Chlorella algleri, insanlar tarafından solunan havayı geri dönüştürmek, karbondioksiti emmek ve fotosentez yoluyla oksijenle yenilemek için kullanıldı. Algler, yapay ışık altında istiflenmiş tanklarda yetiştirildi. Oksijen ve karbondioksit dengesini sağlamak için, bir insanın 8 metrekare (86 fit kare) maruz kalan Chlorella'ya ihtiyacı vardı. Hava, bir katalizör varlığında 600 ° C'ye (1,112 ° F) ısıtılarak daha karmaşık organik bileşiklerden arındırıldı. Su ve besinler önceden depolandı ve geri dönüştürüldü. 1968 yılına gelindiğinde, suyun geri dönüştürülmesiyle sistem verimliliği %85'e ulaşmıştı. [4] Kurutulmuş et tesise ithal edildi ve idrar ve dışkı geri dönüştürülmek yerine genellikle kurutuldu ve depolandı.
https://en.wikipedia.org/wiki/BIOS-3

Bir insanın soluduğu havayı temizlemek için 8 metrekare su yosunu havuzu alanına ihtiyacı varmış.
Havuzun derin olması gerekmiyor.
Işıkla fotosentez yaptığı için birkaç santim kalınlığında su olması yeterli.
Sorun yosunların bakteriler tarafından hızlıca bozulması. Ondan oksijensiz bir ortamda yosunları ısıtarak karbon haline getirmişler.

@Efruhte
Heee, artık hangi cümleyi ne zaman yazacâğını ezberledik.
Bundan sonra sadece numarasını söylemen kâfi. 🙂

@TENTEN
Prostata durumunda organın dışına çıkmamışsa, şansın iyidir. Benimki böyle idi. Da, %100 bir garantisi yok tabii.

Suç elbette kişiseldir ancak bir ülkedeki hukuk erkeklere ve kadınlara farklı muamele yapıyorsa, ona hukuk denmez. Hele ki erkekleri üstün ve kadınların erkeklere itaatkârlığını layık gören bir hukuk anlayışı evrensel olamaz ve onun yeri çöplüktür.

Elektriği bulan Alexandra volta ve Faraday insanlık için çok büyük bir iyilik yaptı , ama allah putuna tapmıyor diye onlar kâfir. Müslümanların hiçbiri onların isimlerini bilmez bile.

Diğer yandan insanlığa hiçbir yararı olmamış arap sülalesi kutsal. Müslümanlar kendi ailesinin doğumgününü bile hatırlamaz ama o arap sülalesinin yedi ceddini ezberler.

Ben Alexandra Volta ve Faradaya saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Onlar yüce insandılar. Çünkğ elektriği bulduk diye kendilerine tapılmasını istemediler. Hiçbir karşılık beklemediler.

Ama arap dincileri kendi yalan ve palavralarına inanmamızıve onlara tapmamızı köle olmamızı istiyorlar. Bir de buna karlı ticaret diyorlar.

Musa döneminde Yahudiler dindar idi ve alaha çok güveniyorlardı. Sonra firavun 100 bin yahudiyi kesmeye başlayınca baktılar ki allah yok , yardım yok , mucize yok, Musa yalan söylemiş.

Hepsi şehri terkedip firavundan kurtulmak için kaçtılar.

Utanmaz musa peşlerinden gidip yine onları allah putuna tapmaya davet etti. Musa Firavun'un ajanıydı aslında.

Aradan yıllar geçti ve bu duruma bir efsane uydurup vaziyeti kurtarmaya çalıştılar. Kızıldenizde firavun ve askerleri boğuldu yalanını attılar ortaya. Ama öyle bir şey olmamıştı.

Varsayalım ki öyle birşey oldu. O zaman sormazlar mı 100 bin yahudi öldürülürken allah ne yapıyordu? Ancak mı aklına geldi demezler mi?

Madem bu kadar gücün var, değil mi

Eskiden kamera yokken hacda çok fazla sayıda kadın kaçırma olayı yaşanırdı. Hatta en sonu Türkiye'den 90 lı yıllarda bir kadını kaçırmışlardı. Solcular feministler arkasına düşmese kadını orada cariye olarak kullanacaklardı.

