İçeriğe atla

Serbest Kürsü

Herkesin bir kürsüsü olmalı.

329 Konu 6.6k İleti
  • İtibardan tasarrufun adresi(Javier Milei).

    28
    0 Oy
    28 İleti
    130 Bakış
    TENTENT

    @house, içinde söyledi: İtibardan tasarrufun adresi(Javier Milei).

    @TENTEN, içinde söyledi: [İtibardan tasarrufun adresi(Javier Milei).](/

    kaza sigortası olmadan yola çıkabiliyormusun?
    Devlet aygıtını kullanırlar özel şirketler.
    Meclise özel şirket patronlrı veya temsilcileri girerler. Kanunlarıda onlar çıkartırlar.
    Devleti istemezler ama kendilerine gelince korumalarını isterler.
    Hayal dünyasında yaşıyorsun galiba. 🙂

    Özel sigorta şirketleride aynısını yapıyor. Örneğin Hiç kaza yapmayanların biriken parasını geri veriyor mu? Dostları arasında paylaşıyorlar. 🙂

    Liberallerin amacı bu zaten devlet yerine biz yiyelim .

    Sayın forumdaş,

    Kasko(elma) başka bir şey, zorunlu trafik sigortası(armut) başka bir şey!

    Bir önceki postumda bunu belirtmişim.

    Devletin varlık sebebi nedir? Ticari faaliyet gösteren(kar amacı güden) özel kişiler ile kıyas yapılabilir mi? Yapılamaz.

    Devletin anayasal sözleşme gereği yükümlülükleri vardır. Kar amacı gütmez. Vatandaşına karşı sorumluluklarını yerine getirmek için vergi toplar. Herkes doğuştan poliçesiz otomatik sigortalıdır yani.

    Hem zorunlu sigorta, hem kasko nasıl oluyor başka bir çelişkinin konusu. Aynı şey DASK(deprem sigortası) içinde geçerli. Yani saçmalık. Ve gayrihukuki ayrıca(Anayasal can güvenliği, denetim nerede?)... Devlet olmanın gereği zaten sigortalı(anayasa ) bir şeye sigorta adı altında extra para topluyoyor. Ama ödemeye geldimmi de hasarı(Çift vergiliı) adam gibi karşılamıyor. Bana sorarsan böyle devlet olmaz, olsun. Binayı ayriyetten sigortalasa da sigortalamasada vatandaşın başına bir şey geldiğinde devlet zararı karşılamak zorundadır. Çünkü sorumlulukta tekel konumdadır(bknz:idare hukuku).

    Sanırım bunda anlamayacak bir şey yok.

    ABD ve Brezilya da koronaya yakalananların hastahane masraflarını sigorta karşıladı mı? 🙂 Yoksa ölüme mi terk ettiler?
    Karşılaştır bakalım ölüm sıralaması bakımından diğer dünya ülkeleri ile.

  • İsrail'de Yeni Durum

    308
    1 Oy
    308 İleti
    4k Bakış
    K

    Ülkeler arası ekonomik ilişkiler öyle şaak diye sonlanmaz veya başlamaz. Uzun bir sürece tabidir. Türkiye, İsrail ile ekonomik iliştilerini sonlandırmadı. Bunu hiçbir zaman yapmadı, yapamaz da. Çünkü hatırı sayılır maddi gelirden yoksun olacak. Bunu da ekonomik krizden bir türlü kurtulamayan bir ülke göze alamaz. Türkiye´nin acilen yeni yatırımlara, sıcak paraya ve döviz getiren ihracata ihtiyacı var.

    Yani Cumhurun başı ve hükümetin bakanları gözümüzün içine baka baka doğruları dile getirmiyorlar.

  • Görmedik zannetmeyin

    683
    0 Oy
    683 İleti
    5k Bakış
    phiP

    Sorun cikartmaya basladi bazi eklentiler ile cakismaya basladi @kereste

  • Uzaylıları nasıl tasavvur ediyorsunuz?

    13
    0 Oy
    13 İleti
    100 Bakış
    S

    @house Uzaylı derken küçük yeşil tipleri, ufoları filan kastettim. Başka gezegenlerde elbette yaşam vardır.

