TENTEN'e Soru
-
@ictenlik, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@hulk, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Hangi viki? en. ile tr. arasında dağlar kadar fark oluyor.
Bilim kobra, akrep zehri de öldürücü diyor. Ama bazıları kendini sokturuyor. Ölmüyor. Ona bir şey olmadı diye sen kendini kuvvetli zehre maruz bırakırmısın? Seçim sizin. Ya bilime güveneceksiniz. Ya kendinize. Siz seçiminizi yapmışsınız. Ben yememeyi tercih ederdim.
Arkadaşım foruma hoşgeldin.
Şimdi neden TENTEN'in adı etiketlenerek böyle bir soru soruldu ya da gönderi kuruldu?
Şimdi ben bu foruma bir davet adlım geldim. Kendimce yazmaya başladım. Günlük gözlemler, sosyal medya takibi ve öyle aklımdan geçenler. twitter'dan amatör meterologlar takip ediyoruz ve onları gözlem sonucu böyle bilgi aldıkları bir iki meterolojik model izleme sitesi felan da öğrendik. Bir gün onlardan birini açtık ve Yunansitan'a aşırı yağış gösteriyordu. (Yıllık yağışının iki üç katı kadar bir yağış) .Başak bir sorumda şunu yazdık. Bu olursa orta iç Yunanistan göl olur. Buraya da bir şeyler yazdım. Neyse gün geldi çattı yağdı. Yağmur yağdı. Orta iç Yunanistan göl oldu ve evler boğazına kadar balçık ve su doluydu. twitter da Yunanistanlılar dahil o evlerde insan var mı tahliye edildiler mi? diye soruyordu. Dedim ki kendi kendime; Bu nasıl dünya bu yağış 5 gün önceden görünüyordu. O Yunanca twitter alt yorumlarını okuyarak bu foruma geldim ve duygusal serzenişsel bir ifade olarak :"Eğer o evlerin içinde insan varsa biliminiz olmasının ne anlamı var?" yazdım. Bu ifadem TENTEN tarafında tutuldu ve sakız gibi lastik gibi uzatılarak bilim bildirilmeye maruz kaldım. (Yazılan her şeyi de muhtemelen yarım okudu ve okur.)
Yazılan şu demekti. Orada Atina'da üniversiteler meteroloji uzmanları yok mu? Bu evlerdeki insanların akrabaları değil mi? Hükümet -devlet diye bir kurum yok mu? Orada ne oldu? Bunlar niye böyle?Her neyse foruma daha yeni katılmışız. Geçmiş bir yazarlığımız var. Bilim elitine/takımına karşı eleştiriler de var biz de ama bu forumda henüz aktif açılmamıştı ve katmaya ilgili de değildik ve bana göre tamamen sosyal bir gözleme dönük toplumsal serzenişi dillendirdim yani bilime aktif saldırı içeren bir ifade de değildi. Konu uzadı da uzadı.
Bu başlık oraya bir göndermedir. Göndermelerin nasıl eriştiği konusunda fikrim yok ama benim gibilerin paketini adresine eriştirene kadar durmayacağı ve aralıklı paket gönderimini sürdüreceğini varsayabiliriz. Bilimi de içeren toplumsal çarpıklıklar gibi. Bilim kutsal değildir. Hiç bir ad kutsal değil. Otorite, erki, para ve konfor etrafında örgütlendiğinde her şey biraz kirli. Kirliyi aklamaya paklamaya gerek yok. Kişilerin nasıl gördüğü önemli değil bize karşı aklı değiller.
Kapitalist ekonomi yüzünden çıkarcı olan insanların uygulamalarını bilimi kötülemek için kullanıyorsun. O yüzden karşı çıkıyorum.
Çıkarcı bilim insanlarını(reklamlarda çok çıkar isviçreli bilim adamları) eleştirseydin umrumda olmazdı.
Sen ise tümden bilimsel yöntemi eleştiriyorsun.O başkalarına hizmet adlı forumdan atıldım.
Çünkü ölçme yok gözlem yok din gibi orgusuz sualsiz inanma var.
Oradakilerin çoğuda psikolojik olarak hasta.
Tinnitus hastalığına yakalanmış biri duyduğu seslerin kaynağı olarak uzaylıların yol açtığını zannediyordu. -
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@ictenlik, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@hulk, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Hangi viki? en. ile tr. arasında dağlar kadar fark oluyor.
Bilim kobra, akrep zehri de öldürücü diyor. Ama bazıları kendini sokturuyor. Ölmüyor. Ona bir şey olmadı diye sen kendini kuvvetli zehre maruz bırakırmısın? Seçim sizin. Ya bilime güveneceksiniz. Ya kendinize. Siz seçiminizi yapmışsınız. Ben yememeyi tercih ederdim.
Arkadaşım foruma hoşgeldin.
Şimdi neden TENTEN'in adı etiketlenerek böyle bir soru soruldu ya da gönderi kuruldu?
