İstiklal Marşının Kabulü
-
Büyük şair Mehmet Akif Ersoy tarafından sözleri yazılan ve Osman Zeki Üngör tarafından bestelenen, her okuduğumuzda bizleri milli mücadele yıllarına götürerek gururlandıran İstiklal Marşı'mızın kabulünün yıldönümünde tüm şehitlerimizi ve Mehmet Akif Ersoy ile Osman Zeki Üngör'ü saygıyla anıyoruz.
Ünlü şair Mehmet Akif Ersoy'un yarışmaya katılmayı kabul etmesinin ardından herkesin sabırsızlıkla beklediği şiir on gün içerisinde tamamlandı ve 17 Şubat 1921 tarihinde Sebilürreşad dergisinin ilk sayfasında "Kahraman Ordumuza" ithafıyla yayımlandı. 1 Mart 1921'de başkanlığını Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı Meclis görüşmelerinde İstiklal Marşı Şiiri, elemelerden kalan son altı şiirle birlikte Meclis'in seçimine sunuldu.
Hamdullah Suphi Bey'in kürsüden okuduğu, Atatürk'ün "Bu marş, bizim inkılabımızın ruhunu anlatır" dediği İstiklal Marşı, 12 Mart 1921 tarihinde kabul edildi.
Bu yıl İstiklal Marşı'mızın kabulünün 101. yılıdır.
Akif, kendisine yöneltilen bir soru üzerine İstiklal Marşı için şu ifadeleri kullandı:
"Binbir fecayi karşısında bunalan ruhların ıstıraplar içinde halas dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır. O şiir bir daha yazılmaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur. Allah bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın!" -
@bagimsizkoala, içinde söyledi: İstiklal Marşının Kabulü
Büyük şair Mehmet Akif Ersoy tarafından sözleri yazılan ve Osman Zeki Üngör tarafından bestelenen, her okuduğumuzda bizleri milli mücadele yıllarına götürerek gururlandıran İstiklal Marşı'mızın kabulünün yıldönümünde tüm şehitlerimizi ve Mehmet Akif Ersoy ile Osman Zeki Üngör'ü saygıyla anıyoruz.
Ünlü şair Mehmet Akif Ersoy'un yarışmaya katılmayı kabul etmesinin ardından herkesin sabırsızlıkla beklediği şiir on gün içerisinde tamamlandı ve 17 Şubat 1921 tarihinde Sebilürreşad dergisinin ilk sayfasında "Kahraman Ordumuza" ithafıyla yayımlandı. 1 Mart 1921'de başkanlığını Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı Meclis görüşmelerinde İstiklal Marşı Şiiri, elemelerden kalan son altı şiirle birlikte Meclis'in seçimine sunuldu.
Hamdullah Suphi Bey'in kürsüden okuduğu, Atatürk'ün "Bu marş, bizim inkılabımızın ruhunu anlatır" dediği İstiklal Marşı, 12 Mart 1921 tarihinde kabul edildi.
Bu yıl İstiklal Marşı'mızın kabulünün 101. yılıdır.
Akif, kendisine yöneltilen bir soru üzerine İstiklal Marşı için şu ifadeleri kullandı:
"Binbir fecayi karşısında bunalan ruhların ıstıraplar içinde halas dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır. O şiir bir daha yazılmaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur. Allah bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın!"İlk bestesini Ali Rıfat Bey hazırlamıştır.
Akif'in, Safahat'ında olmayan tek şiiridir aynı zamanda.Saygı ve rahmetle anıyoruz emeği geçen herkesi.
-
Benim ilginç bulduğum bir duygum var:
Benim dinle imanla hiç bir alakam yoktur, hiç hoşlanmam, ilgilenmem, hiç önem vermem. Bu yüzden dini özellikli kişilere de önem vermem.
Fakat bunun bir istisnası var: Mehmet Akif. Ben bu adama büyük saygı duyuyorum. Başka da dini motifleri öne çıkan saygı duyduğum bir kimse yok! Bir tek Mehmet Akif var!
Bu adam bir ateist betimlemesi yapıyor, yerden yere vuruyor. Bu çok ağır eleştiriye rağmen ben bu adama hiç kızmıyorum. Bu ağır eleştirileri başkası yapsa beteriyle karşılık veririm.
Bu adamın benim için dokunulmazlığı var. Ben bu adama tek kötü laf etmem. Fikirleri inancı ne olursa olsun. Ben biliyorum ki bu adam çok iyi bir insandı. Bundan son derece eminim.
Okuyan varsa ateist eleştirisi öyle böyle değil, çok ağır. Sürekli dine imana vurgu yaptığını hepimiz biliriz. Ama ben bu adam hakkında hayatımda tek kötü bir laf etmedim. Bütün dinciler bir yana, Mehmet Akif bir yana.
-
Ben Celaleddin Rumi'ye bile ağır eleştirilerde bulunmuşumdur. Aleyhinde konuşmayacağım hiç bir müslüman yoktur. Sadece Mehmet Akif hariç.
Halbuki yaptığı ateist betimlemesinde "ömründe gördüğü su ebesinin teknesi" gibi çok ağır eleştirilerde bulunur. Güya ateist ya, ne aptes var ne gusül demek istiyor. Ötesinde pis, hiç yıkanmıyor demeye çalışıyor. Bu kadar ağır suçlama yapmasına rağmen ben bu adama kızamıyorum.