İçeriğe atla
  • Kategoriler
    • All Categories
    • Individual Categories
    • Tartışma
      • Serbest Kürsü
      • Sizin Köşeniz
      • Eğlence & Oyun
    • Felsefe
      • Felsefe Tarihi
      • Felsefe Okulu
      • Filozoflar
      • Felsefe Sözlüğü
    • Soru & Cevap
      • Din & İnanç
        • Astroloji
        • Mitoloji
        • Spiritüel Hayat
        • Anadolu
        • Orta Doğu
        • Hint
        • Uzak Doğu
        • Yeni
      • Genel Alanlar
        • Sosyoloji
        • Psikoloji
        • Tarih & Edebiyat
        • Bilim & Teknoloji
        • Kültür & Sanat
      • Duyuru & Destek
      • World
      • Güncel
      • Popüler
      • Kullanıcılar
      • Gruplar
      Daralt
      Marka Logo efelsefe
      Düşünce, eleştiri ve paylaşım platformu
      • Kurallar
        • Light
        • Cloudy
        • Dim
        • Dark
      1. Ana Sayfa
      2. Genel Alanlar
      3. 3 kelime, bir kısa hikăye

      3 kelime, bir kısa hikăye

      Konu Zamanlandı Sabitlendi Kilitli Taşındı Genel Alanlar
      kısa hikaye
      36 İleti 4 Yayımlayıcılar 1.3k Bakış
      • En eskiden en yeniye
      • En yeniden en eskiye
      • En çok oylanan
      Cevap
      • Yeni başlık oluşturarak cevapla
      Cevaplamak için giriş yapın
      Bu başlık silindi. Sadece başlık düzenleme yetkisi olan kullanıcılar görebilir.
      • K Çevrimdışı
        K Çevrimdışı
        kereste
        3 Oca 2024 18:29 tarihinde yazdı Son düzenleyen: kereste 1 Mar 2024 18:34
        #19

        Kurban bayramı

        Hayal meyal hatırlıyorum ve o günler aklıma geldikçe bir hayli hüzünleniyorum. Henüz çocuk sayılırdım; 7-8 yaşları civarında olmalıydım ve ilkokula yeni başlamıştım. Köylü çocuğuydum; fakirdik ama sefil değildik. İyi kötü yamalı kıyafetimiz ve lastik ayakkabımız vardı.

        Günlerden bir gün okuldan eve geldiğimde evimizin önündeki ağılda çok sevimli bir kuzuyu gördüm. İlk bakışka onu sevmiştim; yerinde hiç durmuyordu ve hoplayıp zıplıyordu. Keyfi yerinde gibiydi.

        Eve girer girmez "Baba, bu kuzu kimin?" dedim. "Bizim", dedi babam. "Oğlum, bu günden itibaren bu kuzuyla sen ilgileneceksin. Suyunu ve yemini ihmal etme," dedi. Çok sevinmiştim buna. Her gün okuldan geldikten sonra onunla ilgileniyordum. Hatta okulu bile önemsemez olmuştum. Kendi yaşıtlarım köy meydanında çeşitli oyunlar oynarken, ben kuzunun yanından ayrılmıyordum.

        Bir gün okuldan döndüğümde kuzuyu ağılda göremedim; buna bir anlam veremedim. Hemen eve koşup "Anne, kuzumuz nerede?" diye sordum anneme. Annem beni görünce "Baban bahçeye götürdü," dedi üzüntülü bir şekildi. "Neden, götürdü?" diye sordum. Annem yanıt vermedi.

        Koşar adımlarla evden çıktım ve bahçeye doğru yola koyuldum. Oraya vardığımda bahçe bir hayli kalabalıktı. Babam, amcalarım ve büyük abim de oradaydı.

        Sonra yerdeki beyaz bir şey gözüme ilişti. Ayakları bağlanmıştı ve başının hemen yanında küçük bir çukur vardı. Hâlâ ne olduğunu anlayamamıştım. Kuzu beni görünce kalkmak istedi ancak ayakları bağlı olduğu için kımıldayamıyordu. Sonra babamın elindeki bıçağı gördüm ve "Hayır, baba yapma!" diye haykırdım.

