İlham ve keşif yolunun çıkış yeri neresidir? Akıl mi ? Zeka mi ? Ya da ...?
-
Bir kangal köpeği ilham ve keşife maruz kalsa bunun kaynağı büyük olasılıkla insan düşüncesi ya da dünyası olurdu. Başka olasılıklar da var. Yani eğer insan üstü/ötesi dünyalar özneler varsa orası, oralar ya da benzeri gibi. Sonuçta bunun çıkış yeri nedir? dediğimizde belirtemeyiz. Bilinç. Sadece bilinç ama istenirse diğer kozmik arayüzler/katmanlar ya da varolanlar demeliyiz.
Diyeceğim şu olabilirdi ki; mevcut olan koşullarda, içinde yaşanılan dünya da, metafizik (ölçülemeyen gözlenemeyen alan) etiketlemesine maruz kalmış ya da bırakılmış bu alanlar diğer ya da karşı denen ve bu etiketlemeyi benimsemiş/ileten tarafla uzlaşı ya da sonuç üretecek bir tartışma zeminine alınamazdı. Bu nedenle iki tarafın uzlaşmasız laf döndüreceği gereksiz zaman kaybı çıktılar üretecek.
Şunu düşünün. Neden bu tartışmayı getiriyorsun? Birilerine bir şeyler mi göstermek istiyorsun. Birilerine bir şeyler mi göstermek istiyorsun. Her ne ise bence bunu açıkça ve dürüstçe ve direkt ilet ve sonuç sağlamayacak. Metafizik denilen alan; esasen tanrının kapatılması için çoğu tarafından tümden kapatılmış, dışlanmış ve tartışmaya kapalı -açılmayan/açılmayacak- bir alandır. Bu bir seçim, varoluş biçimi ya da algı biçimi gibidir. Tanrı ortadan kaldırılsaydı açılabilir miydi? Bilmiyorum ama tanrıya kapı aralayan gedik (genişletilebilir delik) olduğu varsayımıyla metafizik adı alacak tartışmalar çoğu tarafında tümden dışlanmıştır. Mühürlü gibidir. Bunu son 10-15 yılın internet iletişim pratiğine dayalı olarak söylüyoruz. Sonuçta sana şunu diyebilirim ki; ilham ve keşif için nöronlarını işaret edecekler. Diğer dokularla birleştirirsek bu tam yanlışta sayılmazdı. Tüm cevap olmasa bile.
Tanrı oradayken ya da "din buyken" hiç bir şeyde uzlaşamazsınız. Tanrının olmadığı bir dünyada ise bu kadar maddeci olmayan ya da tüm bunlara metafizik denmeyen bir zemin bulunabilir miydi? Bilmiyorum ama kişisel özgür düşünceler ya da kişisel kanaatler adı alabilirdi. Şu an arkasında tanrı (ya da ortadoğu dinleri ve onun monoteizmi) saklanan her şey buradan uzaklaşan tarafında karşıtlanacaktır.Sonuç olarak yine de ilham ve keşifler için, bilinç dışında kaynaklar ararsak alt üst benler, alt üst egolar, bilinçaltı ve dışı kavram ya da kaynaklar üretirdik. Temelde bunlarda hatalı olmazdı. Nöronlar gibi. Nasıl ele alınacağına bağlı.
-
Satranç oyun programında ilham hamleleri rastgele oynattırmaktır.
En iyi hamleleri oynayan programda ilham olmaz.Aşık(halk ozanı) küçük yaşta o kadar çok dörtlük ezberler ki kelimelerin bazılarını değiştirerek yeni şiirler üretir.
-
@Efruhte, içinde söyledi: İlham ve keşif yolunun çıkış yeri neresidir? Akıl mi ? Zeka mi ? Ya da ...?
Aklın soyut bir değer olduğunu düşünüyorum . Kalbi duyguların ,ilhamın, keşfin yine bu akıl süzgecinden geçerek oluştuğunu düşünüyorum .
Sizce ?Bir dönem tanrıya inanç nedeniyle; en haklı, en doğru ya da en uygun seçimi yapmış olan, arkasında ilahi en kudretli varlık olan bilginin tarafı vs hissederiz. Kamuyouna gireriz ve tersi yönelimlerle karşılarız. Başlangıçta öğreti bize onların sapmış inkarcılar (yanılanlar) olacağını belirtir. Böyle inanmak mantıklıdır çünkü aksi durumda biz yanlış oluruz. Her sonuçta iki taraftan biri yanlıştır. Yani karşında aklı başında mantıklı insanlar olduğunu kabul edersen yanılanın sen olabileceğini ihtimalini her zaman gözönünde bulundurman gerekir.
