İçeriğe atla
  • Kategoriler
    • All Categories
    • Individual Categories
  • World
  • Güncel
  • Popüler
  • Kullanıcılar
  • Gruplar
Daralt
Marka Logo

efelsefe

  • Kurallar
    • Light
    • Cloudy
    • Dim
    • Dark
  1. Ana Sayfa
  2. Tartışma
  3. UÇLAR DA GEZİNEBİLMEK...

UÇLAR DA GEZİNEBİLMEK...

Konu Zamanlandı Sabitlendi Kilitli Taşındı Tartışma
3 İleti 2 Yayımlayıcılar 141 Bakış
  • En eskiden en yeniye
  • En yeniden en eskiye
  • En çok oylanan
Cevap
  • Yeni başlık oluşturarak cevapla
Cevaplamak için giriş yapın
Bu başlık silindi. Sadece başlık düzenleme yetkisi olan kullanıcılar görebilir.
  • ? Çevrimdışı
    ? Çevrimdışı
    Eski Kullanıcı
    tarihinde yazdı Son düzenleyen:
    #1

    "UÇ" Türkçe dil kayıtlarında bulunan noktaya en uzak noktayı anlatmak için kullanılır...
    Uç sınır demek değildir, bazen uç ile anlatılan sınırların ötesidir...

    Benim "Analitik Transformasyonel Bilinç" anlatımlarımda uçlarda gezinebilmek için olması gerekenler kapsamında anlattıklarım bir formül (okuma-öğrenme-idrak-farkındalık-bilinçli farkındalık-bilinçsiz farkındalık) ve bir tanım "izlenimlerin derinliğini farketmek" şeklinde özetlenebilir...

    Bu girişi neden yaptığımı şimdi yazacaklarımı okuduktan sonra anlayacağınızı düşünüyorum...
    "ÖNCELİKLE benim evrimi masal olarak kabul ettiğimi ve bu konuyu dikkate almadığım gibi üzerinde konuşmaya değer buşmadığımı bilmeniz gerek...""

    Aklımın erdiğinden ve sorgulama yolu ile öğrenme peşinde edindiğim bilgiler "izlenimlerin derinliği" sayesinde kafamın bastığı bir şey var...

    Maç/Müsabaka kapsamında "ne isim verirseniz verin" bir yaşam bizim hayatımız, satranç ve tavla bizim eğitimler sırasında boş zamanlarımızı değerlendirme araçlarımız idi, güneydoğuda görev yaptığımız zamanlar da dama denilen oyunu da ekledik yanlarına...
    İki rakip, bir oyun tahtası ve oyuncular...

    Ne oyun tahtasının ne oyuncuların "canı-ruhu-enerjisi vb." yok,
    Bütün iş rakiplerde...
    "canı-ruhu-enerjisi vb." oyuncuların kerameti kendinden bildiği bir oyun bu hayat ve hayal sahnesinde gölge oyunu bu yaşam...
    Bunu idrak edenler "Hayatın kendisi hipnotik bir fenomendir" demiştir...

    Yıllar önce bir uygulama sürmüşlerdi piyasaya, genellikle arkadaş bulma amaçlı kullanılacağı şeklinde pazarlanıyordu...
    Oyuna giriyordun önce, sonra bir karakter seçiyordun ve bulunan mekanlardan birisine girerek yarattığın karakter ile eylemlerde bulunuyordun...

    Uzak doğu da "avatar" anlatımı gökten inen tanrıların şekillenmesi inancına dayanır, aynen İslamiyet'te Resullere insan gibi görünen melekler gibi...

    İslamiyet'te “ve genel olarak Felsefe de "Ruh" mahiyeti bilinmeyen bir fenomendir...
    Kuranda "yüce Allah'ın insana kendi ruhundan üflemesi” benzeri anlatımlar vardır...
    Genetik İlminin geldiği son nokta "insan" haricindeki tüm canlıların klonlanabiliyor olması noktası...

    Şimdi;
    Metaverse denilen hayal alemi ile ortaya çıkan durum üzerinden uçlarda dolaşmaya başladığımızda neler düşünebileceğimizi ve bu düşüncelerimizin yukarıdaki tanım ve formül ışığında değerlendirdiğimizde ortalık karışıyor gibi...
    Ne dersiniz?
    Birilerinin avatarı, birilerinin oyun tahtasındaki oyuncusu ve hangi Hayali Küçük Ali'nin Hayal Sahnesi oyuncusuyuz?
    Çok mu Uç, Çok mu Uç-uk oldu...

    phiP 1 Cevap Son cevap
    0
    • ? Eski Kullanıcı

      "UÇ" Türkçe dil kayıtlarında bulunan noktaya en uzak noktayı anlatmak için kullanılır...
      Uç sınır demek değildir, bazen uç ile anlatılan sınırların ötesidir...

      Benim "Analitik Transformasyonel Bilinç" anlatımlarımda uçlarda gezinebilmek için olması gerekenler kapsamında anlattıklarım bir formül (okuma-öğrenme-idrak-farkındalık-bilinçli farkındalık-bilinçsiz farkındalık) ve bir tanım "izlenimlerin derinliğini farketmek" şeklinde özetlenebilir...

