İdeaların Birbirleriyle İlişkisi
-
Platon, beşeri konuşma ve söylemin İdeaların bir araya gelmelerine, birbirleriyle karışmalarına bağlı olduğunu” söyler. Platon burada da hiç haksız değildir; gerçekten de konuşma ve tartışma, tek tek şeylerin üzerinde ilerleyip, soyut bir düzeyde gerçekleşir. Buna göre insanlar tek tek şeylerin örnekledikleri özler veya gösterdikleri tümeller ya da kavramlarla konuşurlar. Tek tek şeylerin tanımları olan bu tümel ya da İdealar konuşma ve tartışmalarımızın en temel yapıtaşlarını meydana getirir.
İnsanlar düşüncelerinin ifadeleri olan konuşmalarında gündelik deneyimleri içinde karşı karşıya geldikleri şeylere gönderme yapsalar bile, dilleri İdeaları birbirlerine bağlama pratiklerini ya da alışkanlıklarını açığa vurur. Buna göre bir yanda Hayvan İdeası, diğer yanda da onun altsınıfları olarak İnsan ve At İdeaları vardır. İdealar, o halde denilebilir ki birbirlerine cins ve türler olarak bağlanırlar. Onlar, böylelikle birbirleriyle birliklerini hiçbir şekilde yitirmeden karışma durumuna gelirler. Hayvan İdeası At İdeasında bir şekilde mevcut gibi görünürken, bir İdea diğerinden pay
alma durumuna gelir. Platon işte buradan da hareketle, İdeaların gerçekliğin yapısını temsil eden bir hiyerarşisinin olduğunu, duyusal dünyanın söz konusu gerçeklik hiyerarşisinin sadece bir yansıması olduğunu söyler. Bu hiyerarşinin en aşağısında, duyusal veya gözle görülür şeylere en yakın olup tümellik özelliği hiç kuşku yok ki daha az olan “bölünemez türler” bulunur. Buna mukabil, hiyerarşide yukarı çıkıldıkça, bilgi bakımından daha çok genişlemeye ve daha soyut İdeaya doğru gidilir.Bilimlerin tek tek şeylerden değil de en genel İdeaların birbirleriyle olan zorunlu ilişkilerinden söz eden söylemi, bu yüzden olabilecek en soyut söylem olup, bilginin en üst düzeyini veya en yüksek şeklini ifade eder.