17.08.1999’ da(eski Türkiye’ de) yargı varmış ve de bağımsızmış(!)!
-

Laikdinci sözde muhalifleri bugün ne diyor?
Eskiden, yani akape’den önce ülkede bağımsız yargı kurumu, bağımsız savcılar ve yargıçlar varmış.
Peki gerçekten var mıdır? Türkiye de, anayasa var mıdır? Vardır elbet, kağıt üzerinde elbet vardır, lakin pratikte herkese eşitçe tatbiki yoktur. Anayasa’ lar karşılıklı bağlayıcı sözleşmelerdir. Devletin(kurumsal kişilerin) herkesi eşit bağlayıcı normlara uymayıp, da vatandaştan tek taraflı olarak buna uymasını bekleyemez. Suç fiilerden kurumsal kişiler muaf tutulamaz. Kurallar ayrım gözetilmeksizin uygulanmak zorundadır. Tek taraflı bağlayıcılık ancak hukuk dışı düzenlerde, devletlerde olur.
17 Ağustos ve daha öncesinde yaşadığımız tüm vakalarda devlet organları- kişiler soruşturma-kovuşturma konusu edilmemiştir. Devlet görevlileri layusel miş. Deprem cinayetlerinin üzeri akape’ den önce de örtülüyordu, akape’ den sonra da. 1999’ da ; AİHM yargı karar tutanaklarında devletin kamu görevlilerini soruşturma-kobuşturmaya izin vermediği- engel olduğu açıkça belgelidir. Doğal afet gerekçesi, elektriği, suyu faturalı, oturum ruhsatlı binalarda öne sürülemez. Bu geçersiz mazeret siyasilerin-bürokrasinin “kusursuz sorumluluk ilkesini” ortadan kaldırmaz. Ortada bir doğal afet değil; “olası kast” ile işlenmiş toplu katliamın (cinayet) sorumlular silsilesi vardı. Dolayısı ile, hiçbir kimse bunlardan önce bu ülkede hukuk vardı, kurumlar bağımsızdı diye iddia edemez. Japonya-Şili’ de, Türkiye gibi deprem kuşağı ülkesi. Bu mantıkla(hani doğal afetmiş ya) onlarda da her seferinde bizdekinin 10 katı daha beter ölümler-yaralanmalar yaşanması gerekir. Zemini yapılaşmaya uygun olmadığı halde arazileri imara açıp, binalara oturum ruhsatı verip, fahiş vergisini, harcını alacaklarmış. Fakat insanlar, bu oturma onayı verdikleri yapılarda diri diri gömülünce sıfır sorumluymuşlar. Sorumluluğu doğal afete, mütaite, hayali bir “tanrı” ya yıkıp işin içinden kolayca sıyrılacak larmışlar. Oldu göstersenize bize aynı hukuku kullanıp da sorumluluğu başından atabilen, siyasilerin, bürokrasinin yargıdan kaçılabildiği bir özde hukuk devleti daha! Gösteremezsiniz çünkü öyle bir benzer kurumlara anayasaya sahip layusel devlet şekli yok!. İdare hukukunuzu Fransız hukukundan iktibasla almışsınız. Devlet eylem ve işlerinde “kusursuz sorumludur. Mütait, mühendis, mimar bunlardır bu işin sorumlusu diyip kamu görevlileri bu işten sıyrılamaz.
Ceza kanunları, anayasa, uluslararası insan hakları sözleşmeleri ayrım yapmaksızın herkesi bağlar. Demek ki neymiş? Türkiye bağımsız tarafsız eşit bir yargı bundan öncede hiç yokmuş. İşte Türkiye ve kuvvetler ayrılığı gerçeği budur.Dip not: Lütfen bunların alayının aynıkumaşın farklı tonu olduğunu unutmayın unutturmayın. Halk olarak farklı görüş düşüncelerinizi artık bir kenara koyup alayını denize dökmek için birleşin. Bunların yaptığını gavur yamaz size-bize!.