İnanç ve Güvenilmez Bir Tanrı
-
Birçok teist için inançlarının rasyonel olduğunu göstermeleri önemlidir ve bu genellikle onların açıkça irrasyonel inançları reddetmelerini ihtiva eder. Dünya'nın altı bin yaşında olduğunu kabul etmek mantıksızdır, çünkü aksi yöndeki güçlü bilimsel kanıtlarla direkt çelişmektedir. Tanrı'nın herhangi bir varsayımsal nesneyi hareket ettirebildiğini ve aynı zamanda o denli büyük bir kayayı yaratabildiğini söylemek, O bile onu yerinden oynatamayacak kadar irrasyoneldir, çünkü iki iddia mantıksal olarak bağdaşmaz. Bununla birlikte, bazı dini iddialar oldukca mümkündür. Örneğin, dünyanın evrim sürecine Tanrı'nın rehberlik ettiğini veya bir anlamda insan yazarlara kutsal metinler yazmaları için ilham verdiğini düşünen biri, inançlarını bilimsel bulgu ve analitik düşünceye karşı açık ve onaylayıcı bir tavırla genellikle uzlaştırabilir. Yine de, Bu kısa denemede, son aşama güvenilmez görünen bir Tanrı'ya inanmanın mantıksız olduğunu tartışacağım. Kısaca, güvenilmez bir Tanrı var olsaydı bile, inancı bu şekilde bir tanrıya makul bir yanıt olarak haklı çıkaramazdık.
'İnanç' ateistler tarafınca yaygın olarak 'kanıtsız inanç' olarak tanımlanırken, pratikte birisine veya bir şeye inancı olan biri, kanıt olsun yada olmasın, salt entelektüel onaydan fazlasını ifade eder. Pek çok kişi Şeytan denen bir şeyin var olduğuna inanmasına karşın, çok az Hıristiyan, Müslüman veya Yahudi Şeytan'a 'inanılmış olduğunı' iddia edecektir. Dolayısıyla 'inanmak' (inanmak) bir kişiye, fikre veya kuruma onaylama ve bağlılık anlamına gelir. Benzer şekilde, "güvenme" eylemi, varlığın sıradan bir şekilde onaylanmasının ötesine geçer. Emanet eden, emanet edilen onlara ihanet etmeyecekmiş gibi yaşamayı seçer. Teist için 'inanç' ve 'itimat' sanal anlamdaşdır.
Şimdi, güvenilmez bir Tanrı'ya inanmak, kötü bir Tanrı'ya inanmaktan farklıdır. Kötü bir Tanrı'ya inananlar, ahlaksız bir tanrının varlığını onaylarlar. Buna karşılık, güvenilmez bir Tanrı'ya inananlar, karakterini güvenilmez görmüş oldukleri ilahi bir anlayışla aynı hizaya gelirler. Güvenilmeyen bir kişiye yada bir şeye inanmak o kadar da nadir değildir: insanoğlu çoğu zaman, kendilerini defalarca hayal kırıklığına uğratan duygusal partnerlere güvenmeyi seçerler. Seçmenlerin, kendileri tarafınca bile yozlaşmış olduğu genel olarak kabul edilen politikacılara inanması da duyulmamış bir konum. Sadece her iki durumda da, bu inanç konumlarını sürdürmenin ahlakı ve rasyonelliği kolayca eleştirilir. Öte taraftan, dini inanca çoğu zaman serbest geçiş hakkı verilir. Dinlerin iddialarını eleştirmek ve Tanrı tasvirlerine itiraz etmek yaygındır; fakat o Tanrı gerçek olsa bile güvenilmeyen bir Tanrı'ya inanmanın rasyonelliğini sorgulamak daha az yaygındır: “Tanrım bir canavar şeklinde görünebilir – bir zamanlar ırksal temizlik talep eden ve dünyada büyük ıstıraplara izin veren şiddetli bir zorba; fakat eğer o gerçekse, onu takip etsen iyi olur” – ya da tartışma öyle devam ediyor. Bununla beraber, cezalandırıcı, tehlike temelli tehditler temelinde mutlak boyun eğme, nadiren aklın en iyi uygulaması olarak görülür.
Patrick Wilson 2022
Patrick Wilson, Felsefe ve Tarih alanlarında derecelere haizdir. İrlanda'lı ve çeşitli ülkelerde öğretmen olarak çalıştı.
-
@phi tanrı yokmu kısaca???
-
@phi, içinde söyledi: İnanç ve Güvenilmez Bir Tanrı
Şimdi, güvenilmez bir Tanrı'ya inanmak, kötü bir Tanrı'ya inanmaktan farklıdır. Kötü bir Tanrı'ya inananlar, ahlaksız bir tanrının varlığını onaylarlar. Buna karşılık, güvenilmez bir Tanrı'ya inananlar, karakterini güvenilmez görmüş oldukleri ilahi bir anlayışla aynı hizaya gelirler. Güvenilmeyen bir kişiye yada bir şeye inanmak o kadar da nadir değildir: insanoğlu çoğu zaman, kendilerini defalarca hayal kırıklığına uğratan duygusal partnerlere güvenmeyi seçerler.
Tanrı varsa varlığını ispat etmekle kendi yükmlüdür. Bunun sorumluluğunu "beni bulun" söylemleriyle insana yüklemek kısaca olmadığını gösterir. İnsan beyni bilinçsiz hayallere çok eğilimlidir.
-
Şeytan eğer olsaydı en çok ateistlerden nefret ederdi. Çünkü tanrı yok demek şeytan da yok demektir.
Ayrıca tanrı olsaydı ateist olurdu. Çünkü bir tanrının kulu olmayı asla kabul etmezdi.
Görüldüğü gibi ateizm en üstün düşünce biçimidir. Tanrı bile olsa ateist olacak olduktan sonra.
-
Hiç bir canlı diğer canlıları yemeden hayatta kalamadığına göre tanrı olsaydı iyi olması olanaksızdı.
Bu yüzden iyi ki tanrı yok, olsaydı başımız onunla çok kötü belada olurdu. Canlıları birbirlerini yemeden hayatta kalamayacak şekilde yaratan tanrı olsaydı tanrının olması en büyük sorun olurdu, bundan büyük sorun olmazdı.
Tanrı yokken bile büyük sorun, bir de var olsaydı sorunun büyüklüğünü hesap etmek lazım.
-
Bütün hepsi tüm tarikatlar , dinler , mason cemaatleri , şövalyeler aklınıza ne kadar geliyorsa hepsinin bir amacı var. Kendi istediklerini meşru kılacak onaylayacak üstün bir hayal ürünü yaratmaktır.
Böylece biz yapmadık tanrı istedi diyerek hem suç işleyip hem kutsanacaklar hemde cennete gidecekler.
Tamamen insanın adiliğinden kaynaklanıyor.
Bu yüzden ateist sayısı az ve tanrıya inanan çoktur. Çünkü insanların çoğunluğu adidir.
Bu kadar tanrıya inanan insanın olduğu dünyada hala dahs kirzler savaşlar adaletsizlikler oluyorsa suçlusu azınlık ateistler midir?
Bu nasıl bir çelişki değil ?
-
@kâfir-imam iletinin altına imzamı atıyorum. Her noktası virgülüne kadar. Bundan daha doğru bir söz söylemek zor.