Dini kitaplara hangi sorunlarınızı çözmek için başvuruyorsunuz?
-
@phi, içinde söyledi: Dini kitaplara hangi sorunlarınızı çözmek için başvuruyorsunuz?
@kereste aslinda @TENTEN 'in sormak istedigi su bence, diyelim resit biri vicdan yapti dedi ki ya ben bu adama yalan soyledim, acaba inandigim din bana bu yalan ile alakali ne diyor diye nasil kitabini acip okuyabilir? yalan konusunda nelerin yazdigini nereden bilebilir, bulabilir kitabin icinde vs gibi.
Tanri'ya olan inanci pekistirmek icin kitabi okumaya gerek yok ki, uyguladigin zaman pekisir diye dusunuyorum. Yoksa sabahtan aksama kadar oku dur, dunyaya bir faydan olmadigi surece okusan ne okumasan ne, tapsan ne tapmasan ne
Onun hangi anlamda sorduğunu biliyorum, çünkü her forumda benzer soruyu sormuştur.
Ancak onun istediği anlamda kitabın içinden bir çözüm bulamaz, çünkü yazılma nedenleri çok farklı. Kutsal kitaplar çözüm üretme yeri değil. İnancını diri tutma yeri, bunun için aslında sadece bu kitapları okumalısın. -
@kereste sunu okudugumda inancimi nasil diri tutabilirim ki bunun motivasyonu nedir mesela?
1- Rabbin fil sahiplerine neler etti, görmedin mi?
2- Onların kötü planlarını boşa çıkarmadı mı?
3- Onların üstüne ebabil kuşları gönderdi.
4- O kuşlar, onların üzerlerine pişkin tuğladan yapılmış taşlar atıyordu.
5- Böylece Allah onları yenilip çiğnenmiş ekine çevirdi.
-
@phi
Ben anlatamıyorum galiba. Türkçe okursan, elbette tüm gizemi gider bu işin. Arapça ve sesli okumalısın sürekli. Ezan olsun kitap olsun, Arapça okunmasının istenmesinin bir gayesi var. Mesela Ezanı/kitabı Türkçe sesli okumaya yeltenirsen, Arapça gibi kulağa ahenkli ve hoş gelmez. -
@kereste muslumanlar arapca mi bilmeli? Melekler arapca mi konusuyor? Allah in dili arapca mi?
-
@phi
Müslümanlara göre Arapça seçilmiş kutsal bir dildir, haliyle o dilde okumak gereklidir. Hatta bu dilin cennet dili olduğunu iddia edenler var. -
@kereste yok daha neler, bazen beni yokladigini dusunmuyor degilim. Kitaplar duzenin bozuldugu, ahlaksizligin arttigi, sapkinligin cogaldigi yerlere gonderilmistir. Arapca olmasi onlarin edepsizliginden oturudur, cennet dili nedir yahu
Cok yanlis bir bakis acisi. -
@phi, içinde söyledi: Dini kitaplara hangi sorunlarınızı çözmek için başvuruyorsunuz?
@kereste yok daha neler, bazen beni yokladigini dusunmuyor degilim. Kitaplar duzenin bozuldugu, ahlaksizligin arttigi, sapkinligin cogaldigi yerlere gonderilmistir. Arapca olmasi onlarin edepsizliginden oturudur, cennet dili nedir yahu
Cok yanlis bir bakis acisi.Evet, Arapça dili de kutsallaştırılmıştır. Bana inanmıyorsan, git hacıya hocaya veya dini bütün bir müslümana sor.
-
@kereste soyle birsey gordum diyanetin fetvalarinda gezinirken;
“Tanrı” kelimesi, Arapça “ilah” kelimesinin karşılığıdır. “İlah” daha çok, Allah’tan başka ibadete layık görülen varlıklar için kullanılır. “Allah” kelimesi onun bizzat kendisini ifade eden özel ismidir. Bu bakımdan, kelâm âlimlerine göre “Allah” kelimesi, Cenab-ı Hakk’ın yüce zatına ve bütün kemal sıfatlarına delalet eden özel ismidir. Hiçbir dilde bu kelimenin ifade ettiği özel manayı kapsayacak bir kelime bulunmamaktadır. Öte yandan “Allah” kelimesi bütün Müslümanlar için tevhid inancını temsil eden ortak bir bağ niteliğindedir. Bu sebeple Müslümanların, ibadet ettikleri tek yaratıcılarını “Allah” diye anmaları daha doğru olur. Dolayısıyla “Allah” bu adla veya “esmâ-i hüsnâ” adı verilen 99 isminden biriyle anılmalıdır. Bununla birlikte, dinimizin bildirdiği mutlak kemal sahibi, noksanlardan münezzeh olan yüce Allah’ı “Tanrı” diye anmak da İslam inancına aykırı olmaz.
