Buda orjinal zeka

@kereste insanların günlük kullandığı 500-600 sözcük yeter zaten. Bu işaret dili ortak insani durumların anlaşılması için yapılmalıdır. İşaret dili deyince üniversite kürsüsünde tıp konferansı verileceği anlaşılmamalı.

@kereste, içinde söyledi: Sürü zekası

Dergipark´ta bu mevzu ile ilgili güzel çalışma var, hem de Türkçe.
Güncel Sürü Zekâsı Optimizasyon Algoritmaları

Senin paylaşımında ilgili hiçbir bağlantısı yok bunların.

Bence senin kaynağın bu

https://www.cimri.com/kaynak-makineleri/en-ucuz-magmaweld-megastick-200-a-inverter-canta-kaynak-makinesi-fiyatlari,721609823

https://celestia.space/

usb bellekte tasınabilir uygulama
https://portableapps.com/apps/education/celestia_portable

@fakruzaruret başından beri kendi yaptığın şeyi marifet gibi anlatmışsın.

Tuhaf.

Konuyu bilimsel amaçlı yazmıştım tartışırız diye ama bir tane dinciye cevap vererek seviyeyi alaşağı ettim.

jöle gibi yer.

İnternetteki ve kitaplardaki bütün verilere sahip gelişmiş bir yapay zeka doktorlardan çok daha iyi teşhis koyabilir, hakimlerden çok daha adil karar verebilir.
Neden? Çünkü her şeyi biliyor, her şeyi.

Mesela doktora gittiniz, doktorun aklına gelemeyecek çok ender görülen bir rahatsızlığınız var, doktor size teşhis koyamadı. Bu günümüz senaryosu.
Yapay zeka ise teşhisi hiç oylanmadan, randevu bile gerekmeden koyup tedaviye başlayabilir.

Yada mesela eminim ki Türkiye'de ki çoğu hukukçu otizmin ne olduğunu doğru dürüst bilmiyordur bile. Otistik birisi mağdur olduğunda nasıl doğru karar verebilirler?
İşte tam bu noktada, yapay zekalar bu gibi durumlarında önüne geçebilir.

https://www.ntv.com.tr/galeri/teknoloji/chatgpt-otizmli-cocugun-davasinda-karar-verdi,ZpAnoWEj8kezUsVBm_kxAA/JxpZ5YQE2k698hQNw20yQg

https://www3.nhk.or.jp/nhkworld/en/ondemand/video/2015292/

Bence aya gidildi.
Çünkü Hindistan gibi geri kalmış bir ülke bile Mars'a uydu gönderebiliyorsa aya niye gidilmesin.
Yani altmışlı yıllarda belki gidilmemiş, ABD ve Sovyetler aralarında anlaşmış olabilir ama bugün için bence gidebilecek teknoloji var.

@kâfir-imam ilk başvuruların elle yapılması normal.

Örneğin eskiden sgk ödemeleri soyadı isim elle yazıldığı için yanlışlıklar oluyordu. Şimdi bilgisayar yanlış giriş yapınca uyarı veriyor.

Emekli olunca farklı girişler olduğu için maaş alamıyorlardı.

Hala yazılı olarak saklıyorlar çünkü dijital ortamda bilgiler silinebilir.
Kağıda yazılan verilerde güvenilir değil. Herhangi bir yangında yok olma tehlikesi var.
Delikli kartlar daha güvenilir. Ama o kartlarda yanmaz olmalı. Plastik kağıt benzeri kartlar olmaz. 🙂

Kütüphanede de kolaylık sağlıyor. Teker teker elle aramak yerine sana anında istediğin bir kitabı bulabiliyorlar.

Torna freze gibi tezgahlarda da saatlerce süren elle ayar yapma işlemlerinden kurtuluyorsun.

@TENTEN doğrudan magmanın içine su buharı vermek yerine hava vermek de başka bir yol. Çıkarılan sıcak hava ile yer üstündeki buhar kazanı ısıtılıp türbine basınçlı buhar gönderilebilir.

Yani magma buhar kaynağı olarak değil de ısı kaynağı olarak daha kolay kullanılabilir. O zaman basınç sorunu da çözülmüş olur. Çünkü yapay olarak açılan delikten yada bir volkan bacasından içeriye hava kendi atmosfer basıncıyla girecektir
Bize sadece ısınan havayı yukarı çekmek kalacaktır.

Bir volkan ağzına yapılacak ucuz bir hava iletim hattı ile sıcak hava güvenli uzaklıktaki üretece taşınabilir.