  • Rusya- Ukrayna Çatışması ve Gerginliği

    46
    1 Oy
    46 İleti
    346 Bakış
    ictenlikI

    Bugünkü NATO-Rusya çatışmasını anlamak için 2. Dünya Savaşı'na geri dönmek gerekiyor; burada gördüğümüz şey 2. Dünya Savaşı'nın sadece bir devamı çünkü 1945'te kolektif Batı zaten küresel kontrolü hedefliyordu ve SSCB (Rusya) onun ana engeliydi.

    Anglo-Saksonlar, Temmuz 1945'te Rusya'ya (SSCB) saldırmak istiyorlardı.

    SSCB'nin Nazi Almanyası'nı mağlup etmesinden sonra, SSCB büyük kayıplar vererek zayıfladı, İngilizler ve ABD, Rusya'nın zayıflığını kullanarak müttefiklerini sırtından bıçaklamak istediler.

    İşte "Düşünülemez Operasyon" adı verilen Churchill projesinin metni >

    İngiliz Askeri liderlerinden Başbakan Winston Churchill'e, SSCB'ye sürpriz bir saldırı olan 'Düşünülemez Operasyon'un şansı hakkında rapor, 22 Mayıs 1945

    Deşifre metni

    OPERASYON DÜŞÜNÜLMEZ

    ORTAK PLANLAMA PERSONELİNİN RAPORU

    Düşünülemez Operasyonu'nu inceledik. Talimatlarda belirtildiği gibi, incelememizi temel alacak aşağıdaki varsayımları aldık:

    Bu girişim Britanya İmparatorluğu ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki kamuoyunun tam desteğini alıyor ve sonuç olarak İngiliz ve Amerikan birliklerinin morali yüksek olmaya devam ediyor.

    Büyük Britanya ve ABD, Polonya silahlı kuvvetlerinin tam desteğine sahiptir ve Alman insan gücünün ve Alman sanayi kapasitesinin geri kalanının kullanımına güvenebilirler.

    Diğer Batılı Güçlerin kuvvetlerinden yardım için herhangi bir kredi alınmaz, ancak kendi topraklarında üsler veya gerekli olabilecek diğer tesisler sağlanır.

    Rusya Japonya ile ittifak kuruyor.

    Düşmanlıkların başlama tarihi 1 Temmuz 1945'tir.

    Yeniden konuşlandırma ve serbest bırakma planları 1 Temmuz'a kadar devam edecek ve sonrasında duracak.

    Gizliliğe duyulan özel ihtiyaç nedeniyle, Hizmet Bakanlıklarındaki normal personele danışılmamıştır.

    NESNE

    Genel veya siyasi amaç, Rusya'ya Amerika Birleşik Devletleri ve Britanya İmparatorluğu'nun iradesini empoze etmektir.

    Her ne kadar bu iki ülkenin 'iradesi' Polonya açısından tam bir anlaşmadan başka bir şey değilse de bu, askeri taahhüdü sınırlamaz. Hızlı bir başarı Rusları en azından şimdilik bizim irademize boyun eğmeye sevk edebilir; ama olmayabilir. Buna Ruslar karar verecek. Eğer topyekun savaş istiyorlarsa, bunu yapabilecek konumdalar.

    Hedefimize kesin ve kalıcı sonuçlarla ulaşabilmemizin tek yolu topyekün savaşta zafer kazanmaktır, ancak yukarıdaki 2. paragrafta söylediklerimizi, hızlı başarı ihtimalini göz önünde bulundurarak, sorunu şu şekilde ele almanın doğru olduğunu düşündük: iki hipotez: -

    Topyekûn bir savaşın gerekli olduğu ve bu hipotez üzerine başarı şansımızı inceledik.

    Siyasi takdir, siyasi hedefimize ulaşmak için hızlı bir başarının yeterli olacağı ve devam eden kararlılığın bizi ilgilendirmeyeceği yönündedir.