Hani kuranda diyor ya emin belde diye. .al sana emin belde😅😅😅 allah yine çuvalladı.

Bir de hala devam eden bir uygulama var. Hacca gidenlere kafile başkanı uyarıda bulunuyor , kıymetli eşyaları ve paranızı elbisenin içindeki özel çantalara koyun yoksa çalarlar. Kimseye bir şey emanet etmeyin diye uyarıyor.

Sonra da kurandaki meşhur tin suresini okuyor.

İncire zeytine ve bu emin beldeye yemin olsun ki....puhahhaaah.

Hangi emin belde yahu. Az önce paraları çaldırmayın diye uyardınız hocam.

Arapların pisliklerine bu kadar kanmayın artık

Kara hayvanları üzerinde yapılan araştırmalara göre ışık kirliliğinin yönelimi bozduğunu gösteriyor. Ayrıca deniz kaplumbağalarında yapay ışığın yumurtadan yeni çıkan hayvanların denize gidişini etkilediği de gözlemledi.

a0e2bba6-154e-4e8a-81db-0213e7e62d35-grafik.png

Yavru deniz kaplumbağaları da denize giderken yönlerini bulmak için ışığı kullanırlar.
​

Tüm dinler insanları inananlar ve inanmayanlar diye ikiye ayırır. Tüm saçmalık burada başlıyor, çünkü en başından inananlar iyi, inanmayanlar kötü damgasını yiyor. Ağzınla kuş tutsan ve iyiliğin en kralını yapsan dahi, inanmıyorsan, hiçbir ehemmiyeti yoktur. İş burada bitmiyor tabii. Hem tanrılara biat etmek zorunluğu getiriliyor hem de elçilerini kabul etmek zorunluluğu. Yani sadece tanrının kendisine inanmak yeterli değil; sözde elçilerini de allayıp pullamak zorundasınız.

@kereste, içinde söyledi: Osmanlı ucubeliği

Evet; Osmanlı hanedanında akraba cinayeti bolca vardır ve mecbur kalınmadıkça bu mevzu sürekli hasıraltı edilmeye çalışılır. Osmanlı hayranları için bu konu tabu niteliği taşır adeta.

Sadece o da değil, hanedan içinde bile çocuk evlilikleri vardı. Bunu gizliyorlar.
Birde muhteşem yüzyılda kadınlara Fransız kıyafetleri giydirdiler. Amaç kılık kıyafet alanında olan ucube kültürü gizlemekti.
Osmanlı da bütün kadınlar çarşaf benzeri bir kıyafet giyerdi. Muhteşem yüzyılda ki gibi modern kıyafetler giyemezlerdi.
Sanat-bilim desen zaten sıfırdı. Matbaa bile yoktu ülkede.
Tam bir ucube toplum-devletti bunlar. İnsan ziyanlığı.

https://kisadalga.net/yazar/osmanlida-cocuk-evlilikleri-istisna-miydi-yaygin-miydi_49503

Rusya, 2 seneden beri Ukrayna´yı dize getiremedi. Bu Rusya ki 2 sene evveline kadar süper güç olarak lanse ediliyordu. En azından askeri bakımdan. N´oldu sonunda? Ağzının payını bir güzelcene aldı; gücü anca Çeçenistan veya Gürcistan gibi ülkeciklere yetiyor.

Tek kozu elindeki Atom silahları olması ve dua etsin ki Ukrayna aptallık yaparak Atom silahlarını Rusya´ya geri vermişti. Çünkü Putin´e güvenmişti.

Hasılı Rusya´nın gazı/petrolü olmasa, sefilleri oynar. Ha evet; Rusya hiçbir zaman Batıya/NATO´ya/ABD´ye doğrudan saldıramaz; bunu yaparsa sonu olur. Çin böyle bir durumda Rusya´nın yanında durmaz ve muhtemelen tarafsız kalır.

