Gorgias
-
Sofist bir filozoftur. Gorgias felsefe ve hitabeti Empedokles’ten öğrenmişti ancak aslen Elea okulu öğrencisiydi. Doğa filozoflarıyla kendince dalga geçen Gorgias, yazdığı kitabın ismini “Doğa ya da Varolmayan Üstüne” koymuştur.
Gorgias’a göre hiçbir şey var değildir. Eğer varlık hakkında konuşulacaksa üç şey söylenebilir. Varlık ya vardır ya yoktur veya birbirlerinin karışımları olarak hem vardır hem de yoktur. Eğer ilk seçenek geçerliyse O ya öncesiz olmalıdır ya da sonradan meydan gelmiş olmalı veya bunların her ikisi birden olmalıdır. Eğer o öncesiz ise başlangıcı yoktur, öyleyse o sınırsız olmalıdır ve bu yüzden de evrende bir yeri yoktur, bir yeri olmayan bir şey olamaz; oysa o eğer var ise bir şey olarak bir yerde olmalıdır. Eğer o, sonradan meydana gelmişse bir şeyden meydana gelmiş olmalıdır. Fakat eğer öyle ise bu, onun meydana geldiği şey için de geçerlidir ve bu da sonsuz geri dönüş paradoksu yaratır.
İkinci olarak eğer herhangi bir şey var olsa bile, onun bilinemeyeceğini belirtir. Çünkü ona göre düşünmek, zihindeki kavramların düşünülmesidir. Eğer kavram değilse gerçek düşünülemez demektir.
Üçüncü olarak insan bir şey bilebilse bile, başkasına iletemez. Çünkü bir nesne ile ilgili veriler gözle veya kulak yoluyla edinilir, fakat biz onun hakkında elde ettiğimiz verileri, verileri elde ettiğimiz yollardan çok başka olan sözlerle ifade etmeye çalışıyoruz. Fakat dil bunların her ikisinden de farklı olduğu için onları doğru olarak temsil edemez. Başka bir deyişle, tam bir iletişimin olabilmesi için, bir köprüden bahsedilirken o köprünün tam bir görsel betiminin oluşturulabilmesidir.
Bu üç akıl yürütme dikkate alındığında, öyleyse gerçek yoksa bilgi de yoktur bu durumda da iletişimde etkileyicilik ön plana geçecektir. Görüldüğü gibi bu üç akıl yürütme Zenon’un paradokslarıyla benzerlik taşımaktadır ancak elbette Zenon paradoksları gibi felsefi ve ciddi değildirler. Protagoras tıpkı tüm sofistler gibi yaptığı şeyin felsefe olmadığını açıkça ifade etmekle birlikte ancak yine de insanlara bir şeyler öğrettiğini iddia edip felsefenin ilgi alanını değiştirerek insan yapmak isterken Gorgias, felsefeyi tümden ortadan kaldırmak istemiş yaptığı şeyin insanlara hiçbir şey öğretmediğini açıkça kabul etmiş, yaptığı şeyin hitabet sanatıyla insanlara yalnızca galip gelmek için yani deyim yerindeyse laf olsun diye konuştuğunu kabul etmiş ve felsefeyi ortadan kaldırarak yaptığı meslekte elinin güçlenmesini istemiştir. Gorgias’ın Helen’e Övgü adlı konuşmasında bu anlayış tartışma konusu yapılmakta ve söz’ün, Logos’un etkileyiciliğine vurgu yapılmaktadır. Konuşmada Logos’un insanlar üzerindeki gücü ve etkisinin vurgulanması için “Gorgias retorikçi ile doktor, Logos ile kimyevi-büyüsel malzeme arasında bir analoji kurmuştur. “
Şöyle der Gorgias: “Sözcüklerin esin dolu büyüsü üzüntüyü uzaklaştırabilir ve hazza yöneltebilir”