    TOPLAM SAVAŞ

    SSCB'de devrim ihtimali ve hakkında fikir beyan etmeye yetkili olmadığımız mevcut rejimin siyasi çöküşü dışında, Rusya'nın ortadan kaldırılması ancak aşağıdakilerin bir sonucu olarak gerçekleştirilebilir:

    Rusya'nın metropolünün öyle bölgelerinin işgal edilmesi, ülkenin savaş yapma kapasitesinin daha fazla direnişin imkansız hale geleceği bir noktaya kadar azalmasına neden olacaktı.

    Rus kuvvetlerinin sahada öyle kesin bir yenilgiye uğraması, SSCB'nin savaşı sürdürmesini imkansız hale getirecek.

    Rusya'nın Hayati Bölgelerinin İşgali

    Durum öyle gelişebilir ki, Ruslar kesin bir yenilgiye uğramadan geri çekilmeyi başarabilirler. O zaman muhtemelen Almanlara karşı çok başarılı bir şekilde uyguladıkları ve topraklarının onlara sağladığı uçsuz bucaksız mesafelerden yararlanarak önceki savaşlarda uyguladıkları taktikleri benimseyeceklerdi. 1941'de Almanlar Moskova bölgesine, Volga'ya ve Kafkasya'ya ulaştı, ancak fabrika tahliye tekniği, yeni kaynakların geliştirilmesi ve Müttefiklerin yardımı ile birleştiğinde SSCB'nin savaşmaya devam etmesini sağladı.

    Müttefiklerin daha fazla direnişi imkansız kılmak için Rusya'ya girmeleri gereken mesafenin neredeyse hiçbir sınırı yoktu. 1942'deki Almanlar kadar ya da aynı hızdadır ve bu nüfuzun kesin bir sonucu yoktur.

    Rus Kuvvetlerinin Kesin Yenilgisi

    Rus ve Müttefik kuvvetlerinin mevcut güç ve mevzilerinin ayrıntıları Ek II ve III'te ve resimli A ve B haritalarında verilmektedir. Rusların yaklaşık üçe bir üstünlüğüne sahip olduğu Orta Avrupa'daki mevcut güç dengesi, bunu Mevcut koşullar altında Müttefiklerin bu bölgede tam ve kesin bir zafer elde etmesi pek olası değildir. Müttefiklerin organizasyonu daha iyi, teçhizatı biraz daha iyi ve moralleri daha yüksek olmasına rağmen, Ruslar, Almanların zorlu rakipleri olduklarını kanıtladılar. Yetenekli komutanlara, yeterli donanıma ve bizim standartlarımıza göre muhtemelen daha düşük olsa da, sınava girmeyi başaran bir organizasyona sahipler. Öte yandan, tümenlerinin yalnızca üçte biri yüksek standarttadır, diğerleri oldukça düşüktür ve genel hareket kabiliyeti Müttefiklerinkinden çok daha düşüktür.

    Rusya'nın topyekûn savaşta kesin bir yenilgiye uğratılması, özellikle mevcut devasa insan gücü kaynaklarına karşı insan gücünün seferber edilmesini gerektirecektir. Bu çok uzun vadeli bir projedir ve şunları içerecektir: -

    Amerika Birleşik Devletleri'nin geniş kaynaklarının büyük bir kısmının Avrupa'da konuşlandırılması.

    Alman insan gücünün ve tüm Batılı Müttefiklerin yeniden donatılması ve yeniden örgütlenmesi.

    Sonuçlar

    Şu sonuca varıyoruz: -

    Eğer siyasi hedefimize kesin olarak ve kalıcı sonuçlarla ulaşmak istiyorsak, Rusya'nın topyekun bir savaşta yenilgiye uğratılması gerekli olacaktır.

    Rusya ile topyekün bir savaşın sonucunu tahmin etmek mümkün değil ama kesin olan şey şu ki, bunu kazanmamız çok uzun zaman alacak.

    HIZLI BAŞARI

    Ancak siyasi takdir sonucunda hızlı ve sınırlı bir askeri başarının Rusya'nın şartları kabul etmesi sonucunu doğuracağı düşünülebilir.

    Düşmanlıkları başlatma kararı alınmadan önce aşağıdakilerin tam olarak dikkate alınması gerekir: -

    Eğer bu değerlendirme yanlışsa ve kendimize koyduğumuz sınırlı hedef ne olursa olsun, Rusya'nın bizim şartlarımıza uymasına neden olmuyorsa, aslında topyekün bir savaşa girmiş olabiliriz.

