Yahudilik
-
Ortadoğu coğrafyasında ortaya çıkan dinler ile Hz. İbrahim arasında çok köklü bir teolojik ve tarihsel bağ vardır. Hz. İbrahim Yahudi Kitab-ı Mukaddesinde, Hıristiyanların onayladığı Eski Ahit’te ve İslam’ın kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’de anılan en önemli figürdür. Bu nedenle İbrahim peygamber Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam dini mensuplarının tarihsel olarak ortak atası addedilmektedir. Kendilerini Hz. İbrahim’e atfeden üç dinin ortak vurgusu monoteizmdir. Bu dinlerin bağlıları sadece tek bir Tanrı’nın varlığına iman etmişlerdir. Tarihsel olarak bu dinlerin en erkeni Hz. Musa önderliğinde gelişen Yahudiliktir. Ortadoğu coğrafyasında ortaya çıkan bu monoteist dinler Hıristiyanlık ve İslam dini ile son bulmaktadır.
Yahudilik tarihini bütün ayrıntılarıyla aktaran Kitab-ı Mukaddes öncelikle kâinatın ve insanlığın yaratılışını öyküleyerek başlamaktadır. Bu ilk yaratılış öyküsü Tanrı’nın yaratıcı karakterini öne çıkarmakla birlikte yaratıcı Tanrı’nın aynı zamanda eşi ve benzeri olmayan, iradesini gerçekleştirirken herhangi bir ortak ve aracı güce ihtiyaç duymayan monoteist inancı da temellendirmektedir. Tek tanrıcı bu söylemin yanı sıra insanlığın sahip olduğu zafiyet ve günahkârlık eğilimleri de kutsal metnin ilk kısımlarında pek çok örnekle açığa çıkarılmaktadır. Hz. Âdem ile Havva’nın işledikleri suçtan ötürü cennetten çıkarılmaları, Kabil’in Habil’e haksızlığı, Nuh tufanı ve Babil kulesi gibi kutsal metni örnekleri insanlığın Tanrı’ya karşı nankörlük ve günahkârlığını ifade etmektedir.
-
@phi bir yahudi hahama dinleri sorduğunuzda size bıyık altından güler. En azından biraz dürüst davranır.
Bir de benim hikayemi okuyun bakalım beğenecekmisiniz?
İlk sistematik din firavunlar tarafından kurulmuştur. Firavunlar geçmişin tanrı kırallarıdır. Kökenleri batık şehir atlamtise kadar uzanır.
Toplumları yönetmenin kolay bir yolu olan dini icad etmişlerdir. Uzun yıllar insanları köle gibi kullanıp sömürdükleri kayıtlarla bellidir.
Ancak içlerinden bir topluluk bunu farketmiş ve gizli gizli tanrı kralın yalanlarına karşı örgütlenmeye çalışsa da ömürleri çok uzun olmamıştır. Ardından kan bağı ile bu sisteme karşı oluşum devam etmiştir. İşte bu kanbağı ile örgütlenme yönetemi yahudilik olarak adlandırılır.
Tanrı krallar yani firavunlar bu muhalif akraba örgütlenmesinin toplumda diğer köleleri etkilememesi için her tarafa ispiyoncularını yerleştirmiştir. Her kapıyı dinleyip her hareketlerini gözetleyerek bunları tek tek fişledikten sonra soykırım kararı almıştır. Çünkü bu akraba muhalifler Firavun'un din tezgahını bozup ipliğini pazara çıkarmayı hedefliyorlar.
Soykırım yapsalar bile sonuna kadar gitmeleri mümkün olmamış çünkü onlarda bir okadar gizlenmişler.
Bunun üzerine baş edemeyeceğini anlayan firavunlar sinsi bir tuzak kurmuşlar. Tespit ettikleri yahudi ailelerin arasına ajan Musayı sokup onların güvenini almasını sağlamıştır. Daha sonra ajan Musa firavundan aldığı talimat gereği hepsini ülkeden uzaklaştırıp onları yıllarca oyalamıştır.
Bu süre içerisinde firavun tekrardan kendi halkını din ile ütmeye devam etmiştir.
