Guven Uzerine
-
Güven, bir kişi, kurum veya şeye karşı duyulan inanç, itimat veya emniyettir. Güven, insan ilişkilerinin temel unsurlarından biridir ve birçok farklı bağlamda kullanılabilir.
Kişiler arasındaki güven, bir kişinin diğerine duyduğu inanç ve bağımlılıktır. Bu, başkalarının dürüstlüğüne, sadakatine, yeteneklerine ve niyetlerine güvenmeyi içerir. Güven, insanlar arasında sağlıklı ilişkilerin temelini oluşturur ve güvenilmeyen bir ilişkide iletişim ve işbirliği zorlaşabilir.
Kurumlar ve şirketler arasındaki güven, müşterilerin, çalışanların veya ortakların bir kuruluşa olan güven ve inancıdır. Bu, kurumun ürün ve hizmetlerine güvenmek, finansal istikrarına inanmak, kuruluşun değerlerine güvenmek ve iş etiğine güvenmek gibi unsurları içerir. Güvenilir bir kurum, müşteri sadakati kazanabilir, işbirliği yapabileceği ortaklar bulabilir ve başarılı olma şansını artırabilir.
Güven aynı zamanda bireylerin kendilerine olan inancını da ifade eder. Kendine güven, bir kişinin kendi yeteneklerine, değerlerine ve kararlarına olan inancıdır. Kendine güvenen bir birey, zorluklarla başa çıkabilir, hedeflerine ulaşabilir ve başarı elde etme olasılığını artırabilir.
Sonuç olarak, güven, inanç, itimat ve emniyet duygularını ifade eden bir kavramdır. İlişkilerde, iş dünyasında ve kişisel gelişimde önemli bir rol oynar ve sağlıklı ve başarılı bağlantıların temelini oluşturur.
-
"bağımlılık" bir açıdan vazgeçilemez olmayı ifade ediyor. "güven" duygusu sürekli yinelenen bir olgu olarak "bağımlılık" tan uzaklaşmak durumundadır. bu nedenle onu, bağımlılık olarak yorumlayamayız. güvensizliğin yarattığı kaotik yapı güven ile olumsuzlanmak istenmektedir. güven duygusu bu çelişki üzerinde/ zemininde varlık kazanır ve çelişkisi asla bitmez. aldatmayı keşfetmiş ve buna meyil eden insanın bu olgu karşısında tutunacağı bir zemine ihtiyacı olacaktır; "güvenmek", aldatılmamak...bunu kendisi için ister; diğeri için aynı edimde bulunur mu, belli olmaz...
-
Güvenmek aynı zamanda nankörlüğü, ihaneti, ikiyüzlülüğü, kandırılmayı, yalan ve dolanı beraberinde getirir.
Güvenen kişi bu saydıklarıma her an maruz kalmakla karşıkarşıyadır.
Güvenin bir garantisi olmadığı gibi güvenin akibetine maruz kalan adalet yoluyla da zararını telafi edemez.
Çünkü adalet kırık kalbi, çekilmiş acıyı eski yerine getiremez.
Güven acısının sıkça yaşanmasının nedeni de budur, toplumların yaşama biçimi güven üzerine oturtulduğu içindir.
Zira insan türünün yapısıyla güven üzerine yapılmış sistem birbirine ters orantılıdır.
Bu yüzden kişisel yaşamını mümkün mertebe güven üzerine oturtmayacaksın, hatta ciddi durumlarda kendine bile fazla güvenmeyeceksin.
Yani phi'nin söyledikleri hayal ettiğimiz, arzuladığımız bir güven ortamı ama yaşamdaki yeri çok zayıftır.