Görmedik zannetmeyin
-
Bu dünyada burnundan kıl aldırmayanların sayısı epeyi yaygındır. Her yerde karşınıza çıkarlar, ki özlü söz haline gelmiştir adeta. Bu hususla ilgili bir hikaye okudum ve hoşuma gitti. Buraya aynen iliştiriyorum...
Zengin yaşlı bir adam bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır, İlaç alır, geçmez. Bir iki gün bekler, ağrı devam eder. Doktor çağrılır. Doktor muayene eder, ağrının sebebini anlayamaz sadece ağrı kesiciler verip, gider. Fakat adamın baş ağrısı geçeceğine daha da artarak sürer.
Baş ağrısının yanında gözleri de yaşarmaya baslar. Başka doktorlar çağrılır. Adam ağrıyı kesene servet vaat eder. Ama doktorların hiçbiri ağrıyı kesemediği gibi sebebini de bulamaz. Baş ağrısından geceleri de uyuyamayan adam iyice kötüleşmiştir. Baş ağrısı ve devamlı gözyaşları hayatı çekilmez kılmıştır. Tedavi için yurtdışına da giderler, hastanede uzun bir süre kalır, çeşitli testler yaparlar bir türlü doktorlar teşhis koyamaz. Memleketine evine dönmesini orada dinlenmesini daha doğrusu son günlerini evinde geçirmesi tavsiye edilir. Zengin adam ne yapalım kaderimiz böyleymiş deyip çaresiz evine döner. Bir gün, yaşlı adam kendini iyi hissetsin diye eski berberi çağrılır. Berber yataktan kalkamayan yaşlı adamı tıraş ederken, adamcağız derdini anlatır ve ölümü beklediğini söyler.
Berber bir an düşünür ve der ki; – Sakın sizin burnunuzda kıl dönmüş olmasın. Adamın burnunu kontrol eder; - Hah işte! Kıl dönmüş. Sorun değil ben hallederim, deyip yaşlı adamın şaşkın bakışlarına aldırmaksızın çantasından cımbızı kaptığı gibi kılı çeker.
Ev halkı yaşlı adamın müthiş çığlığıyla odaya koşar. Berber canı çok yanmış olan yaşlı adamın elinden zor alınır ve cımbızın ucunda tuttuğu yirmi santimlik kılla evden kovulur. Adamın burnu kanlar içindedir. Pansumanlar yapılır, adam yatıştırılıp tekrar yatağına yatırılır. Ertesi sabah yaşlı adam aylardır ilk defa rahat bir uykudan uyanır. Gözlerinin yaşarması geçmiştir. Baş ağrısından ise eser kalmamıştır. Dönen kılın sinire değip gittikçe uzayarak dayanılmaz ıstıraplara yol açtığını doktorlar ancak o zaman keşfeder. Çözümün bu kadar basit olabileceği kimsenin aklına gelmemiştir. Sapasağlam ayağa kalkan yaşlı adam, vaadini yerine getir.
Berberi çağırtır ve ona bir servet bağışlar…Sözün özü:
Burnundan kıl aldırmayanların başı çok ağrır. Hayat akarken bazen büyük sorunların çok basit çözümleri olabilir. Bu çözümlere ulaşmak için herkesi dinlemeyi bilmek, herkesin fikirlerine açık olmak gerekir.Kaynak:
https://www.siirdostlari.com/burnundan-kil-aldirmayan-adam-2374h.htm -
Burası sıkıcı bir yer ise, kimseyi tutan yok.
Benim adım da kereste!
N´oldu şimdi, aklımız göğe mi vardı!
Bunlar saçma sapan boş işler. -
Yine başladı aynı teraneler.
Ne demiştik: Burnundan kıl aldırmayanlar her yerde adeta cirit atıyor. -
Bilim düşmanları, elbette bilimsiz şeylere yönelir. Hal böyle olunca ha bire çamur atarlar bilime, çünkü meyillendiği çoğu şeyler bilimsizlik içeriyor da ondan. Neyse, bu tipleri kendi hallerine bırakmak en iyisi. Tıksırana kadar kendilerini tekrarlasınlar.
