Öylesine Konuşmalar _2. sayfa
-
Alkışlamasını bilmezsen alkişlayanın olmaz.
Yalancı ve dalkavuklar niye söz sahibidir sanırsınız -
Bir gün gelir de bir şeyler söylediğinizde, yankısının çıkardığı seslere takılmayın.
Söylenilen sözün, her yürekte yankısı farklıdır. -
insanın kendine iyi gelecek şifası yine kendi elindedir.
-
Elit olarak tabir edilen mekanlarda asık suratlı olanlar mı tercih ediliyor nedir?
A101 çalışanı olmasaydı yüksek enerjimle güne başladığım halde düşük enerjiyle kendime gelme şoku yaşayacaktım.
hakikaten de makamlar, konumlar, maddiyat yükseldikçe suratlar da aynı oranda asık.
Asık surat söz dinlettirir hesabı.
çalışmadığım için şanslı olduğumu düşündüğüm günlerden
26.04.2024 -
Düşüp kalkmaktan daha çok tutunmayı öğrenmiştir insan. Alışkanlık haline gelmiş bir öğreti her zaman kabul görür.
-
Ablalar asla bıdı bıdı yapmaz. Doğru ve iyi niyetle konuşup yazarlar.
-
-
-
canlı, cansız ne varsa kendine ait bir özelliğinin olmadığının kanaatine vardım. öyle ya hepsi nihayetinde birbirlerinden evrimleşmiş. Mesala koltuğumun evrimleşip ranza haline gelmesini bekliyorum. öyle demeyin nihayetinde ikisinin de molekülleri pardon tahtaların dizilişleri aynı. Hem bunların odundan , ağaçtan evrimleşip bu hale gelmeleri olabileğen bir şey. Aksini düşünüyorsanız akıl sağlığınız yerinde değil, doktora görünmeniz şart. Hele de bu koltuğun, ranzanın bir yapanının olduğunu düşünüyorsanız üzgünüm ama tımarhaneliksiniz. Kendi kendine evrimleşerek olmuş olan koltuk yine evrimleşerek masaya dönüşebilir. Nihayetinde birbirlerinin benzeridirler. Aynı nesnenin odunun ağacın evrimleşip kendi kendine koltuğa dönüşmesidir. Bu kadar basit.
-
nasıl yazdıklarımın zırvalık olduğunu düşünebilirsiniz. Elbetteki koltuğum evrimleşerek ranzaya dönüşebilir. Hem sonra odundan koltuk olmayı başarabildiğine göre, ranza olmayı hayli hayli başarır. Ağaç halinden odun olmayı başarabilmesi de küçük bir şey olmasa gerek. Ağaç hep vardı zaten tohummuş, toprakmış, yağmurmuş , ağaçların ne ağacı olacağına karar vermeleri (limon,elma,armut,kayısı,zeytin..vs) bunlara hiç girmiyorum bile. ağaçlar kendi kendilerine karar verebilirler nihayetinde. ve ona göre evrimleşip kimseye ihtiyaç duymadan odun haline gelebilirler. ve kimileri de evrimleşip kendi kendilerine kalem olabiliyorlar hem de rengarenk.
yok kalemi icat eden var diyorsanız kesinlikle akıl sağlığınız yerinde değil. iyi bir doktora gözükmeniz elzemdir.
Hem sonra insanın maymundan evrimleştiğine dair fosiller bulunmuş tabi bunlar sade birer parça olma özelliğinden öteye gidememiş. kimi kafalar, kimi el ve kol, bacak şeklinde.