Şimdi ben bu foruma bir davet adlım geldim. Kendimce yazmaya başladım. Günlük gözlemler, sosyal medya takibi ve öyle aklımdan geçenler. twitter'dan amatör meterologlar takip ediyoruz ve onları gözlem sonucu böyle bilgi aldıkları bir iki meterolojik model izleme sitesi felan da öğrendik. Bir gün onlardan birini açtık ve Yunansitan'a aşırı yağış gösteriyordu. (Yıllık yağışının iki üç katı kadar bir yağış) .Başak bir sorumda şunu yazdık. Bu olursa orta iç Yunanistan göl olur. Buraya da bir şeyler yazdım. Neyse gün geldi çattı yağdı. Yağmur yağdı. Orta iç Yunanistan göl oldu ve evler boğazına kadar balçık ve su doluydu. twitter da Yunanistanlılar dahil o evlerde insan var mı tahliye edildiler mi? diye soruyordu. Dedim ki kendi kendime; Bu nasıl dünya bu yağış 5 gün önceden görünüyordu. O Yunanca twitter alt yorumlarını okuyarak bu foruma geldim ve duygusal serzenişsel bir ifade olarak :"Eğer o evlerin içinde insan varsa biliminiz olmasının ne anlamı var?" yazdım. Bu ifadem TENTEN tarafında tutuldu ve sakız gibi lastik gibi uzatılarak bilim bildirilmeye maruz kaldım. (Yazılan her şeyi de muhtemelen yarım okudu ve okur.)
Yazılan şu demekti. Orada Atina'da üniversiteler meteroloji uzmanları yok mu? Bu evlerdeki insanların akrabaları değil mi? Hükümet -devlet diye bir kurum yok mu? Orada ne oldu? Bunlar niye böyle?Her neyse foruma daha yeni katılmışız. Geçmiş bir yazarlığımız var. Bilim elitine/takımına karşı eleştiriler de var biz de ama bu forumda henüz aktif açılmamıştı ve katmaya ilgili de değildik ve bana göre tamamen sosyal bir gözleme dönük toplumsal serzenişi dillendirdim yani bilime aktif saldırı içeren bir ifade de değildi. Konu uzadı da uzadı.
Bu başlık oraya bir göndermedir. Göndermelerin nasıl eriştiği konusunda fikrim yok ama benim gibilerin paketini adresine eriştirene kadar durmayacağı ve aralıklı paket gönderimini sürdüreceğini varsayabiliriz. Bilimi de içeren toplumsal çarpıklıklar gibi. Bilim kutsal değildir. Hiç bir ad kutsal değil. Otorite, erki, para ve konfor etrafında örgütlendiğinde her şey biraz kirli. Kirliyi aklamaya paklamaya gerek yok. Kişilerin nasıl gördüğü önemli değil bize karşı aklı değiller.
Kapitalist ekonomi yüzünden çıkarcı olan insanların uygulamalarını bilimi kötülemek için kullanıyorsun. O yüzden karşı çıkıyorum.
Çıkarcı bilim insanlarını(reklamlarda çok çıkar isviçreli bilim adamları) eleştirseydin umrumda olmazdı.
Sen ise tümden bilimsel yöntemi eleştiriyorsun.O başkalarına hizmet adlı forumdan atıldım.
Çünkü ölçme yok gözlem yok din gibi sorgusuz sualsiz inanma var.
Oradakilerin çoğuda psikolojik olarak hasta.
Tinnitus hastalığına yakalanmış biri duyduğu seslerin kaynağı olarak uzaylıların yol açtığını zannediyordu. -
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@ictenlik, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@hulk, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Hangi viki? en. ile tr. arasında dağlar kadar fark oluyor.
Bilim kobra, akrep zehri de öldürücü diyor. Ama bazıları kendini sokturuyor. Ölmüyor. Ona bir şey olmadı diye sen kendini kuvvetli zehre maruz bırakırmısın? Seçim sizin. Ya bilime güveneceksiniz. Ya kendinize. Siz seçiminizi yapmışsınız. Ben yememeyi tercih ederdim.
Arkadaşım foruma hoşgeldin.
Şimdi neden TENTEN'in adı etiketlenerek böyle bir soru soruldu ya da gönderi kuruldu?
Şimdi ben bu foruma bir davet adlım geldim. Kendimce yazmaya başladım. Günlük gözlemler, sosyal medya takibi ve öyle aklımdan geçenler. twitter'dan amatör meterologlar takip ediyoruz ve onları gözlem sonucu böyle bilgi aldıkları bir iki meterolojik model izleme sitesi felan da öğrendik. Bir gün onlardan birini açtık ve Yunansitan'a aşırı yağış gösteriyordu. (Yıllık yağışının iki üç katı kadar bir yağış) .Başak bir sorumda şunu yazdık. Bu olursa orta iç Yunanistan göl olur. Buraya da bir şeyler yazdım. Neyse gün geldi çattı yağdı. Yağmur yağdı. Orta iç Yunanistan göl oldu ve evler boğazına kadar balçık ve su doluydu. twitter da Yunanistanlılar dahil o evlerde insan var mı tahliye edildiler mi? diye soruyordu. Dedim ki kendi kendime; Bu nasıl dünya bu yağış 5 gün önceden görünüyordu. O Yunanca twitter alt yorumlarını okuyarak bu foruma geldim ve duygusal serzenişsel bir ifade olarak :"Eğer o evlerin içinde insan varsa biliminiz olmasının ne anlamı var?" yazdım. Bu ifadem TENTEN tarafında tutuldu ve sakız gibi lastik gibi uzatılarak bilim bildirilmeye maruz kaldım. (Yazılan her şeyi de muhtemelen yarım okudu ve okur.)