        Koştum kuzuya doğru ancak yarı yolda abim beni yakaladı ve tuttu. Gözlerimden yaş gelmede başladı. Babam bana bakmadan elindeki bıçağı kuzunun boğazına götürdü ve "Ya Bismillah," diyerek kuzumu oracıkta boğazladı. Boğazından fışkıran kan çabucak çukuru doldurdu.

        O gündür, bugündür Kurban bayramlarından nefret ederim. Bayram olmadığını ta o zaman o çocuk aklımla anlamıştım.

        Kelimeler: kuzu, çocuk, kurban

        Turpinen, şalgaminen devlet yönetilmez. Adaletinen, hukukinen yönetilir.

        1 Cevap Son cevap
        0
        • K Çevrimdışı
          K Çevrimdışı
          kereste
          19 Şub 2024 22:29 tarihinde yazdı Son düzenleyen: kereste
          #20

          Gözüme görünme

          Gecenin bir yarısı elleri cebinde gözleri yerde daldın dalgın yürüyordu. Hedefsizdi; öylesine dolaşıyordu. Aniden durdu ve etrafına bakındı, kulağını kabarttı. Sokağın karşısındaki bir kahveden müzik sesi geliyordu. Yürümekten yorulmamıştı, ama üşümüştü biraz. Kısa bir süre kararsızca dikildi, sonra o tarafa doğru yöneldi. Sola baktı, sağa baktı ve yavaş bir tempoda karşıya geçti. Kapıyı açtı ve içeri girdi. Kahve içmeyecekti, çünkü keyifsizdi. Kafayı çekecekti ve olanları unutmaya çalışacaktı. Ne de olsa kovulmuştu. "Bir daha gözüme görünme!" demişti ve yüzüne kapıyı kapatmıştı son sevgilisi.

          Kelimeler: sevgili, kahve, müzik

          Turpinen, şalgaminen devlet yönetilmez. Adaletinen, hukukinen yönetilir.

          1 Cevap Son cevap
          0
          • K Çevrimdışı
            K Çevrimdışı
            kereste
            20 Şub 2024 20:56 tarihinde yazdı Son düzenleyen: kereste
            #21

            Baş ağrısı

            Sabaha kadar içmişti ve zil zurna sarhoş bir şekilde kendi evine dönmüştü. Gelir gelmez, kıyafetlerini çıkarmadan yatağa uzanmış ve anında uykuya dalmıştı.

            Öğleye doğru yataktan güç bela ve isteksizce kalkmıştı. Aslında kalkmazdı ancak köşedeki caminin müezzini damarına basarcasına bağırarak milleti ibadete çağırıyordu. Müezzine bastı kalayı içinden. Başı ağrıyordu, ağzında ekşi ve yavan bir tat vardı. Sallana sallana mutfağa geçti, dolaptan bir bardak aldı, suyla doldurdu ve son damlasına kadar içti.

            Baş ağrısı azalacağına şiddetlemişti sanki. Baş ağrısı habı almayı düşündü ancak sonra vazgeçti. "Ağrısın başım; bu az bile, hak ettim aslında" diye içinden mırıldandı.

            Oturma odasına ve oradan kapısını açarak balkona geçti. Baş ağrısı yetmiyormuş gibi, bugünkü hava pek hoş değildi. Bulutlardan güneş gözükmüyordu, soğuk ve rüzgarlıydı ve hafiften yağmur yağıyordu.

            Keyfi hâlâ düzelmemişti. Kendisini kapı önüne koyan sevgilisini aklından geçirdi. "Arasam mı, acaba?" diye düşündü. Cevabını kendisi biliyordu: "Ne yüzle!"

            Kelimeler: yatak, ağrı, yağmur

            Turpinen, şalgaminen devlet yönetilmez. Adaletinen, hukukinen yönetilir.