Gerçekte bir tanrı olsa inkarcılar cehennemi göze alan kaçıklar olmalıydı. Yani ya onlar aklı başında değildir ya da bir bit yeniği vardır. Bu irdeleme sürer. Kişi kendi araçları ve süzgeçleriyle laf anlatmayı dener, ulaşma yönü arar. Bu gönderi bence bunun bir örneği.Sana söyleyebilirim ki; tanrıyı gayet akl-ı selim bıraktık. İnsanlar kendini aptal yerine koymayı istemiyorsa dürüst olmalıdır. Tabi ki tanrıdan sözedilirken dolandırılmış -nitelikli dolandırıcılık- kurbanları görüyoruz. Bunu bu taraftan açıkça belirtebilirdik. Tüm bunları materyalizm ve pozitivizmin de uzağında biri olarak söylüyorum. İlham, sezgi, keşif gibi kavramlara kapalı değilim, diğerleri olabilir, bunu da dürüst olarak belirtebilirdik. Ben örneğin arkasında tanrı değil de diğer tüm herşeyi, bilinci, kozmik/kozmolojik diğer topografyayı ,üst beni vb.yi görüyor olurdum. Sonuçta kendimden ayrılmazdı. Tüm iç ya da dış sesler ve hisler diğerlerine ya da bana/bize/varolana aittir. Aslında tüm ya da dış görüntüler de..
Kabaca şunu önerebilirim. Geçmiş öğrenime dayalı bir alt hafıza belirleriz. İlkel benlik ve dürtüler, içgüdüler, dna vb. Tersinde geleceği açık bırakın. Köprü. Burası, ben denilen. Şimdi zamanın son zamanı değil. Kozmik olarak ya bağlantılı ya da büyük resimde aslında tam da aynı şeyiz.
Ruh gibi kavramları ya da ilham gibi kavramları diğerlerine anladığımız gibi tanıtamayabilirdik. Sonuçta aslında çokta irdelersek burada neler döndüğünü anlamak isteyeceğimiz bir yere gelirdik ya da kendi gerçeğimize döner ve ayrımı (düşünce inanç farklarını) kabul ederdik. İnsanlar olarak -en azından dil bazında- ortak inanç ya da düşüncelere sahip değiliz. Diğerlerini ilham gibi ruh gibi kavramlara kapalı olmakla yanıldığını felan düşünüyor olabilirdin. Bu öyle bile olsa emin ol ki tanrı konusunda yanılmıyor olurlardı ki yanılgılar ya da değil çoğu dilsel bazdadır.
Sorun şuysa seni temin ederim ki; cehenneme gitmeyeceğiz. Aynı kaderi paylaşıyoruz. Ölümden sonrayı uzlaşık anlamlandıramıyor ya da burada tartışma ortamında uzlaşamıyor olmak farketmez. Evrensel/varoluşsal kaderlerimiz ortaktır. Diğer tarafta bizi cezalandıracak bir tanrı olmadığı için buradaki farklarımızın bir önemi yok. Ölüm doğmadan önce olunan yer ve duruma geçici bir dönüş hali ve bir bölümlemeye gerek yok. Burada neyin ne olduğunu doğru ve uygun bilme ya da açıklama da önemli değildir. Bilgi önemlidir evet ama öğreniriz, dersler alırız, ilerleriz.
İnsancak ontoloji ya da kozmoloji de uzlaşamadık. Burada kimimiz onu düşünür kimimiz bunu. Birimiz yanılıyor diğerimizi tersi olabilir. Tanrıyı bunun dışında tutmayı yeğlerim. (Tanrı konusunda yanılmıyoruz) Temelde toplumsal varlıklar olarak ortak yasalara ve sınırlara saygımız, temel insani vicdani değer ve öğretiye yakınlığımız gibi belirli ahlak çıtaları yeterli ve bizi belirler.
-
Ya da... tanrı mı diyeceksin, ama dilin varmıyor söylemeye.
Bizlere bizlerden bağımsız hiçbir şey yüklenmiyor/yüklenmedi ancak farkındalığımızın farkına vardığımız için kendi türümüzün (insan nam-ı diğer düşünen hayvan) özelliklerini gereğinden fazla büyütüyoruz. -
@Sputnik yapay zeka sonuç itibariyle insanlar tarafından üretilmiş zekadir.