Yazılan şu demekti. Orada Atina'da üniversiteler meteroloji uzmanları yok mu? Bu evlerdeki insanların akrabaları değil mi? Hükümet -devlet diye bir kurum yok mu? Orada ne oldu? Bunlar niye böyle?Her neyse foruma daha yeni katılmışız. Geçmiş bir yazarlığımız var. Bilim elitine/takımına karşı eleştiriler de var biz de ama bu forumda henüz aktif açılmamıştı ve katmaya ilgili de değildik ve bana göre tamamen sosyal bir gözleme dönük toplumsal serzenişi dillendirdim yani bilime aktif saldırı içeren bir ifade de değildi. Konu uzadı da uzadı.
Bu başlık oraya bir göndermedir. Göndermelerin nasıl eriştiği konusunda fikrim yok ama benim gibilerin paketini adresine eriştirene kadar durmayacağı ve aralıklı paket gönderimini sürdüreceğini varsayabiliriz. Bilimi de içeren toplumsal çarpıklıklar gibi. Bilim kutsal değildir. Hiç bir ad kutsal değil. Otorite, erki, para ve konfor etrafında örgütlendiğinde her şey biraz kirli. Kirliyi aklamaya paklamaya gerek yok. Kişilerin nasıl gördüğü önemli değil bize karşı aklı değiller.
Kapitalist ekonomi yüzünden çıkarcı olan insanların uygulamalarını bilimi kötülemek için kullanıyorsun. O yüzden karşı çıkıyorum.
Çıkarcı bilim insanlarını(reklamlarda çok çıkar isviçreli bilim adamları) eleştirseydin umrumda olmazdı.
Sen ise tümden bilimsel yöntemi eleştiriyorsun.O başkalarına hizmet adlı forumdan atıldım.
Çünkü ölçme yok gözlem yok din gibi sorgusuz sualsiz inanma var.
Oradakilerin çoğuda psikolojik olarak hasta.
Tinnitus hastalığına yakalanmış biri duyduğu seslerin kaynağı olarak uzaylıların yol açtığını zannediyordu.Ben de bunu anlıyorum, anladığımı söylüyorum ve bütün suçları kapitalist canavar ya da kapitalizm adında bir canavara yükleyerek (dışa atarak) insanın bilim faaliyetini irdeleme ya da çelişkileri olan faaliyeti aklama konusunda taraf olunabileceğini ekliyorum.
-
@ictenlik, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@ictenlik, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@hulk, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Hangi viki? en. ile tr. arasında dağlar kadar fark oluyor.
Bilim kobra, akrep zehri de öldürücü diyor. Ama bazıları kendini sokturuyor. Ölmüyor. Ona bir şey olmadı diye sen kendini kuvvetli zehre maruz bırakırmısın? Seçim sizin. Ya bilime güveneceksiniz. Ya kendinize. Siz seçiminizi yapmışsınız. Ben yememeyi tercih ederdim.
Arkadaşım foruma hoşgeldin.
Şimdi neden TENTEN'in adı etiketlenerek böyle bir soru soruldu ya da gönderi kuruldu?
Şimdi ben bu foruma bir davet adlım geldim. Kendimce yazmaya başladım. Günlük gözlemler, sosyal medya takibi ve öyle aklımdan geçenler. twitter'dan amatör meterologlar takip ediyoruz ve onları gözlem sonucu böyle bilgi aldıkları bir iki meterolojik model izleme sitesi felan da öğrendik. Bir gün onlardan birini açtık ve Yunansitan'a aşırı yağış gösteriyordu. (Yıllık yağışının iki üç katı kadar bir yağış) .Başak bir sorumda şunu yazdık. Bu olursa orta iç Yunanistan göl olur. Buraya da bir şeyler yazdım. Neyse gün geldi çattı yağdı. Yağmur yağdı. Orta iç Yunanistan göl oldu ve evler boğazına kadar balçık ve su doluydu. twitter da Yunanistanlılar dahil o evlerde insan var mı tahliye edildiler mi? diye soruyordu. Dedim ki kendi kendime; Bu nasıl dünya bu yağış 5 gün önceden görünüyordu. O Yunanca twitter alt yorumlarını okuyarak bu foruma geldim ve duygusal serzenişsel bir ifade olarak :"Eğer o evlerin içinde insan varsa biliminiz olmasının ne anlamı var?" yazdım. Bu ifadem TENTEN tarafında tutuldu ve sakız gibi lastik gibi uzatılarak bilim bildirilmeye maruz kaldım. (Yazılan her şeyi de muhtemelen yarım okudu ve okur.)
Yazılan şu demekti. Orada Atina'da üniversiteler meteroloji uzmanları yok mu? Bu evlerdeki insanların akrabaları değil mi? Hükümet -devlet diye bir kurum yok mu? Orada ne oldu? Bunlar niye böyle?Her neyse foruma daha yeni katılmışız. Geçmiş bir yazarlığımız var. Bilim elitine/takımına karşı eleştiriler de var biz de ama bu forumda henüz aktif açılmamıştı ve katmaya ilgili de değildik ve bana göre tamamen sosyal bir gözleme dönük toplumsal serzenişi dillendirdim yani bilime aktif saldırı içeren bir ifade de değildi. Konu uzadı da uzadı.
Bu başlık oraya bir göndermedir. Göndermelerin nasıl eriştiği konusunda fikrim yok ama benim gibilerin paketini adresine eriştirene kadar durmayacağı ve aralıklı paket gönderimini sürdüreceğini varsayabiliriz. Bilimi de içeren toplumsal çarpıklıklar gibi. Bilim kutsal değildir. Hiç bir ad kutsal değil. Otorite, erki, para ve konfor etrafında örgütlendiğinde her şey biraz kirli. Kirliyi aklamaya paklamaya gerek yok. Kişilerin nasıl gördüğü önemli değil bize karşı aklı değiller.
