İçeriğe atla
  • Kategoriler
    • All Categories
    • Individual Categories
    • Tartışma
      • Serbest Kürsü
      • Sizin Köşeniz
      • Eğlence & Oyun
    • Felsefe
      • Felsefe Tarihi
      • Felsefe Okulu
      • Filozoflar
      • Felsefe Sözlüğü
    • Soru & Cevap
      • Din & İnanç
        • Astroloji
        • Mitoloji
        • Spiritüel Hayat
        • Anadolu
        • Orta Doğu
        • Hint
        • Uzak Doğu
        • Yeni
      • Genel Alanlar
        • Sosyoloji
        • Psikoloji
        • Tarih & Edebiyat
        • Bilim & Teknoloji
        • Kültür & Sanat
      • Duyuru & Destek
      • World
      • Güncel
      • Popüler
      • Kullanıcılar
      • Gruplar
      Daralt
      Marka Logo efelsefe
      Düşünce, eleştiri ve paylaşım platformu
      • Kurallar
        • Light
        • Cloudy
        • Dim
        • Dark
      1. Ana Sayfa
      2. Felsefe
      3. Felsefe Okulu
      4. Siyaset
      5. Diderot Siyaset Felsefesi

      Diderot Siyaset Felsefesi

      Konu Zamanlandı Sabitlendi Kilitli Taşındı Siyaset
      diderotfransız filozoflar
      1 İleti 1 Yayımlayıcılar 111 Bakış
      • En eskiden en yeniye
      • En yeniden en eskiye
      • En çok oylanan
      Cevap
      • Yeni başlık oluşturarak cevapla
      Cevaplamak için giriş yapın
      Bu başlık silindi. Sadece başlık düzenleme yetkisi olan kullanıcılar görebilir.
      • P Çevrimdışı
        P Çevrimdışı
        phi
        15 Mar 2022 17:30 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
        #1

        Diderot, pek fazla bir yazısının ve dolayısıyla görüşünün olmadığına inanılan siyaset felsefesinde de Rousseau’nunkilere birçok konuda ve birçok açıdan benzer olan görüşleriyle sonradan önem kazanmıştır. Ansiklopedi için kaleme aldığı “authorité politique”, “droit naturel”, “pouvoir” “puissance” ve “représentants” başlıklı makalelerde, egemenlik, toplum sözleşmesi, toplumların oluşumu, doğal ve sosyal eşitliğin varoluşu gibi konularda görüşlerini açıklayan Diderot, ilahi yönetme hakkına veya “Tanrısal hak hurafesine”, egemenlik konusunda teolojik temellendirmeye karşı çıkmış, mutlakiyetçilerin geleneksel teorilerine karşı toplum sözleşmesi öğretisini öne sürmüş; politik otoritenin kökeninin Tanrı olmadığı gibi, paternal otorite de olmadığını savunmuş, fakat bir yandan da doğal eşitsizliğin sosyal eşitsizliği açıkladığını iddia etmiştir.

        Buna göre, o daha ilk makalesinde hiçbir insanın, doğadan başkasını yönetme hakkı almadığını, yegâne meşru iktidarın halktan gelen güç olduğunu savunur. Politik iktidarın temel ölçüsünün de onun topluma sağladığı yarar, halka temin ettiği avantaj olduğu kanaatindedir. Bununla birlikte, yetki ya da iktidar sınırsız olamaz, iktidarın doğa yasaları dışında devletin pozitif hukuku tarafından da sınırlanması gerekir. Ona göre, yönetici ya da hükümdar otoritesini sadece yönetilenlerin rızasından alır ve onu asla kendisiyle verilmiş olduğu sözleşmeyi ortadan kaldırmak için kullanamaz.

        Söz uçar, yazı kalır. ✌(◕‿-)✌

        1 Cevap Son cevap
        0

        Cevap
        • Yeni başlık oluşturarak cevapla
        Cevaplamak için giriş yapın
        • En eskiden en yeniye
        • En yeniden en eskiye
        • En çok oylanan

        1/1

        15 Mar 2022 17:30


        © 2021-2025 efelsefe.com
        Iyi gunler Ziyaretçi
        İzinler Kurallar
        • Giriş

        • Hesabınız yok mu? Kayıt Ol

        • Aramak için giriş yapın veya kaydolun
        1 - 1
        • İlk ileti
          1/1
          Son ileti
        0
        • Kategoriler
          • All Categories
          • Individual Categories
        • World
        • Güncel
        • Popüler
        • Kullanıcılar
        • Gruplar