@bagimsizkoala
Tam olarak empatiyi anlatmışsınız.
Ben psikolojiyi bir ruh bilim olmaktan kurtarmak ve biyolojik temellerine eğilmek yanlısıyımdır. Hep böyle bir eğilimim olmuştur. Soyut ruhsal hislerden bahsetmek yeterli olmuyor. Örneğin bilinçaltını tortuların biriktiği bir havuzla metaforlaştırıp soyut bir atamaya götürmektense nöron ağ yapıları ile açıklamak daha mantıklı geliyor.
Fakat tabii nöron ağları da soyut atamalar kadar karmaşık neredeyse. Gen haritalamada başarıya ulaştık, fakat nöron ağları haritalandırması şu an için henüz başlangıç düzeyinde. Sinir ağlarını yapay zekaya uygulasak bile henüz insan zekasını alt edecek bir makine yapmak hâla bir hayal.
Her neyse konuya döndüğümüzde empatinin nedeni ayna nöronlar. Bu nöronlar karşıdaki duyguları beyin içinde simüle etme konusunda uzmanlaşıyorlar. Bu sayede acı çeken birini görünce içimize bir sızı çöküyor. Üzülen arkadaşımıza üzülüyoruz. Sevinç de yansıyor.
Sanatın ayna nöronlar sayesinde geliştiği söylenir ve tabii ki doğru. Sanatsal olarak yaratılmış kişilerin duygularını anlayarak onları gerçek kişiler gibi düşünürüz. Hatta bazılarımız onlarla konuşur. Film izlerken "arkanda, arkana bak" diye bütün heyecanı ile bağıran görmüşümdür. Çok gülmüştüm ama işte yansıma bu.
Ötesinde ayna nöronlarla insan olduğumuz kesin bir gerçek. Çünkü en yakın tür şempanzelere göre fazlaca ayna nörona sahip olduğumuz belirlendi. Tabii hiç ayna nöron bulunmayan türler de var.
İşin tatsız yönü, psikopat katillerin beyinlerinin ayna nöron fakiri olduğu belirlendi. Bazılarında şempanze kadar bile yok. İşin rahatsız edici yönü, bu kişinin bana ayna nöron verme tanrım, istemiyorum gerek yok diyerek dünyaya gelmemiş olması!