbur bırakan anlayışa mecbur bıraktıran sebepler .
Bizi yine en iyi biz anlarız . Bu vatanın suyunu içen ,ekmeğini yiyen, havasını soluyan , canından malından daha çok vatanını seven bizler .
Her birimiz ayrı ayrı renklerde açan ,kökü tek bir saksıya bağlı çicekleriz. Kokularımız birbirine karışınca ne güzel de kokuyor.
(15 -05-2023) -
İnsanın nefsiyle imtihanı.
Hiç savaş olmayabilirdi. insanlar huzur içinde yaşayabilir, mutlu mesut olurlardı. Bütün bunları yaratmak zor değildi yaradan için. İnsanın nefsi, kibri, hırsı olmasaydı, mücadele etmek gibi bir durumu olmazdı. Melekler gibi olurdu günahsız, masum ...
Ama insanı meleklerden de yüce kılacak olan onun insan olarak yaratılmış olmasıydı. Karşılaştığı her durumda aklını, iradesini , hırsını, nefsını, kibrini nasıl ve ne şekilde kullandığıydı. -
@Efruhte, içinde söyledi: Öylesine Konuşmalar _2. sayfa
İnsanın nefsiyle imtihanı.
Hiç savaş olmayabilirdi. insanlar huzur içinde yaşayabilir, mutlu mesut olurlardı. Bütün bunları yaratmak zor değildi yaradan için. İnsanın nefsi, kibri, hırsı olmasaydı, mücadele etmek gibi bir durumu olmazdı. Melekler gibi olurdu günahsız, masum ...
Ama insanı meleklerden de yüce kılacak olan onun insan olarak yaratılmış olmasıydı. Karşılaştığı her durumda aklını, iradesini , hırsını, nefsını, kibrini nasıl ve ne şekilde kullandığıydı.rahatlıkta, kolaylıkta imtihan kolaydır. rahatlığın, kolaylığın kıymetini bilmek zorluğu görmekten geçer. kötülüğü hiç bilmeden iyiliğin değeri anlaşılmaz. zira mutluluğun kıymetini daha iyi anlayabilmek hüznü yaşamakla mümkün.
-
can da özür olur mu?
can da özür olmaz. sana bana göre farklılığı vardır. Her farklılık özür değildir. Bu kadar kusursuzlukların içindeki bir kusur , mükemmelliyeti daha da mükemmel kılmaz mı?
Farzet ki bir yaradanı yok. Kendi kendine var olmayı becerebilmiş insanın her birinin kusurlu olmasını icab ederdi. kimisinin ayaklarında gözü olması , kimisinin ağzının karnında olması gibi. Çünkü insan farklı olmayı hep sevmiştir. -
kötülük niçin vardır? İnsan nasıl iyiliği barındırıyorsa , kötülüğü de barındırır kendinde.
kibir, kötülüğün olmaz da olmazıdır. iyiliğin içinde de kibir gizlenir. Mesala iyilik yaptığında övünen, böbürlenen, iyilik yaptığının kendine köle olmasını isteyen gizlice barındırdığı kötülüktür.
Hırs, kibir, nefsani duygulardır savaşlara, açlığa yol açan. İnsanlardır kötülüğüne yenilerek bunları hazırlayan. -
Herkese aynı ebatlar da kıyafet giydirildigini gördünüz mü hiç? Büyük olana büyük kıyafet, küçük olana küçük kıyafet, şişman olana geniş kıyafet, zayıf olana dar kıyafet, boyu uzuna uzun kıyafet, boyu kısa olana kısa kıyafet olduğunda yani hepsinin kendine uygunlugunca kıyafet giydirildiginde eşit olmaktan ,adaletli olmaktan bahsederiz öyle değil mi?
Aslında herkes kendi kiyafetini kendi seçer.kendi ölçüsüne göre verilen kıyafetini beğenmeyip, olmayacak başka kıyafetleri seçerek. -
Herkes kendi tımarhanesinin delisidir.
-
kainatın bu mükemmelliyetini görüpte, bütün bunlara olağanmış gözüyle bakmak delilikten başka nedir?