@Sputnik, içinde söyledi: Karşı devrim nedir?

"Karşı devrimci" genellikle gericiler olarak tanımlanıyor bildiğim kadarıyla.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Gericilik

Toplum bilimci Emre Kongar gericiliği "insanoğlunun tarihsel gelişim sürecine göre, üretim ilişkilerine göre, tüketim ve paylaşım ilişkilerine göre ve siyasal rejimlere göre" sınıflandırmıştır. Bu tanıma göre insanlık tarih boyunca gelişme ve ilerlemeler göstermiştir. Kongar'ın tanımına göre toplayıcılık, avcılık, tarım, sanayi ve bilgi toplumu gibi aşamaları geriye götürmek ya da durdurmak gericiliktir. Üretim ilişkileri de benzer şekilde zaman içinde ilkel (primitif) klanlar, kölecilik, feodalizm, kapitalizm ve sosyalizm gibi değişimler göstermiştir. Bu değişimleri geriye götürmeyi savunmak gericiliktir. Tanrı adına mutlak hukuki ve idari yetkilere sahip derebeylikleri ve krallıklar, yerlerini anayasal krallıklara ve cumhuriyetlere bırakmıştır. Çağdaş devletlerde kişi hak ve hürriyetleri demokratik ve laik yasalar ile güvence altına alınmıştır. Demokratik ve laik çağdaş rejimlerin yerine insanlar tarafından dini kuralların insanlara karşı işletildiği antidemokratik rejimleri istemek gericiliktir.

@phi, içinde söyledi: Yeni evleneceklere 150 bin TL faizsiz kredi!.

ertesi gun hapi olmus 580 tl, kondom 300 tl, en dandik spiral 20.000 tl 🙂
aile planlamasini dusunen yok habire evlenin uruyun seriati isteyin kafasindalar.

Daha ne istiyorsun?
Beyaz eşya satışları patlayacak 🙂

@phi
Tuhaf değil, çünkü ağır abileri açıkça telafüz etmeselerde gizliden gizliye Cumhuriyet´in dibine dinamit koymak istiyorlar. Henüz o aşamaya gelmediler veya âlenen istemeye cesaret edemiyorlar. Laik Cumhuriyet´i sözde savunan dindarların %50´isinin yalan söylediğini düşünüyorum. Gerçekte hilafetin tekrar gelmesini ve şeriatı düşledikleri kesin.

Şimdilik ayak takımını öne sürüyorlar ve kadayıfın altının pişmesini bekliyorlar.
Kadayıf dedim, N. Erbakan´ın kulakları çınlasın, ha bire kadayıfın altına bakıyordu zamanında. 🙂

Sanırım düşünülmeden açılmış bir başlık.

Japonya sosyalist bir ülke olmadığına göre!. Sorun biz de...

Kapitalizm düşük kaliteye yol açıyor mu? Aşırı tükettirme üzerine sistem yürüdüğü için. Evet böyle bir şey var. Eski olan teknolojiler tv. ler elektronik araç gereçler uzun süre dayanırken. Ne hikmetse yeni tv. ler fazla dayanmıyor.

Ama insan barınması gibi bir konuda demirden, çimentodan çalamazsınız. Çaldıramazsınız. Her zemine ev yaptıramaz, imara açamazsınız. Çürük, usulsüz yapı stoklarına müsade edemezsiniz. İnsanın vicdanına insiyatifine bırakılamaz ciddi hukuki bir meseledir; deprem!

Dolayısı ile depremlere dayanacak standartlarda ev yapımın da tek sorumlu devlet denen organdır. İnsanlar Japonya da az ölüyor. Türkiye de üflemeyle evler yıkılıyorsa orada devlet inşaat terörü gerçekleşiyordur. . Türkiye' de 1937 Erzincan depreminden ders alıp 90 senedir bu işi çözmemişse. Bunun adı devlet-hükümet toplu katliamlarıdır, cinayettir. Vatandaşın canından tasarruf olmaz. Bence Lahey de insanlığa karşı suç işlemekten, toplu katliam yapmaktan yargılanmaları gerekir.