@mor-ve-ötesi, içinde söyledi: İNKÂR EDEMEDİĞİMİZ YALANLAR...
Kardeşim, ben bir şeyleri karıştırıp bir şeyleri karıştırmamak birilerini kabul edip birilerini ret etmek derdinde değilim...
Bizler kayıtlı bilgiler üzerinden idrak edebildiklerimiz ile konuşmaya çalışan varlıklarız...
Birbirimizden etkilenmememiz, birbirimizi etkilemememiz mümkün değil, ben sadece anlatmaya çalıştıklarımı birisi/birilerinden etkilendim veya birisi/birilerinin söylemlerinin tekrarı gibi anlaşılmak istemiyorum, en azından öyle yorumlanmak istemediğimi söylemeye çalışıyorum...
İlk yazımda dediğim gibi bu olayın dönüm noktası;
"Hepimiz "DİN" üzerine konuşuyoruz ama hiçbirimiz "dini metin" denilen yazmaları orijinal sembolleri üzerinden okuyamıyoruz...
Hepimiz "Soy" üzerine konuşuyoruz ama hiçbirimiz soyumuzun hakikatini bilmiyoruz...
Geldiğim bu fikri düzlemde takıldığım bir tek nokta var ve inanıyorum ki biz bu noktayı çözdüğümüzde hakikat önündeki engeller kalkmış olacak...
Bu nokta nedir? Diye sorduğumuzda cevabımız şu olacak;
Eğer biz "Yaratılış-Yaratılan Akıllı Türler- Türler Arası Melezleşme" konularının hakikatine olmak..."
Bu noktanın çözümü ise bana göre var olanları ret etmeden, etkilenmiş olmamızın mümkün olduğunu kabul ederek ve olabildiğince soyutlanarak işe sıfırdan başlamamız gerek...
1-Hep söylediğim gibi Kaf Lam Mim üç sembol biz eskilerin nasıl okuduğuna bakmadan bu semboller ile yeni karşılaşmış gibi okumaya çalışmalıyız...
Bunu bütün dinsel metinler üzerinden yapmalıyız...
2-Topraktan yaratıldığımızı ve ademin ilk insan olduğu kabulü ile evrimin nedenselliğinin dışında başka bir şeylerin de olduğunu/olabileceğini düşünerek araştırmamız gerektiğini anlatmaya çalışıyorum...
Umarım anlatabildim...
Anladığım kadarını söyleyeyim. Bu, ya sohbeti tıkayacak ya da daha da açacaktır.
Şöyle ki,
Bilim dünyası artık 1950'lerden sonra felsefeden "metafizik"i eledi..
Hatta felsefe bile elendi diyebiliriz..
Bilimsel keşifler artık bir bütüne ulaşma amacını taşımıyor (anlamsız dünya olarak gidiyor), sadece cüzzi noktalarda araştırma yaparak ilerliyor (modern dünyanın hâli pür melali);
Toprak, insan, evrim konusunu da geçelim.. Orada bir nedensellik var gibi (teori oldukça güçlü görünüyor çünkü -bilimsel olması açısından-);
Kaf, Lam, Mim'e ilk defa karşılaşıyormuş gibi yaklaşırsak;
Nasıl yaklaşabiliriz?
Seküler tarih süreci açısından bakarsak bir kere Antik Yunan ile gelen bir mitos algısı var, muhayyilenin Platon ile törpülenip metafiziğe dönmesi ve Aristo ile idelerin yere indirilmesi durumu... Sonra Roma ile Hristiyanlık.. Felsefe rafa kalkıyor.. İslam Altın Çağı ile felsefe tekrar dirilip oradan Avrupa'ya geçiyor ve Fransız-İngiliz aydınlanması (belki Yahudi de eklenebilir) ve sonra Alman Romantizmi-İdealizmi tepkisi ve sonra artık Tanrı öldü söylemi ile iyice dağılma ve metafizik'i de terk ederek dümdüz materyalist dünyaya geçiş... Sovyetlerle hesaplaşma sonrası aslında şu anda 2022 dünyasında küresel dünyanın bu düzlemde hesaplaştığı tek unsur kaldı o da İslam..