            1 Cevap Son cevap
            1
            • K Çevrimdışı
              K Çevrimdışı
              kereste
              21 Şub 2024 17:58 tarihinde yazdı Son düzenleyen: kereste
              #22

              Yanık ses

              Öğle vakti gelmişti. Abdulkerim, çoraplarını çıkardı. Her zamanki gibi caminin avlusundaki çeşmelerin birinde elini yüzünü ve ayaklarını bir güzelcene yıkadı. Sonra çaraplarını yeniden giydi ve terlikle minareye doğu yöneldi.

              Garip birisiydi, çünkü şehirdeki hoparlörü olmayan tek caminin müezzinliğini yapıyordu. Kim geldiyse, tutunamamıştı burada. Kimisi minareye çıkmayı istememişti, kimisi orada başının döndüğünü iddia ediyordu.

              Abdulkerim hariç. Oraya çıkıp yanık sesiyle çığırmak hoşuna gidiyordu. Mahalle sakinleri hemfikir olmasa da, herhangi bir şikayet gelmemişti. O da bundan cesaret alarak her gün sesini daha da yükseltiyordu.

              İmam da memnundu bundan, çünkü nihayet hevesli bir müezzin bulunmuştu. Sesini pek beğenmemişti, ama olsun. Hiç yoktan yine iyiydi.

              Kelimeler: müezzin, cami, çorap

              Turpinen, şalgaminen devlet yönetilmez. Adaletinen, hukukinen yönetilir.

              1 Cevap Son cevap
              0
              • K Çevrimdışı
                K Çevrimdışı
                kereste
                24 Şub 2024 19:24 tarihinde yazdı Son düzenleyen: kereste
                #23

                Tufan

                Düşünüyordu öylesine, ki bu düşünme faslının bu sefer çok uzun sürdüğünün farkındaydı. Erkenden çivileri temizleyip törpülemişti ve 10 tane tablet çivilenmeye hazırdı. Daha fazlasına ihtiyacı olursa eğer, komşusu ve aynı zamanda yakın dostu kendisine çabucak hazırlayacağının sözünü de vermişti. Bu sefer hiç çivilenmemiş bir şeyi yazmaya niyetliydi.

                Çok sevdiği eşi de telaşlanmaya başlamıştı ancak ona belli etmemeye çalışıyordu. Kocasının yanına usulca yaklaştı "Acıkmış olmalısın, sana taze incir getirdim," dedi. Elindeki incir yaprağına sarılmış incirleri onun yanına koydu ve kocasının yanıtını beklemeden diğer odaya geçti.

                Karısının telaşlandığını biliyordu, çünkü gelir kaynakları çivileyeceği hikayelere bağlıydı. Yeni birini kurgulamak bu defa çok uzun sürmüştü. Bu sefer öyle bir şey çivilemeliydi ki kulaktan kulağa yayılsın ve nesiller boyu anlatılsın. Yine de biraz tereddüt ediyordu, çünkü bir önceki hikayesini kral pek beğenmemişti ve bir hayli sıradan bulmuştu. "Olağanüstü, etkileyici ve akla hayale gelmeyen şeyleri okumak isterim," demişti ve baş parmağını ona doğru kaldırıp "Umarım hayal kırıklığına uğramam," diye eklemeyi de ihmal etmemişti.

                Bir tane inciri eline aldı, yemeden yaprağın üzerine geri koydu. Tokmağı ve bir çiviyi aldı ve başladı çivilemeye.
                Gılgameş, Utannapiştime konuştu....

                Kelimeler: çivi, incir, kral

                Turpinen, şalgaminen devlet yönetilmez. Adaletinen, hukukinen yönetilir.

                1 Cevap Son cevap
                0
                • EfruhteE Çevrimdışı
                  EfruhteE Çevrimdışı
                  Efruhte
                  7 Mar 2024 19:07 tarihinde yazdı Son düzenleyen: Efruhte 3 Tem 2024 20:21
                  #24

                  Karışıklıkların içinde dahi birbirine bağlı anlamlı güzellikler vardır.