Kapitalist ekonomi yüzünden çıkarcı olan insanların uygulamalarını bilimi kötülemek için kullanıyorsun. O yüzden karşı çıkıyorum.
Çıkarcı bilim insanlarını(reklamlarda çok çıkar isviçreli bilim adamları) eleştirseydin umrumda olmazdı.
Sen ise tümden bilimsel yöntemi eleştiriyorsun.O başkalarına hizmet adlı forumdan atıldım.
Çünkü ölçme yok gözlem yok din gibi sorgusuz sualsiz inanma var.
Oradakilerin çoğuda psikolojik olarak hasta.
Tinnitus hastalığına yakalanmış biri duyduğu seslerin kaynağı olarak uzaylıların yol açtığını zannediyordu.Ben de bunu anlıyorum, anladığımı söylüyorum ve bütün suçları kapitalist canavar ya da kapitalizm adında bir canavara yükleyerek (dışa atarak) insanın bilim faaliyetini irdeleme ya da çelişkileri olan faaliyeti aklama konusunda taraf olunabileceğini ekliyorum.
Canavar değil gerçek.
Kapitalizmde Kar,kira, komisyon,faiz,borsa, vb şeyler nedir yazsana buraya?
Doktorun kapısında bekleyen ilaç satıcıların işlevi ne?
Sigortacıları unuttum.
Bireysel emeklilik sistemi , Zorunlu deprem sigortası vb leri ne işe yarıyor?
Bunlar devlet eliyle özel sektöre para akışı değil mi?
Sİgorta şirketi sana tedbir al diyecek almazsan sigorta yapmam.
O zaman ne diye para alıyorsun diye sormazlar mı insana. -
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
..t adlı forumdan atıldım.Oradan değişen zamanlarda 3 kez atıldım çünkü baş var, yönetim/yönetici var çünkü anarşist, merkeziyetsiz ve antierkçi değiller ya da bunu kavrayabilmiş değiller
-
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Canavar değil gerçek.
Az önce burada doğadan toplanıp yenen bitkilerin toksisite soruşturmasına devam ettim.
Trachystemon orientalis
Dünyada tıbbi kullanımı var ama Türkiye, Gürcistan ve Bulgaristan dışında yenilebilirlik hakkında kimsenin fikri yok ve fda'ye göre yaprak bir miktar toksik olabilir deniyor ve ayrıca bu ailedeki bitkilerde karaciğer hasarına yolaçabilen bir alkoloit nedeniyle fazla tüketmeme akıllıca deniyor. Marmara üniversitesi bitkide toksik düzeyde kurşun ve kadmiyum bulmuş. Burada tam porsiyon yeniyor.
Smilax ecelsa (Sarsaparilla)
(İnsanlar şunu yemeye neden ihtiyaç duysun ki!)Genel olarak İngilizce bir arama
Tıbbi kullanımları var ancak dünyanın başka yerinde sürgünlerinin sebze gibi yiyecek olarak toplanıp yemek olarak tüketiminden emin olamadık.
ilk sonuç. Güvenli kabul edilir ama kanseri tedavi ettiği ve vücut geliştiricileri için anabolik streoid içerdiği iddiaları kanıtlanmamış dedi
İkinci arama kökler ,sürgünler ve meyveler yenilebilir dedi.
Bir başka sonuç meyveler toksik diyor. (Meyve zaten yemiyoruz sürgün yeriz ve farklı alt türler var)Başka sonuç. 60 lara kadar ABD de birası yaygındı ancak içerdiği safrol sıçanlarda karaciğer hasarı yapınca bira geri çekildi ,tedavülden kaldırıldı -yasaklandı- diyor.
Burada saydığım otları ineklerin yediğini bile görüp görmediğimden emin değilim ve şimdi eti yasaklamak dışında bir halk sağlığı olup olmadığından emin değilim ve gerçekten eti yasaklama dışında bir halk sağlığı var mı?
-
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Kapitalizmde Kar
Doktorun kapısında bekleyen ilaç satıcılarıHiç bir bitkinin, herhangi bitkinin, toksisistesinin, kanserojenliğinin ya da kardiyak vb etkilerini et gibi çalışıldığını, halk sağlığı konusu edildiğini topyekun bir sağlık kurumu ve doktorların ağzına alındığını gördünüz mü_?
Bitkilerin içinde tek tek,didik didik, madde (etken madde) ararlar. Oysa basittir ve geneldir. Şunlar bunlar sınıflanır. (Flavonidler vs)
Siz hiç etin içinde ya da farklı farklı farklı etlerin içinde olumlu sağlık etkileri, ilaca dönük etkiler/mekanizmalar vb soruşturulduğunu, -insaı nbaş yemeği etin övüldüğünü gördünüz mü?
Et yağı karaciğere bile girmiyor. Damarla işi ne?
Buna ne kadar katlanacaksınız?
Bu size tuhaf gelmiyor mu?
ve sizin domuz yasaklanan kölelerden farkınız ne? Sınıf atlamak mı? Sosyal aidiyet ve ayrıcaklara sahip olmak mı? Demokrasi adında birbirinizi yiyebilmek mi?
-
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Bunlar devlet eliyle özel sektöre para akışı değil mi?
Bazı veriler
Et yemeyin kalp hastası olursunuz.