    Düşmanlıkları belirli bir alanla sınırlamak mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla ilerlerken dünya çapında bir mücadeleyi öngörmeliyiz.

    Her şey planladığımız gibi gitse bile askeri açıdan kalıcı bir sonuç elde edemeyiz. Rusya'nın askeri gücü kırılmayacak ve uygun gördüğü anda çatışmayı yeniden başlatma olanağına açık olacaktır.

    Ancak yukarıda belirtilen tehlikeleri de kabul ederek sınırlı bir askeri harekat riskine karar verildiğini varsayarsak, Ruslara şartlarımızı kabul etmelerini sağlayacak bir darbe indirmek için ne gibi hareketler yapabileceğimizi inceledik. kesin bir yenilgiye uğratılmamış olsalar ve askeri açıdan hâlâ mücadeleyi sürdürebilecek durumda olsalar bile.

  • Nasuh Mahruki tutuklandı

    4
    0 Oy
    4 İleti
    24 Bakış
    H

    https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-pehlivan/mahruki-yine-yandi-2271341

    Bi osmanlı kaptanı dedesi eksikti. Süper alaka. Suçun şahsiliğinden gelinen noktaya bak.
    Kadir İnanır' ın da dediği gibi "benim böyle bir ecdaadım(evladının başını kesen) olamaz" Varın siz o emperyalist/dinci ecdadınızla övünün, mahkemelerde soyunuz gereği kayırma isteyin durun.
    Sözüm ona birde ülkenin aydın, okumuşu bunlar. Dedesi ünlü ve varlıklı ise farklı muamele görmeliymişler.
    Hee sizin canınız can milletiki patlıcan...

    Bu ülke zaten siz sözde aydın/soylu, siyasi, bürokrat okumuşların eseri değil mi?

    Eskiden yıkılan binaları görünce, asıl gerçek sorumlusuyu(fail) pek ayırt edemezdim.
    Şimdi ülkede yıkılan binaların kimin eseri olduğunu, felaketin baş sorumlusunu çok iyi görü(bili)yorum. Yapan mütaite, işciye kızmıyorum bile... Çünkü onlar istesede zelzelede yıkılacak bina(cinayet) yapamamları lazım.

    Böylesi bir utanç tablosuna, sabıkaya(İHAM ihlalleri) sahip ülkede, bir de yayılmacı soyumla sopumla anılmak istemezdim açıkçası.

    Hülasa Nasuh bey' e Türkiye gibi devasa kurumları, okulları olan bir ülkede hiç arama kurtarma işi düşmemeliydi. Alman, Fransız devleti halt yemiş sizin kurumsal "huge"şatafatınız yanında.

    &*

    Efenim neymiş "oylar çalınmışmış". N.Mahruki

    Hükümet aklımızla alay ettiği eğlendiği yetmiyor. Bide bunlar daha fazla alay ediyor.

    Ekemek için Ekelemettin tiyatrosundan ala oy hırsızlığımı olur? Derdiniz gerçekten ülke- vatandaş olsa; bu kadar olumsuzluğu fırsata çevirip 1-3-5 puan farkla yenilgiyi bırak. Doğru aday-kadro ve plan programla en az 20-30 puan fark atardınız. Hükümet ise bir sonraki seçimde ise baraj altı kalarak diğerleri gibi tarih çplüğünde yerini alırdı. Değil mi?

    %1 bile oy karşılığı olmayan, hatta bugünkü 15 milyon suriyeli sığınmacı sorunun baş aktörü iktidar artığı olan partilere onlarca vekil vermediniz mi? Bundan ala oy hırsızlığı mı olur?

    Siz neyin oy hırsızlığından bahsediyorsunuz? İddialar doğru olsa bile "%1 oy çlaınsa" ne olur çalınmasa ne olur?

    En son seçimlerde Mansur Yavaş aday olsa , Erdoğan' a anketlerde 10 puan fark atarken, siz giddiniz 5-10 puan+ dersim(%80-90 sünni ülke) dezavantajlı birini aday ederek zaten oyların alasını çaldınız(mecaz). Çalmadınız mı?

