Schelling
-
Friedrich Wilhelm Joseph von Schelling (1775-1854), Alman idealizminin Fichte’den sonraki ikinci büyük ustasıdır. Schelling, Fichte’den yoğun bir biçimde etkilenmişti. Hatta metafiziksel sistemler arasında salt teorik bir düzeyde kalınarak bir seçim yapılamayacağını, bunun için ahlaki ölçütlere ihtiyaç duyulduğunu söyleyecek kadar Fichteciydi. Dahası tıpkı Fichte gibi, felsefenin bir bilim olarak, koşulsuz olanı ifade eden tek bir önermeden hareketle geliştirilmiş, mantıksal açıdan tutarlı bir önermeler sistemi olması gerektiğini öne sürdü. Hatta felsefedeki yolunu, aynen Fichte’nin yapmış olduğu gibi bir karşıtlık üzerinden inşa etti. Buna göre, ilk ve en önemli eseri Philosophische Briefe Über Dogmatismus und Kritisismus [Dogmatizm ve Eleştiricilik Üzerine Felsefi Mektuplar] adlı eserinde Fichte tarafından temsil edilen kritisizmi esas itibariyle Spinoza tarafından temsil edildiğine inandığı dogmatizmle karşı karşıya getirdi.
Ona göre, dogmatizm uzun vadede ben-olmayanın yani sonsuz nesnenin mutlaklaştırılmasını ihtiva eder. İnsan, bu sistemde sonsuz nesnenin ya da Spinoza’nın tözünün bir tezahürü ya da modifikasyonuna indirgenirken, özgürlük imkânı tamamen ortadan kalkar. Bu sistemin cazip bir sistem olduğunu ve dolayısıyla pek çok insana çekici geldiğini kabul eden Schelling, onun son çözümlemede özgür bir fail olarak insanı ortadan kaldırdığını ve özgürlüğe hiçbir şekilde imkân bırakmadığını söyler. Fakat o dogmatizmin teorik olarak çürütülemeyeceğini, bu bakımdan kritisizmin de başarısız olduğunu iddia eder. Çünkü ona göre, teorik bir düzlemde kalındığı zaman, gerek dogmatizm gerekse kritisizm aynı sonuca götürür. Her şeyden önce her iki sistem de biri sonsuz nesne ya da madde, diğeri de sonsuz tin ya da Geist olacak şekilde sonsuz olandan sonlu olana geçiş yapmaya çalışırlar. Fakat Schelling felsefenin sonsuz olandan sonlu olana geçemeyeceğini ileri sürer. Sonsuz olanın kendisini neden sonlu olanda göstermesi gerektiğiyle ilgili gerekçeler ortaya koyabilmek her daim mümkün olabilmekle birlikte, bunlar sadece aradaki boşluğu
kapatma noktasında ortaya çıkan beceriksizliği veya aczi gizlemeye yararlar. Schelling bu nedenle başka bir yoldan gitmek gerektiğini söyler. Geleneksel a posteriori kanıtların hiçbir işe yaramadığı bir çağda, bu nasıl yapılabilir? Ona göre, ihtiyaç duyulan şey sadece problemi bastırmak ya da onu sonlunun sonsuz olanda ve sonsuz olanın da sonlu olanda görülebileceğini söylemek suretiyle bertaraf etmektir. Schelling de doğa felsefesinde bunu yapar