Yem olmak (Resimli)nedir?
-
- Herhangi bir hayvan tarafından yenilmek.
- Tuzağa düşmek, aldatılmak.
TDK (Türk Dil Kurumu) böyle buyuruyor.
Durum bundan ibaret aslında ancak ben bugünden itibaren bilhassa 1. şıkkı resimli olarak burada açıklamaya çalışacaĝım. Çünkü bu dünyadaki düzen ilk etapta yeme ve yenme üzerine kuruludur. Bunda mükemmelliyet görenler, yeme/yırtıcı familyasından olanlardır. Yem olanların ise herhangi bir söz hakkı yoktur zaten.
-
-
Doĝadaki vahşeti kavrayabilmek için empati kurabilmek çok önemlidir. Bunu her insan yapamaz, çünkü çocukluĝumuzdan itibaren bu vahşetin içinde yaşıyoruz. Haliyle tüm duyularımız körleşiyor ve törpüleniyor.
-
"söz hakkı" ve "vahşi" kavramlarını açımlamak gerektiği kanısındayım...
-
@nejdet-evren
Söz hakkı derken veya vahşetten bahsederken, vurgulamak istediğim nokta şu: Canlılar dünyasında göz yaşına yer yok. Hele ki adalet falan filan; bunun da pek fazla bir anlamı yok aslında.
Mesela etini yemek için yetiştirdiğimiz ev hayvanları olsun, işgücü olarak kullandığımız hayvanlar olsun veya dinsel ritüeller uğruna canına kıydığımız niye hayvan. Bu hayvanların söz hakkı yoktur; kendileri karar vermiyor buna. Biz onların kaderini çiziyoruz. Veyahut yırtıcı havyanların durumu da biz insanlar gibidir. Bunlar da otçul hayvanların yaşayıp yaşamamasına karar veriyor.Bunlar elbette doğanın kanunudur; üstünde durmak istediğim bu değil aslında.
Hasılı bir canlı hayatını sürdürmek için, diğerinin yok olması şart. İnsanlar bir adım daha ileriye gitmişler, çünkü din iman uğruna kurban kesiyorlar ya da zevkine hayvan avlayanlar var.
-
Nefis gözüküyor deĝil mi?
Bizim açıdan bakınca nefis olmasına nefis ancak gerçekçi olmak gerekirse kazın ayaĝı hiç öyle deĝil aslında. Her sene milyonlarca(!) kaz, insanların uydurmuş olduĝu Noel ritüelinde yaşamını yitiriyor. Bizler karnımızı bir güzel doyururken, onlar bize yem oluyor.
Yine insanların uydurmuş olduĝu kurban ritüelinde milyonlarca keçi, koyun, sıĝır ve deve her sene katlediliyor. Hayali tanrıyı/tanrıları hoşnut etmek uĝruna yem olmaktan kurtulamıyorlar. Fakir fukarayı doyurmak bahane, çünkü kurban ritüelinin birincil amacı tanrının gönlünü hoş tutmaktır. Bu ritüele boşuna "kurban" denmiyor.Doĝada her gün yaşanan vahşet yetmiyormuş gibi, inanç uĝruna işlenen bu ve buna benzer diĝer sayısız vahşeti mükemmel bir düzen olarak görenler var.
Atalarımız ne demişti? Koyun can derdinde, kasap et derdinde.
Kıssadan hisse: Koyunun/kazın derdini kasaptan ziyade koyundan/kazdan başkası anlayamaz. Yem olmak böyle bir şey.
-
anlıyorum, lakin evrim sürecinde beslenme zincirinin bu şekilde gelişmesi vahşi dediğimiz doğa ile vahşileşen insanlaşma arasında bir uçurumu da doğurmuştur; doğal beslenme zincirindeki tüketimin vahşi olarak değerlendirilmesi insan gözünde yapılan bir değerlendirmedir; doğanın kendisi vahşi değildir, vahşet insanın doğal süreçlere ve de toplumsal süreçlere yaptığı mezalimden başka bir şey değildir; bu nedenle "söz hakkı" ve "vahşi" kelimelerinin insana dair olduğunun altının çizilmesi gerektiği kanısındayım...
-
zira insan doymak bilmeyen bir tür olarak diğer canlılardan kesin ayrışmaktadır; enerjinin tüketilmesine bağlı yaşam formları olarak diğer canlıların hayatlarını idame ettirecek eneji ile yetindikleri halde insanın bununla yetinmediği greçeği ile karşı karşıya bulunmaktayız. bu nedenledir ki dünya kaynakları her geçen gün erozyona uğramakta ve geri dönüşü olmayacak şekilde yok olmaktadır. "kendini yratan insan" sadece kendini değil diğer tüm türleri de yok etme eğilimini taşıyan bir güçtür; bu gücün dizginlenmesi gerekir.