Görmedik zannetmeyin
-
@kâfir-imam
Ohoo, beni kafayı sıyırmış sözde peygamberle bir tutuyorsan, harbiden teessüf ederim.O peygamberler ki, alayı uyduruktan teyyaredir aslında. Bir tanrı benimle iletişime geçseydi, önce kendisini falakaya yatırırdım. Sebebine gelince; tanrı dediğin ayırım yapmamalı, ötekileştirmemeli, birisini diğerine üstün kılmamalı vs. vs. vs.......vs.
En önemlilerden birisi şu: Kurban talep etmemeli! -
Esma'ül Hüsna diye bir şeyleri uydurmuşlar. Hadisleri beğenmeyenler, bu zımbırtıları dinlemeyi tercih ediyor. Halbuki temeli hadislere dayanır. Yani işine gelince "Heee", gelmeyince "IIIhhhh".
-
Çok sürmedi. 3. sayfa ilermeye işaret ediyordu, 4. sayfa yanıtlara kapatılmış. Şaşırdık mı? Elbette hayır, çünkü aptal değiliz. Bazıları uzaktan gazel okumayı (başkalarının laflarını kullanarak) yeğliyor.
-
Biz tükürdüğümüzü yalamayız. Dönek değiliz, da, bazıları utanmadan kendini yalanlıyor. Gel de gülme.
-
Hatta öyleyiz ki, göte göt deriz!
-
İnanmıyoruz sana.
-
Akılsız insan kendi uydurduklarına inanır. Tatlı ve tuzlu su, deniz de olsa, eninde sonunda birbirine karışır.
-
Bükemediğin bileğe laf atmayacaksın, diye bir laf olduğunu zannetmiyorum, da, an itibarı ile icat ettim. Çünkü boş beleş laf ebeliğini bırakamayan tipler var.
-
İmam Gazali önce kıçındaki poku 3 taşla temizlesin, sonrasına bakarız.
-
Korkaklar, boyunlarını pencereden dışarıya çıkaramaz. İsteseler de yapamaz, çünkü ödleklik benliklerine işlemiş. Anca uzaktan laf ebeliği yaparlar. Bizleri ne sözde tanrı(lar) ve ne de dandik kutsal kitapları ürkütür. Alayı saçmalıktan ibaret çünkü!
-
Dindarıyla dinsiziyle bütün ülke birlik olmuş suriyelilere saldırıyorlar. Twitter da geziniyorum çok vahşi yorumlar var. Yoldan geçerken bıçaklanan suriyeli adam için "o saatte orada ne işe varmış?" yazabiliyorlar.
Zafer Partisi denen, derin devletin kurdurduğu faşist oluşumun yaptığı propagandanın sonucu bunlar.
Yazıklar olsun.
Almanya da aynısı başımıza gelmişti. Kendimize yapılmasını istemeyeceğimiz bir davranışı neden başkalarına yapıyoruz? -
Yapay zekalar iki tarafı keskin bir kılıca benziyor. Hem hayrımıza hem de aleyhimize gelişebilecek olaylara gebe bir durum. Gün gelecek kimin, neyin yapay zeka olduğu anlaşılamayak. Bizim @Pakize bu hususta henüz sağlıklı bir yanıt vermekten çok uzak.
-
Çin marşı. Huzur verici marş yapmış adamlar.
-
Bu dünyada burnundan kıl aldırmayanların sayısı epeyi yaygındır. Her yerde karşınıza çıkarlar, ki özlü söz haline gelmiştir adeta. Bu hususla ilgili bir hikaye okudum ve hoşuma gitti. Buraya aynen iliştiriyorum...
Zengin yaşlı bir adam bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır, İlaç alır, geçmez. Bir iki gün bekler, ağrı devam eder. Doktor çağrılır. Doktor muayene eder, ağrının sebebini anlayamaz sadece ağrı kesiciler verip, gider. Fakat adamın baş ağrısı geçeceğine daha da artarak sürer.