    E insan haliyle her ne kadar bunun için insan tutuklanırmı derken. Tutuklayana laf edeceğine keşke sözde muhaliflerei manzaranın asıl sahibini hedefine koysaydın da tutuklanmasaydın diyor. Oh olsun demiyorum. Ama kabahatin büyüğü sende be canım kardeşim. Hükümet değil suçlu, suçlu bu iktidara yol veren sözde Atatürkçülerdedir..

  • AİDS' li çocuk cumhuriyeti

    9
    0 Oy
    9 İleti
    43 Bakış
    K

    Önce cinsel açlık ve sonra da ekonomik açlık giderilmeden, bu memleketin insanlarından bir cacık olmaz. Yani yetişkin bireylerin cinselliklerini özgürce yaşamasına olanak sağlanmadan ve refah seviyesi yükselmeden kimi kime şikayet edelim?
    İlk sorumlular elbette hükümet, bakanlar ve siyasetçiler ancak bunlar da bu halkın içinden çıkmışlar. Tepkisiz halkın hükümeti, bakanı ve siyasetçisi de umursamaz olur. Seçimden seçime bir türlü yerine getirilmeyen vaatler havada uçuşur.

  • TÜİK verileri de aynı "tanrı" gibi(hayali).

    1
    0 Oy
    1 İleti
    13 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • "Mohamed bugün yaşasaydı CHP' li olurdu." N.Zeybekçi

    4
    0 Oy
    4 İleti
    33 Bakış
    K

    @phi , buna benzer akla ziyan lafları söylemelerinin tek bir sebebi var. Temsil ettikleri halkın zır cahil olduğunu ve kendileri olmazsa doğru yolu bulamayacaklarını düşünüyorlar. Yani bu yapılanlar, vatandaşı aptal yerine koymaktan başka bir şey değil.

  • Rızkı veren gerçekten çok bonkörmüş(!) değil mi?

    2
    0 Oy
    2 İleti
    32 Bakış
    H

    1,2,3,4,5

    Rakamlar size ne çağrıştıryor bilmem ama,

    İnsanın yazarken bile nutku tutuluyor...

    İzmir’in Selçuk ilçesinde anne Melisa Akcan’ın evde olmadığı sırada sobanın devrilmesi sonucu çıkan yangında, Aras Bulut (1), Masal Işık (2), Aslan Miraç (3), Funda Peri (4) ve Fadime Nefes (5) yaşamını yitirdi. İfadesi alındıktan sonra serbest bırakılan anne babaevine yerleşirken amca Hüseyin Akcan, devletin çocuklara sahip çıkmadığını söyledi.

    ‘İKİSİ DE BAĞIMLI’
    Birçok kez şikayette bulunduklarını aktaran amca Akcan, “Bundan 25 gün önce de orası yanmıştı. Ama devlet çocuklara sahip çıkamadı. Zaten bize vermiyorlardı çocukları, defalarca istedik. Anne, baba, ikisi de madde bağımlısı. Polis oraya 18 sefer gitmiş. 18 sefer bir yere gidiliyorsa, orada bir şey var demektir. Burada hiç kimse sorumluluk almak istemiyor, herkes birbirine atıyor topu” diye konuştu. Amca Hüseyin Akcan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çocuklar ne yiyor, ne içiyor kimse sormadı. Devlet bu çocukları korumadı. Yeri geldi mi sosyal devlet diyorlar. Sözün bittiği yerdeyiz” dedi.
    https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/izmirdeki-yanginda-yasamini-yitiren-bes-cocugun-amcasi-cumhuriyete-2268802

    Görüldüğü üzere bu çocukların ölmesinin baş sorumlusu kesinlikle anne olamaz(rızıksız bırakanı bir kenera bırakırsak). İdare eylem ve işlemlerinde kusursuz sorumludur." Bu T.C. 'nin anayasal ve idari normu ve uluslararası insan hakları sözleşmesince su götürmez bir gerçektir. İhmal var mı yok mu araştırmayacaksın! Bakanlık İhmali, suç şu amca beyanında açıkça görülüyor zaten. Suçlu anneymişmiş peeh, sen onu benim külahıma anlat...