                  K 1 Cevap Son cevap 7 Mar 2024 20:01
                  1
                  • EfruhteE Efruhte
                    7 Mar 2024 19:07

                    K Çevrimdışı
                    K Çevrimdışı
                    kereste
                    7 Mar 2024 20:01 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
                    #25

                    @Efruhte
                    Konusu ve anlatış tarzın güzel.

                    Turpinen, şalgaminen devlet yönetilmez. Adaletinen, hukukinen yönetilir.

                    EfruhteE 1 Cevap Son cevap 7 Mar 2024 20:08
                    1
                    • K kereste
                      7 Mar 2024 20:01

                      @Efruhte
                      Konusu ve anlatış tarzın güzel.

                      EfruhteE Çevrimdışı
                      EfruhteE Çevrimdışı
                      Efruhte
                      7 Mar 2024 20:08 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
                      #26

                      @kereste teşekkür ederim

                      Karışıklıkların içinde dahi birbirine bağlı anlamlı güzellikler vardır.

                      K 1 Cevap Son cevap 7 Mar 2024 20:09
                      0
                      • EfruhteE Efruhte
                        7 Mar 2024 20:08

                        @kereste teşekkür ederim

                        K Çevrimdışı
                        K Çevrimdışı
                        kereste
                        7 Mar 2024 20:09 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
                        #27

                        @Efruhte
                        Silme, dursun burada.

                        Turpinen, şalgaminen devlet yönetilmez. Adaletinen, hukukinen yönetilir.

                        EfruhteE 1 Cevap Son cevap 7 Mar 2024 20:15
                        0
                        • K kereste
                          7 Mar 2024 20:09

                          @Efruhte
                          Silme, dursun burada.

                          EfruhteE Çevrimdışı
                          EfruhteE Çevrimdışı
                          Efruhte
                          7 Mar 2024 20:15 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
                          #28

                          @kereste bilmiyorum belki bir iki hikaye daha yazarsam baskı için göndermek isterim

                          Karışıklıkların içinde dahi birbirine bağlı anlamlı güzellikler vardır.

                          K 1 Cevap Son cevap 7 Mar 2024 20:15
                          0
                          • EfruhteE Efruhte
                            7 Mar 2024 20:15

                            @kereste bilmiyorum belki bir iki hikaye daha yazarsam baskı için göndermek isterim

                            K Çevrimdışı
                            K Çevrimdışı
                            kereste
                            7 Mar 2024 20:15 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
                            #29

                            @Efruhte
                            Hangi baskıdan bahsediyorsun?

                            Turpinen, şalgaminen devlet yönetilmez. Adaletinen, hukukinen yönetilir.

                            EfruhteE 1 Cevap Son cevap 7 Mar 2024 20:17
                            0
                            • K kereste
                              7 Mar 2024 20:15

                              @Efruhte
                              Hangi baskıdan bahsediyorsun?

                              EfruhteE Çevrimdışı
                              EfruhteE Çevrimdışı
                              Efruhte
                              7 Mar 2024 20:17 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
                              #30

                              @kereste çocuk kitabı basan yayın evlerine mesala . Bilmiyorum

                              Karışıklıkların içinde dahi birbirine bağlı anlamlı güzellikler vardır.

                              K 1 Cevap Son cevap 7 Mar 2024 20:18
                              0
                              • EfruhteE Efruhte
                                7 Mar 2024 20:17

                                @kereste çocuk kitabı basan yayın evlerine mesala . Bilmiyorum

                                K Çevrimdışı
                                K Çevrimdışı
                                kereste
                                7 Mar 2024 20:18 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
                                #31

                                @Efruhte
                                Güzel fikir.

                                Turpinen, şalgaminen devlet yönetilmez. Adaletinen, hukukinen yönetilir.

                                EfruhteE 1 Cevap Son cevap 7 Mar 2024 20:18
                                1
                                • K kereste
                                  7 Mar 2024 20:18

                                  @Efruhte
                                  Güzel fikir.

