Kedi-köpek maması lüks değildir!
-
@phi Gerçekten çok üzülüyorum. Ama sütlaç ile boncuk'un mamaları yerken ki keyiflerini görünce de çok mutlu oluyorum. Sadece sütlaç ile boncuk dışında milyonlarca kedinin var olduğunu hatırlayınca adaletin yok olduğunu hissediyorum.
-
@bagimsizkoala dunya hicte iyiye gitmiyor maalesef.
-
Pişmiş yumurta verebilirsin.
-
@TENTEN yumurtanin kolisi daha pahalidir bence :))
-
@zafiRa mamaların besin içeriğine güvenmiyorum.
Kendi yemediğim şeyi beslediğim hayvana vermem. -
@TENTEN mantikli bir yaklaşım olsa da kedilerin sindirim sistemi bizim ki gibi calismiyor olabilir dikkat etmek lazim bence
-
Benim bulunduğum bölgede köpeklere gayet iyi bakılıyor. Hatta yakın bir evde 1-2 kedi var (Ankara'da çok sokak kedisi yoktur çünkü çoğu sert kış koşullarını atlatamaz) ve onlar da mesela süte tenezzül etmiyorlar.
Bazı AVM'Lerde Hayvanlara mama parası toplama standları gördüm. Bunların paraların üstüne yattıklarını düşünüyorum.
Çünkü sokak köpeği ne bulursa yiyor. İnançlı insanlar da yemekleri çöpe atmak istemedikleri için (görüyorum) bunları yoğurt kaplarına filan koyup hemen sokak köpeklerine veriyorlar.
Kent merkezlerinde durum böyle. Ama benim bir arkadaşım arabasının bagajında köpek maması taşırdı. Şehir dışında köpek görünce arabayı durdurup bunlara köpek maması verirdi. Bana mantıklı geliyor çünkü bu köpekler ne verirsen ver hemen yumuluyorlar.
-
@TENTEN Evet pişmiş yumurtayı bayıla bayıla yiyorlar zaten fakat yaş mama veya kuru mama @zafiRa nın dediği gibi onların sindirim sistemine almaları gereken besin değerlerine daha yakın. Ama burada dikkat etmek gereken bir diğer husus da mama markaları. Ucuz olsun diye içinde katkı maddesi koyulan ismini sadece o vitrinde gördüğümüz sayısız marka var. Her markadan mamanın da verilmesini uygun görmüyorum. Veterinere danışıp alınması gerektiği kanaatindeyim.
-
@Leonardo Köpekler bulduğu her şeyi yemez. Yiyorsa çok açtır tercih meselesine dönüştürmez. Ama maksat sadece doyurmak olmamalı. Çünkü köpek, bu bana iyi gelebilir ya da işte aradığım besin bu gibi düşünmez. İnsan bunu düşünüp ona göre besin vermeli. Misal et suyu içinde ekmek parçaları vs. mama yerine bu tarz kasaplardan kemik alınıp haşlayıp verilmesi gibi. Burada da dikkat edilmesi gereken şey haşlamadan et veya kemik verilmesi. Bunun kötü sonuçlar doğuracağı çok açık. Sonra sokak köpekleri insanları ısırıyor gibi bir algı oluşuyor. Eğer sen pişmemiş et veya haşlanmamış kemik verirsen köpeğin seni ısırması çok doğal.
-
Bu tür şeylere bende kafayı takıyorum. Benim yaşadığım bölgede güzel bir ormanımız var. Buraya gelip yerlere torba dolusu yenmemiş KFC benzeri tavuk ürününü getirip öylece döküyorlar.
Çiğ et verenleri görüp sinirleniyorum. Çünkü muhtemelen bayat veya bayatlamak üzere, diğer taraftan geçmişte çiğ et delirtilmek istenen köpeklere verilirdi (vahşileşsin diye). 3) köpek etçil bir hayvan değil (ilkokul üçüncü sınıf bilgisidir bu).