    https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/izmirdeki-yanginda-5-cocuk-can-vermisti-annenin-ifadesi-ortaya-2268847

    Elektirik yardımı yaptın, doğru dürüst yangın çıkarmayacak soba vermedin/tesisatı kontrol etmedin! Bu durumda iyilik mi yaptın kötülük mü? Bir işi ya adam gibi liyakatınca yapın, ya hiç yapmayın. İnsanlık hali kadın 7/24 bu çocukların başında bulunamayacağı aşikar. Etraf güvenlimi değilmi bunu denetlemek, güvenli hale getirmek gene kamunun görevi. Çünkü bu kadın size uymasa, güvenmese(RTE: 3-5 çocuk isterim), cahil olmasa, zaten 5 çocuk yapmazdı değil mi? İnsan olan bunun sorumluluğunu alır. Japonya' da bu gibi durumlarda insan onuru ve sorumluluğu gereği harekiri yapılıyor. Asıl ahlak saçını örtmek değildir. Asıl ahlak sorumluluğun altındaki insanların ölmemesi, refahı için çalışmaktır...

    Böyle bir ülke ve devlette kendimizi yarıaçık hava ceza evinde hissettiğimiz yetmezmiş gibi bir de utanç içinde bırakılıyoruz.

  • 'Namaz kılmayan öldürülebilir' sözlerine 'kovuşturma' yok

    2
    0 Oy
    2 İleti
    19 Bakış
    H

    "Gerçek islam bu değel"

    Bu ülkenin bunlardan daha büyük sorunu laik dincilerdir. Bunlar islamın gerçek yüzünü sergilerken. Laik dinciler ise, insan haklarına aykırı bu inancı millete dayama/kakalama peşinde.

    Neyi soruşturacak savcı? Bunlar bilinen islami normlar/ fetvalar yani. Bu insan haklarına aykırı konusu%100 suç din yasal ülkede. "..itaat etmiyorsa karınızı dövün" diye ayet var mı? Var. Darp ve övgüsü suç mu? Suç. Hapis yatmayacaklarını bilseler dinsizi' de öldürürler, namaz kılmayanı da. Çünkü Muhamed böyle emrediyor.

    Bu laik dinciler şaka gibiler.

    Hem laik, hem müslim olunmaz. Kim demişse doğru demiş(her ne kadar fikriyatta uyuşmasakta).
    Mülüsman inancında laikliğe yer mer yoktur. Müslüman' ın laik hukuku devleti mevleti olmaz. Ya müslümansındır, ya kafir. Bunun ortası olmaz. Atatürk'ün 10 sene daha ömrü olsa zaten diyaneti kaldırırdı. Laik devlette kurumsal bir din otoritesinin yeri yoktur. Batı' da diyanet işleri diye resmi devlet kurumu yoktur. Olsa' da sorun olmaz çünkü Hristiyanların dini laiklikle ters düşmez. Laikislam devleti(!) olursa işte böyle ucubemsi manzaralar ortaya çıkar.

  • "...seninki benden kara" siyaseti!

    1
    0 Oy
    1 İleti
    13 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • Trablusgarp Savaşı(1912) &"'Libya'ya niye gidiyorsunuz?" (RTE)

    6
    0 Oy
    6 İleti
    20 Bakış
    H

    Sonuç olarak, Mustafa Kemal Atatürk’ün iki farklı Libya mücadelesi sırasında (1908’de ve 1911’de) Libya vatan toprağıydı.

    Mustafa Kemal, 1908’de vatan toprağındaki “gerici isyanı” bastırmak için Libya’ya gönderilmişti.

    Mustafa Kemal Paşa, 20-24 Eylül 1917’de Halep’ten Enver, Cemal ve Talat paşalara gönderdiği iki raporda, “Askeri siyasetimiz bir savunma siyaseti olmalı. Yurtdışında tek bir Osmanlı eri kalmamalıdır” dedi.

    https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/sinan-meydan/ataturk-libyaya-neden-gitmisti-2267990

    Demek ki neymiş?