                                  EfruhteE Çevrimdışı
                                  EfruhteE Çevrimdışı
                                  Efruhte
                                  7 Mar 2024 20:18 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
                                  #32

                                  @kereste sağolun ben sileyim o zaman

                                  Karışıklıkların içinde dahi birbirine bağlı anlamlı güzellikler vardır.

                                  K 1 Cevap Son cevap 7 Mar 2024 20:19
                                  0
                                  • EfruhteE Efruhte
                                    7 Mar 2024 20:18

                                    @kereste sağolun ben sileyim o zaman

                                    K Çevrimdışı
                                    K Çevrimdışı
                                    kereste
                                    7 Mar 2024 20:19 tarihinde yazdı Son düzenleyen:
                                    #33

                                    @Efruhte
                                    Sen bilirsin.

                                    Turpinen, şalgaminen devlet yönetilmez. Adaletinen, hukukinen yönetilir.

                                    1 Cevap Son cevap
                                    0
                                    • K Çevrimdışı
                                      K Çevrimdışı
                                      kereste
                                      4 Nis 2024 22:30 tarihinde yazdı Son düzenleyen: kereste 4 Nis 2024 22:43
                                      #34

                                      Patates şenliği

                                      Evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde, pireler deve iken, çok uzak bir diyarın havası sımsıcak, suyu kıt ve toprağı çok kurakmış. İşte böyle bir yerde küçük bir köy varmış. İnsanları kısa boylu, saçları simsiyah ve tenleri kızarmış patatese benziyormuş. Kimisi mısır ekerken, kimisi domates, kimisi de patates ekermiş.

                                      Günlerden bir gün hava aniden kararmış, gök gürlemiş, gökyüzünde şimşekler çakmış ve akabinde yağmur yağacak derken, hava açılmış, bulutlar kaybolmuş ve yakıcı güneş terkrar ortaya çıkmış. Köylüler buna çok üzülmüş, çünkü uzun süreden beri yağmur yüzü görmemişler. Ektikleri mısırlar ve domatesler büyümeden kurumaya başlamış. Son umutları patateslermiş.

                                      Köyün şamanı ahaliyi toplamış ve hep beraber köyün kıyısındaki tepeye çıkmışlar. Oraya yanlarında bir tavuğu da götürmüşler. Şaman bir yandan "Eey, göklerin tanrısı bize merhamet et, bizi aç bırakma, mısırımız ve domatesimiz kurudu, bari patatesimize göz koyma!" diye yakarırken, diğer yandan tavuğun kafasını kopardıktan sonra kanını yere akıtmış.

                                      Hava yeniden kararmaya yüz tutmuş, gökyüzünde bulutlar toplanmış ve şimşekler ardarda çakmaya başlamış. Köylüler umutlanmış ve beklemeye koyulmuş. Şaman yine bir şeyler söylemeye başlarken, yağmur yağmaya başlamış. Önce yavaş yavaş, sonra gümbür gümbür. Yağdıkça coşmuş ahali. Yağdıkça güller açmış köylülerin yüzünde.

                                      Bir hafta boyunca durmadan, gece gündüz devam etmiş yağmurun yağması. Kuraklık bitmiş, toprak gevşemiş ve yeşillenmeye başlamış. Patatesler kurumaktan kurtulmuş ve önce filizlenmişler, sonra toprağı delmişler ve yeşermişler.

                                      O günden beri bu ıssız köyde her sene bir hafta boyunca patates şenliği düzenlenir. Şenlik günü herkes gülümser, kırgınlıklar unutulur, sevgililer nişanlanır ve çocuklar bayram eder.

                                      Kelimeler: patates, şenlik, tavuk

                                      Turpinen, şalgaminen devlet yönetilmez. Adaletinen, hukukinen yönetilir.