Bir ara kasap ve et lokantalarının artıklarını görürdüm. Bağırsak da buna dahil. Öylece yürüyüş yolunun kenarına hayvan bağırsağını yaymışlardı.
Kemik konusunu o kadar bilmiyorum. Ama tekme atsan ayağını incitebileceğin herhalde büyük baş hayvanlara ait omurga filan bulduğum oluyor. Geçenlerde birinin kemiğini tuttuğum gibi yakındaki çöpe attım. Hatta yemek artıklarını bile sopanın ucuna takarak çöpe attım.
Ben köpek maması verilmesi taraftarıyım. çünkü hem kirlilik yaratmıyor, hem de köpeğe uygun beslenme biçimi o diye düşünüyorum. Kendim köpek beslemediğim için zaten bu hayvanların neyle beslenmesi gerektiğini bilmiyorum. Örneğin ekmek verilir. Onu biliyorum ama bunların diyetinde kendi yapısına uygun vitamin filan da olmalı diye düşünüyorum.
Ama şöyle bir parantez açayım. Yine çok zeki birileri bayat köpek mamalarını çuvalla ormana getirip, çuvalları da yırtıp sonra çekip gidiyor.
O yüzden bilmiyorum. Herkesin kendi düşüncesi vardır. Hayvanları da severim. Ama sokakta bile yaşatsan o zaman minimum veteriner bakımını filan da yapıp bu hayvanlara (dediğiniz gibi) kendilerine uygun besin vermek de zorundasın. Sokakta yaşatılacaksa, öyle yaşatılır.
-
@Leonardo sokakta yaşayanların hepsini kendi mülküme alıp beslemem biraz zor gibi. Bu yüzden mülkümde beslediğim kediler ve köpekleri sokaktan sahiplendim. Şuan benimle değiller orası ayrı ama pet shop a da karşıyım. Canlar satılık değildir. Hayvanları besliyoruz diyenlerin de bazıları yanlış bir beslenme sistemi kuruyorlar kendi içinde. Halkı bu konuda aydınlatmak gereklidir diye düşünüyorum. Diğer bir değinmek istediğim konu ise kısırlaştırma. Belediyelerin ücretsiz veteriner hizmetleri mevcut. Bulunduğunuz yerlerde kısırlaştırılmayan hayvanlar için randevu alıp elden teslim edip ufak bir ameliyat ile tekrar sokağa bırakabilirsiniz. Bu da haddinden fazla yavru artışının bir nebze önüne geçmiş olursunuz. Ben düzenli olmaya yakın bulunduğum şehirde bu kısırlaştırma faaliyetini sürdürüyorum. Ve sağlıklı bir şekilde beslemeye özen gösteriyorum. Ama bunu sadece benim yapmam yetmez. Bu sadece bir farkındalık yaratma içgüdüsü ile paylaştığım hisler. Son konu ise şiddet. İnsanoğlu öyle bir noktada ki birbirlerine yapılan şiddet yetmezmiş gibi kediden köpekten hınç çıkarma peşinde. Ağzı olan dili olmayan bir canlıdan ne gibi bir hınç çıkarılır onu da anlamış değilim. Geçenlerde şehir dışına çıkmam gerekmişti. Bir mola yerinde köşede uyuyan köpeğe rastladım. Nasıl zayıf nasıl bitik bir haldeydi, anlatamam. Ona doğru usul usul yanaşmıştım. Beni fark edince bir hışımla kalktı ve hızla benden uzaklaştı. Sonra biraz eğildim ve onu çağırdım. Köpekle veya kediyle aynı hizaya gelmeniz onu biraz daha rahatlatacaktır. Büyük bir ısrarla yanıma davet ettim ve gülümsedim. Nasıl bir tereddütle geldi görmen lazımdı. Çok kararsızdı. Sonra yanıma geldi. Başını okşadım. Okşadım, okşadım... Yavaş yavaş yatmaya başladı. Sonra tekrar kalktı. Patisini dizime koydu. Sırnaşmaya başladı. Sevgiye o kadar aç kalmış ki. Saçlarıma sürdü yüzünü. İyice bana yaklaştı. Konuşmaya başladım derken bir anda samimi olduk. Bana bir de poz verdi. Daha sonra ayaklandı ve benim yanımdan geçti biraz ileriye yürüdü. İnsana yanaşamayan hayvan orada dikilen başka insanların yanlarından geçip bazılarının yanında durmaya başladı. Kendine olan inancı yerine gelmişti. Sadece ufak bir sevgi ile... Onlar bu kadar masumken şiddete gerek var mı? Hayır ellerine ne geçiyor? En büyük cezaları almaları gerektiğine inanıyorum. Buraya ondan kalan bir hatırayı bırakmak isterim.