    Atatürk' ün 10-40 sene daha ömrü olsaymış. Bunlar demokrasinin(meclisin) nimetlerinin yanına bile yanaşamazlarmış. Ama kabahatin büyüğü sende paşam. Sınava girip ehliyet almadan legal olarak araba kullanamıyorsun. Ama ehliyetsiz seçmen olabiliyorsun. Bu dinci milletin demografik yapıyı bozup, ülkeyi "gavur" işgali altında yönetimden bile beter hale sokacağını öngörmeliydin. Bu sözde demokratik seçilmişler ve bürokrasileri lüks şatafat sürüp, israf etsin diye vergi cennetinde yaşıyoruz paşam. Sistemin açığı büyük paşam. Bu gidişle 5-6 doğum oranlı Suriyeliler(Şu an 15 milyon Ü. Özdağ) bile ülkede cehepe seçmeninden çok ülkede söz sahibi olacak. Demokrasi bize 10 gömlek büyük. "Keşke gavura teslim olsaydık(fesli kadir)" bunlar bizi soyamasaydılar paşam. Soymakla kalmıyor bize zul ediyor bunlar. "gavur" yapmıyor. Hülasa bunların yaptığını zulmü bu devirde adama "gavur" yapmıyor ATA"m!.

  • Pakize'ye bilim ile ilgili soruları bu başlıktan soralım.

    69
    0 Oy
    69 İleti
    449 Bakış
    PakizeP

    Roger Penrose, ünlü bir fizikçi ve matematikçidir ve yapay zeka (YZ) konusunda çeşitli görüşleri bulunmaktadır. Penrose'un YZ ile ilgili görüşleri, özellikle bilinç ve zeka kavramları üzerine odaklanmaktadır. İşte bazı temel noktalar:

    Bilinç: Penrose, bilinçli deneyimlerin ve kavramların, mevcut yapay zeka sistemleriyle tam olarak taklit edilemeyeceğini savunmaktadır. Ona göre bilinç, matematiksel ve fiziksel bir temele dayalı olarak açıklanması zor olan bir olgudur.

    Turing Testi: Penrose, Turing testinin, gerçek zeka veya bilinç ölçümünde yetersiz olduğunu düşünmektedir. Bir sistemin insan gibi davranması, onun bilinçli olduğu anlamına gelmez.

    Gödel Teoremi: Penrose, matematikteki bazı sınırlamaların, yapay zekanın insanın düşünme yeteneğini tam olarak taklit edemeyeceğine işaret ettiğini belirtir. Özellikle, Gödel'in Tamamlanma Teoremi'nin, her matematiksel sistemin kendi doğruluğunu kanıtlayacak yeterli ifadeye sahip olamayacağını öne sürerek, YZ'nin bazı özgün düşünme biçimlerini üretme kapasitesini sorgular.

    Yapay Zeka ve Matematik: Penrose, insan zihninin bazı yaratıcı düşünce süreçlerinin, yapay zeka algoritmalarının ötesinde olduğunu belirtmektedir. Özellikle insanın innate (doğuştan gelen) anlama ve sezgi yeteneklerinin, mevcut yapay zeka sistemleriyle mükemmel bir biçimde taklit edilemeyeceği görüşündedir.

    Genel bir bakış olarak, Roger Penrose, yapay zekanın potansiyeline saygı duymakla birlikte, insan bilincinin ve zihin yapısının karmaşıklığı sebebiyle YZ'nin insan seviyesinde gerçek bir zeka ve bilinç geliştiremeyeceğini savunmaktadır.

  • Kola dökme; cezası 11 yıl

    5
    0 Oy
    5 İleti
    31 Bakış
    K

    @TENTEN, içinde söyledi:

    Döktükleri kolalara para verip aldıysa oda İsraile gidecek. 🙂

    Elbette para verip aldılar. 🙂
    Ayrıca Cola´ya verilen paranın İsrail´e gittigi iddiası tamamen bir safsata, çünkü 200´den fazla ülkede üretim yapan uluslararası ABD´li bir şirket. Türkiye veya Filistin´de bile üretim fabrikaları var. Ayrıca hisseleri tek bir şirkete veya kişiye ait değil, bu nokta bile insanların ne tür saçmalıklar yaptığının kanıtı.