                                      1 Cevap Son cevap
                                      0
                                      • K Çevrimdışı
                                        K Çevrimdışı
                                        kereste
                                        30 gün önce yazdı Son düzenleyen: kereste
                                        #35

                                        Otobüs

                                        Yağmur yağıyordu ve bir hayli ıslanmıştı. Hızlıca yürümeye başladı, bir süre sonra baba yadigarı olan kol saatine göz kenarından baktı. Geç kalacaktı; adımlarını hızlandırdı. Durağa epeyi bir mesafe vardı ve son otobüsü kaçırırsa sabaha kadar orada beklemek zorunda kalacaktı. Koşmaya başladı ve oraya vardığında bir hayli terlemişti. Korktuğu başına geldi; günün son otobüsü yola çıkmıştı ve köşeyi dönüp ana yola varmıştı bile. Ona yetişmesi olanaksızdı. Durdu, soluklandı ve yavaşça yürümeye başladı. Islanmış olması umrunda değildi artık. Yağmur şiddetlendi, gök gürledi.

                                        Otobüs durağı şehrin neredeyse tam ortasında idi, etrafı 3 metre yüksekliğindeki betonlarla çevriliydi. Şehir kadar eskiydi ve 10 otobüs zar zor içeriye sığıyordu. Şehirler arası otobüsler buraya gelip buradan yola çıkıyordu. Belediye adayları her seçimde yeni, daha büyük ve daha konforlu bir gar sözü vermelerine rağmen, vaatler bir türlü yerine getirilmedi.

                                        Biletini haftalar önceden almıştı, ama dikkatsizliği yüzünden otobüsü kaçırmıştı sonunda. Koşmaktan yorulmuştu, etrafına bakındı. Gözüne köşedeki küçük bir kahvehane ilişti. Gecenin bu vaktinde açıktı, içeride 4 masa ve birkaç tane sandalye vardı. İki masada 3 kişi oturuyordu. Boş masanın birine yaklaştı ve sandalyeye oturdu. Kara kara düşünürken kahveci yanına yaklaştı. Epeyi yaşlıydı, yüzü buruşmuştu ve yürümekte zorlanıyordu.

                                        Kısık bir sesle "Hayırdır, otobüsü kaçırdın galiba" dedi. "Evet, maalesef geç kaldım." "Dert etme, sabah ola hayrola" dedi. "Sana güzel bir tane tavşan kanı renginde çay getireyim de, keyfin yerine gelsin" der demez, arkasını dönüp semavere doğru yöneldi. Duvardaki tahta raftan bir tane çay bardağını aldı, onu suyla çalkaladı ve içine çayı doldurdu. Kırmızı renge bürünen çay bardağını küçük dört köşe bir tepsiye yerleştirdi, yanına bir çay kaşığı ve iki tane kesme şeker koymayı ihmal etmedi. Çay bardağını masaya koydu. "Burası sabaha kadar açık. Bir isteğin olursa çekinme, söyle. Otobüsü kaçırdığına da üzülme. Olur böyle şeyler, şu yandaki masada oturanlar da otobüsü kaçırdılar" dedikten sonra semaverin yanındaki sandalyeye gidip oturdu.

                                        Çayını yudumlarken bir ses işitti. Şaşırdı, çünkü otobüs sesine benziyordu. Derken, o son anda kaçırdığı otobüs yeniden gara giriyordu işte! Gözlerine inanamadı. Köşede oturan kahveci gülümsemeye başladı. Şoför otobüsü park ettikten sonra, kahvehaneye doğdu gelmeye başladı. İçeri girer girmez kızgın bir şekilde "Lanet olsun böyle şansa" diye söylendi. Kahvecinin gülümsemesini farkedince, "Haklıydın, yola çıkmamalıydım. O lanet dereyi yine su basmış. Dönmek zorunda kaldım."

                                        Kahveci dişlerini göstere göstere gülmeye başladı. "Bu siyasetçilere hiç güvenmemek lazım, ne yeni bir gar ne de yeni bir köprü yapmaya niyetleri var."