Ancak Yahudiler bu din işinin sırrını bildikleri için Musaya da itaat etmemişler ve onun yalanlarına kanmamışlardır. Ara ara tanrıdan emir almaya gidiyorum tur dağına diyerek Firavuna rapor vermeye ve yeni talimatları almaya gitmiş olsada yahudiler bu kutsal on emir numarasına inanmamış.
Daha sonraları sayıları arttıkça yahudiliği kendilerine göre dizayn etmişler ve yerli müritlerini üretmişlerdir.
Yahudiliğin daha sonraları hristiyan ve müslüman olarak kollara ayrılması rekabeti artırmıştır. Yalanda sınır tanımayan dindarların aralarındaki çekişme devletlerin işine gelmiş ve firavun tekrar onları yönetmeye başlamıştır.
Burada firavun bir kişi ismi değildir. Olaylar yüzyıllar boyunca firavunlar üzerinden devam etmiştir.
-
Çıkış kitabına göre Tanrı, Mısır tanrılarını yargılayacağını bildirmektedir: "O gece Mısır'dan geçeceğim. Hem insanların hem de hayvanların bütün ilk doğanlarını öldüreceğim. Mısır'ın bütün ilahlarını yargılayacağım. Ben RAB'bim."
Tevrat'a göre Mısır'a gönderilen belalar filmlerden bildiğimiz Mısır tanrılarına ve Firavun'un şahsına gönderilmiş.
Karanlık belası mesela doğrudan güneş tanrısı Ra'ya gönderilmiş. Bu şekilde Mısırlıların, kendi taptıkları tanrıların değil de İsrail'in tanrısının gerçek olduğunu bilmeleri istenmiş.Tabi Tevrat "Söz konusu firavun kim?" sorusuna ancak dolaylı yoldan cevap verebiliyor.
Böylece Mısırlılar İsrailliler'in başına onları ağır işlere koşacak angaryacılar atadılar. İsrailliler firavun için Pitom ve Ramses adında ambarlı kentler yaptılar.
Firavun ismi verilmiyor ama söz konusu Firavun veya ondan önceki Firavun'un Yahudilere Pithom ve Ramses kentlerini inşa ettirdikleri yazıyor.
Vikiye göre bu kentleri 2.Ramses inşa ettirmiş.https://tr.wikipedia.org/wiki/Antik_Mısır_kasaba_ve_şehirlerinin_listesi
-
@kâfir-imam, içinde söyledi: Yahudilik
Firavunlar geçmişin tanrı kırallarıdır.
Kuran ve Tevratta, Allah'ın gönderdiği kanunları değil de kendi uydurduğu kanunları uygulayan bütün yönetimlerin aslında ilahlık iddia ettiği(yani şirk koştukları) vurgulanıyor.
Yani tanrılık iddia edenler sadece firavunlar değil. Tam emin olmasam da Osmanlı padişahlarını bile "firavun-tanrı kral" olarak tanımlayabiliriz. Ülkenin inançlı olması bir şey değiştirmez. (Kanunları padişah koyuyor.)"Tanrı" ismi Kuran'da "hükmü uygulanan kişi/kurum" olarak tanımlanıyor.
Mesela Yusuf suresi 40.Ayet şöyle.Sizin, ondan başka taptığınız şeyler, ancak sizin ve atalarınızın uydurup adlandırdığı şeylerden ibaret, Allah, onların tanrılığına dair hiçbir delil indirmemiştir; hüküm ancak Allah'ındır. Ancak ona kulluk etmenizi emretmiştir, başkasına değil. İşte dosdoğru din de budur, fakat insanların çoğu bilmez.
Yani Kuran'ı uygulamayan ama Müslüman sayılan ülkeler aslında Müslüman değildir.
-
@Sputnik Allah en büyük puttur İslam'a göre. Ve diğerlerinin putlarını reddeder. Bu yüzden İslamın ne dediği yahudiliği bağlamaz. Ayrıca İslam tam tamına Yahudilikten çalıntıdır.
Yahudilik ise eski mısır inancından araklanmıştır.