Varlığın var olup olmadığı kanıtlanabilir mi?
-
@phi Sorduğum soruları sormak, cevaplarını anlamak kadar kolay olmuyormuş benim anladığım. Anlayamadım. Ama varlık var mı sorgulamasını yapmanın bi anlamı olmadığını düşünüyorum. Ontoloji tartıştığımıza göre aklıma şöyle bir soru geliyor: neden bunu yapıyorum? Benim sorgulama ve anlama kapasitem bu konulara yeter mi? Yetmediğini bildiğim için sorgulama konusunda kendimi kısıtlıyorum. Ne zaman sorgulasam aklımdan çıkartıyorum sorgulamayı. Bu tartışmayı öylesine açmıştım. Zaten varlık var diyordum ama kanıtlanamayacağını savunuyordum. Ama sonra kendi tuzağıma kendim düştüm. Nihilist oldum bir haftalığına. Hala aklımdan düşünceleri zor atıyorum. Beynim sürekli sorguluyor ve soru sormayı da bilmiyorum doğru düzgün. Düşündüğüm konular da anlayamayacağım seviyede oldukları için sorgulasam da sonuca varamıyorum. Kaç günümü çöp ettim bu döngünün içinde sıkışarak. Sorgulamayı da bi köşeye atınca aklıma şu soru geliyor: Ne yapmalıyım? En temeldeki şey eylem midir? Bunları bilsem ne olucak? Anlama kapasitem düşük olduğu için fazla sorgulamadan basit sorgular ile basit insanlar gibi mi yaşasam?
Zekamı durduramıyorum. Zekam çevremden yüksek diye şükür mü etsem, böyle oyalandığım için lanet mi etsem bilmiyorum. Hem zeka olup hem de dikkat problemleri olunca insana çok büyük sorumluluk yüklüyor gerçekten.
Ben burada ne yapıyorum bu forumda. Yaşım genç. Neden yaşıtlarım arkadaşlarıyla gezip tozup takılırken ben kendimi öldürüyorum burada. Sorular soruyorum. Sorduğum sorulara cevaplar arıyorum. Ama neden? Çünkü cevaba ulaşsam bi temelim olacak. Neden bilgiye ulaşmaya çalışıyorum. Ulaşsam nolucak? Bilgi bilinebilir mi? Bilinebiliyorsa neden? Bu sorunun cevabını bilmemize gerek var mı? Peki ya bu sorunun cevabını bilmemize gerek var mı? Gerekli olduğu için mi bilmeliyiz? Gerekli olmayan şeyleri yapmamalı mıyız?
İnsanlar -hangi insan olursa olsun yani tüm insanlar- sonsuz bilgiye sahip değildir. Bir şeyin doğru olduğunu bilmek için bundan emin olmak için herşeyi bilmek gerekir. Mesela az bilgili insan irticada kalmıştır. Çok şey bilen daha ilerlere gitmiştir. Ancak her insanın bilgisi kısıtlı olduğu için en bilgili insanın bile bilgisi kısıtlıdır. Bu yüzden en bilgili olup da bişeyler diyen kişinin dediğine bile güvenilmez. Mesela varlık vardır dese dünyanın gelmiş geçmiş en zeki ve en bilgili insanı. Bilgisinin ve zekasının sınırı olduğu için güvenilmez bahsettigim sebepten dolayı. Yani varlık vardır önermesinin doğruluğuna bile güvenemez miyiz? Yani hiçbir insan güvenilir değil midir? Öyleyse doğrular ve yanlışları kesin bilemeyiz. Bilsek de seçtiğimiz iddia tesadüf eseri doğru olabilir. Yani hiçbir seyi kesin bilemez miyiz? Öyleyse neden herhangi bir şeyi bildiğimizi/doğru olduğunu/herhangi bir şeyi neden savunuyoruz?
Galiba tek yapmam gereken sorgulayarak yapmak ama akıl yolundan sorgulamak. Örneğin sorulamaya bilgin yetmiyorsa bilgilen. Zekan yetmiyorsa geliştir. Ama üst paragraftaki bilgiler doğru ise hiçbir şeyi bilemeyiz.
Valla ne yapacağımı bilemiyorum. Özetleyebilir misiniz? Sormam gereken ilk soru ne? Bilsem ne olur?
Kendi kendime kendimi muhtaç ediyorum galiba bu soruları sorarak. Basit düşünmem lazım. Felsefe, bilim falan aptal işidir. Bulaşmamak gerekir. Yani en azından benim için öyle değil mi? İşin içinden bi şekilde sıyırmam lazım yoksa kafayı sıyırıcam.
-
"Duyu organları, canlıların çevrelerinden gelen uyarılara karşı duyarlılık sağlayan deri, dil, burun, göz ve kulaklardan oluşmaktadır. "
Duyu ve duyu organı derken açıklama bu şekilde. Oysa bu şekilde bir açıklamanın yeterli olmadığını düşünüyorum. Kalp, beyin, mide...gibi organlarımızın duyarlılık sağlamadığını sadece deri, göz kulak, dil, burundan oluştuğunu iddia etmek sadece somut kalıntılar önemlidir anlayışına götürür. Ve yapılmak istenilende budur. Oysa varlığa gidilecek yolun önünü tıkarsan, varlığın nasıl olabileceğini varsayamazsın. Varsaymadan da bilemezsin şeklinde düşünüyorum.
Not: Fırsat buldukça diğer sorular içinde yazmaya devam edeceğim inşaallah
-
@hwroX, içinde söyledi: Varlığın var olup olmadığı kanıtlanabilir mi?
Agnostik ise bilinemeyeceğini savunur.
Bu fikri bir kenara atamayız . Belki de ilk adımı atacak fikirlerden biridir diyebiliriz. Tabi bunlar tamamen benim fikirlerim.