                                        Kelimeler: otobüs, yağmur, kahvehane

                                        Turpinen, şalgaminen devlet yönetilmez. Adaletinen, hukukinen yönetilir.

                                        1 Cevap Son cevap
                                        0
                                        • K Çevrimdışı
                                          K Çevrimdışı
                                          kereste
                                          27 gün önce yazdı Son düzenleyen: kereste
                                          #36

                                          Tünel

                                          Evin kapısını açtı, dışarı çıktıktan sonra kapıyı yavaşça kapatıp kilitledi ve ardından sağ tarafa doğru yöneldi. Biraz yürüdükten sonra yolun karşısına geçti, durdu, başını yukarıya kaldırdı. Akşam güneşi bulutların arasında kâh kayboluyordu kâh yeniden görünüyordu. Görkemliydi; kusursuz bir daire görünümde geceyi alabildiğince aydınlatıyordu. Gökyüzü parçalı bulutluydu ve bir haftadan beri süren şiddetli yağmur dinmişti. Gecenin bu saatinde kasabadaki arabaların ve insanların kulakları tırmalayan sesleri kesilmişti. Mağazalar kapanmış, gün boyu oradan oraya koşuşan insanlar nihayet evlerine çekilmişti.

                                          Yeniden yola koyuldu, durmadan yürüyordu. Sokak lambası olmamasına rağmen hava aydınlıktı. Bir süre sonra kasabanın sınırına varmıştı bile. Kasabanın bitiminde çam ve palamut ağaçlarından oluşan ormanlık bir alan başlıyordu. Ana yol ormanın tam ortasından geçiyordu ancak aynı zamanda ormanda yaşayan hayvanlar için büyük bir tehlike arz ediyordu. Hayvanseverler ve kasabanın ahalisi uzun bir süreden beri karşı çıkmasına rağmen belediye, masraflı olmasın diye yolu doğrudan ormanın içinden geçirtmişti. O gündür bu gündür yüzlerce hayvan arabaların altında ezilmişti.

                                          Bu meseleyi çözmeye azimliydi. Hayvanların ölmesine seyirci kalmaya niyeti yoktu. Bir şeyler yapmalıydı ki altı aydan beri her gece buraya geliyor ve titizlikle sabaha kadar çalışıyordu. Son bir haftadır yoğun yağışlar nedeniyle gelememişti.

                                          Geçen sene belediyeden yardım istemişti, hatta güzel bir proje hazırlamıştı. Belediye projeyi onayladı fakat eleman tahsis edemeyeğini bildirdi. Malzeme yardımı yapılması karşılığında kendisi gönüllü olarak çalışacağını söyledi. Tüm güvenlik önlemlerini almıştı, haftalarca tünelin planını enine boyuna hesaplamıştı. Nede olsa yılların inşaat mühendisiydi. İşinde uzmandı ve iki sene evvel emekliye ayrılmıştı.

                                          Yanında getirdiği kazmayı ve küreği biraz temizledi; tünelin bitmesine az kalmıştı. Muhtemelen bir ay içinde yolun karşısına varacaktı ve hayvanlar rahat bir nefes alacaktı.

                                          Kelimeler: tünel, orman, kasaba

                                          Turpinen, şalgaminen devlet yönetilmez. Adaletinen, hukukinen yönetilir.

                                          1 Cevap Son cevap
                                          0

                                          Cevap
                                          • Yeni başlık oluşturarak cevapla
                                          Cevaplamak için giriş yapın
                                          • En eskiden en yeniye
                                          • En yeniden en eskiye
                                          • En çok oylanan


                                          © 2021-2025 efelsefe.com
                                          İzinler Kurallar
                                          • Giriş

                                          • Hesabınız yok mu? Kayıt Ol

                                          • Aramak için giriş yapın veya kaydolun
                                          • İlk ileti
                                            Son ileti
                                          0
                                          • Kategoriler
                                            • All Categories
                                            • Individual Categories
                                          • World
                                          • Güncel
                                          • Popüler
                                          • Kullanıcılar
                                          • Gruplar