-
İsrarla yanıt verilemeyen konuların arkasına saklananlar, cahillerin önde gidenidir. Cahillik medeniyetin önündeki en büyük engeldir.
-
Ödleri kopuyor, ödleri!
Saklanmaya devam etsinler. Hayalvari dünyada yaşamak onların tek tesellisi. -
Bilimden anlamayanlar, evrimden hazzetmeyenler, dev insanlara, 100´lerce sene yaşayanlara ve uçan insanlara inananlar bize laf sokmaya çalışıyor. Cahil olduklarından bi haberler, ama papuç kadar dilleri var. Gel de gülme.
-
Polemik yapmak bana göre değil. Haliyle cahili kendi haline bırakıyorum. Sıkı durun, birazdan yine bir şeyler geveleyecek. Demedi, demeyin.
-
Bende kâhinlik var galiba.
-
Bazı Müslümanlar ve Müslüman ülkeler sadece ağlayıp zırlamasını bilirler. Koskoca İslam Dünyası, İsrail ile askeri açıdan aynı seviyede olmayı beceremiyor. Anca ağlarlar, şehit ilân ederler, ona buna hain damgası vururlar, cennetten dem vururlar. Yani boş konuşmakta üstlerine yok.
Önce ev ödevinizi yapın, sonra papuç kadar dilinizle gevezelik yapın. -
@kereste, içinde söyledi: Görmedik zannetmeyin
Bilimden anlamayanlar, evrimden hazzetmeyenler, dev insanlara, 100´lerce sene yaşayanlara ve uçan insanlara inananlar bize laf sokmaya çalışıyor. Cahil olduklarından bi haberler, ama papuç kadar dilleri var. Gel de gülme.
Bahsettiğin şahıs son günlerde ortalarda yok. Fazla mı güldük acaba
-
@Sputnik
En son olarak çok sabırlı olduğunu iddia ediyordu. Aslında bana laf sokmaya çalışıyordu. Kimbilir, belki sabrından gebermiştir. Şaka, şaka. Bu tür kara mizahları Müslümanların bir kısmı kaldıramaz, çünkü esprileri pek sevmezler. -
@Efruhte Nereye kayboldu? Sanırım sabrı taştı ve artık yazmak istemiyor. Cevap veremeyince kaçması normal.
Ne demiş atalarımız, dinciliğin yüzde doksan dokuzu kaçmaktır. -
Barış yerine savaşmaya hevesli olanlar, bomba isteyenler korkağın tekidir. İş başa düşünce, ilk saklananlar ve kaçanlar bunlardır.
-
@Efruhte Aşağıdaki videoda seni aradım.
-
@Sputnik, içinde söyledi: Görmedik zannetmeyin
Ne demiş atalarımız, dinciliğin yüzde doksan dokuzu kaçmaktır.
- kaçmadım
- dinci değilim
-
@Sputnik, içinde söyledi: Görmedik zannetmeyin
@Efruhte Aşağıdaki videoda seni aradım.
Bu videıda kendini arasan daha iyi olurdu.
-
Şu an sokaklarda İsrail mikrobuna lanet okuyanların %95´ı savaş halinde kaçacak delik ararlar. Bu kesin bilgi.
-
Pırıl pırıl insan(lar) bu dünyaya hiçbir zaman gelmemiştir, çünkü bu doğanın tabiatına aykırı bir durumdur. Yani bazıları toz pempe hayal dünyasından çıkamıyorlar.
-
Ağaçlar insanlara küsmez. Mecazi anlamda bile mümkün değil.
Eğer doğru düzgün bir şey söylenecekse mesela şöyle olabilir:
"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaktır."
-Kızılderili atasözü-İnsanlar çoğu zaman rasyonel hareket etmezler; hayali şeylerin peşinden giderler, kırmızı lambada geçerler, kemer takmazlar, taptığı tanrıyı hoşnut etmek için hayvanları katlederler vs.
Yani mesele sadece ağaçları korumak değil, çünkü hayvanların da bizim kadar yaşam hakları var. Onları kurban edenler ve ettirenler, ayrımcılık yapmasınlar.