İbrahimce imana gıden yolda bilinmezliğe ulaşabilmenin yolu bilinenlerden anlam çözümlemek ile oldu.
Her insanın yapısı Ibrahimce iman yolunu bulması mümkün olmadığı için, bilinmezliğin bilinebileceğinin yolunu öğreten peygamberler gönderilmiştir. İnsanoğlunun kendi içinden kendileri gibi (öğrenmede en kolay ve en etkili yol) öğreticileri, bilinmezin özelliklerini, nasıl olduğunu anlatmış, öğretmişlerdir. -
Bulmanın yolu belki de tasavvufi tarafına yakındır.
Misal, cevize bakanlar cevizin dışını görür, dışından bahseder. İçini bilmeyen, dışında kalır. Dışını görüp dışını söyleyende doğru der. İçini görüp tadına bakanda doğru der.
-
@hwroX, içinde söyledi: Varlığın var olup olmadığı kanıtlanabilir mi?
Ama varlık var mı sorgulamasını yapmanın bi anlamı olmadığını düşünüyorum. Ontoloji tartıştığımıza göre aklıma şöyle bir soru geliyor: neden bunu yapıyorum?
Çünkü insan kendini değerli görmek ister. Varlık var mı sorusunu sorup ararken, insan aslında kendinin nerede ve nasıl bir varlık olduğunun ya da varlık olup olmdığının merakı içindedir. Doğumundan yaşamından, ölümünden, öldükten sonra ne olacağından... Bütün sorularının ardında gizlice yatan bir benlik kavgası vardır.
-
Varlık varsa sen de varsın
Varlık yoksa sen de yoksun.Yokluk. Yok olan, yok olmayı bilen biri var ve var olmayı hiç bilemez.
Sorduğu her soru da insan kendini arar. Kainattaki tüm canlılardan en donanımlısı kendisidir. Düşünmenin, soru sormanın yolu böyle başlar. Niye ben farklıyım? Benim bu şekilde olmamın bir nedeni olmalı?
-
@phi Kusura bakma cevabını anlamamışım ve uzun bir cevap yazmışım, kafam karışmış bi ton soru sormuşum. Cevabı şimdi veriyorum. Soru cevap olarak devam edebiliriz.
Varlık kavramını insanlar olarak biz oluşturduk evet. Ama oluşturduğumuz her kelimenin anlamını tam biliyor muyuz? Yani mesela varlığını bildiğimiz ama ne olduğunu tam olarak bilmediğimiz kelimeler var. Örneğin evren. Evrenin ne anlama geldiğini biliyoruz, o anlama öyle kelime atayan biz insanlarız. Ama evreni tamamen bilmiyoruz. Varlık ve yokluk gibi kavramları da tamamen bilemeyebiliriz öyleyse. Tamamen biliyoruz muyuz? Bilmemize gerek var mı?
-
@Efruhte, içinde söyledi: Varlığın var olup olmadığı kanıtlanabilir mi?
@hwroX, içinde söyledi: Varlığın var olup olmadığı kanıtlanabilir mi?
Ama varlık var mı sorgulamasını yapmanın bi anlamı olmadığını düşünüyorum. Ontoloji tartıştığımıza göre aklıma şöyle bir soru geliyor: neden bunu yapıyorum?
Çünkü insan kendini değerli görmek ister. Varlık var mı sorusunu sorup ararken, insan aslında kendinin nerede ve nasıl bir varlık olduğunun ya da varlık olup olmdığının merakı içindedir. Doğumundan yaşamından, ölümünden, öldükten sonra ne olacağından... Bütün sorularının ardında gizlice yatan bir benlik kavgası vardır.
@Efruhte Bu soruların cevabını bulmak isteriz ama eğer bilgimiz az ise soruların cevabını düşünerek vermeye çalışmamız yanlış olur değil mi?
Peki bilgimiz az olduğunda o bilgi birikimimiz ile direkt düşünerek bilgimizi aşan sorulara cevap bulamayacağımız kanaatine nereden vardık?
Mantıken doğru evet. Ama bizim bildiğimiz mantıkta doğru. Yani bize öyle geliyor. Ancak bu kanaate nereden vardık?Sorduğum şey aslında buydu. Yani epistemoloji ile ilgiliydi ama yetersiz detaylı çok geniş bir soru sormuşum. Cevabınız için teşekkürler.
-
@Pakize Varlığın var olup olmadığı kanıtlanabilir mi?
-
Varlığın var olup olmadığı konusu hem felsefi hem de bilimsel açıdan derin tartışmalara yol açan bir meseledir. Felsefi perspektiften bakıldığında, varlık felsefesi (ontoloji) varlığın doğası, anlamı ve sebeplerini araştırır. Descartes’ın "Düşünüyorum, öyleyse varım" sözü, varlığın en temel kanıtlarından biri olarak sıkça anılır; çünkü düşüncenin varlığı, bireyin varlığını sorgulamasını sağlar.
Bilimsel açıdan ise varlık, gözlem ve deney ile kanıtlanabilir. Örneğin, fiziksel nesnelerin varlığı, onların gözlemlenebilmesi ve ölçülmesi ile doğrulanır. Ancak, soyut varlıklar (matematiksel nesneler, duygular, düşünceler gibi) doğası gereği daha karmaşık bir kanıtlama sürecine ihtiyaç duyar.
Sonuç olarak, varlığın var olup olmadığı konusunda kesin bir kanıt sunmak zordur; bu, kullanılan yöntemler ve bakış açılarına bağlı olarak değişir. Felsefi argümanlar ve bilimsel yöntemler, varlık hakkında farklı anlayışlar ve yorumlar geliştirmemize yardımcı olabilir.
-
@hwroX cevabini almissindir umarim