Sözleri bizzat Hz. Peygamberin (s.a.s.) sünneti ile sabit olan ezan, dünyanın neresinde olursa olsun, Müslüman varlığının ve kimliğinin bir göstergesidir. Ezanın, Hz. Peygambere (s.a.s.) vahyedilip uygulandığı özgün şekliyle okunması gerektiği konusunda 15 asırlık bir gelenek ve ittifak söz konusudur. Ezanın asıl amacı, vaktin girdiğini bildirip namaza davet olduğundan değişik dilleri konuşan Müslümanların hepsine bu davetin ulaştırılması, ancak yine hepsinin ortak bilincine hitap etmekle olur ki, bu da ezanın bilinen asli lafızlarıyla yani Arapça olarak okunmasıyla gerçekleşir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 185). Dolayısıyla ezanın aslî şekli dışında bir dille okunması caiz değildir.
Allah'a arapca olmayan bir sifat ile seslenebilirken, ezanin arapca disinda okunmasi caiz degil, bu neyden kaynakli?
-
@phi, içinde söyledi: Dini kitaplara hangi sorunlarınızı çözmek için başvuruyorsunuz?
@kereste soyle birsey gordum diyanetin fetvalarinda gezinirken;
“Tanrı” kelimesi, Arapça “ilah” kelimesinin karşılığıdır. “İlah” daha çok, Allah’tan başka ibadete layık görülen varlıklar için kullanılır. “Allah” kelimesi onun bizzat kendisini ifade eden özel ismidir. Bu bakımdan, kelâm âlimlerine göre “Allah” kelimesi, Cenab-ı Hakk’ın yüce zatına ve bütün kemal sıfatlarına delalet eden özel ismidir. Hiçbir dilde bu kelimenin ifade ettiği özel manayı kapsayacak bir kelime bulunmamaktadır. Öte yandan “Allah” kelimesi bütün Müslümanlar için tevhid inancını temsil eden ortak bir bağ niteliğindedir. Bu sebeple Müslümanların, ibadet ettikleri tek yaratıcılarını “Allah” diye anmaları daha doğru olur. Dolayısıyla “Allah” bu adla veya “esmâ-i hüsnâ” adı verilen 99 isminden biriyle anılmalıdır. Bununla birlikte, dinimizin bildirdiği mutlak kemal sahibi, noksanlardan münezzeh olan yüce Allah’ı “Tanrı” diye anmak da İslam inancına aykırı olmaz.
Sözleri bizzat Hz. Peygamberin (s.a.s.) sünneti ile sabit olan ezan, dünyanın neresinde olursa olsun, Müslüman varlığının ve kimliğinin bir göstergesidir. Ezanın, Hz. Peygambere (s.a.s.) vahyedilip uygulandığı özgün şekliyle okunması gerektiği konusunda 15 asırlık bir gelenek ve ittifak söz konusudur. Ezanın asıl amacı, vaktin girdiğini bildirip namaza davet olduğundan değişik dilleri konuşan Müslümanların hepsine bu davetin ulaştırılması, ancak yine hepsinin ortak bilincine hitap etmekle olur ki, bu da ezanın bilinen asli lafızlarıyla yani Arapça olarak okunmasıyla gerçekleşir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 185). Dolayısıyla ezanın aslî şekli dışında bir dille okunması caiz değildir.
Allah'a arapca olmayan bir sifat ile seslenebilirken, ezanin arapca disinda okunmasi caiz degil, bu neyden kaynakli?
Amaç beyin yıkamak ve insanları sorgusuz sualsiz tek potada toplamak. Sırf bu nedenle çocuklara küçük yaşlardan itibaren din derslerinde bilmedikleri/anlamadıkları dilde yazılmış kitabı ve namaz ve ezan ritüelini öğretmeye kalkıyorlar.
Ha bire Arapça okursanız, hiçbir şey anlamasanız dahi zamanla kulağınıza hoş geliyor.
-
@kereste fonetik bakimdan en guzel dil bence fransizca sonra ukraynaca akabinde italyanca.
Arapca, almanca, cince, japonca cok kaba gelmistir bana hep. Farscada keza oyle.
-
@phi, içinde söyledi: Dini kitaplara hangi sorunlarınızı çözmek için başvuruyorsunuz?
@kereste fonetik bakimdan en guzel dil bence fransizca sonra ukraynaca akabinde italyanca.
Doğrudur ancak Arap ülkelerine(Tunus, Cezayir, Fas ) falan gidersen eğer, orada bir hayli eğlenebilirsin.
Kuzey Afrika ülkeleri bir süre Fransız sömürgesinde kalmasının neticesinde, orada Fransız dili bir hayli yaygındır. Bu ülkede yaşayanların Fransa´ya gitmelerinin başlıca gayesi budur aslında. Bir Arabın Fransızca konuşmasını duyarsan, seni bir gülme krizi tutabilir. Ben ilk duyduğumda gülme krizine girmiştim.
Arapca, almanca, cince, japonca cok kaba gelmistir bana hep. Farscada keza oyle.
Arapça ezan kulağıma hoş geliyor. Sebebini tahmin edersin herhalde.