özellikle Afrika da bulunması sakın aklını çelmesin. Hani Afrikadakilerin günümüzde bile kafa yapılarını, fiziki özelliklerini değiştirme halleri o zamanlarda da vardır anlayışına kapılıp neslinin maymundan gelme durumunu irdelersin. amaan haaa
hem maymunların parmak izleri ,dil izleri var mı gibi sorularla aklını meşgul etmek ne kadar da abestir.
hem molekül yapılarının aynı olması tek bir boncuğun farklı olması kesin bir delildir maymunun atan olmasına dair. bak masanın, sandalyenin, koltuğun her birinin atası odun onun da atası ağaç. sandalyenin sandalye olması ona özellik katmaz. ya da koltuğun koltuk olması ona özellik katmaz. ayrıca kalemin kalem olması da ona ayrı bir özellik katmaz. saatin saat olması ona ayrı bir özellik katmaz. kullanım alanlarının farklı olması onlara bir özellik katmaz. nihayetinde hepsi odunun evrimleşmesi neticesinde olmuştur. -
usta usta söyle bana
sen varsan evrim nerde?
evrim burda ise,
senin ustalığın nerede?yahu bu ustada nereden çıktı ne güzel evrimleşmekten bahsediyorduk. koltuğu, ranzayı, masayı...yapanın demek bir ustası varmış. oldu mu şimdi bunları yapan bir usta varsa, kediyi, köpeği,bitkileri, insanları, güneşi,ayı, kainatı..... bak şimdi kafam karıştı o kadar çok büyük ki evren , uzay , küçük büyük canlılar... bunları yapan bir usta yok mu ? küçük bir kalemi yapana bir usta bulursun da kendi kendine var olmaz dersinde bütün bunlara bir usta bulamazsın.
insanlarda, hayvanlarda bir beyin olduğunu görürsün lakin bu beynin içindekileri göremezsin. görmediği her şeyi yok hükmünde sayanlar beyinlerin içindekilerini de yok hükmünde sayarlar.
ne aklı görebilirsin ne de beynin içindeki bilgileri, fikirleri...vsibret almak isteyene tek bir söz yeter
-
zaman kavramını bilmek ve anlayabilmek için matematik bilmeye gerek var mıdır? iyi bir tahsil görmeye gerek var mıdır?
hasta ve yaşlılara sorsanız geceler çok uzundur bir türlü geçmez derler. Heyacanla sabahı bekleyene sorsanız bu gece ne kadar da uzundu bir türlü sabah olmadı der. sabahın olmasını istemeyene de gece ne kadar da kısa gelir.
oysa belirli bir saat dilimiydi ve hep aynı miktardı. -
Müslüman aynadır. Ayna olur bakana. kim kendinde ne eksiği varsa , o eksiğini görüyorsa kabahat bizim mi?
-
Kötülük, fırsatını kollar. Güçsüzlerin güçlü olan kötüleri takdir edici davranışları, kötülüğünde önünü açar ve kötülüğe sempati beslenilir. Ezilen masum; ezen zalim olsa zalim olup ezmeyi tercih eder insanoğlu.
-
Aranızda bir kötünün bulunması yeter. Kötülük için gösterilen eylemler daha çok ilgi görür. Ve kötülük artarak çoğalır.
-
İnsan, bilmediğinin cahilidir.
-
" Kalbiniz ne kadar iyi olursa olsun, sonunda insanlara onların davrandığı gibi davranmak zorunda kalıyorsunuz. "
(Alıntı) -
Karışıklıkların içinde dahi birbirine bağlı anlamlı güzellikler vardır. Picasso resimlerinde sanki bunu işlemiş gibidir.
-
Anlamlandıramadıklarınızda dahi nice anlamlar vardır. Bir şeyin anlam olarak ifade etmesi ancak anlamlandırılabildiğinde mümkün olabilmektedir. Anlam olarak ifade edemedikleriniz anlamsız değildir.
Bir şeyin güzelliği onun anlamlandırılmasıyla nitelenmiş olur. Anlamlandıramadığınız her şey güzel nitelendirilmesinden de uzaktır. -
güzel ya da çirkin kavramının kişiden kişiye değişiyor olması anlamlandırdığı halindendir.
Her şey için durum bu şekildedir. Ve insanlar hayatlarındaki kararlarını bu şekilde verirler.not: biraz düşünün , fikirlerimi nasıl karalarım hesabını gütmeden fikirler üretin. Ben evhanımı halimle fikirler üretiyorum sizler ki kariyer sahibisiniz daha fazla fikirler üretebilirsiniz.