Şimdi aydın görüşlü insanlar bile bu başörtüsü oltasına getirildiler. Beren Saat bile üniversite yıllarında tamam başını örtmek isteyen arkadaşlarına özgürlük sağlandığını ama devamında her şeyin kötü gittiğini söylüyor. Yani insanlar bu özgürlük oltasına takılıyorlar. Özgürlük deyince aydın fikirli insanların zayıf damarından yakalanıyor.
Halbuki baş örtme bir özgürlük değil bir esaret, köleliktir. Fakat buna rağmen sokakta başını örten insanlara karışamazsın elbet. Bu aşırı bir müdahalecilik olur.
Fakat kamusal alan, örneğin okul ve üniversite, sokaktan daima farklıdır. Nasıl farklı, örnekle açıklayayım:
Sokakta dünyanın düz ve yuvarlak olduğu tartışılabilir değil mi? Düz olduğu savunulabilir. Dağılın hemen bunu tartışamazsınız dünya tabii ki yuvarlak demeyiz. Düz diyenlerin ne kadar cahil ve salak olduğunu anlayıp güleriz.
Fakat okula geçersek tamam öğretmen bir beyin cimnastiği olarak böyle bir tartışma yaptırabilirse de onun görevi dünyanın yuvarlak olduğunu öğretmektir! İşte apaçık sokak ile kamunun bir olmadığı ortaya çıktı.
Sokakta karışılmaz ama okulda baş örtülemez. Bu dini simgeleri bilime sokmak demektir, asla kabul edilemez. Bu noktaya aydınlar acilen dönmeli ve bu din yaranmacılığı halk dalkavukluğundan hemen çıkmalıdırlar. Bu sokak çıkmaz yol. Aydınların yolu değil!