Ölçmek
-
Ölçmek bir karşılaştırma yapmaktır ve her zaman bir şeye/olguya karşı yapılan bir değerlendirmedir. Ölçünün soyutlanarak bir birim haline gelmesi ölçme ediminin amacını ve içeriğini değiştirmez; sadece bunu, yöneldiği amacı daha kısa yoldan gerçekleştirmesine olanak sağlar. Bu nedenledir ki her ölçme edimi bir olguyu temel alır ve ona göre bir değerlendirme yapar. Hangi olgunun esas alınacağı mutlak surette bir ereğe/amaca hizmet eder; bu amacı da ölçüm yapan edim belirler. Soyutlanan ölçü biriminin insan yaşamını kolaylaştırdı inkar edilemez ve ancak materyal ölçmenin sosyal ölçmelere uyarlanması ciddi sorunlar yaratmaya eğilimlidir. Uzunluk, mesafe, yoğunluk, hacim gibi nesneler ve uzaklıklar arasında kullanılan tüm ölçümler maddeyi ve uzamları daha iyi algılamaya ve bunlar arasındaki süreçleri analiz ederek bir takım sonuçlara varmayı sağlarlar. Bu edimlerin tümü maddi dünyada bir karşılık bulur; oysa ölçümlerin sosyal alana zerk edilmesi anından itibaren bilgide bir kirliliğin başladığı hemen görülecektir. İnsanın bir ölçüsü var mıdır? Bu ölçü nasıl bir ölçü olabilir? Boyu, ağırlığı, kütlesi ile ölçülebilir ve fakat tüm bu ölçüler insanı insan olarak tanımlamaya yetebilir mi? İnsan tanımı da kendi başına bir ölçüdür; bu tanımlama diğer canlılara karşı yapılmış olan bir ölçme edimidir ve insan ürünüdür. Kendini yarattığı günden beri bu ölçüyü her alanda kullanarak canlılar aleminde piramidin en üstüne yerleşmiştir. İnsanın diğer canlılardan üstün olmayı gerçekleştirdiği bir realite ve fakat bu durum onun daha değerli olduğu anlamına gelir mi? Ölçme biçiminden değer biçimine geçildiğinde yine insan yaratısı ikinci bir ölçme biçimi ile karşı karşıya kalınır; değer ölçüsü...Sosyolojik olay ve olguları matematiksel ölçülerle çarpıp, toplamak, bölüp çıkarmak neredeyse olanaksızıdır; buna rağmen ölçü kullanmak insanın en büyük keşiflerinden olup onu/ölçüyü hayatın her alanında kullanma eğilimini göstermesine neden olmuştur. Kamuoyu araştırmaları, tahminler, anketler hepsi sosyolojik insanı ölçüp sınıflandırmaya ve buna göre bir takım sonuçlar çıkartarak çıkan sonuçları kullanmaya yönelik edimler değil midir?
-
Haz ve ağrıyı ölçen cihazların olmasını çok istiyorum.
Doktorların bazılarında empati yeteneği olmuyor.
Her hastanın ağrı eşik değeride farklı gerçi.Düşünceyi okuyan rüyaları görüntüleyen cihazlarda yapılmıştı. Son durum ne bilmiyorum.
-
. Ölçü ve değerlendirme madalyonun iki-yüzü gibidir; birinin var olduğu yerde öteki de mutlaka vardır. Nüfus ölçümleri bölgelere, ülkelere ve kıtalara göre yapılır ve her nedense hepsi ”0” ile biter ve küsüratı hiç olmaz; çünkü insan “bir” den fazladır; onun birey olması/öznelliğinin kabulü ayrı onu “bir” sayısı ile sınırlandırmak ayı şeylerdir. İnsanın sayısal değerlere dönüştürülmesi, sayısal ölçümün nesnesi haline getirilmesi “aklın üstünlüğü” ne dayalı modernitenin onu öznelleştirmesi ile hem-zamanlı olarak başlatılmasının bir anlamı olmalıdır; kapitalizmin ihtiyaç duyduğu özgür köleler çağdaş olmalıydı. Sonuçta toplanıp çıkarılan, bölünüp çarpılan yığınlardan söz edilmesi kaçınılmaz olmuştur. Ve bu yığınlar küçük bir azınlığın sadece ihtiyaçları için değil keyfi edimleri için de hizmete koşulanlardan oluşmaktadır.
-
Ölçme ve değerlendirme başarı ya da başarısızlığın bunu yaratanın skalasında bir yarışa dönüşür; bu yarış bir kere başlatıldı mı durdurmak için tüm paradigmaların ters-yüz edilmesi gerekecektir; paradigmalar ise düşüncede/zihinde yer eden güçlü virüsler gibidir ve belki de en büyük devrim düşüncede/zihinde, kişinin kendinde yaratacağı devrimdir. Başarı ya da başarısızlık için bir ölçü konulur ve hem birey hem de toplumsal katmanlar sınıflaştırılmadan bu süzgeçten geçirilirler; ipi göğüsleyemeyen başarısız sayılır; ancak ipin konulduğu yer/çizgi gözlerden uzaklaştırılarak tartışma dışı bırakılır; adeta at-gözü ile bakılması sağlanır...Böylece yarışma adil ve herkesin kabul edebileceği bir düzlemde gerçekleşmişçesine sonuçlar yüksek sesle açıklanırlar; bu hem gizlemeyi/mistifikasyonu sağlar hem de yeniden yarışma arzusunu canlı tutar. Skalanın ölçüsü değiştirildiğinde ya da ipin yerinde bir oynatma yapıldığınsa sonuçlar tamamen değişecektir; bu değişiklik insanın sayısallaştırılmasını nasıl etkileyecektir? Ölçüleri değiştirmedeki amaç bunu belirleyen temel faktördür; bir bardaktaki suyun dolu olan kısmını mı boş olan kısmını mı değerlendirmeye benzeyen bir durumdur söz konusu olan; doluluğu yeterli görmek ile boşluğu başarısızlık olarak değerlendirmek aynı sonuca varacaktır; öyle ise dayatılan skala dışına çıkılarak boş kalan kısmı doldurma gereğini bir hedef, dolu olan kısmın yetersizliğini öz-eleştiri olarak görmek gerekecektir.