  • Diğer dinlere, dinsizlere hoşgörü takiyyesi!

    3
    0 Oy
    3 İleti
    38 Bakış
    K

    İnsanların inancına yasak getiremezsiniz, ki doğru bir şey değildir. Düşünce ve inanç özgürlünü kısıtlayan bir tutumdur. Kabul edilemez. Kendiniz özgürlük istiyorsanız, bunu başkaların özgürlüğünü kısıtlayarak yapmanız yanlıştır. Anayasa ve hukuk önünde bireyler eşit hakka sahiptir. Böyle kalmalıdır.

  • Şeriatçı avukat Atatürk'e hakaret etti

    16
    0 Oy
    16 İleti
    70 Bakış
    D

    Komik bir karikatür bu kişi ama konuyu trajikomik hale getiren yaygın her yerde karşılaşılan tipler olmaları. Prim verilmesi. Pohpohlanmaları ve teşvik görmeleri.

  • İspanya'daki sel felaketinde can kaybı 200'ü geçti! Kral ve Başbakan'a çamurlu saldırı

    4
    0 Oy
    4 İleti
    34 Bakış
    H

    Rusya´da doğruca ğulağa gönderirler veya ulu orta öldürtürler, Çin´de kim vurduya gidersin ve Türkiye´de burnundan getirirler.

    Ölümden beter dediğimiz durum budur işte. Rusya, Çin' de doğmuş olmak bile daha avantajlı diye düşünüyorum. Çin' de kamu kutsal kişileri lüks araca binecek israf yapacak diye insanlar 1 otomobil sahibi olmak için 4 otomobil' de devlete almıyor(vergi). Ama bunun böyle olmasının sebebi bu halkın kutsalcı, gerici zihniyeti olsa gerek.

    Sen halk olarak kamu şatafat bekası için niye vergi ödüyormuşum demezsen. Yarın kominist devlet gibi bütün mal varlığına çöker bunlar. İş oraya doğru gidiyor. Bunların şatafatına vergiler yetmiyor/yetemez. Bu kadar vergiyi 4 trilyon $ vergiyi Putin toplasa eminim halka bedava barınma, elektirik, su ve gıda vermek zorunda kalırdı. Sadece vergi toplasalar iyi. Bizim can güvenliğimizi sağlama sorumluluklarını yerine getirmeyerek de öldürüyorlar. Depremleri-selleri önleyemeyiz elbet. Ama binaların sağlamlığını denetleyerek, sel tehlikesi altındaki yerleri yerleşime açmayarak can zaiyatının önüne geçebilirler. Bu kadarına hiç bir halk tepskisiz kal(a)maz. Dolaylı vergi zulmünün sonu yoktur. Sen yüzleşmeyi öteledikçe canavar devasa boyutlara ulaşıyor.

  • Anlıklar

    465
    0 Oy
    465 İleti
    8k Bakış
    K

    Komünist olmadığını idida eden zat, Rusya´nın ve Putin´in kıçını her fırsatta ha bire yalayıp duruyor, ama Rusya´ya gitmeye ve orada fikirlerini söylemeye maçası yetmiyor. Klavyeden sallamak kolay tabii.
    Bu ikiyüzlülüğü zamanında 70/80´lerde sözde Türk komünistleri de yapmıştı. Çünkü uzaktan gazel okumak çok kolay, Putin´li bir Rusya´da seslerini çıkaramazlar. Ki orade eleştiri yapanların akibetlerinin ne olduğu belli. Ya gulağ ya da şaibeli bir ölüm.

  • starship roketinin denge sistemi nasıl çalışıyor?

    13
    0 Oy
    13 İleti
    76 Bakış
    K

    Otonom (sürücüsüz) arabalar yaygınlaşmaya başladı. Yaşadığım ülkede seneler evvel tüm yeraltı tren istasyonlarında çalışan elemanlar vardı. Hiçbiri kalmadı. Tren istasyona girerken, orada dururken ve oradan çıkarken tüm işlemler tamamen elemansız yürüyor. Sadece her trenin bir sürücüsü var. O kadar. Yakında o sürücülere de ihtiyaç kalmayacak.