Batı Avrupa'daki ülkelerin büyük bölümünde bir kişi yılda ortalama 80 ila 90 kilo et yiyor. Türkiye'de ise bir kişinin yılda tükettiği ortalama et miktarı 35 kilo seviyesinde bulunuyor. -BBC
Yüce bilim. Yüce akademi ve yüce eğitim hatta çok yüce analiz
Bizim Avrupa’ya göre hesaplandığında yüzde 5.2 ile ölüm oranı 2.5-3 kat daha fazla. Buda bizim ülkemize has yaşam tarzımızdaki olumsuz özelliklerle ilişkilendirilmiştir”
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/turkiyenin-kalp-haritasi-bu-5-ilde-yasiyorsaniz-dikkat-40233034
Bence Avrupa dan çok et yediğimizi için oldu, Et yağı damarlarımız tıkadı.
Et tüketim verilerinin kendi et ve tüketimiyle koronor arter hastalığı arasında ilişki olmadığını gösterecek. Dr. Erkan iyi bakarsa görecek. Çok bakması lazım
Çünkü karadeniz en çok et ve yağı yenen bölge sen yanlış biliyorsun
(Kalp hastası gelse hemen eti yasaklar başka hiç bir müdahale yapmaz (stent, bypass ve ilaç vshariç tek seçenek ya da müdahale -teyit edin)Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kaan Kulan, Türkiye'de kalp krizi haritasında Karadeniz'in 1. sırada, Ege Bölgesi'nin ise son sırada olduğunu söyledi.
Karadeniz Bölgesi'nde kalp krizinin sebepleri arasında A tipi bir davranış olduğunu belirten Prof. Dr. Kaan Kulan "A tipi bir davranış agresif bir davranıştır. Karadeniz halkının en büyük özelliğinden biridir A tipi davranış. Karadeniz insanın iklim yapısından kaynakladığını düşündüğümüz bir durum. Güneşe çok uzun süre hasret kalıyor, bol yağmur alıyor ve bu maalesef agresif bir davranışa sebep oluyor, bu sebeple kalp krizi riski artıyor" dedi.https://www.haberturk.com/saglik/haber/1154521-kalp-krizi-en-cok-o-bolgede-yasayanlari-vuruyor
ET kalp hastalığı yaptığı için eti azaltmalılar çok yiyorlar.
Kişilerin tütün ve alkol tüketimini azaltması veya bırakması, sağlıksız beslenmeyi ve fiziksel hareketsizliği sonlandırması gibi risk faktörlerine ilişkin adım atması halinde hastalık riskinin azalacağı ve kontrol altına alınabileceği, kalp ve damar hastalığı görülme sıklığının yarıya indirilebileceği belirtiliyor.
Tamam et değil tütün mü? O halde Avrupa da en çok tütün içilen ülkede en çok kalp hastası olmalı değil mi?
AB üyesi 27 ülke ve Norveç'te 26 bin 500 kişi ile görüşülürek yapılan araştırmaya göre, Avrupa'da en çok sigara içilen ülke Yunanistan. Yunanların yüzde 42'si sigara içiyor. -NTV haber ve vikipedi ülkelere göre kişi başına sigara tüketimi
KALP HASTALIĞI VE YUNANLAR
Dünyadaki önde gelen ölüm nedeni Koroner Kalp Hastalığıdır, ancak bilinen risk faktörlerine maruz kalmalarını azaltarak sorunu yöneten, koroner kalp hastalığından ölüm oranları düşük olan birçok popülasyon örneği vardır. Japonlar, düşük risk faktörlerine ve Kalp Hastalığından düşük ölüm oranlarına sahip bir topluma harika bir örnektir. Bu, tarihsel olarak dünyadaki en düşük KKH ölüm oranlarından birine sahip olan, ancak hastalık için yüksek risk faktörlerine sahip olan Yunanlıları nasıl açıklıyor?
https://www.worldlifeexpectancy.com/tr/olive-oil-heart-disease-and-the-greeks
https://ec.europa.eu/eurostat/web/products-eurostat-news/-/edn-20200928-1
Bana bilimi göstersene (gösterir misin?)
-
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Canavar gerçek.ET kalp hastalığı yapıyor Avrupanın açık ara en az et tüketen ülkesinde açık ara en çok kalp hastalığı var- Bilim
Sigara/tütün kalp hastalığı yapıyor. Avrupanın açık ara en çok tütün tüketen ülkesinde açık ara nispeten az kalp hastalığı var - Bilim
-
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Kapitalist ekonomi yüzünden
Bilim neden ve hangi gerekçelerle ete, tütüne ve nikotine saldırdı?
Hangisi tutarlı?
Et ve yağının sindirimi metabolik olarak diğer her şeyden en az enerji gerektirendir. Et yağı enerji döngüsüne karaciğere uğramadan girer. İnsülin yok, karaciğere girme çıkma yok, yağ olarak dokuya taşıma ve işleme yok.
Nikotin kafeinden daha az ya da fazla toksik değil ve nasıl alındığının farkı yok ve önemi ne?
Hiç bir tutarlı gerçek zamanlı veriyle et/tütün ve kalp hastalığı ya da kanser arasında korelasyon görünmüyor. Yüksek tütün ve et tüketimi kanser ve kalp hastalığıyla ilişkili gözükmüyor. Öyleyse bilim adındaki kağıtlar bunu nasıl uydurdu?
Bir kere et yağının damar tıkadığını söylemek nedir? Bu ay tutulmasında aya yılan dolandığını söylemek kadar ucube bir yalan ve dolandırıcılık. Angel Keys adında bir işgüzar tarafından üç dakikada icad edilmiş bir yalandı ve sahte gerekçeydi. 70 yıldır neden orada?
