Aklıma esenler...

[kereste]

Havadis

Hava güneşli olunca...

Başlar atlar kişnemeye,
böcekler cıvıldamaya,
kuşlar ötmeye,
kuzular zıplamaya.

Peki, insanlar?

Meşguldür onlar,
iftira atmakla,
kuyu kazmakla,
para kazanmakla.

Hava kapalı olunca...

Bir sessizlik çöker,
atlara,
böceklere,
kuşlara,
kuzulara.

Peki, insanlar?

Meşguldür onlar,
kötü konuşmakla,
tehdit etmekle,
para kazanmakla.

[kereste]

Neden?

İnsanlar neden kendilerini hep dev aynasında görürler?

İnsanlar neden laftan anlamazlar?

İnsanlar neden hayali varlıkların peşinden giderler?

İnsanlar neden hep pohpohlanmak isterler?

İnsanlar kendilerini neden bu kainatın merkezinde görürler?

İnsanlar neden hep çokbilmişlik yapmaya meyilliler?

Evet; insanlar neden böyle?
Kimbilir; belki hepimiz umutsuz bir vaka olduĝumuzdan olabilir.

[kereste]

Uĝultu

Gündüzleyin
yıldırıyor beni
her türlü.

Geceleyin
uyutmuyor beni
bir türlü.

Gece gündüz
geçmiyor
bir türlü.

Sabah akşam
bitmiyor
bir türlü.

Kulaĝımdaki uĝultu
usandırdı beni
her türlü.

[kereste]

Mürit

Dolanıyorlar birinin etrafında
Kol kanat geriyorlar ona

Saygıda kusur etmiyorlar
Bunu bir hayli abartıyorlar

Kim bu, diyorsun
Şeyhimiz, diyorlar

İnsanlar harbiden bir garip
Özgür olmak istemiyorlar

[kereste]

Kadın olmak zordur

Geleceĝin çocuklarını,
bıkmadan usanmadan,
270 gün taşıdıĝı yetmiyormuş gibi,
doĝururken,
anası aĝlıyor kadının.

Buna raĝmen,
şu utanmaz sıkılmaz erkekler,
ufacık bir fazlasından ötürü,
kendini bir şey zannediyor.

Kadının,
Giyim kuşamına,
Konuşmasına,
Hal ve hareketine,
Cinsiyetine,
Karışıyorlar.

Kim karışıyor?
Kim olacak, erkekler.

Akıldan ziyade fiziksel üstünlüĝü olduĝu için,
kadınları kendi malı gibi gören erkekler var.

Kendini bir şey zannettiĝi için,
kadınlara nefes aldırmayan erkekler var.

Dini kitaplarda kadınlardan üstün olduĝunu okuyan erkekler,
kadınlara her şeyi yapabileceĝini zannedeniyorlar.

Tanrılar bile erkeklerden yana tavır almışsa,
kadın olarak gelmek istemem bu dünyaya.

[kereste]

Seviyorum, sevmiyorum, seviyorum, sevmiyorum...

Uĝruna,
şiirler okur,
romanlar yazar,
filmler çevririr.

Uĝruna,
şarkılar söyler,
müzik yapar,
dans eder.

Uĝruna,
mahpushaneye bile gider.

Ancak bunu yapan erkek,
aynı zamanda kadına etmediĝi kötülüĝü de bırakmaz.

[kereste]

Kime ne?

Birisi mini etekle dolaşıyorsa, kime ne?
Birisi baş örtüsü ile dolaşıyorsa, kime ne?

Birisi eşcinsel ise, kime ne?
Birisi eşcinsel deĝilse, kime ne?

Birileri hal ve hareketinize kötü söz söylüyorsa, gülüp geçin.
Birileri kendi dünya görüşünü dayatıyorsa, dik durun.

Evet; başkalarının hayatı kime ne?!

[kereste]

Siyasetçiler

Dün söylediklerini
yarın unuturlar.

Yalanlarını bize
satmak isterler.

Samimi olmayan
gülücük atarlar.

Gömlek deĝiştirir gibi,
saf deĝiştirirler.

[kereste]

Din bu

Hüre hür, köleye köle, kadına kadın.
Din bu!

Erkek, köle ve kadın.
Din bu!

Erkeĝe iki, kadına bir pay.
Din bu!

Erkek üstün, kadın itaatkar.
Din bu!

Bana tap, yoksa yanarsın.
Din bu!

Savaş, ganimeti kap.
Din bu!

[kereste]

Anne/Baba olma duygusu

Anlatılamaz,
tarif edilemez,
yaşanmadan bilinemez.

