Temelcilik
-
Epistemolojiye ve felsefeye Descartes’la giren bu yeni yöntem ve bilgi anlayışına göre, bilgi sisteminin, temelleri sağlam bir binaya benzer şekilde sağlam temellere dayanması gerekir. Daha doğrusu, temelcilik bir yapının sağlamlığını ve yıkılmazlığını iki şeye bağlar: Sağlam bir temel ve bu temele güçlü sütunlarla dayanan bir üstyapı ya da kesin, tartışılmaz, doğruluğu apaçık ilk ilkelerden oluşan bir temel ve bu temele mutlak geçerli çıkarımlarla bağlanmış doğrulardan oluşan bir üstyapı. Temelcilik anlayışına göre, temel bir kez sağlam atıldıktan sonra; geri kalan kısım, yani üstyapı, bu sağlam temelden birtakım mantıksal çıkarımlar yapılmak suretiyle elde edilir. Temeli sağlam olmayan bina nasıl her an çökmeye eğilimli ise, aynen bunun gibi çürük (yanlış) temeller üzerine bina edilmiş bir epistemik inanç sistemi de çökmeye mahkûmdur. Descartes’a göre, bilgimizin temelini sağlam kılan şey, sarsılmaz bir kesinlikle inandığımız ilk ilkelerdir.
Başka bir deyişle, Descartes’ın temelci yöntemi bütün bilgi ve inançları, “temel bilgi ya da inançlar” ile “temel olmayan bilgi ya da inançlar” diye ikiye ayırırken, bilginin yapısını aynı zamanda bir piramite benzetir. Piramitin en altında temel ilke ya da bilgiler bulunur; fakat üste doğru çıkıldıkça birbirini destekleyen –ve bazen “basit olmayan inançlar” veya “kompleks bilgiler” olarak da adlandırılan? “temel
olmayan bilgi ya da inançlar” bulunur. Descartes, bilgi yapısı ya da ağacının temelinde bulunan düşünce, bilgi ya da ilkelerin epistemik olarak gerekçelendirilmeleri veya bilgi statüsü elde edebilmeleri için başka bilgi ya da inançların desteğine ihtiyaçları olmadığını söyler. İmtiyazlı bir epistemik statüye sahip olan bu bilgi ya da inançlar, kendi kendilerini temellendiren, kendiliğinden gerekçelendirilmiş inançlardır. Öznenin sadece bu ilke ya da temel bilgilere sahip olması; onlara gerekçeli olarak inanması ya da onları bilmesi için yeterlidir. Diğer bütün inançların epistemik gerekçesi ve destekleyicisi de işte bu doğruluğu apaçık, tartışılmaz ve kuşku götürmez olan, yani çıkarımsal olmayan bu temel, altyapı ilke, bilgi ya da inançlarıdır. Onun temelci yöntemine göre, temel ilke ve inançlar arasında, öznenin kendi varoluşuyla ilgili bilgi, kendi duyusal ve zihinsel durumları, dolayımsız olarak sahip olduğu duyusal deneyimleri ve bazı a priori önermeler bulunur.