Farabi
-
İslam felsefesinin en önemli kurucu filozoflarından biri de dünyanın “en büyük filozoflarından biri olarak” değerlendirilen Fârâbî’dir. Talihsizliğinin İbn Sînâ gibi bir filozofun gölgesinde kalmak olduğu bildirilen Fârâbî (870-950) özellikle mantık, metafizik ve politika felsefesi alanındaki çalışmalarıyla ve klasik siyaset felsefesini İslam’la olabildiğince uyumlu hale getirmeye yönelik çabalarıyla seçkinleşmiştir.
Fârâbî’nin tam adı Ebû Nasr Muhammed İbn Uzlug Tarhân olup, o Batı’da AlFârâbius veya Avennasar ismiyle tanınır. Zaman zaman özgün, bazen de eklektik görüşleriyle fakat esas Aristoteles mantığı üzerine şerhleri ve bağımsız araştırmalarıyla tanınan, Yunan mantığı ve felsefesini kendisine bütünüyle yabancı bir kültürel atmosfere mutlak bir başarıyla monte etmiş olan filozof, bundan ötürü birincisinin Aristoteles olduğu, “ikinci Öğretmen ya da Üstad” anlamında “Muallim-i Sâni” ünvanına layık görülmüştür. Gerçekten de onun “Muallim-i Sâni” unvanıyla anılmasının en önemli nedeni, İslam dünyasında ilk kez Kindî’nin başlattığı felsefi harekete ve onun şekillendirdiği Meşşai akıma, kendi inanç ve kültürünün temelini oluşturan ulûhiyet, nübüvvet ve meâd akidesinin yanı sıra, Platon ve Yeni-latonculuk’tan aldığı bazı unsurları da katarak, oldukça sağlam bir eklektik sistem kurmasıdır.