      Bu girişi neden yaptığımı şimdi yazacaklarımı okuduktan sonra anlayacağınızı düşünüyorum...
      "ÖNCELİKLE benim evrimi masal olarak kabul ettiğimi ve bu konuyu dikkate almadığım gibi üzerinde konuşmaya değer buşmadığımı bilmeniz gerek...""

      Aklımın erdiğinden ve sorgulama yolu ile öğrenme peşinde edindiğim bilgiler "izlenimlerin derinliği" sayesinde kafamın bastığı bir şey var...

      Maç/Müsabaka kapsamında "ne isim verirseniz verin" bir yaşam bizim hayatımız, satranç ve tavla bizim eğitimler sırasında boş zamanlarımızı değerlendirme araçlarımız idi, güneydoğuda görev yaptığımız zamanlar da dama denilen oyunu da ekledik yanlarına...
      İki rakip, bir oyun tahtası ve oyuncular...

      Ne oyun tahtasının ne oyuncuların "canı-ruhu-enerjisi vb." yok,
      Bütün iş rakiplerde...
      "canı-ruhu-enerjisi vb." oyuncuların kerameti kendinden bildiği bir oyun bu hayat ve hayal sahnesinde gölge oyunu bu yaşam...
      Bunu idrak edenler "Hayatın kendisi hipnotik bir fenomendir" demiştir...

      Yıllar önce bir uygulama sürmüşlerdi piyasaya, genellikle arkadaş bulma amaçlı kullanılacağı şeklinde pazarlanıyordu...
      Oyuna giriyordun önce, sonra bir karakter seçiyordun ve bulunan mekanlardan birisine girerek yarattığın karakter ile eylemlerde bulunuyordun...

      Uzak doğu da "avatar" anlatımı gökten inen tanrıların şekillenmesi inancına dayanır, aynen İslamiyet'te Resullere insan gibi görünen melekler gibi...

      İslamiyet'te “ve genel olarak Felsefe de "Ruh" mahiyeti bilinmeyen bir fenomendir...
      Kuranda "yüce Allah'ın insana kendi ruhundan üflemesi” benzeri anlatımlar vardır...
      Genetik İlminin geldiği son nokta "insan" haricindeki tüm canlıların klonlanabiliyor olması noktası...

      Şimdi;
      Metaverse denilen hayal alemi ile ortaya çıkan durum üzerinden uçlarda dolaşmaya başladığımızda neler düşünebileceğimizi ve bu düşüncelerimizin yukarıdaki tanım ve formül ışığında değerlendirdiğimizde ortalık karışıyor gibi...
      Ne dersiniz?
      Birilerinin avatarı, birilerinin oyun tahtasındaki oyuncusu ve hangi Hayali Küçük Ali'nin Hayal Sahnesi oyuncusuyuz?
      Çok mu Uç, Çok mu Uç-uk oldu...

      phiP Çevrimdışı
      phiP Çevrimdışı
      phi
      tarihinde yazdı Son düzenleyen:
      #2

      @mor-ve-ötesi ben ciplenme bizleri insanlarin kontrol edecegi vs durumuna pek inanmiyorum, su manada inanmiyorum tabii ki ulkelerin yoneticileri bu insanlari bir sekilde guduyor ama bu yonetilme yonlendirilme sunu seveceksin bunu yapacaksin kisminda insana baglilik bence olmaz. Zaten bu guce nasil erisilebilinirin urunu yaraticiya inanc degil midir?

      Fakat robotik bir dunyanin yani duygu dusuncesiz bir dunyanin gelecekte bizle olacagini soyleyebilirim.

      Söz uçar, yazı kalır. ✌(◕‿-)✌

      ? 1 Cevap Son cevap
      0
      • phiP phi

        @mor-ve-ötesi ben ciplenme bizleri insanlarin kontrol edecegi vs durumuna pek inanmiyorum, su manada inanmiyorum tabii ki ulkelerin yoneticileri bu insanlari bir sekilde guduyor ama bu yonetilme yonlendirilme sunu seveceksin bunu yapacaksin kisminda insana baglilik bence olmaz. Zaten bu guce nasil erisilebilinirin urunu yaraticiya inanc degil midir?

        Fakat robotik bir dunyanin yani duygu dusuncesiz bir dunyanin gelecekte bizle olacagini soyleyebilirim.

        ? Çevrimdışı
        ? Çevrimdışı
        Eski Kullanıcı
        tarihinde yazdı Son düzenleyen:
        #3
        Bu ileti silindi!
        1 Cevap Son cevap
        0

        Cevap
        • Yeni başlık oluşturarak cevapla
        Cevaplamak için giriş yapın
        • En eskiden en yeniye
        • En yeniden en eskiye
        • En çok oylanan


        © 2021- efelsefe.com
        İzinler Kurallar
        • Giriş

        • Hesabınız yok mu? Kayıt Ol

        • Aramak için giriş yapın veya kaydolun
        • İlk ileti
          Son ileti
        0
        • Kategoriler
          • All Categories
          • Individual Categories
        • World
        • Güncel
        • Popüler
        • Kullanıcılar
        • Gruplar