-
@kereste tunuslu cok arkadasim var fransizca konusan
-
@kereste, içinde söyledi: Dini kitaplara hangi sorunlarınızı çözmek için başvuruyorsunuz?
Arapça ezan kulağıma hoş geliyor.
Hayret bana ise hiç hoş gelmiyor. Pencere açıksa kapatıyorum, yolum üzerinde okunuyorsa yolumu değiştiriyorum. Kulaklığım varsa takıyorum.
Bu bir terör çeşidi, bir dayatma.
-
@DemoKratos, içinde söyledi: Dini kitaplara hangi sorunlarınızı çözmek için başvuruyorsunuz?
@kereste, içinde söyledi: Dini kitaplara hangi sorunlarınızı çözmek için başvuruyorsunuz?
Arapça ezan kulağıma hoş geliyor.
Hayret bana ise hiç hoş gelmiyor. Pencere açıksa kapatıyorum, yolum üzerinde okunuyorsa yolumu değiştiriyorum. Kulaklığım varsa takıyorum.
Bu bir terör çeşidi, bir dayatma.
Ben dayatma olup olmadığından bahsetmiyoyorum ki ona bakarsan dayatmadır elbette. Ancak bir insan küçüklüğünden beri hergün dinlerse, beğensen de beğenmesen de duya duya kulağın alışır. Benim kulağıma hoş gelmesinin başlıca sebebi budur.
-
@kereste dayatma olduğunun bilincindeysen tepki duyman gerekir.
Bu bir terör biçimi, para çuvalla nasılsa, diyanet bütçesi önce beş bakanlığı katlıyordu, en son sekiz bakanlığı katladı. MİT bütçesini açık ara solluyor.
En güçlü anfiyi al, en yüksek sesine getir. Caminin yanında evi olanların camı zangırdıyor yahu! Gördüm yani! Bu da terör değilse artık!
Bu bir dayatma ve terör. Yıldırma terörü. Keyif bizim dayatırız ne yapabilirsiniz hiç zorlaması.
-
Tepki vermediğimi nereden biliyorsun? Belki de senden daha fazla tepki veriyorumdur.
Ezan sesi kulağıma hoş geliyor işte. Ne var bunda?
Ne yapayım, kulağımı mı keseyim?! -
@kereste tepki duyuyorsan kulağına hoş gelmez, bu kesin bir şey. Bunun tartışılabilir bir yanı yok.
-
@DemoKratos
Yok ya!
Kulağıma hoş geliyor diyorsam, öyledir. Bu, aynı zamanda tepki göstermeyeceğim anlamına gelmez.Ki zamanında koydum da. Bizim köyün imamı ile bu ezan meselesinde kavga da etmişimdir. Kendisinden sabah zamanı ya kısık sesle ya da ezan okumamasını rica etmiştim.
Normal sesle olursa ve hele kişinin sesi de güzelce şayet, beğenirim, çünkü ilk 10 sene boyunca(çocukluğumda) ezanla yatıp kalktım denebilir.
-
Benim mantığıma uymaz. Tepki duyduğum bir şeyden hoşlanıyor olamam. Benim mantığım böyle çalışıyor. Tepki duyduğum bir şeyden hoşlanıyorum demek benim mantığıma göre çelişik.
-
Ohooo...senin mantığına uymasını bekleyeceksek, işimiz iş. Madem mevzuyu mantığa getirdin, al sana bir mantık fıkrası...
Mantıkçı
Canı sıkılan Temel, bir birahanede zaman öldürürken, orada bir matematikçi ile tanıșır.
Matematikçi: "Ben mantıkçıyım."
Temel: "Mantıkçı? O da ne?!"Matematikçi: "Tamam, açıklayayım. Senin bir akvaryumun var mı?"
Temel: "Var."Matematikçi: "İçinde balıklar da vardır, değil mi?"
Temel: "Evet..."Matematikçi: "Balıklar varsa, o zaman hayvanları da seversin."
Temel: "Evet."Matematikçi: "Hayvanları seviyorsan, çocukları da seversin."
Temel: "Evet."Matematikçi: "Çocukları seviyorsan, bir eșin de vardır."
Temel: "Evet."Matematikçi: "Bir eșin varsa, o zaman kadınları seversin."
Temel: "Elbette severim."Matematikçi: "Kadınları seviyorsan, erkekleri sevmezsin."
Temel: "Mantıklı!"Matematikçi: "Erkekleri sevmiyorsan, o zaman ibne değilsin."
Temel: "Evet, gerçekten de öyle."Bir müddet daha devam eden sohbetten sonra, matematikçi birahaneden ayrılır. Arkasından Temel´in arkadașı İdris birahaneye damlar.
Temel: "Gel gel, biraz önce bir mantıkçı ile tanıștım."
İdris: "Kimle tanıștın?"Temel: "Bir mantıkçı ile. Gel sana izah edeyim."
Temel: "Bir akvaryumun var mı?"
İdris: "Hayır, yok."
Temel: "Vay ibne ... !"