Tüm bunlar bilimse; hangi biliminiz buna benzer değil de o doğru ya da bunun gibi değil? ki?!
Temel besininize saldırılmasına neden göz yumuyorsunuz? Kitlelere yalan söylenemsine_?
-
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Bizim burada mantar toplayanlar şapkasının altı beyaz olanları yemiyorlar.
Şapka altı Kahverengi olanları toplayıp yiyorlar.
Genede zehirlenen çok oluyor.Şapka altı beyaz ve kahverengi olma sanırım sadece -kültür mantarının doğadaki aslı olan- çayır mantarı ile ilgili. Başka mantar çeşitleri de var. Çayır mantarı kontrol için tırnakla çizilir ya da parmakla ezilir ve bir süre geçtiğinde sararmıyorsa bu doğru türdür. Ayrıca mantarın acılığı, geçkinliği ve kokusu gözden geçirilir.
Bu konuda bilgi alma için google'a çayır mantarı ve sahte çayır mantarı yazma yeterli olacaktır.
-
@ictenlik, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@hulk, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Hiç bir ad kutsal değil. Otorite, erk, para ve konfor etrafında örgütlendiğinde her şey biraz kirli. Kirliyi aklamaya paklamaya gerek yok. Kişilerin nasıl gördüğü önemli değil bize karşı aklı değiller."kutsal", "kutsamak" bu tanımların burada işi yok. Deney-gözlem-yanlışlanabilirliğe dayalı bir şeyin kutsanması iddası sizce de absürd olmaz mı? "Kutsal değerler, manevi değerler "söylemiyle biraz kafanız karışmış sanırım. Bilim dogma değildir. Kutsanmaya ihtiyaç duymaz.
-
@ictenlik, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Kapitalizmde Kar
Doktorun kapısında bekleyen ilaç satıcılarıHiç bir bitkinin, herhangi bitkinin, toksisistesinin, kanserojenliğinin ya da kardiyak vb etkilerini et gibi çalışıldığını, halk sağlığı konusu edildiğini topyekun bir sağlık kurumu ve doktorların ağzına alındığını gördünüz mü_?
Bitkilerin içinde tek tek,didik didik, madde (etken madde) ararlar. Oysa basittir ve geneldir. Şunlar bunlar sınıflanır. (Flavonidler vs)
Siz hiç etin içinde ya da farklı farklı farklı etlerin içinde olumlu sağlık etkileri, ilaca dönük etkiler/mekanizmalar vb soruşturulduğunu, -insaı nbaş yemeği etin övüldüğünü gördünüz mü?
Et yağı karaciğere bile girmiyor. Damarla işi ne?
Buna ne kadar katlanacaksınız?
Bu size tuhaf gelmiyor mu?
ve sizin domuz yasaklanan kölelerden farkınız ne? Sınıf atlamak mı? Sosyal aidiyet ve ayrıcaklara sahip olmak mı? Demokrasi adında birbirinizi yiyebilmek mi?
Bu misellerin içeriği (ancak safra tuzları değil) enterositlere ( ince bağırsağı kaplayan epitel hücreleri) girer ve burada trigliseritlere yeniden sentezlenir ve şilomikronlar halinde paketlenerek lakteallere ( bağırsakların lenf sisteminin kılcal damarları) salınır. ). Bu laktealler, boynun sol alt tarafındaki sol juguler ve sol subklavyen damarların birleştiği yerde venöz kana boşalan torasik kanala boşalır. Bu, diğer tüm sindirim ürünlerinden farklı olarak, yağda çözünen sindirim ürünlerinin, önce karaciğerden geçmeden doğrudan genel dolaşıma atıldığı anlamına gelir. Bu özelliğin nedeni bilinmiyor. [31]
Şilomikronlar vücutta dolaşarak yağlı bir yemekten sonra kan plazmasına sütlü veya kremsi bir görünüm kazandırır. [ kaynak belirtilmeli ] Kılcal damarların endotel yüzeylerindeki , özellikle yağ dokusundaki , ancak daha az ölçüde diğer dokulardaki lipoprotein lipaz , şilomikronları kısmen serbest yağ asitleri, gliserol ve şilomikron kalıntılarına sindirir. Yağ asitleri adipositler tarafından emilir [ kaynak belirtilmeli ] ancak gliserol ve şilomikron kalıntıları kan plazmasında kalır ve sonuçta karaciğer tarafından dolaşımdan uzaklaştırılır. Şilomikronların sindirimi ile salınan serbest yağ asitleri adipositler tarafından emilir [ kaynak belirtilmeli ] , burada glikolitik yolda glikozdan türetilen gliserol kullanılarak trigliseritlere yeniden sentezlenirler [ kaynak belirtilmeli ] . Bu trigliseritler, diğer dokuların yakıt gereksinimleri için gerekli olana kadar adipositin yağ damlacıklarında depolanır.
Koyulaşmış kan daha zor kan akışı daha yüksek kan basıncı demektir.
-
Doktorlar neden bilgi paylaşmıyorlar?
Çünkü bilgiyi para karşılığında alıyorlar.
Bunu tekrar kazanabilmeleri için bildiklerini para karşılığında satmak zorundalar.