Seviye atlıyorsunuz,
sorumluluĝu öĝreniyorsunuz,
kaybetme korkusunu önemsiyorsunuz.

Peki, başka?
Belki de dünyanın en güzel duygusu.
Evet; anne/baba olmayan bilemez.

[kereste]

Şifalı su

Vardım bir türbeye.
Yıĝılmış önüne âhâli.

Girdim içeriye.
Gördüm köşedeki çeşmeyi.

Koymuşlar yanına bir iki kadehi.
Dolduruyorlar ha bire içini.

İçiyorlar son damlasına kadar.
Şişelere doldurup götürenler bile var.

Sen de iç, dediler.
İstemem, dedim.

İyi gelir, dediler.
İçmem, dedim.

Şifalı su, dediler.
Herkesin aĝzına götürdüĝü
kadehin şifası mı olur, dedim.

[kereste]

Mürit

Dolanıyorlar birinin etrafında.
Kol kanat geriyorlar ona.

Saygı da kusur etmiyorlar.
Bunu bir hayli abartıyorlar.

Kim bu, diyorsun.
Şeyhimiz, diyorlar.

İnsanlar harbiden bir garip.
Özgür olmak istemiyorlar.

[kereste]

Özgürlük

Konuşabilirsin, diyorlar.
Eleştirebilirsin, diyorlar.
Seninki sana, benimki bana, diyorlar.

Konuşunca,
Eleştirince...

Şikayet ediyorlar,
Tehdit ediyorlar,
Dava açıyorlar.

Demek ki...

Konuşulmasını,
Eleştirilmesini istemiyorlar.

Peki, ne istiyorlar?
Onlar gibi olmanı.

Kalsın, istemem!
Çünkü özgürlüĝümden vazgeçmem.

[kereste]

Dünya hâli

Dünyayı tersine döndüremeyiz.
Dünyayı durduramayız.
Buna gücümüz yetmez.

Peki, ne yapabiliriz?

Tüm ormanları yakarız.
Her tarafı beton yıĝınına çevirebiliriz.
Kendini savunamaz insanlara dünyayı dar ederiz.

Evet, dünyayı yaşanmaz hale getirebiliriz.
Bunun için ilâh olmak gerekmez.

Ancak tam tersini yapmaya da muktediriz.
Doĝayla uyum içinde yaşayabiliriz.
Kültürel ve toplumsal barışı saĝlayabiliriz.

Evet, dünyayı cennete çevirebiliriz.
Bunun için de ilâh olmak gerekmez.

[kereste]

Kindar nesil

Eskiden...

İnanmazdım,
böyle şey olmaz derdim,
ciddiye almazdım,
gülüp geçerdim.

Ama görünen köy,
kılavuz istemez.

Harbiden...

Başardılar sonunda,
kindar nesil yetiştirmeyi.

[nejdet evren]

@kereste görünmeyen köy de kılavuz istemez...

[kereste]

Şairlik

Kendi iç dünyasını
anlatmak mıdır?

Aklına esenleri
söylemek midir?

Kin ve nefretini
kusmak mıdır?

Başkalarına
mesaj vermek midir?

Yoksa...
Kulaĝa hoş gelen
şeyler yazmak mıdır?

Şairlik...
Her türlü tasavvurun
cilalanmış halde
piyasaya sürülmesidir.

[kereste]

Özgürlük

Yan gelip yatmakla olmaz.
Uzaktan gazel okumakla olmaz.
Kayıtsız kalmakla hiç olmaz.

Özgürlüĝü istiyorsanız....
Onu tüm benliĝinizle istemeliniz.

Özgürlüĝü istiyorsanız...
Bireysel haklarınızı kullanmalısınız.

Neymiş onlar?
Seçim zamanı sandıkta
rey vermektir.

Vermiş olduĝunuz oya
sahip çıkmaktır.

Bunu yapmaya üşeniyorsanız...
Her türlü özgürlüĝünüzü
elinizden alabilirler.

[kereste]

Bilim der ki:

Bir iddia bilimsel olacaksa,
o ülçülebilir, gözlemlenebilir,
tekrarlanabilir olmalı.

Hepsi bu.

Tercümesi şu:
Bu dünyadaki cahillik, gericilik
bilim sayesinde son bulacak.

[kereste]

Siz, siz, siz...

Ha bire siz, siz diyenlerden uzak durun.
Ha bire başkalarına veryansın edenlerden kaçının.
Ha bire kendini haklı görenlerden sakının.