Baş ağrısının yanında gözleri de yaşarmaya baslar. Başka doktorlar çağrılır. Adam ağrıyı kesene servet vaat eder. Ama doktorların hiçbiri ağrıyı kesemediği gibi sebebini de bulamaz. Baş ağrısından geceleri de uyuyamayan adam iyice kötüleşmiştir. Baş ağrısı ve devamlı gözyaşları hayatı çekilmez kılmıştır. Tedavi için yurtdışına da giderler, hastanede uzun bir süre kalır, çeşitli testler yaparlar bir türlü doktorlar teşhis koyamaz. Memleketine evine dönmesini orada dinlenmesini daha doğrusu son günlerini evinde geçirmesi tavsiye edilir. Zengin adam ne yapalım kaderimiz böyleymiş deyip çaresiz evine döner. Bir gün, yaşlı adam kendini iyi hissetsin diye eski berberi çağrılır. Berber yataktan kalkamayan yaşlı adamı tıraş ederken, adamcağız derdini anlatır ve ölümü beklediğini söyler.
Berber bir an düşünür ve der ki; – Sakın sizin burnunuzda kıl dönmüş olmasın. Adamın burnunu kontrol eder; - Hah işte! Kıl dönmüş. Sorun değil ben hallederim, deyip yaşlı adamın şaşkın bakışlarına aldırmaksızın çantasından cımbızı kaptığı gibi kılı çeker.
Ev halkı yaşlı adamın müthiş çığlığıyla odaya koşar. Berber canı çok yanmış olan yaşlı adamın elinden zor alınır ve cımbızın ucunda tuttuğu yirmi santimlik kılla evden kovulur. Adamın burnu kanlar içindedir. Pansumanlar yapılır, adam yatıştırılıp tekrar yatağına yatırılır. Ertesi sabah yaşlı adam aylardır ilk defa rahat bir uykudan uyanır. Gözlerinin yaşarması geçmiştir. Baş ağrısından ise eser kalmamıştır. Dönen kılın sinire değip gittikçe uzayarak dayanılmaz ıstıraplara yol açtığını doktorlar ancak o zaman keşfeder. Çözümün bu kadar basit olabileceği kimsenin aklına gelmemiştir. Sapasağlam ayağa kalkan yaşlı adam, vaadini yerine getir.
Berberi çağırtır ve ona bir servet bağışlar…Sözün özü:
Burnundan kıl aldırmayanların başı çok ağrır. Hayat akarken bazen büyük sorunların çok basit çözümleri olabilir. Bu çözümlere ulaşmak için herkesi dinlemeyi bilmek, herkesin fikirlerine açık olmak gerekir.Kaynak:
https://www.siirdostlari.com/burnundan-kil-aldirmayan-adam-2374h.htm -
Burası sıkıcı bir yer ise, kimseyi tutan yok.
Benim adım da kereste!
N´oldu şimdi, aklımız göğe mi vardı!
Bunlar saçma sapan boş işler. -
Yine başladı aynı teraneler.
Ne demiştik: Burnundan kıl aldırmayanlar her yerde adeta cirit atıyor. -
Bilim düşmanları, elbette bilimsiz şeylere yönelir. Hal böyle olunca ha bire çamur atarlar bilime, çünkü meyillendiği çoğu şeyler bilimsizlik içeriyor da ondan. Neyse, bu tipleri kendi hallerine bırakmak en iyisi. Tıksırana kadar kendilerini tekrarlasınlar.
-
İsrarla yanıt verilemeyen konuların arkasına saklananlar, cahillerin önde gidenidir. Cahillik medeniyetin önündeki en büyük engeldir.
-
Ödleri kopuyor, ödleri!
Saklanmaya devam etsinler. Hayalvari dünyada yaşamak onların tek tesellisi. -
Bilimden anlamayanlar, evrimden hazzetmeyenler, dev insanlara, 100´lerce sene yaşayanlara ve uçan insanlara inananlar bize laf sokmaya çalışıyor. Cahil olduklarından bi haberler, ama papuç kadar dilleri var. Gel de gülme.