Cemaatler Yasallaşmalıdır
-
Altı yaşındaki çocuğa tecavüz edilirken Allah neredeydi?
Cemaatler yasallaşmalı ve denetime açılmalıdır. Bir şirket gibi yasalara bağlı olarak faaliyet ve denetim raporları ile mali bütçe gelir gider defterleri olmalıdır.
Resmi yetkililer denetimden sorumlu tutulmalıdır.
Böylece merdiven altı işlere engel olunabilir. Toplanan paraların takibi mümkün olabilir. Ortada şaibeli bir işlem varsa soruşturma yapılabilir. O zaman "dinimize saldırıyorlar" yalanını kullanamazlar.
İsteyen vatandaş enayi gibi gider parasını oraya verir. Ama şartlar konmalıdır.
1 - bir vatandaş herhangi bir derneğe cemaate vakfa para yardımı yapacaksa ancak nakit parasının en fazla onda birini verebilir.
2 - para yardımı yapan kişilerin aylık ortalama geliri fakirlik sınırı altındaysa ve çocukları varsa hiçbir derneğe yardım yapmamalıdır. Eğer çocukları yoksa karı koca ortak rızası aranmalıdır. Eğer aile zengin ve çocuklu ise ve para yardımı yapacaksa , yaptığı yardım kadarını da çocukların banka hesaplarına yatırmak zorundadır.
3- Tüm dernek ve cemaatlerin banka hesapları kamuya şeffaf olmalıdır. Parasal konuda hiçbir gizlilikleri olamaz.
4- SMS yoluyla yardım toplama yasaklanmalıdır. Para yardımı yapmak için gelir seviyesi şartı konmalı ve bu şartı sağlamayan tüm vatandaşların banka veya SMS telefon destek bağlantıları dernek ve cemaatlere kapalı olmalıdır. Böylece duygu sömürüsü yapan derneklere istesede para göndermesi engellenmelidir. Bireyler Önce kendi temel ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Önce kendine ve ailesine yardım yapmak zorundadır.Bu durum sadece dini dernekler ve cemaatler için değil Kızılay Yeşilay THK , lösev gibi tüm derneklere uygulanmalıdır.
Bu şartları kabul etmeyen her oluşum yasadışı kabul edilmelidir.
Hep para konusunda önerilerim oldu çünkü bu derneklerin paradan başka düşündüğü hiçbir şey yoktur.
-
Şimdi onbeş kişi kumarhanede , kerhanede yada kalpazanlık yaparken basılsa , ifadelerinde deseler ki biz bir tarikatız ibadet şeklimiz böyle kötü bir niyetimiz yok...
Ne kadar saçma , ne kadar kolpa olduğu açıkça ortada. Çünkü kumarın , kerhanenin ve para basmanın yasal bir yolu yordamı var. Onun dışındakiler yasak.
Aynen bunun gibi cemaat olmanın da bir yasal yolu ve denetimi olmalı. Ayinler herkese açık olmalı. Öyle gizli tekkelerde "hop hemşerim" diyenlerin olduğu yerlerde yapılan ayinlerin yasal olmadığı zaten başından belli. Nasıl ki camiler herkese açık , o tarikatların kapıları da herkese açık olmalı.
-
Yasallaşmayan tarikat ve cemaatler kara para aklamanın yeşil yolu olarak kalacaktır. Bu yüzden yasallaşmalıdır.
AKP’nin tarikatları bu amaçla kullandığına hiç şüphem yok. Çünkü parayı orada aklayıp sonra tarikatlara verdikleri yüksek maliyetli ihaleler yoluyla sisteme sokuyorlar. Fetö örgütü de bunu yapıyordu şimdikiler de yapıyor.
Aksini iddia eden varsa eğer şeffaf bir şekilde açıklasın. Şu kadar bağış şuradan geldi şu yolda harcandı işte belgesi demelidir. Ama bunu yapmaktan kaçıyorlar Allah diyerek bize Allah’tan başka kimse hesap sormaz diyeyek güzel bir kılıf bulmuşlar.
Bu nedenle bütün tarikatların yurtdışı bağlantıları çok güçlüdür. Hep görünmeyen birileri onlara iyi miktarda para çıkartırlar. Bunu kendi üyelerine Allah’ın lütfu ve inayeti olarak meşru gösterirler.
Yurtdışına şubeler açarak akladıkları ve komisyonunu aldıkları paraları oralara yardım adı altında gönderirler. Yada üçüncü dünya ülkelerinde maden ocakları , kumarhane gibi kayıtdışı paranın çok kolay örtülebileceği işler yaparak kara parayı gelir olarak kaydederler. Sonra o para asıl kaynağı olan ülkelere yasal olarak geri gönderilir.
Kara parayı aklamak için en önemli yöntem maliyeti şişirmektir. Bu yüzden kara para aklayıcılar her zaman 1’i 5 gösterirler. Bu sayede kara para kazanç olarak yansıtılır.
İkinci yol ise zararına ihale teklifi vermektir. Görünürde zarardır ancak ihale sözleşmesindeki maddeler gereğince iş alındıktan sonra maliyet sürekli şişmeye başlar. Yani özetle şişmenin olduğu her yerde şaibeli işler döner.
Türkiye’deki tarikat ve cemaatler bu şaibeli işlere paravan olmayı seçmişlerdir. Bunlar paravandır etken değildir edilgendir.
Asıl etken perde arkasında durur. Bugün tarikatları kullanır yarın tam tersine kemalistleri kullanır. Paranın satın alabileceği herkes bu işin güleryüzü olabilir. Bir hayvan derneği , çevreci örgütler , spor klüpleri , eğlence merkezleri bütün bunlar perde arkasındaki asıl etkenin aklayıcıları olabilir.
Yani demem o ki yarın iktidar değişirse tarikatların içi boşalır , rüzgarın yönü değişir kara para şaibeli işlerin yönü başka yola girebilir. Çünkü bütün bunlar siyasi himaye ile gerçekleşmektedir.
Kara para her zaman denetimin olmadığı alanları tercih eder.
İkinci bir yol ise çok yüksek kar oranı gösterilen alanları tercih eder. Reklamcılık , sinema dizi sektörü , eğlence ve turizm sektörü maliyetin şişirildiği alanlardır.
Örneğin saniyesi bir milyon TL ye reklam sözleşmesi yapabilirsiniz serbest piyasa..
Veya 500 milyon TL ye kıytırık bir belgesel bütçesi yada dizi bütçesi ayırabilirsiniz.
Yada geceliği 100 bin dolara kral suit daireyi kağıt üzerinde birilerine sürekli kiralayabilirsiniz.
Yada kumarhanede büyük para kazanmış yada kaybetmiş gözükebilirsiniz.
Veya maliyeti on lira olan bir ilacı Azerbaycan gibi bir ülkeye 250 TL den satmış görünebilirsiniz.
Veya afrikada bir maden ocağı kiralayıp mevcut rezervi 100 kat fazla gösterebilirsiniz.
Bütün bunlar kağıt üzerinde rakamların kolayca şişirilebildiği sektörlerdir. Zaten bakın mafyanın kontrol ettiği alanlar buralar. Serbest piyasa adı altında alıcısını buldum isteğim fiyattan sattım diyebilirsiniz.