Zaten var olmuş bir şeyin yansıması.
Yapay zeka bilinilen bir seyken , bu yapay zekaya ilham veren zekanin oluşumu esas önem teşkil edendir. -
@ictenlik, içinde söyledi: İlham ve keşif yolunun çıkış yeri neresidir? Akıl mi ? Zeka mi ? Ya da ...?
Tıpkı zamanın olmaması gibi mekanda yoktur, görecedir (bölünme yok) . Kişiler de yoktur, görecedir (bölünme yok).
Bilinç/idrak adına ne derseniz deyin bunda bir bölünmeye gerek yok. Yani akıl, ilham, sezgi, içgüdü, dürtü gibi parçalamalara gerek yok. Biliş biliştir, oluş oluştur, görüş görüştür, idrak idraktir. Bunu biliriz.Neye ve kime göre zaman ve mekan yoktur.
Oysa gece ve gündüzün olması bile bir zaman kavramını haber verir.
Beyin bile bölüm bölümken ,siz bölmeye gerek olmadığını söylüyorsunuz. -
@ictenlik bu konuları soruyorum çünkü burası felsefe sitesi. Felsefenin içinde olması gereken sorular olduğunu düşündüğüm için soruyorum.
Ben Elhamdülillah Müslümanım. Sorduğum sorulardan illa bir dini yaklasim aramanız da bu yüzden. Sizlerin ateist olduğunu biliyorum . Hepiniz aklı başında ,zeki, bir yerlere gelmiş insanlarsiniz. Hiç kimseye bir inanç dayatması içinde değilim. Felsefeyi seviyorum ve bu sitede olmamın nedeni de felsefe yapmak. -
@kereste niçin dilim varmasin ki . Emin olun gayet rahat bir şekilde derim
-
@TENTEN ama o programları yükleyen bir ilham neticesinde yuklemiştir.
-
@Efruhte
Öyle olsaydı, yazardın diye düşünüyorum. -
@kereste sonucu gösterdikten sonra felsefenin ne işi var?
-
@Efruhte
Sormak sonucu göstermek değildir. -
@kereste sonucu bilinen de felsefe olur mu?
-
@Efruhte
Hâlâ anlamamazlığa getiriyorsun.
Her şeyi sorabilirsin. Sorular sormanın sonuçla alakası yok.
Yok eğer ben sorduğum sorunun sonucunu biliyorum diyorsan, kanıtlamak zorundasın. -
@kereste matematikte bir problemi çözerken bile değişik yöntemlerle aynı sonuca ya da farklı sonuçlara variliyorken, felsefe gibi bir dalda insanların aynı şekilde düşünmesini ve aynı sonuca ya da sonuçlara varmasını nasıl bekleyebilirsiniz?
Bir soru sorulduğunda dahi farklı bakış açılarıyla sorular bile farklı değerlendirilirken.
Benim çıkardığım sonuç sizlerce kabul görmeyebilir. Sizlerin çıkardığı sonuçlar da benim için bir anlam ifade etmeyebilir.
İşte felsefenin bunun için var olduğunu düşünüyorum . -
@Efruhte
Mevzunun matematikle ilgisi yoktur. Çünkü soru soran kişinin duruş noktası belli ve vardığı sonuç da belli. Yani seni tanıyoruz.Senin dindar olduğunu bilmesem, bunları yazmazdım.
-
@Efruhte, içinde söyledi: İlham ve keşif yolunun çıkış yeri neresidir? Akıl mi ? Zeka mi ? Ya da ...?
@TENTEN ama o programları yükleyen bir ilham neticesinde yuklemiştir.
İnsana ilham Tanrıdan geliyorsa , Tanrıya ilham nereden geliyor?
-
@kereste sorduğum soruları ele alırken sadece felsefik olarak değerlendirmenizi beklerim.
İnanç olarak tebliğ yapacak olsam daha farklı yöntem denerdim. Ama tebliğ yapacak özellikte kendimi goremedigim için böyle bir uğraş içinde değilim. -
@TENTEN ilhamın kaynağı kendisindense başka birinin ilham vermesine gerek yoktur.
-
@Efruhte
İşin içinde sen olunca, bu biraz zor. Çünkü sen inancının forumlarda tartışılmasını istemeyenlerdensin. Hatta forumda sana sunulan kaynakları görmezden gelenlerdensin.
Artı; bizler aklını kullanmayan beyinsizdik, diii mi?