Fichte Hukuk Felsefesi
-
Fichte bu noktada, bireylerin veya insan varlıklarının ahlaki hayatlarını ancak içinde geliştirebilecekleri devleti ve bu devletin hukuk sistemini ele almaya geçer. Başka bir deyişle, onun sisteminde ahlak felsefesini, hukuk felsefesiyle siyaset felsefesi izler. Gerek hukuk ve gerekse siyaset felsefesi, insan varlıkları arasındaki ilişkileri olması gereken açısından ele alan disiplinlerdir. Fichte, bu yüzden önce insan varlıkları çokluğunun varoluşu veya zuhurunu açıklamak ihtiyacı içinde olur; onun buradaki perspektifi yine aynı idealist perspektiftir.
Buna göre, Fichte’nin sisteminde gerçekten var olan mutlak irade ya da benliktir, sonlu benlikler mutlak benliğin ben bilincine kendilerinin dolayımından geçerek vardığı tezahürlerdir. Başka bir deyişle, mutlak benlik ya da iradenin tezahürleri olan, O’nun kendini tanıma ve ben bilincine erişme sürecinde kendisini kendileriyle sınırladığı sonlu irade ya da benliklerin düşünüm düzeyine ve ben bilincine erişmelerini mümkün kılan şeyin adı, hukuk felsefesinde artık, bireyin kendisine benzeyen başka bireyler, bana benzer başka varlıklardır. Fichte özgür hiçbir varlığın aynı zamanda, kendisine benzer başka varlıkların bilincine varmadıkça kendisinin bilincine sahip olamayacağını söyler. Buna göre ben, özgür bir birey olarak kendimin bilincine, kendimi başka akıllı ve özgür varlıklardan ayırt etmek suretiyle varabilirim. Başka bir deyişle, özneler arasılık, başka insanlarla birlikte hayata geçirilecek bir varoluş veya sonlu benlikler cemaati sonlu benliğin ve bireyin ben bilincinin zorunlu koşuludur. Fichte işte bu noktada, benim kendimi özgür ve akıllı varlıklar topluluğunun bir üyesi olarak görmek suretiyle kendimin özgür ve akıllı bir varlık diye bilincine varmam olgusundan bir tek kendime sınırsız bir özgürlük yükleyemeyeceğim sonucunun açıklıkla çıktığını söyler. Buna göre, özgürlüğümü başkalarının özgürlüğünü tanımak adına sınırlamam gerekir. Fichte açısından benim bununla da kalmayıp, bireyler veya sonlu benlikler topluluğunun tek tek her bir üyesini özgürlüğünü cemaatin bütün diğer üyelerinin özgürlüklerini ifade edebilmelerini mümkün kılacak şekilde sınırlayan biri olarak tasarlamam gerekir.