Ayrıca kullandığı malzemeler cihazlar pahalı cihazlar.
https://www.forbes.com/advisor/education/healthcare/cost-of-medical-school/Amerikan Tıp Kolejleri Birliği'nin (AAMC) verilerine göre, tıp fakültesine gitmenin maliyeti kolaylıkla bir ev kadara mal olabiliyor; ortalama dört yıllık eğitim maliyeti 2020 Sınıfı için 255.000 ila 337.000 ABD Doları arasında değişiyor. AAMC'nin raporuna göre tıp eğitiminin yüksek maliyeti, öğrencilerin yüzde 84'ünün 100.000 dolar veya daha fazla borçla okulu bırakması anlamına geliyor.
Tıp Fakültesinin Ortalama Maliyeti Nedir?
AAMC'ye göre 2021-22'de birinci sınıf öğrencileri için tıp fakültesinin ortalama maliyeti 39.237 ila 63.630 dolar arasında. Buna öğrenciler için öğrenim ücreti, ücretler ve sağlık sigortası dahildir , ancak geçim masrafları dahil değildir.
Ders süresi, laboratuvar saatleri ve klinik deneyimi içeren dört yıl boyunca ortalama toplam katılım maliyeti, 2020 Sınıfı için 255.517 ila 337.584 ABD Doları arasında gerçekleşti. Katılım maliyeti, öğrenim ücreti, ücretler gibi diğer masrafları da içerdiğinden, harcamaların daha kapsamlı bir ölçüsüdür. , oda, tahta, kitaplar ve malzemeler.
Bu yüksek öğrenim ücretlerinin bazı önemli istisnaları vardır. Cleveland Clinic Lerner Tıp Fakültesi ve NYU Grossman Tıp Fakültesi gibi ücretsiz tıp okulları, kabul edilen tüm öğrencilere tam öğrenim bursu vermektedir. Bu, bu programlardaki öğrencilerin yalnızca yaşam masraflarını ve öğrenim ücreti dışındaki masrafları ödemeleri gerektiği anlamına gelir. -
@hulk, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
"kutsal", "kutsamak" bu tanımların burada işi yok. Deney-gözlem-yanlışlanabilirliğe dayalı bir şeyin kutsanması iddası sizce de absürd olmaz mı? "Kutsal değerler, manevi değerler "söylemiyle biraz kafanız karışmış sanırım. Bilim dogma değildir. Kutsanmaya ihtiyaç duymaz.
Bir şeyle kafamın karıştığı konusunda kafanı karıştırmamayı tavsiye ederim.
-
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
ğda çözünen sindirim ürünlerinin, önce karaciğerden geçmeden doğrudan genel dolaşıma atıldığı anlamına gelir. Bu özelliğin nedeni bilinmiyor.
Yağlı bir yemek tanımı belirsiz ve bitkisel yağ ve hayvansal yağ aynı metabolizma edilmiyor. İşin aslı hayvansal yağ neredeyse kendi vücut dokundaki depo yağ gibi metabolize edildi.
-
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN;e Soru
Doktorlar neden bilgi paylaşmıyorlar?
Çünkü bilgiyi para karşılığında alıyorlar.
Bunu tekrar kazanabilmeleri için bildiklerini para karşılığında satmak zorundalar.
Ayrıca kullandığı malzemeler cihazlar pahalı cihazlar.google'a düşük glisemik gıdalar yazıyorum
Glisemik ne demek tıp?
Karbonhidratlı bir besinin, yendikten belirli bir süre sonra kan şekerini yükseltme hızını ifade eden kavram ise glisemik indekstir.
Sonuç 1
Glisemik İndeks Nedir? Glisemik İndeksli Gıdalar Nelerdir?
Yağsız süt, kaymaksız yoğurt, taze meyveler, kepekli ekmek, bakliyatlar düşük glisemik indeksli gıdalardır. Muz, taze patates, patlamış mısır, bulgur, buğday ekmeği orta glisemik indeksli besinlerdir.
Kaynak Atlas üniversitesi hastanesiYağın ve özellikle hayvansal yağın glisemik indeksle işi ne?
Bulgurla buğday ekmeği orta glisemikse yükseği ne, saf şeker mi?
100 gram kepekli ekmek (o da kepekliyse) 45-50 gram karbonhidrat içerir. Bu nasıl düşük?
Bunların propagandadan farkı ne? Bilgi neresinde?
sanırım 3.sonuç
Glisemik indeksi düşük meyveler hangileri?
Bulgur, nohut, mercimek, barbunya, kepekli ekmek, yulaf, şehriye, havuç, taze bezelye, elma, kiraz, portakal, erik, süt ve süt ürünleri, yoğurt, yeşil yapraklı sebzeler, et, balık, yumurta, fındık, ceviz, badem glisemik indeksi düşük olan besinlerden bazılarıdır.
Glisemik İndeksi Düşük Besinler Nelerdir? - Elra
elrasaglik.comBulgur- 100 gramda 76 gram karbonhidrat
Nohut - 100 gramda 61 gram karbonhidratİngilizce Arama
Düşük GI: Yeşil sebzeler, çoğu meyve, çiğ havuç, barbunya fasulyesi, nohut ve mercimek . Orta GI: Tatlı mısır, muz, çiğ ananas, kuru üzüm, kiraz, yulaf kahvaltılık gevrekleri ve çok tahıllı, tam tahıllı buğday veya çavdar ekmeği. Yüksek GI: Beyaz pirinç, beyaz ekmek ve patates.
Mayo Clinic
Beyaz pirinçte 100 gram da 28 gram ve bulgurda 76 gram karbonhidrat var. Bulgur karbonhidrat şampiyonu tahıl ve nohut karbonhidrat şampiyonu bir bakliyat. Basitçe keten tohumu mesela 2-3 gramdır. Oradan bakın.