Sistem kötüyse ve iyileşme umudu yoksa yok edilmesi istenir. Çevreyi korumak milyarlarca anguta yaşam olanağı sağlamaktır. Çevreyi korumak milyarlarca angutu sömürüp semiren kartellere daha fazla kaynak bırakmaktır.

Ben böyle anladım artık.

Bu başlığın konusuna şöyle bir bakayım dedim.
Sonra teniten ile kafirin tartışmasına takıldım.
Bu sitede ve bir başlıkta bu kadar güleceğim hiç aklıma gelmezdi.
Gülmemin nedeni, öyle bir tartışmışlar ki, aklıma İstanbul işgal altındayken papazların meleğin cinsini tartışmaları geldi.
Ama bu iki arkadaş güzel tartışmışlar, okuyanlar için fikir verici şekilde olmuş.
İşte benim yetmişlerde bahsettiğim tartışma böyleydi, ajitasyon yok, dayatma yok, sadece kendi görüşlerini belirtmişler.
Keşke her başlıkta böyle tartışma olsa.
Lakin bakıyorum başlıkların çoğu boş geçiyor, pek ilgi duyulmuyor. Tabi biraz da foruma katılımın az olmasından kaynaklı.

Bu başlığın konusuna şöyle bir bakayım dedim.
Sonra teniten ile kafirin tartışmasına takıldım.
Bu sitede ve bir başlıkta bu kadar güleceğim hiç aklıma gelmezdi.
Gülmemin nedeni, öyle bir tartışmışlar ki, aklıma İstanbul işgal altındayken papazların meleğin cinsini tartışmaları geldi.
Ama bu iki arkadaş güzel tartışmışlar, okuyanlar için fikir verici şekilde olmuş.
İşte benim yetmişlerde bahsettiğim tartışma böyleydi, ajitasyon yok, dayatma yok, sadece kendi görüşlerini belirtmişler.
Keşke her başlıkta böyle tartışma olsa.
Lakin bakıyorum başlıkların çoğu boş geçiyor, pek ilgi duyulmuyor. Tabi biraz da foruma katılımın az olmasından kaynaklı.

Kozmetik ürünlerinin için en başta saç boyaları kamserojendir. Amonyaksız diye satılan boyalarda da amonyak vardır. Sadece amnoyağın hidrakarbon-amin formları kullanılır. Böylece pis koku oluşmaz. Boyanın saça tutulması için mutlaka amonyak şarttır. Yada yün boyamada kullanılan yüksek ısı uygulanmalıdır. Bu da saçı koparır.

Saç boyaları içinde ayrıca serbest oksijen üreten peroksit bulunur. Bu da kanserojen etkiye sahiptir. Aynı madde çamaşır tozlarında da bulunmaktadır. Oxi adıyla satılan bütün ürünlerde vardır.

Boyadaki amonyak saçı gevşeterek boyanın içeriye girmesine olanak sağlar. Ama aynı zamanda saç derisini de gevşetir. Çünkü deri saç ve tırnak aynı yapıdadır. Gevşeyen saç derisinden içeriye kimyasallar girer. Başta amonyak ve türevleri içeri girer. Bu maddeler yumuşayan doku sayesinde beyin zarına kolayca geçerler.

Ne kadar kimyasala maruz kaldığınızı şöyle açıklayayım , geçen gün trafik kazası yapan bir bayan sürücü şoka giriyor sakinleştirmek için kadının elini yüzünü kolonya ile ovalıyorlar. Ardından alkol testi yapılınca alkollü çıkıyor. İşte solunum ve deri teması ile oldukça yüklü kimyasalı içimize alıyoruz.

Alkol testi var ama amonyak testi yok, aldehit keton testi yok, maleat testi yapılmıyor. Özellikle maleatlar kozmetik ürünlerinin içinde çok var ve DNA ya hızla karışan bir bileşiktir. Cinsiyet üzerinde olumsuz etki bıraktığına dair çalışmalar var.

@TENTEN saatte üretilen watt miktarını veriyorsan 2 saatte aküyü doluya yakın yüklersin.

Enerji kaybı öyle hesaplanmıyor. Kablo uzunluğu ve akünün direnci nedeniyle ısınmasıyla hesaplanır.

Panelin gücü akünün gücünden düşükse yükseltici kullanman lazım. O zaman büyük enerji kaybı olur.

Kapitalizmde düzenli planlama yoktur.
Kaotik planlama vardır.
Gücü olan parası olan planı değiştirir.
Ayrıca sel baskını olmasa özel sigortaların çiftçilerden işyerlerinden para toplamak için bahaneleri kalmaz. 🙂
Sigorta yaparsanız zararlarınız ödenir diyecekler.