Benim gördüğüm çerçeve bu..
Bu çerçeveden kendimizi sıyırmaya çalışırsak.. (ki iki seçeneğimiz var, Alman idealizmi gibi maneviyata tekrar dönüş - deneme- ya da dağılma ve aslında küresel köy olma sürecinde materyalist peygamberlerin söylemlerini kabullenerek kendini bu yaşamda ittirme "marksın din afyon demesi, freud'un din nevroz demesi -misal baskı, stres karşısında melankoliye düşen insanın kendini bir şeyle uyuşturma, takıntı-nevroz rutini bulma refleksi gibi dini seçmesi durumu- ve evrimleştiğine inanarak yaşamaya devam etme ve ölümü yok olma olarak kabul edip bunu da olgunluk olarak görme anlayışı; uzun cümle oldu, pardon, birinci seçeneği unutmayalım, birinci seçenek de insanda mekanizmi reddedip iyilik, ahlak, merhamet, şefkat, ruh gibi kavramları sahiplenme ve bunları mantıklı bir metafizik çerçeveye oturtma gayreti - ki İslam tarihinde bunu Farabi, İbn Sina, İbn Rüşt yapmıştı, İmam Gazali'nin haklı imanı kurtarma gayreti ile onları elemesi sonrası İbn Arabi ve Konevi ile bu iki kutup arasında daha dengeli bir metafizik kurulmuştu; ancak bu 1.000 yıl önce olmuştu, son 100 yıldaki bilimsel gelişmelere bakınca İslam dünyası olarak yeni yorumlar gerekiyor (ki bir dipnot: rahmetli Teoman Duralı bu yorum girişimlerinde önemli bir isim bence; Dücane Cündioğlu ortalığı yakıp yıkarken Teoman Duralı aynı ilimle maneviyata-metafizik'e bir şekilde sağ çıkarak varabilmiştir diye düşünüyorum)....... çok uzadı cümle toparlayamayacağım 
Kaf, Lam, Mim'e gelirsek bu çerçevede..
Mistik bir yaklaşımla manevi titreşim-ilham alacağımızı düşünürsek bu Yeni-Platoncu, Plotinusçu, doğudan da Hintçi bir yaklaşım olacaktır..
(Ama bir ilhamat hakikati var ise ve bu Arap toplumunda olmuş ise bunun Arap dışı ve son peygamber öncesinde de var olduğu ihtimalini yok saymıyorum..)
Şimdi yeni karşılaşmış gibi okumayı düşünüyorum ama nasıl... Bence bu konu meçhuldür.. Yani namazda manevi huzurun hissedilmesi gibi meçhul, Allah'a bırakılabilecek bir konu gibi düşünüyorum..
Çünkü sahabe ve Emevi devri görüşleri malum... Sonra Abbasi devri ile zaten ortam curcuna içinde olmuş... Zerdüşt, İrani, Şii, felsefi, sufi, vesaire birçok görüş serbest ticaret ile iç içe girmiş.. Bu yorumlar sâfi olamaz..
Bu devir öncesini neden es geçtim? Çünkü zat sorgulanamaz.. Sufi hayatı da henüz sadece züht hayatı ile sınırlı, öyle metafizik falan yok henüz, felsefe girmemiş sahaya.. Hadisler de belli olduğu için ben bu sahanın kapalı olduğu görüşündeyim...
Dediğim gibi yeni karşılaşmış gibi yaparsak -biz 2022 insanlarıyız-; değil metafizik, Marksizim bile çok eski çağlarda kalmış bir mit gibi bizim için.
Böyle düşünüyorum. Ancak yine de merakla konuyu takip etmek istiyorum.. Bir mümkünat varsa okumak isterim..