Şimdi biz buna bilgi mi diyoruz?
-
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Doktorlar neden bilgi paylaşmıyorlar?
Çünkü bilgiyi para karşılığında alıyorlar.
Bunu tekrar kazanabilmeleri için bildiklerini para karşılığında satmak zorundalar.TENTEN şimdi bir gün gelir dinin saçma olabileceğini düşünürdün ve takılırsın kafan karışır bilgi toplarsın ve bir noktada güçlü bir çelişmeyle dinden ayrılırdın ve sonra bütün din ayetleri saçmalık olur.
Sonra bu olur bunu diğer insanlarla paylaşalım dersin çoğunluk dinlemez hatta topluma açamazsın bile ve diyelim web de özel gruplarla/forumlarda ancak yapılabilir ve bu da bir işe yaramazdı.
Bir dindara din ayetlerini ne kadar saçma olduğunu anlatıp dur hep bir kulp bulur. Sonuçta 100 kişiden üçü-beşi sorgular özgürleşir ve o noktadan sonra bütün din saçma.Tıp ayetleri neredeyse komple saçma. Bu saçmalığı kurabiliyorlar çünkü nasıl olsa kimse dinlemeyecek ve çok az kişi peşine düşecek ve onlarda diğerlerine laf anlatamayacak vs
-
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN;e Soru
Doktorlar neden bilgi paylaşmıyorlar?
Çünkü bilgiyi para karşılığında alıyorlar.Peki neden yanlış bilgi ve dezenformasyon paylaşıyorlar?
diyabetli nasıl beslenmelidir? google sonuçları. tamamı değil, kısalttık.
Şeker hastası olan bir insan ne yemeli?
Diyabet hastalarının tüketebileceği gıdalar
Yoğurt.
Yeşil yapraklı sebzeler.
Süt ve süt ürünleri.
Kepek ekmeği.
Çavdar ve tam buğday ekmeği.
Şekersiz tahıl ürünleri.
Kuru baklagiller.
Kivi.
Elma
Greyfurt
Fındık
Ceviz
BademDiyabet hastaları için beslenme kuralları - Acıbadem Hayat
Acıbadem Sağlık GrubuEt bir gıda olarak bile sınıflanmadı.
Kepek, çavdar ve tam buğday ekmeği yenmeli dedi. Bakliyat dedi (nohut) Eğer diyabetliysen bunları yersen ne olur?
İlacın ya da insülinin yoksa komalık olursunDiyabet hastalarına beslenme önerileri
Anadolu Sağlık MerkeziDiyabet diyeti; kısıtlayıcı bir diyet olmayıp aslında besleyici gıdalardan zengin, düşük yağ ve karbonhidrat içeriğine sahip
Diyabetli düşük yağ içeriğine sahip beslenmelidir dedi. Diyabetle yağın işi ne?
Diyabet Hastaları Nasıl Beslenmeli?
Büyük Anadolu Hastaneleri
Tam tahıllı ekmekler, tahıllar ve meyveler gibi bazı yüksek lifli, düşük glisemik indeksli (GI) karbonhidratların yanı sıra bazı yağsız protein ...Diyabet ve tahıllar. Tahıllar en yüksek karbonhidrat/şeker içeriğine sahip gıdalardır. Düşük glisemik değildir. Ultra glisemik ,daha yükseği yok. Daha yükseği saf şeker olur ki onu işlemden geçirme daha kolay olabilir.
Akademi Hastaneleri
Light süt ve yoğurdu tercih edin. * Az yağlı peynir çeşitlerini tüketin. * Krema, kaymak, tereyağı ve margarinden uzak durun. * Şeker, tuz ve alkolden sakının.krema, kaymak, tereyağı bunlar şeker mi artırıyor?_
Margarini saydı rafine yağı niye saymadı?Bunu dediğinde insanlar hafif diye ayçiçek yağına rafine yağa yönelir. İnsülinin anasını belleyen o.
-
@ictenlik, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
@TENTEN, içinde söyledi: TENTEN'e Soru
Tıp ayetleri neredeyse komple saçma. Bu saçmalığı kurabiliyorlar çünkü nasıl olsa kimse dinlemeyecek ve çok az kişi peşine düşecek ve onlarda diğerlerine laf anlatamayacak vs
Bilim de dogma olmaz. Yanlış saplantılar üzerine kendinizi heba ediyorsunuz. Bir dezanfamasyon varsa onu siz yapmış oluyorsunuz.
Toksite, zehir bunları labaratuarlar iinceleyip, tespit etmiyor mu?
Bilimsel(gerçek) yöntem bu değil mi?Sizin yönteminiz ise falanca yedi zehirlenmedi. Bunun üzerinden bilimi çürüttüm diye bir yöntem kabul edilebilir mi? Şakamı yapıyorsunuz?
Sizin yapmanız gereken o yediğinizi iddia ettiğiniz şeyi bir labratuara götürüp resmi sonuçlar üzerinden yanlışlamaktır. Aksi taktirde dezenformayon algı yapmış oluyoprsunuz. Bu mantıkla Trafik polisleri de ; iyi görünüyor, araç kullanıyor demek ki alkol almamış önyargısıyla alkolmetreye üfletmesin, kan tahlili yaptırmasın, dış görünüşten sonuç çıkarsın. Siz toksikologmusunuz? Bu gıdlarıyediğini iddia ettiğiniz kişiler üzerinde çalışmalar yaptınız mı?