-
Onlar bizim dostumuz tabi. Ama işte bazen eziliyorlar. Birçoğu topal zaten. Kısırlaştırıp yaşatma bir yere kadar çözüm.
Bizim sitede bahçivanlardan biri sahiplenmiş mesela. Hayvana bir de isim koymuş. Artık sitenin köpeği oldu. Öylece yaşayıp gidiyor.
Ormandaki hayvanlarla da genç bir öğrenci ve onun grubu ilgileniyor. Bu arkadaşlar tamamen zararsız ama çoğala çoğala sürü olmuş vaziyetteler.
Benim derdim bunların temizliği (ilk aklıma gelen). Belirli arayla bunları yıkamayınca örneğin bitlenmiyorlar mı?
Diğer bir arkadaşım bir yerden iki adet sokak köpeğini evlat edinmiş. Hatta bu tür hayvanların yavruyken evlat edinilebildiği bir çeşit veteriner kliniğine bile gittim.
Sizin dediğiniz bu hayvanların aşırı derecede satılması ve sonra terk edilmesi sorunu daha çok Avrupa'da var. Alıyorlar sonra bir yere bağlayıp çekip gidiyorlar.
O da insanın acımasızlığı. Bizim "sokak köpeği" dediğimiz aslında sokakta hayatta kalabilmiş köpekler.
Neticede sevgi sevigidir. Belli bir alanda (boş bir arsa da olaiblir) bunlar normale yakın yaşayabiliyorlar. Ama bazı yerlerde sizin tarif ettiğiniz hayvan gibi perişan halde olabiliyorlar. Bir de NAT-Geo'de Sezar milan diye bir adam vardı. Bu programdan öğrendiğim: Süs köpeği dahil bütü köpeklerin bir yaşam amacı var. Kimisi zızak çekiyor, kimisi ev koruyor, kimisi sürü bekliyor. Onun amacı zaten insanın arkadaşı olup insan tarafından sevilmek. Çakal öyle değil mesela. Çakalın yeri orman / çayır. İnsanla yaşayamaz.
Demek istediğim madem ülke genelinde öyle bir hareket oluştu. bencce belirli / uygun alanlarda olsun, aşılama + düzenli veteriner bakımı filan da yapılsın. ve hayvanlar bu alanlarda yaşatılsın. Yani sokaklarda bakımsız / perişan halde olmasınlar en azından
-
@Leonardo Bitlenme konusunda iç/dış parazit denilen bazen iğne bazen damla şeklinde yapılması ile çözüme kavuşturuluyor ve bu damla bir ay koruyuculuğu var. Onun dışında kedilerin dillerinde özel bir tükürük bezi var ağızlarının içi ve kendilerini yalaması ile daima temiz kalabiliyorlar. Köpeklerde aynı şey geçerli değil.
Elbette köpeklerin türleri var ve bu onları karakterize etmiş. Bir süs köpeği asla sokakta yaşayamaz. Bu örnek çok doğru onlara bir sözüm yok. Benim şikayet ettiğim nokta şiddet, yanlış besletme ve insanların bencil hareket edişi.
Son dediğinize katılıyorum.